Denizci Toplum

Yükleniyor...

Denizci Toplum

Denizci Toplum

T ü r k D e n i z c i l i k K ü l t ü r ü H a r e k e t i

Çanakkale Savaşı’nda Batan İngiliz Askeri Nakliye Gemisi, “HMS Hythe”, Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’nın Çalışmalarıyla Bulundu.

Tarihi kaynaklarda varlığı saptanan ancak bulunamayan üç İngiliz batığından biri olan askeri nakliye gemisi “HMS Hythe”, Çanakkale Savaşları ve Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’nın yürüttüğü çalışma sonucu bulundu.

Türk topçusunun ateşinden kaçarken, başka bir gemiyle çarpışarak batan bir nakliye gemisinin 70 metre derinlikte yattığı belirlendi.

Uzun yıllardan beri birçok araştırmacı tarafından yeri aranan batığın yeri belirlenememişti. Selçuk Kolay ve tarihçi Yusuf Kartal ile ortak çalışma başlatan Çanakkale Savaşları ve Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı, 28 Ekim 1915’te batan nakliye gemisi HMS Hythe’nin, 70 metre derinlikte yatan batığına ulaşmayı başardı.

Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı envanterine eklenen 60 metre uzunluğundaki batığın ardından biri destroyer, diğeri lojistik gemisi olmak üzere diğer iki batığın bulunması için araştırmalar sürüyor.

aa.com.tr

Türk topçusunun ateşinden kaçarken başka bir gemiyle çarpışarak batan HMS Hythe ile ilgili olarak Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, “Savaş gemisi değil ama savaş sırasında kullanılmış. Lojistik gemisi, mürettebatı, kaptanı ve ne zaman battığı belli. Yani aslında hikayesi olan bir gemi. Dolayısıyla insan da hikayesi olan bir şeyi merak eder. Bu da insanların dalış meraklılarının da görmek için dalmak için merak ettiği bir batık haline gelmiş olacak” dedi.

Kaşdemir: Dünyada ‘Dalış’ Denildiği Zaman Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı Akla Gelecek

Bulmak için araştırma çalışmaları süren iki batığın daha olduğunu belirten Kaşdemir, şunları söyledi, “Tarihi Sualtı Parkı gerçekten dünyanın en önemli dalış merkezlerinden biri olma yolunda hızla ilerliyor. Dünyada çok büyük ilgi gördü, dalış meraklıları tarafından çok merak edilen bir yer oldu. Çok kısa bir zaman içinde inşallah dünyada ‘dalış’ denildiği zaman Çanakkale akla gelecek, Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı akla gelecek. Özellikle yabancı misafirlerin, turistlerin ilgi odağı haline gelmiş olacak. Turizm destinasyonu anlamında da Çanakkale çok bambaşka bir yere kavuşmuş olacak. Bu tür çalışmalara devam ediyoruz. Burayı dünyanın dalış konusundaki en üst ligine çıkarmayı amaçlıyoruz. Bütün dalış meraklılarını tarihe bir dalış yapmaya, tarihin içinde bir yolculuk yapmaya davet ediyoruz. Çünkü Çanakkale’de denizin altı da denizin üstü de doğası da tarihi de çok mükemmel. Dünyanın en iyi korunmuş savaş alanı. Gelen ziyaretçilerimiz de Çanakkale’de bulunmaktan her zaman keyif alacak ve tarihin içinde bir yolculuk yapmış olacak.”

(Kaynak: aa.com.tr)

İstanbul Ve İzmit’i Bombalayan Batık İngiliz Denizaltısı “E7”, TRT Ve Türk Deniz Kuvvetleri’nin Ortak Çalışmasıyla Hazırlanan Belgeselle İlk Kez Görüntülendi.

Birinci Dünya Savaşı’nda İstanbul ve İzmit’i topa tutan, Çanakkale Savaşı’nda Nara Burnu’nda batan İngiliz denizaltısı E7, 104 yıl sonra TRT ve Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığının iş birliğiyle hazırlanan belgeselle ilk kez görüntülendi.

