Denizci Toplum

Yükleniyor...

Denizci Toplum

Denizci Toplum

T ü r k D e n i z c i l i k K ü l t ü r ü H a r e k e t i

Gerçek Arkeolojik Yapıtların Sergileneceği Bir Sualtı Arkeoparkı, Kocaeli’nin Kerpe İlçesinde Kuruluyor.

‘Kerpe Sualtı Arkeoparkı Projesi’, Doğu Marmara Kalkınma Ajansı’nın (MARKA) 2022 Yılı Kırsal Kalkınma Mali Destek Programı çerçevesinde kabul edildi.

18 ay içerisinde bitirilmesi ön görülen projenin yaşama geçirilmesiyle, gerçek arkeolojik yapıtların sergilendiği bir su altı arkeoparkı Türkiye’ye kazandırılmış olacak.

Kocaeli Müze Müdürlüğü tarafından hazırlanan projeyle ilgili olarak Kerpe Sualtı Kazıları Başkanı ve Kocaeli Müzeler Müdürü Serkan Gedük, yaptığı açıklamada; projenin, bir su altı müzesini ve arkeopark parkurunu kapsadığını söyleyerek, dünyada gerçek yapıtların sergilendiği böyle bir yerleşkenin İtalya’nın ve Hırvatistan’ın dışında artık Türkiye’de de yer alacağının altını çiziyor.

Kocaeli Müze Müdürlüğü tarafından 2020 yılından bu yana Kocaeli’nin Karadeniz kıyılarında arkeolojik su altı kazı ve araştırma çalışmaları sürdürülüyor. Özellikle Kerpe’de yapılan kazı çalışmaları, Türkiye’nin Karadeniz kıyılarından yürütülen ilk bilimsel su altı kazısı olması açısından büyük önem taşıyor. 

Yapılan kazılar sonucunda elde edilen verilerle ilgili olarak Gedük, Kerpe Limanının, Karadeniz’in Antik Çağ’da doğu-batı yönünde gerçekleşen deniz tecim yolunun merkezinde yer alması nedeniyle Karadeniz tecim etkinliklerinin kesintisiz olarak izlenebildiği önemli bir merkez olduğunu gösterdiğini belirtiyor.

Kerpe Sualtı Arkeoparkı projesinin, arkeolojik dalış turizminin ulusal ve uluslararası turizm ağlarına uyumlanması sağlanarak, bölgenin tanıtımına ciddi katkı sağlaması bakımından da önem taşıyor.

(Kaynaklar: ozgurkocaeli.com.tr, dha.com.tr, dunya.com)

Türk Deniz Araştırmaları Vakfı’nın (TÜDAV) Deniz Altı Oluşumları İçin Önerdiği Türkçe Adlar, Resmi Gazete’de Yayınlandı.

Türk Deniz Araştırmaları Vakfı’nın (TÜDAV) yaptığı açıklamada, Karadeniz, Marmara Denizi, Adalar Denizi ve Akdeniz’de bulunan bazı önemli deniz altı oluşumlarının, vakfın önerisiyle belirlenen Türkçe adlarının, 08 Ekim tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandığı belirtildi.

TÜDAV Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, deniz haritalarında Türkçe adları olmayan önemli deniz altı oluşumlarının adlarının belirlenmesinin büyük bir eksikliği giderdiğini belirtti. Açıklamada, sualtı oluşumlarına; Karadeniz’de ‘Karaburun’ ve ‘Boğaziçi Deniz Altı Kanyonları’, ‘Karasu Deniz Altı Kanyonu’; Marmara Denizi’nde ‘Marmara Çukurları’; Adalar Denizi’nde ‘Büyük Anadolu Bankı’, ‘Batı Anadolu Bankı’, ‘Anadolu Bankı’, ‘Balıkçı Bankı’, ‘Yunus Bankı’; Akdeniz’de ‘Piri Reis Deniz Altı Dağları’, ‘Finike Deniz Altı Dağları’, ‘Sırrı Erinç Deniz Altı Platosu’, ‘Bilim Sığlığı’ ile ‘Akdeniz Deniz Altı Dağı’ adlarının verildiği kaydedildi.

