Boomoon’un “Boğaz’da Balık Oyunu No.8” Adlı Yapıtı, Borusan Contemporary’de Düzenlenen “Düş Suda” Başlıklı Sergide, Yeni Medya Olanaklarından Yararlanılarak, Yorumlanıyor.
Borusan Contemporary’nin Yeni Medya Sanatı koleksiyonu Edip Cansever’in “Düş Suda” (1970) başlıklı şiirinin kavramsal çerçevesini oluşturduğu, aynı adlı sergide bir araya getiriliyor.On bölümden oluşan şiir, koleksiyonun yeni bir bakış açısıyla yorumlanmasında çıkış noktasını oluşturuyor.
Güney Koreli sanatçı Boomoon’un, “Boğaz’da Balık Oyunu No.8” adlı yapıtından alınan esinle oluşturulan projeksiyon yerleştirmesi ve VR teknolojisiyle gerçekleşen sanal gerçeklik çalışması izleyicilerin Boğaziçi’ni sanal olarak deneyimleme olanağı veriyor.
Küratörlüğünü Dr. Necmi Sönmez‘in üstlendiği sergi, izleyicilere “Su”temasının bir tür biçim değişikliği, akışkanlık olarak yorumlanabileceği önermesini getiriyor.
Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’ndan seçilmiş eserlerden oluşan farklı katlara yayılan sergi; Peter Coffin, Thierry Dreyfus, Boomoon, Ellen Kooi, Frank Thiel, Michael Wolf, Antti Laitinen, Rafaël Rozendaal, Jim Campbell, Marizio Nannucci, Hans Kotter gibi güncel sanatın önemli adlarına yer veriyor. Borusan Contemporary’nin internet sitesi üzerinden 360 derece sanal tur ile gezilebilecek olan Düş Suda, Artırılmış Gerçeklik (AR) ve Sanal Gerçeklik (VR) teknolojilerinin desteğiyle kamusal alana da taşınıyor.
Boomoon tarafındanBorusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu için özel siparişle üretilen dördüncü katta sergilenen Boğaz’da Balık Oyunu No. 8, Boğaziçi‘nin yüzeyinde bir görünen, bir kaybolan ışık oyunları ve farklı türdeki balıkların yansımalarını içeriyor. Güney Koreli fotoğraf sanatçısı Boomoon‘un, “Boğaz’da Balık Oyunu No.8” adlı yapıtından alınan esinle Perili Köşk’ün dış cephesi için sergiye özel hazırlanan projeksiyon yerleştirmesi yanı sıra VR teknolojisiyle gerçekleşen yeniden üretim, izleyicilere Boğaziçi’ni sanal olarak deneyimleme imkanı veriyor.
Boomoon – Boğaz’da Balık Oyunu No. 8 – Perili Köşk’ün dış cephesi için sergiye özel hazırlanan projeksiyon yerleştirme
3.
Boomoon’un “Boğaz’da Balık Oyunu No. 8” adlı yapıttan esinle üretilen Sanal Gerçeklik (VR) çalışması
Edip Cansever’in 1970 tarihli “Kirli Ağustos” adlı kitabında yer alan “Düş Suda” başlıklı şiiri:
I O zaman neydi, eskidi sandıktı gölü Kapı önlerinde söyleşen kadınları Boyasız bir sandal sazların içinde
Nasıl koyverdik sonra kendimizi Görünce suyun dibinde Boğulmuş beyaz kenti
Gene de Göz açıp kapayıncaya dek gittik geldik Üç kişiydik üçümüz de Geçmişe uzanan üç ayrı gün gibi.
II Sevindik görünce birden Limandaki eski tekneyi Koştuk yokuş aşağı bir süre Yakalanmamak için Geceyi anlatan ishak kuşuna
Sabaha benzedik tahta iskeleye varınca Suya
Yıkıldık. Üç kere kımıldadı koy Ödünç aldığını sandı bizi Demirledi göğsümüze eski tekne Suyla sabahın göğsüne
Oysa biz Çarçabuk geri döndük geldiğimiz yere Üç kişiydik üçümüz de Öldük ve dirildik Hani unutmuşuz da yolumuzu, birine Yol sorar gibi Demirin tırnakları kaburga kemiklerimizde.
