Denizci Toplum

Yükleniyor...

Denizci Toplum

Denizci Toplum

T ü r k D e n i z c i l i k K ü l t ü r ü H a r e k e t i

Monako’da Açılan “Okyanusların Yarınları?” Çağdaş Sanat Aracılığıyla, Toplumların Okyanuslarla Kurduğu İlişkiyi Ve İklim Sorunlarını İrdeliyor.

“Okyanusların Yarınları?” sergisi, Monako’daki Quai Antoine 1er Sergi Salonu’nda açıldı.

3. Birleşmiş Milletler Okyanus Konferansıyla eş zamanlı olarak gerçekleşen sergi, Monako Prensliği’nin, Albert I’in ve Albert II’nin okyanusları koruma çalışmalarında somutlaşan denizcilik mirasını yansıtmayı amaçlıyor.

Beş kıtadan 34 sanatçıyı bir araya getiren “Okyanusların Yarınları?”, fotoğraf, resim, heykel ve video enstalasyonlarından oluşan 71 eser aracılığıyla, toplumların dünya denizleriyle kurduğu ilişki çok yönlü olarak ele alınıyor.

Küratörlüğünü Elodie Antoine’ın, üstlendiği sergi; “Ufuk”, “Fauna ve Flora”, “Kıyılarda Yaşamlar Kurmak”, “Tehlike Altındaki Deniz”, “Okyanusları Bekleyen Gelecek” olmak üzere beş tematik bölümden oluşuyor.

Doğrudan çevresel mesajlar vermek yerine, sergiyi beş tematik bölüm olarak kurguladığını belirten Antoine, “Bu yaklaşımla, izleyiciyi kendisi açısında biraz sarsıcı olabilecek bir genel görünümle yüz yüze bırakmayı amaçladık” diye açıklıyor.

‘Ufuk’ olarak adlandırılan ilk tematik bölümde, geleneksel sanatlar, fotoğraf, video ve resim gibi çeşitli medyumlar yer veriyor. Bu bölümde yapıtlarındaki söylemleriyle öne çıkan sanatçılar arasında, “Asya goblenleriyle kurduğu bağı yeniden tanımlayan” Guyanalı sanatçı Kiatu ve Amazonda geçen çocukluğuna ait anıları, kendine özgü bir boya söküm tekniği kullanarak “düşsel ufuklar” adıyla yeniden üreten Lucas Arruda yer alıyor.

İkinci bölüm olan ‘Fauna ve Flora’, ziyaretçileri yeşil rengin egemen olduğu bir su altı dünyasına götürüyor. Antoine’in “yavaş yavaş derinlere indiğimiz bölüm” diyerek tanımladığı bu tematik alanda; seramik ürünler, bronz nesneler ve desenler yer alıyor.

‘Kıyılarda Yaşamlar Kurmak’, ise, insanlığın kıyılarla olan ilişkisini inceliyor ve kitleyi hedefine alan çağdaş turizm girişimleriyle birlikte kıyıların nasıl yapısal ve nüfus olarak yoğunlaştığını ortaya koyarken, koruma sorumluluğumuzun boyutlarını sorguluyor.

Dördüncü bölüm olan ‘Tehlike Altındaki Deniz’, denizel kirliliğin günümüzde ulaştığı durumu ve bugün herkesi tehdit ettiği bilim insanları tarafından belirtilen mikroplastikleri betimleyen yerleştirmeler aracılığıyla güncel çevresel tehditleri ele alıyor.

“Okyanusları Bekleyen Gelecek?” bölümünde giderek etkisini hissettiren aşırı hava koşulları, denizlerin yükselmesi ve iklim felaketlerini görselleştiren çalışmalar izleyicilerin karşısına çıkarken, acil önlem alınmazsa bizi nelerin beklediğini sorgulamalarını amaçlıyor.

Dünyanın içinde bulunduğu genel görünümü ortaya koymayı amaçladıkları için Akdeniz merkezli bir yaklaşımdan kaçındıklarının söyleyen Antoine, serginin; deniz kirliliği, iklim göçü ve yükselen deniz seviyelerini farklı kıtalardan gelen eserlerle ele alınarak, sorunların uluslararası kapsamının vurgulandığının altını çiziyor.

“Okyanusların Yarınları?” başlıklı sergi, 7 Eylül 2025 tarihine kadar Quai Antoine 1er Sergi Salonu’nda görülebilecek.

(Kaynak: monacolife.net)

Serbest Dalışçı ve Su Altı Fotoğraf Sanatçısı Bastien Soleil’in Denizlerin Derinliklerini Kadın Duyarlılığıyla Betimlediği “Odyssée” Başlıklı Kişisel Sergisi, Monako’da Açıldı.

Fransız serbest dalışçı ve sanatçı Bastien Soleil’in “Odyssée” başlıklı son kişisel sergisi, Monako’da bulunan Quai Antoine İer Sergievi’nde açıldı. Akdeniz’in derinliklerini bir kadının duyarlılığıyla betimleyen sergi, Monako ve açıklarında çekilmiş yapıtlardan derlenen 15 fotoğrafa yer veriyor.