.

dha.com.tr

.

dha.com.tr

.

dha.com.tr

dha.com.tr

.

dha.com.tr

dha.com.tr

.

dha.com.tr

.

dha.com.tr

Açıklamada deniz çalışmalarında, uluslararası deniz hukukunda büyük bir eksikliğin giderildiğini belirten TÜDAV Başkanı Prof. Dr. Öztürk, denizler için yapılan bu adlandırmanın ülke için ilk olduğuna dikkati çekerek, “Vakfımızın buna öncülük etmesinin gururunu yaşıyoruz. Coğrafi Adlar Uzmanlar Kurulunun gündemine alınarak konunun neticelenmesinde emeği geçen tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür ederiz.” dedi.

(Kaynak: aa.com.tr)

Kocaeli’nin Kandıra İlçesinde Bulunan Antik Kerpe Limanı’nda Sualtı Kazı ve Araştırma Çalışmaları Başladı.

Kocaeli’nin Kandıra ilçesinde Karadeniz kıyısında bulunan Antik Kerpe Limanı’nda su altı kazı ve araştırma çalışmaları başladı. Gerçekleştirilen çalışmalar, Karadeniz kıyılarında yapılan ilk su altı kazısı olması bakımından önem taşıyor.

“Kerpe Limanı Sualtı Arkeolojik Alanların ve Mimari Kalıntıların Turizme Kazandırılması” projesi kapsamında Kocaeli Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmaların başkanlığını Kocaeli Müze Müdürü Serkan Gedük üstleniyor.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kandıra Belediyesi, Düzce Üniversitesi Sualtı Uygulama ve Araştırma Merkezi, Watsan Elektrik ve Kerpe Deniz Yıldızları Dalış Okulu‘nun da destek verdiği kazı ve araştırma çalışmalarıyla bölgede bulunan su altı kültür varlıklarının belirlenmesi, Antik dönemden Osmanlı dönemine kadar deniz ticaret rotasının ve özellikle bu ticarete dair yoğun izler taşıyan bölgelere ilişkin veri elde edilmesi amaçlanıyor.

Öte yandan İl Kültür ve Turizm Müdürü Fatih Taşdelen, kazı çalışmalarının ekim ayına kadar süreceğini belirterek, Kandıra‘da bir deniz müzesi oluşturmayı ve Kandıra bölgesindeki turizme çeşitlilik katmayı hedeflediklerini belirtti.

(Kaynak: aa.com.tr, Twitter: @kulturturizm41)

Kadın Balıkçılara Özel İlk Balıkçı Barınağı Ordu’da Kuruluyor

Yaklaşık 3 bin kadın balıkçının bulunduğu Türkiye’de, “Kadın Reisler”e özel ilk balıkçı barınağı Ordu’nun Perşembe ilçesinde kuruluyor.

Ülkemizde yaklaşık 500 balıkçı kooperatifinde 3 bin civarında kadın balıkçı bulunuyor. Karadeniz bölgesinde yaklaşık 100 kadın balıkçı olduğu tahmin edilirken; Ordu‘da 25-30 kadın reis bulunuyor. Eşlerinin ya da çocuklarının varolan barınak yetersizliği ve balığın azalması sorunu nedeniyle İstanbul‘daki, Romanya‘daki ve Moritanya‘daki balıkçı teknelerinde tayfalık yapan bu kadınlar, boş kalan teknelerle denize açılarak ekonomik döngüye katkı sağlıyor.

Balıkçılığın anneden kıza geçtiği köylerde, kadın balıkçılar denize; “Ayşe Reis”, “Güllü Reis” ya da “Fadime Reis” adlarını verdikleri tekneleriyle açılıyor.

Ordu Büyükşehir Belediyesi, Ordu Kent Konseyi‘nden Zeki Özel‘in önerisiyle gündeme gelen kadın balıkçı barınağı soruna yönelik olarak; Perşembe ilçesi Medreseönü mevkiinde bulunan “Okçulu”, “Kovanlı”, “Büyükağız” köylerindeki 25-30 kadın balıkçının kullandığı “Okçulu Balıkçı Barınağı” için dönüşüm projesi başlatma kararı aldı.