III Adını söylediler, ölümünü ardından Ardından hemen ölümünü Fısıldar gibi soyadını, ilgisiz Sokağın bitiminde sazlardan Şapkalar ören adama
Kim ne der artık, boş hepsi Yüzünü yüzdürüyor suda Buruşturaraktan elindeki saz şapkayı
Her şey, ama her şey Yüzüyle buruşan şapkanın arasında hızla.
IV Konuşulmaz fırtınada, çünkü ölüm Katar özünü fırtınaya da Neyi bekliyoruz böyle neyi Yendik mi yenik mi düştük yoksa Bir ufak kuş yukarıda Sürüyüp durur gölgemizi
Çözmüşüz nasıl olsa ipini sandallarımızın da.
V Duymuyoruz dokununca duymuyoruz Taşlara kayalara taşlara Nasıl kanmıyorsa yüreğimiz sevince Sevince, acılara da
İşliyor kireçli taşını yontucu Saat kaç, vakit ne vakit şimdi Bırakıp da elindeki keskiyi Sırtını duvara dayayınca anlarız
Severiz çünkü ara vermeden Anlamaya uymayan vakitleri
Ey yerle gök arası mutlu kelebentliğimiz.
VI Su Vuruyor kıyıdaki gemi leşlerine Yalıyor sokaklarını kentin Savuruyor öfkeyle rüzgarını Masmavi yangınından
Bir evin bir odası yanıyor yalnız Habersiz bütün kent bundan
Bir ruh gibi yanıyor çünkü Giz dolu varlığından taşarak Aydınlığın içinde Aydınlıktan bir sarkaç gibi
Sinsi bir gülüşle görüyor o Kayığını boyuyor bir yandan da.
VII Uzatmışlar ölüsünü kumlara Mavi yüzlü çocuğun Unutulmayan maviden Hiç unutulmayan
İri bir balık asılı durur ağaçta Dik ve bulanık
Ayrı ayrı yönlerine sonsuzluğun İkisi de Eriyen kar sıcaklığında
Ve ufuk Kurtulmuş tanrıların kucağından Uçsuz bucaksız bir yolculuğun koynunda.
VIII Düşürdük gölgemizi suya Ardından kendimizi Sessizlik gibi sade, telâşsız Hani var ya oldukça yavaş uzanır el ağlayana
Yüzdük bütün gün adalardan adalara Hiçbir şey düşünmeden. Yalnız Akşama doğru bir demet mavi süsen topladık Sunmak üzere bizi yaratan ozana
Düşüyüz mavi dudaklı büyük ozanın.
IX Öyle yorgun ki kentimiz Düşlerden ve söyleşmekten Yok duyacak kimse sesimizi
Gönderdik göndermesine, yüzümüz Oradan da Yok olarak geri geldi Sesler, şarkılar… alışkanlık elbet.
X Yok düş kuracak vakit bile Her şeyi bir yana bırakıyoruz söylene söylene.
“Düş Suda” sergisi, mobil uygulama ile kamusal alana taşınıyor
Dijital teknolojilerden yararlanarak, sanatı kamusal alanda görünür kılma yaklaşımıyla sergiye özel olarak tasarlanan “Düş Suda Sergi Rotası” mobil uygulaması ile Perili Köşk’ün dışına taşınan sergi, yapıtlarla etkileşimli ilişki kurmasına da olanak tanıyor. Perili Köşk’ün İstanbul Boğazı ile kurduğu ilişkiden beslenen seçki kapsamında koleksiyonda bulunan 12 eser, 7 Nisan 2021 – 6 Mart 2022 tarihleri arasında, Bebek – Rumelihisarı hattında belirlenen rotada sanatseverlerin erişimine sunuluyor.
07 Nisan tarihinde açılan sergi, 06 Mart tarihine kadar görülebilecek.
Barselona Deniz Müzesi ve Blanes İleri Araştırmalar Merkezi iş birliğiyle hazırlanan "İstilacı Deniz Türleri: Sessiz Tehdit" başlıklı sergi, bu türle...
Los Angeles Deniz Müzesi'nde açılan, "Denizde Yaşam" başlıklı sergi, denizcilerin mesleklerini icra ederken yaşadıkları zorluklara ilişkin bizzat den...