Monako Oşinografi Müzesi’nde Açılan “Monako Prensi ve Akdeniz” Başlıklı Sergi, III. Rainer’ın Dünya Denizlerine Duyduğu Tutkuyu ve Gerçekleştirdiği Resmi Girişimleri Gözler Önüne Seriyor.
“Monako Prensi ve Akdeniz” başlıklı sergi, Oşinografi Müzesi’nin giriş katındaki “Monaco et l’Océan” salonunda açıldı. Sergi, Prens III. Rainer’in yaşamını, denizlerle kurduğu derin bağı ve dünya denizlerinin korunması için gerçekleştirdiği girişimleri ele alıyor.
Rainer’in ünlü teknesi ‘Deo Juvante II’nin bordasına yapılan gönderme ile kurgulanan serginin açılışına Monako Prensi Albert II ve kız kardeşi Prenses Stéphanie bizzat katıldılar.
Sergi, Deo Juvante II’nin rekonstrüksiyonun yanı sıra; çeşitli kişisel nesneler, tarihi görsel belgeler ve ses kayıtları, fotoğraflar ve video haritalama da dahil olmak üzere sanal yerleştirmelerden oluşan bir koleksiyonu içeriyor.
“Monaco Prensi ve Akdeniz”, Prens Rainer’in yaşamına ve kendisini adadığı konulara odaklanan, özel anma sergilerinin sonuncusu olarak düzenleniyor. Oşinografi Enstitüsü yöneticisi Robert Calcagno, serginin uzunca bir süre bu salonda kalacağını; “Prens (Albert) başka bir sergiyi yaşama geçirmeye yönünde bir karar alacağı güne dek sergi, uzun yıllar boyunca Oşinografi Müzesi’nde kalacak,” sözleriyle dile getiriyor.
Oşinografi Enstitüsü Genel Müdür Yardımcısı Cyril Gomez, ise; Rainier III’ün tutku duyduğu denizlere yönelik gerçekleştirdiği girişimleri vurgulayarak; özellikle de Akdeniz’i savunan ilk Avrupalı devlet başkanlarından biri” olduğunu belirtiyor. Gomez, prensin yaşamda iken yaptığı bu çalışmaların günümüzde hala etkisini sürdüğünün altını şu sözlerle çiziyor: “Çalışmaları hala çok canlı ve bugün de ayakta. İşte bu sergi aracılığıyla göstermek istediğimiz de buydu. Başını çektiği RAMOGE ve Pelagos gibi uluslararası anlaşmalar bugün hala yürürlükte” diyerek sözlerine ekliyor, “Prens, aynı zamanda Larvotto’da günümüzde de hala görülebilen deniz koruma alanını oluşturmayı düşünen ilk insanların başında geliyordu.”
monacolife.net
III. Rainer yaşamına odaklanan dört sergi bölümü: “Bir İnsan”, “Duygu”, “Eylem”, “Miras”
Prens Rainier’in ünlü gemisi “Deo Juvante II”nin sanal bir temsilinin bordasına adım atılarak gezilmeye başlanan sergi, daha sonra; her biri Prens’in yaşamını farklı yönlerini ve Akdeniz’e olan tutkusunu gözler önüne seren bir dizi mekanda devam ediyor.
lagazettedemonaco.com
İlk bölüm olan ‘Bir İnsan’, Prens Rainier’ı, denizci ve kaşif olan büyük büyükbabası Prens I. Albert’in kendisi üzerinde bıraktığı etkinin açıkça görüldüğü tutkulu bir denizci olarak ve ailesine bağlı bir baba yönüyle betimliyor.
Bu bölümü, Prens’in sualtı dünyasına, Akdeniz’e olan sevgisini irdeleyen ve yaşamı boyunca deniz/okyanus doğasına olan tutkusunun ana motivasyonunu aktaran ‘Duygu’ başlıklı sergi alanı izliyor.
Daha sonra, gelen ‘Eylem’, günümüze kadar geçerliliğini sürdüren çeşitli okyanus koruma projeleri ve programları başlatan siyasi bir figür olarak duruşunun altını çiziyor.
Son bölüm olan ‘Miras’ ise prens’in okyanusların korunmasına yönelik taahhüttleri günümüze aktarma çabalarını gözler önüne seriyor.
Prenses Stéphanie’nin sesi, sergi boyunca ziyaretçilere eşlik ederek, tüm temalar ve içerikleri hakkında bilgi veriyor.
Prensesin sesi, sergide kullanılmasına ilişkin olarak Oşinografi Enstitüsü Genel Müdür Yardımcısı Gomez, serginin planlanma aşamasında gerçekleştirmeyi amaçladıkları temayı aktaracak bir seslendirme sanatçısı aradıklarını söyleyerek “Bir gün, kurul toplantısında, prensesten seslendirme yapmasını rica ettik, o da bu istemimizi büyük bir nezaket göstererek kabul etti. Kendisi sergide hem Fransızca ve hem de ingilizce olarak ziyaretçilere rehberlik ediyor” diyerek prensesin babasının yaptıklarını bizzat anlatıyor olmasının; “sergiye derin bir duygusal boyut kattığını” ifade ediyor.
(Kaynaklar: lagazettedemonaco.com, monacolife.net)
Monako Oşinograf Müzesi, Ekonomik Nedenler ve Toplum Sağlığı Endişelerinin Sonucu Olarak Kasım Ayı İçinde Kapılarını Ziyarete Kapatıyor
Monako’nun en tanınmış kuruluşlarından biri olan Monako Oşinogarfi Müzesi, giderlerde kesintiye gitmek ve süregelen salgın nedeniyle bünyesinde yenilemelere gitmek amacıyla kapılarını Kasım ayı süresince kapatıyor.