Kurulacak kadın balıkçı barınağının Türkiye‘de bir ilk olacağını söyleyen Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Hilmi Güler, böylece kadınların aile ve ülke ekonomisine katkılarının artacağını belirtti. Dr. Güler, projenin içeriğini şöyle aktarıyor: “Barınağın çevre düzenlemesini ve fiziki şartlarının iyileştirilmesini yapacağız. Denize kolay ve güvenli açılmalarını sağlarken, karadaki konforlarını sağlayacağız. Hem marina hem de tekne inşa yeri olmasını hedeflerken, kadınların hayalini gerçekleştireceğiz. Önceden yaptığımız mendirek artık ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Barınak inşaatı için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile görüşüyoruz. Öncelikle kadın reislerin ihtiyacı doğrultusunda hayalini kurdukları balıkçı barınağını yapacağız. İki yıl sonra ilk kadın balıkçı barınağı hizmete girecek.

Okçulu köyündeki derme çatma barınaktan denize açılan Güllü Akbaş (75) “15 yaşında gelin geldiğimden beri denizdeyim. Önceleri eşime ve oğullarıma yardım için çıkıyordum. 30 yıl önce fırtınada kalan teknemiz sığınacak liman bulamadı ve kızım Gülistan denizde boğuldu. Şimdi kızım ve damadımla yine denizdeyim. Güvenilir bir liman yaparlarsa torunlarımız bile balıkçılık yapar” dedi.

42 yıldır balıkçılık yapan Necla Yar ise, “17 yaşında Fatsa’dan gelin geldim. Kalkan balığını teknede ilk gördüğümde çok korktum. Avlanmak için açığa gidiyoruz ama fırtına çıkınca sığınacak barınak ya da liman bulamıyoruz. Kocam teknelerini sattı, İstanbul’da balıkçılık yapmaya başladı” dedi.

Sabire Yar, “23 yıldır denizdeyim. Önceleri eşime yardıma gidiyordum. Şimdi ise ağları denize ben bırakıyorum. İhtiyacımız düzenli bir barınak. Kar yağarken ellerim ağlarda donuyor ve ağlıyorum” diye konuştu.

Sığınacak liman bulamadıkları için iki kayık sattıklarını söyleyen Nuray Akkaya da, “İstediğimiz tesis yapılırsa kendi balığımızı yakalar ve satarız. Ben tek başıma çocuklarıma bakıyorum ve tek işim balıkçılık. Denize çıkmaktan korkmuyoruz ama sığınacak limanımız yok. Bu müjde bizi umutlandırdı” dedi.

Necla Yazıcı, “Başka geliri olmayan ve hayata tutunmaya çalışan balıkçı kadınlarımız, Karadeniz’in hırçın sularında mücadele ediyor. Derme-çatma ilkel barınağın modernleşmesi onlara güven verir. Beni çok heyecanlandıran bu proje dünyaya örnek olacak” diye konuştu.

(Kaynak: milliyet.com)

Onarımdan Geçen ‘Şehit Temel Şimşir’ Yolcu Vapuru, Ordu Kentinin Deniz Kültürüne Katkı Sağlayacak

‘Şehit Temel Şimşir’ yolcu vapuru, Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin Ordu kentini denizle bütünleştirme anlayışı içinde onarılarak, iç oylumu (mekanı) yeniden işlevlendiriliyor.

Vapur, Ordu’luların denizden yararlanma olanaklarını arttırarak, Ordu’nun kentsel kültürüne katkı sağlayacak.

1977 yılında İstinye Tersanesi‘nde inşa edilen, 1200 yolcu kapasiteli 65 metre uzunluğunda ve 10 metre genişliğindeki Şehit Temel Şimşir yolcu vapuru, 2002’de Şehir Hatları İşletmesi’ne bağlı olarak Üsküdar-Eminönü seferini yaparken, yoğun sis nedeniyle Rus bandıralı “Ajax-1” adlı kuru yük gemisi ile çatışmıştı.  Kazada Şehit Temel Şimşir vapurunun sağ tarafı ezilmiş, uzun bir onarım süresinin ardından yeniden yolcu taşımacılığına devam etmişti.

Uzun yıllar İstanbul’da şehir hatlarında hizmet verdikten sonra 2006 yılında son seferini yapan ‘Şehit Temel Şimşir’ yolcu vapuru, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından  2013 yılında Ordu’nun ‘sakin şehir’ belgesi sahibi Perşembe ilçesinin turizmine katkı sağlaması için  hibe edilmişti. Ancak; Kışlaönü Balıkçı Barınağı‘na çekilen vapur, sigortası ve personeli olmadığı için çürümeye terk edilmiş, hatta batırılması gündeme gelmişti. 2015 yılında Giresunlu bir işletmeci tarafından 10 yıllığına kiralanarak Giresun’a götürülmüş, ancak, sözleşme sonradan feshedilmişti.