Çanakkale savaşında çok sayıda denizaltı da görev aldı. 18 Mart 1915’te savaş gemileri ile büyük bir yenilgi yaşayan İngiliz ve Fransız işgal güçleri, bu defa denizaltılar ile Marmara denizine sızdı. Bu harekat ile amaçlanan Türk ordusunun Çanakkale’ye deniz üzerinden gerçekleştirmekte olduğu sevkiyata engel olmak ve Çanakakle’de savaşan Türk ordusunu mühimattan yoksun bırakmaktı.

Düşman denizaltı harekatlarında 713 şehit veren Türk ordusunun 34 gemi ve 220 yelkenli kaybı oldu. Bununla birlikte 8 işgal gücü denizaltısı batırıldı.

Çanakkale Savaşı’nda görev alan Birleşik Krallık’ın E sınıfı denizaltılarından bir olan E7, 1914’te inşa edildi. 54 metre uzunluğunda, 600 ton ağırlığındaki denizaltıda 31 personel görev yapıyordu.

E7 Mürettaeat

1.

E7, Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale cephesinde görevlendirilen 10 İngiliz denizaltısından biriydi. Archibald Douglas Cochrane komutasındaki denizaltı, 30 Haziran 1915 yılında sızdığı Çanakkale Boğazı’ndan Marmara Denizine geçti. 25 gün süren bu görevinde; aralarında Yadigar-ı Millet torpidobotu, Biga vapuru ve Bülbül vapuru olmak üzere, çok sayıda deniz taşıtını batırdı.

Üzerinde taşıdığı top sayesinde yüzeydeyken hedeflere ateş edebilme yeteneği olan denizaltı, 15 Temmuz 1915’te İstanbul Galata Limanı’na saldırdı. Zeytinburnu ve Bakırköy’deki barut fabrikalarını topa tuttu. İzmit Körfezi’ne girerek posta, cephane ve asker taşıyan trene saldırdı, demir yolu köprülerini tahrip etmeye çalıştı.

İngiliz E7’nin Batırılışı

Boğazdan yapılan denizaltı sızmalarına karşı mayınların etkisiz kalması üzerine çelik ağlardan oluşan iki sıra hat Nara Burnu çevresine yerleştirildi. Zemine kadar uzanan çelik ağlar deniz yüzeyindeki şamandıralara bağlanmıştı.

Denizaltı, Çanakkale Boğazı’nı ikinci geçişinde  boğazın en dar noktalarından Nara Burnu açıklarında bu çelik ağlara takılarak battı. Çelik ağları taşıyan dubalardaki hareketliliği gören Türk askerleri durumu anlayınca, bölgede bulunan Alman UB14 denizaltısına askerler tarafından bilgi verildi. Alman komutan Heino von Heimburg, 35 metre derinlikte hareketsiz kalan E7’ye su bombaları atınca denizaltı yüzeye çıkmak zorunda kaldı. Denizaltının 3’ü subay 31 kişilik mürettebatı teslim oldu.

Denizaltı komutanı Cochrane, Türklerin eline geçmemesi için zaman ayarlı bomba ile denizaltıyı batırdı. Cochrane ve askerleri esir alındı.

Batığın Yeri Türk Bilim İnsanı Tarafından Belirlendi

Batığın deniz dibindeki olası konumu deniz araştırmacısı Selçuk Kolay tarafından belirlendi.

Batık denizaltı E7 görseli

2.

80 metre derinlikte kumluk zeminde tek parça halinde yatan denizaltının enkazı, TCG IŞIN arama kurtarma gemisinin uzaktan kumandalı su altı cihazı TCB Ahtapot tarafından görüntülendi.TCB Ahtapot Görseli

3.

Sualtı cihazından gelen görüntüler, batığın E7 denizaltısına ait olduğunun teyit edilmesini sağladı.

Selçuk Kolay daha önce TCG AKIN gemisi ile Barbarossa Harekatı ile Karadeniz’de Sovyetlere karşı harekat gerçekleştiren daha sonra denizaltının komutanı tarafından batırılan Alman U23 batık denizaltısının konumu belirlemişti.