Alınan bu bir aylık kapanma kararı Müzenin 110 yıllık tarihinde ilk defa gerçekleşiyor.
Monako‘nun ikonik yapılarından biri olan Oşinografi Müzesi, ekonomik durum ve halk sağlığı konusundaki endişeler nedeniyle kapılarını, 03 Kasım tarihinden 01 Aralık’a dek ziyaretçilere kapattı. Kasım ayında müze kapılarından en az sayıda ziyaretçi giriş yaptı ve küresel salgın ile birlikte ziyaretçi sayısı %30’da % 50’ye kadar geriledi.
Konu ile ilgili olarak konuşan Müze yöneticisi Robert Calcagno, bu denli az sayıdaki ziyaretçi için müzeyi açık tutmanın ekonomik anlamda hiç bir getirisinin olmadığını belirterek, bu durumun salgın sürdüğü bir ortamda potansiyel olarak sakıncaları olduğunu da söyledi. Calcagno “Eğer müzeyi açık tutarsak; günde 10’dan daha az ziyaretçi ağırlayacağız. Burada önceliğimiz güvenlik sorunu. İki ziyaretçinin müzede kendi başlarına dolaşmalarına, onlara bir şey olabileceği olasılığı nedeniyle izin veremeyiz.” dedi.
Sözlerini sürdüren Calcagno, Müze’yi yönetmek için 20 kişinin görevi başında olması gerektiğini, içinde bulunulan ortamda bunun müze açısından gelir-gider dengesizliği yaratacağını söyledi.
Bununla birlikte müzede yürütülecek olan çalışmalar tamamen durma noktasına gelmeyecek. Verilen bu ara süresince müzede eskimeye yüz tutmuş ziyaret noktaları elden geçirilecek ve müzedeki ziyaretçilerin varlığı nedeniyle binada yapılma olanağı bulunmayan onarımlar gerçekleştirilecek. Öte yandan önceden yer ayırtılmak koşuluyla grupların ağırlanması, gerçekleştirilecek bazı sergiler ve eğitimler için planlamalar sürdürülüyor.
(Kaynak: monacolife.net)
Kovid-19 Salgınının Yarattığı Ekonomik Zorluklar, Monako Oşinografi Müzesi’ni “Bağış” Çağrısında Bulunmaya Zorladı.
Monako’nun en önemli ve değerli bilim kuruluşlarından Oşinografi Müzesi, Kovid-19 salgını nedeniyle turizmden elde ettiği gelirlerini kaybetmesi sonucu destek arayışına girdi.
Kamusal alanların koranavirüs salgını nedeniyle kapalı olması çok sayıda tecim kuruluşunu ve turistik ziyaret yerini de etkiledi. Bu sarsıntıdan etkilenenler arasında Monako Oşinografi Enstitüsü bünyesindeki Oşinografi Müzesi ve Paris’teki Okyanusların Evi de bulunuyor. Benzer biçimde, Avrupa’daki salgın nedeniyle ziyaretçi kaybeden ve finansman zorluğu yaşayan özel müzeler de devletten destek isteminde bulunmak zorunda kaldı.
İki aydan daha uzun süredir müzedeki tüm etkinliklerin ertelenmiş olması, bilet satışlarına dayanan yıllık gelirin %70 oranında düşmesine neden oldu. Bu gelişmeler, kaçınılmaz olarak kuruluşu, kamudan destek isteminde bulunma durumunda bıraktı.
Bir kamu kuruluşu olarak, tüm bağışçılar, yaptıkları bağış miktarının %66’sını gelir vergisi indirimi amacıyla kullanabilecek. 50.000 Avro üzerindeki IFI bağışçıları için ise; bu miktar % 75 olacak.
Oşinografi Enstitüsü‘nün Genel Yöneticisi Robert Calcagno, Monako’daki basın organlarında yayınlanan sözlerinde, salgının yarattığı bu ekonomik dar boğaz ve toplumsal boyutu ile ilgili olarak, “İçinden geçmekte olduğumuz bu zor günler, kendi iç dünyamızı her zaman olduğundan daha derinlemesine keşfe çıkmamamızı ve bu dünyanın bir parçası olarak diğer canlı türleriyle, gezegenimizle ve okyanuslarla olan bağımızı yeniden kurmamız yolunda bir zorunluluk yarattı.” diyerek sözlerini şöyle sürüdürüyor, “Bu nedenle her zaman olduğundan daha fazla bu zor günleri aşabilmek, bunlarla yüzleşebilmek ve geleceğe sizlerle; kemikleşmiş bir kararlılıkla ve çoşkulu bir tinle, hazırlanabilmek için sizlerin bağışlarına gereksinimizi var” diyor.
1906 yılındaki kuruluşundan günümüze, Oşinografi Enstitüsü denizlere ve denizlerin korunmasına adanmış bir kuruluş olarak; toplumu eğitmek, okyanusların olağanüstü dünyasına ilgi çekmek ve toplumu günümüzde dünya denizlerinin yüz yüze geldiği sorunlarının çözümünde sefer etme görevini üstleniyor.
Bağışlar, doğrudan enstitüden gelen fonlara dayanan tesislere gidecek ve bu bağışlar Monako Deniz Canlıları Bakım Merkezi‘nde bulunan deniz canlılarının gereksinimlerinin karşılanmasını ve bakımlarını, öğrenim etkinliklerinin sürdürülmesini, akvaryumun bakımını, süregelen okyanus yaşamı ve korunması üzerine yapılan araştırma çalışmalarını ve programlarını ve sergileri içerecek biçimde kullanılacak.
(Kaynak: monacolife.net)