Tüm bu badireleri atlatan ‘Şehit Temel Şimşir’ yolcu vapuru, yakın zamanda, Perşembe Belediye Meclisi tarafından oybirliği ile alınan kararla,  20 yıllığına Ordu Büyükşehir Belediyesi’ne devredildi. Belediye, denize kıyısı olmasına rağmen denizden yararlanamayan Ordu’yu denizle bütünleştirmek amacını güdüyor.

Ordu Büyükşehir Belediyesi‘nin bu yöndeki yaklaşımını, Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler şu sözlerle açıklıyor: Ordu yeşili, mavisi ile insanların adeta göz zevkine hitap edecek bir şehir. Turizm anlamında da çok fazla çeşitliliğe sahibiz. Fakat bugüne kadar Ordu denizi kullanmaktan çekinmiş ve denizden yararlanamamış durumda. Biz Ordu Büyükşehir Belediyesi olarak Ordu’yu deniziyle barıştıracak projeleri hayata geçiriyoruz. Bu anlamda uygulayacağımız çalışmalarla her anlamda örnek bir şehir olan Ordu, deniziyle örnek olacak”

Ancak bugüne kadar hurda olmaya yüz tutmuş geminin; motorundan tavanına, elektriğinden mekanik aksanına kadar pek çok bölümü yeniden elden geçirilmesi; geminin iç oylumunu (mekanını) da yeni gereksinimlere uygun olacak biçimde düzenlenmesi ve yeniden işlevlendirilmesi gerekiyor.

Başkan Güler, onarım süreci, geminin yeni işlevleri ve geleceğe yönelik kullanım amacı ilgili olarak şunları söylüyor; “Karadeniz’e kıyısı olan Ordu’muzda yazı olsun kışı olsun fazla bir hareketlilik göremiyoruz. Denize hareketlilik kazandırmak ve vatandaşlarımızın da bu hareketliliğe dâhil olmasını istiyoruz. Bu anlamda Perşembe Belediyemizden Şehit Temel Şimşir adlı gemiyi kiraladık. Bu gemide ekiplerimiz hummalı bir çalışma yürütüyor. Adeta hurdaya dönmüş gemide ekiplerimiz bakım onarım yapıyor, iç dekorasyonu dâhil elden geçiriyor. Farklı konseptlerle tasarlanan bu gemide restoranından, düğün salonuna kadar pek çok mekân yer alacak. Yazıyla, kışıyla vatandaşlarımız bu gemiyi rahatlıkla kullanabilecek. Çalışmalar tamamlandığında vatandaşlarımız gemide doyasıya vakit geçirecek”

 

(Kaynaklar: orduolay.com, virahaber.com, linehaber.com.tr, haberler.com, denizhaber.net, görsel: denizbulten.com)

 

“Karadeniz Bölgesi Mimarlar Forumu” TMMOB Mimarlar Odası’nın Başkanlığında İstanbul’da Toplanıyor.

TMMOB Mimarlar Odası’nın dönem başkanlığının yürütmekte olduğu “Karadeniz Bölgesi Mimarlar Forumu – FABSR”  22 Kasım 2019 tarihinde İstanbul’da bir araya geliyor.

FABSR üye ülke temsilcileri, İstanbul’da düzenlenecek etkinlikte; yeni dönem çalışmalarına yön vermek üzere Genel Kurul Toplantısını gerçekleştirecek.

Toplantının ardından 23 Kasım 2019 Cumartesi günü; Karadeniz coğrafyasında mimarlık, kentleşme ve planlama alanında yaşanan gelişmelerin mimarlık kamuoyu ve tüm ilgililerle paylaşılarak değerlendirileceği “Karadeniz Havzası Kıyı Bölgelerinde Kentleşme Ve Çevre Politikaları Paneli” düzenlenecek.