TCG IŞIN

Türkiye’nin ulusal olanaklarla inşa ettiği TCG IŞIN, 22 Temmuz 2017’de A-583 borda numarası ile donanmaya katıldı. Gemi, adını 1943’te yaşanan “Refah Faciası” olarak bilinen kazada hayatını kaybeden Deniz Yüzbaşı Zeki Işın‘dan aldı.

TCG Işın

4.

Denizaltılarda meydana gelebilecek kaza ve arıza durumlarında personelin kurtarılması amacıyla hizmete giren 3 gemiden biri olan TCG IŞIN, 3 bin metre derinliğe kadar enkaz kurtarma olanak ve yeteneğine sahip.

TCG IŞIN, 2018’de, 1953 yılında Fethiye Körfezi’ne zorunlu iniş yaptıktan sonra derinliklerde kaybolan Fransız yolcu uçağının enkazına da ulaşmıştı.

 

(Kaynaklar: arkeofili.com,  ozgurkocaeli.com.tr, kocaelikoz.com,  ntv.com.tr  Görsel: arkeolojikhaber.com)

 

 

“Midilli” Belgeseli, Denizcilik Tarihimizin Bir Dönemini Göz Önüne Seriyor

Karadeniz’de I. Dünya Savaşı sırasında birçok harekata katılan ve 1918 yılında Çanakkale’de mayınlara çarparak batan Midilli kruvazörünün öyküsü,  Savaş Karakaş’ın yapımcılığını üstlendiği, Sibel Göloğlu’nun yönetmenliğini yaptığı “Midilli” adlı belgesel ile gün yüzüne çıkarılıyor.

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün destek verdiği “Midilli” belgeselinin çekimleri; Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, T.C. Genelkurmay Başkanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ile Çanakkale Valiliği ve Çanakkale Tarihi Alan Başkanlığı’ndan alınan özel izinlerle gerçekleşti.

Midilli_Belgeseli_3

1

1993 yılında Rahmi M. Koç Müzesi adına yürüttüğü bir araştırmayla Midilli batığını, bulan ünlü sualtı araştırmacısı Selçuk Kolay, bu Türk-Alman dalgıçlardan oluşan takıma başkanlık yapıyor. Uluslarası bir nitelik taşıyan bu oluşum içinde Savaş Karakaş, Erol Öztunalı, sualtı fotoğrafçısı Ali Ethem Keskin ve Hasan Tan’dan Türk takım olarak yer alırken;  yunan dalgıç-deniz tarihi araştırmacısı Dimitris Galon, Alman dalgıçlar Derk Remmers, Ralf Wissel ve Markus Kerwath’tan bu araştırma grubunun yabancı ayağını oluşturuyor.

midilli 1

2

midilli 2

3

Belgeselde, ayrıca konunun tarihsel yönünü izleyiciye tam olarak aktarabilmek amacıyla Bahçeşehir Üniversitesi Medeniyet Araştırmaları Merkezi (MEDAM), tarafından ortaya çıkarılan Osmanlı ve Alman arşivlerinde saklı kalmış bilgi, belge ve fotoğraflarında yararlanılırken; Arş. Gör. Ozan Tuna, Dr. Evren Mercan, Yard. Doç. Dr. Mithat Atabay oluşan tarihçilerin de görüşlerine yer veriliyor.

Ayrıca, belgeselinin çekiminde Türk Deniz Kuvvetleri’nin denizaltı kurtarma ana gemisi TCG Alemdar, yapımın gerçekleştirilmesinde büyük bir katkı sağladı. Gelişmiş sonar ve görüntüleme sistemleriyle Midilli batığını inceleyen TCG Alemdar, ROV- (Uzaktan Kumandalı Aygıt) ile Midilli’nin 150 mm kıç topunun üzerine bir de anı plaketi bıraktı.

(Kaynaklar: yapi.com.tr, denizhaber.com, Görsel: sualtigazetesi.com)