Kariyerini iki tutkusu olan fotoğrafçılık ve serbest dalış çevresinde biçimlendiren ünlü denizaltı fotoğrafçısı Soleil’in sergisi, denizlerin derinliklerine bir kadın zarafetiyle yeniden bakmamızı sağlıyor.

Sanatçı, sergisiyle ilgili yaptığı açıklamada; su altında yapay solunum cihazları kullanmadığını, yalnızca kendi soluğunu tutmaya dayanan bu dalış biçimiyle Asya’ya yaptığı kendini keşfetme yolculuğunda tanıştığını belirtiyor. Bu büyüleyici dünyaya duyduğu hayranlık ise Soleil’i sonrasında bu dalışlara fotoğraf sanatını da katarak, bu tanıklığı kayıt altına alma düşüncesine itmiş.

Her ne kadar bu dalışların sonucunda elde ettiği şiirsel görsellik, Soleil’in dijital programlar üretilmiş sanısı oluşturuyor olsa da; sanatçı tam tersine hiçbir hile kullanmıyor. Sadece insan gözü ve kameranın sunduğu olanaklar kullanılarak çekilen her bir fotoğraf karesi, su altında büyük bir sanatçı duyarlılığıyla sahneleniyor. Doğal ışık, siyah-beyaz tonlar, hem karmaşık hem de sembolizm içeren kompozisyonlar aracılığıyla Soleil’in çalışmaları, öznelerin özlerinde var olan doğal güzelliklerini vurguluyor.

“Yapay zeka çağında, sanatsal yaratım eylemi kendine düşen payı alıyor ve kesintiye uğruyor” diyen sanatçı “Çalışmalarım başından beri hep bir direniş oldu: mümkün olan en doğal koşullar, kompozisyonlar, ışıklar, modeller ve kendim. Tek başıma çalışıyorum ve ne oksijen tüpü var ne de, özel efektler” ifadesinde bulunarak, çalışmaların hem teknik hem de anlam açısından genel çerçevesini çiziyor.

Monegasque Ulusal Komitesi Uluslararası Sanat Derneği’nin Quai Antoine İer Sergievi’ndeki merkezinde düzenlenen “Odysee” başlıklı sergi, 31 Ekim-07 Kasım 2024 tarihleri arasında görülebilecek.

(Kaynak: monacolife.net, artcomitemonaco.com)

Albert Falco’nun Anısına Tasarlanan Yapay Resif, Monako Açıklarında Denizin Dibine Yerleştirildi.

80’li yıllarda Türk televizyonlarında “Kaptan Kusto” adıyla tanınan Jacques Yves Cousteau’yla birlikte okyanuslar üzerine önemli çalışmalar gerçekleştiren Albert Falco (1927-2012), onuruna hazırlanan yapay resif ile anılıyor.

Denizlerin korunmasına yönelik olarak öncü girişimlerin altında imzası bulunan Falco’nun anısına tasarlanan resif, Monako açıklarındaki Larvotto deniz rezerv alanına dalgıçlar tarafından yerleştirildi. Monako Prensi 2. Albert’in de nezaret ettiği 27 Ekim 2021 tarihinde düzenlenen anma törenine, Falco’nun dul eşi Maryvonne Falco, Devlet sekreteri Pierre Dartout, Çevre ve Şehircilik Bakanı Céline Caron-Dagioni ve projede yer alan önemli adlar da katıldılar.

Üç metre yükseklik ve genişlikteki yapay resif, toplamda 10 tondan fazla bir ağırlığa sahip olan yedi farklı birimden oluşuyor. Monaco Çevre Bakanlığı ile 3 boyutlu yazıcı şirketi Xtree’nin ortak çalışması ile üretilen, Pierre Frolla tarafından tasarlanan resif, su altı inşaat konusunda uzmanlaşmış bir firma olan Prodive Ltd’in yürüttüğü çalışma ile Larvotto rezerv alanı içinde, suyun 18 metre altına yerleştirildi. Resif, balıkların, deniz kabuklularının, mürenlerin ve ahtapotların içine yerleşebilecekleri; biri kabaca bir metre uzunluğunda ve 60 cm genişliğinde olmak üzere, farklı boyut ve biçimlerdeki boşlukları içeriyor.

Falco, özellikle Jacques Cousteau ile birlikte gerçekleştirdiği çalışmalarla tanınsa da; kendisi deneyimli bir skuba dalgıç ve okyanusların korunmasının en büyük destekçilerinden biriydi. Cousteau’nun “Sesiz Dünya” (1956), “Işıksız Dünya” (1964), “Derinlere Yolculuk” (1976) adlı filmlerinde önemli rollerde yer alan Falco, ayrıca “Kalypso’nun Kaptanı” adlı bir de kitap kaleme almıştı.

(Kaynak: monacolife.net)