Panelde, katılımcılardan; Bulgaristan Mimarlar Birliği’nden Prof. Dr. Tudor Boulev – Bulgaristan Karadeniz Kıyılarında Rekreasyon ve Peyzaj Koruma Alanları Gelişimi

Mimarlar Odası Kentleşme, Mimarlık ve Çevresel Etki Değerlendirme Kurulu’ndan Mücella Yapıcı – Kent Ekolojisi ve Kanal İstanbul

İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi’nden Doç. Dr. Bülent Topaloğlu – Deniz Koruma Alanları ve Karadeniz: Güncel Durum başlıklı konuşmalarını yapacaklar.

Kısaca; Karadeniz Bölgesi Mimarlar Forumu FABSR

Karadeniz Bölgesi Mimarlar Forumu (FABSR),  Karadeniz havzası  tanımı içine giren ülkelerde var olan meslek örgütleri tarafından Gürcistan – Tiflis’te 12 Ekim 1995 tarihinde kuruldu. Örgüt, kurulduğu yıldan günümüze dek; Karadeniz Bölgesi’ndeki doğal, kültürel, sosyal ve ekonomik esenliğinin sağlanması amacıyla bu bölgedeki mimarlar arasındaki işbirliği ve iletişimi, geliştirmeyi hedef edinmiştir.

FABSR; Azerbaycan, Bulgaristan, ermenistan, Gürcistan, Romanya, Rusya, Türkiye, Ukrayna ve yunanistan’dan oluşan dokuz üye ülkenin katkılarıyla çalışmalarını sürdürmektedir.

Etkinlik programı için buraya tıklayabilirsiniz.

 

(Kaynak: mimarlarodasi.org.tr)

 

Antik Çağlardan Günümüze Deniz Ticaretinin Önemli Merkezlerinden Biri Olan Antalya Kıyılarında 27 Gemi Batığı Bulundu

Antalya kıyılarında, 1500 ile 2700 yıl önceye tarihlenen 27 gemi batığı bulundu.

Batıkların, Afrika’dan Batı Akdeniz’e, Karadeniz’e ve Hint Okyanusu’na kadar geniş bir coğrafyadaki deniz ticaretini gösteren önemli kanıtlar olduğu vurgulandı. Batıklardaki ana yüklerin, amforalar içinde taşınan zeytinyağı, şarap, balık sosu, kurutulmuş balık ve et, kiremit, tuğla, tabak ve külçe cam olduğu belirlendi.

Akdeniz Üniversitesi Kültür Varlıkları Koruma ve Onarım Bölümü Başkanı Doç. Dr. Hakan Öniz ve ekibi, arkeolojik sualtı tespit çalışmalarında, antik çağlardan bu yana deniz ticaretinin en önemli merkezlerinden biri olan Antalya kıyılarında çoğu kıyıdan 1.5 – 2 mil açıkta, 30 ile 60 metre derinlikte, büyük olasılıkla fırtınaya yakalanarak batan 27 gemi batığı buldu.

Öniz, “Kesin olarak söyleyebileceğimiz şu ki, batıklardan bazılarının yükü olan zeytinyağı ve şarap, Kilikya olarak adlandırdığımız Doğu Antalya, Mersin ve Batı Adana kıyılarında üretilmiş. Antik çağda şarap ve zeytinyağı amfora adını verdiğimiz çift kulplu toprak testilerle taşınıyordu. Batıklarda gördüğümüz amforaların Kilikya Bölgesi’nde üretilen zeytinyağı ve şarabı taşıdığını belirledik. Yükü Kilikya Bölgesi’ne ait zeytinyağı ve şarap olan 9 batık var” diye konuştu.

Batıklar arasında zeytinyağı ve şarap dışında kurutulmuş et ve balık, kiremit, tuğla, tabak ve külçe cam yüklü olanların da bulunduğunu söyleyen Doç. Dr. Öniz: “Bu yıl sualtı çalışmalarımızda araştırma gemimizdeki oksijen dekompresyonu imkânı ve sualtı robotlarımızla daha derinlere yöneldik. Yan taramalı sonar, multibeam sonar, sub bottom profiler ve magnetometre gibi ileri araştırma teknolojilerinin kullanıldığı tespit çalışmalarımızı daha derinlikle yapabildik. Bu sayede daha derinlerde olduğu için bütünlüğü bozulmamış batıklar belirledik. Bunların bir kısmı Antalya kıyılarından 2-3 kilometre açıkta, bir kısmı ise kıyıya daha yakın bölgelerde.

Batıklardan Çıkarılan Eserler Akdeniz Sualtı Arkeoloji Müzesi’nde Sergilenecek

2500 ile 1500 yaş aralığındaki batıklarla ilgili çalışmaların 2019 yılındaki bölümünü tamamladıklarını ifade eden Doç. Dr. Öniz, “Önemli olan yani risk taşıyan kalıntıların bazılarını Antalya’nın Demre ilçesinde bulunan Likya Uygarlıkları Müzesi ile Antalya Müzesi’ne teslim ettik” dedi.

Gelecekte bu batıklarda yapılabilecek kazı çalışmaları sonucu günışığına çıkarılacak eserlerin Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde kurulacak Kültür Varlıkları Koruma ve Onarım Laboratuarı’nda koruma işlemlerine tabi tutulacağını aktaran Doç. Dr. Öniz, batıklardan çıkarılacak eserlerin ise Antalya’nın Kemer ilçesinde kurulmakta olan Akdeniz Sualtı Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmesinin planlandığını kaydetti.

(Kaynak: dha.com.tr)

 

Karadeniz’den Marmara’ya – “İki Deniz Arası”nı Yürümek…

Serkan Taycan’ın “İki Deniz Arası” (Between Two Seas), ilk olarak 2013 yılında 13. İstanbul Bienali’nde sergilendi. Aslında proje, bunun öncesine;  Taycan’ın İstanbul’un yaşadığı dönüşümü kayıt altına almak amacıyla başlamış olduğu 2010 yılındaki bir fotoğraf projesine dayanıyor. İstanbul’un çevresini oluşturan coğrafyadaki yürüyüşleri; yeni yerler keşfetmek, ve buralardan fotoğraflar çekerek belgelemeye yönelik olarak ilerleyen çalışması, orada olma durumunun yarattığı etkinin gücünü anlaması ile farklı bir boyut kazanıyor.

Taycan, orda olma durumunun fotoğraflarla yakalanan görünümlerden çok etkili olduğunu fark etmesi ile İstanbul’un yaşadığı inşaat etkinliklerinin yarattığı dönüşümü ve ekolojik çöküşün ürkütücü deneyimine başkalarının da tanıklık edebilmesi için dünyadaki diğer örneklerinden yola çıkarak bir yürüyüş rotası  hazırlamaya karar veriyor.

Böylece “İki Deniz Arası” ortaya çıkıyor…

13_large

İstanbul’un batısında Karadeniz ve Marmara Denizi arasındaki bu her biri 15’er kilometre den oluşan 4 günlük yürüyüş rotası toplamda 60 kilometreden oluşuyor. 2013 yılından beri kişi ve gruplar, bu rotayı izleyerek yürüyüş yapıyor ve tanıklık ettikleri görüntülerin görsellerini İki Deniz Arası’nın facebook hesabında paylaşıyorlar. Bu yürüyüş denizden kırsala, köye, kent çeperine,  kent merkezine doğru ilerleyen 4 günlük yolculuk olarak bir başka denizin sınırladığı rota olarak sona eriyor.

Yürüyüş aşamaları, şu coğrafi konumlardan oluşuyor:

1 – Yeniköy (Karadeniz sahili) – Baklalı Köyü

2 – Baklalı Köyü – Sazlıbosna

3 – Sazlıbosna – Yarımburgaz Mağarası

4 – Yarımburgaz Mağarası – Küçükçekmece, Menekşe Plajı (Marmara sahili)

Kentli bireyin yaşadığı kentin sınırlarında dolaşarak yeni bir algı edinmesini sağlayan bu çalışma, İstanbul’un iki deniz arasındaki konumunu ve denizle olan ilişkisini de yeniden keşfetmesini sağlıyor…

(Aşağıdaki görseller İki Deniz Arası‘nın facebook adresinden alınmıştır)

goruntu-1

12314476_462213563963620_2487128102981847855_o

1450325_209073399277639_1000209872_n

13055270_515731385278504_4337485000288937339_o

13086930_517277938457182_6847709322169263389_o

12512632_508486132669696_432528117824525726_n

11080607_381163118735332_1508469937462903097_o

10389557_330662567118721_8234986133303410871_n

12011287_446191862232457_1658484211713858898_n

Serkan Taycan’ın TEDx’te 2014 yılında gerçekleştirmiş olduğu konuşma :

(Haber Kaynakları: saha.org.tr, facebook.com/ikidenizarasi/, yoldanciktim.com)