Denizci Toplum

Yükleniyor...

Denizci Toplum

Denizci Toplum

T ü r k D e n i z c i l i k K ü l t ü r ü H a r e k e t i

“Kızlan Osmanlı Batığı” Su Altı Kazısındaki Buluntular, Osmanlı Denizcilik Tarihine ve Dünya Su Altı Arkeolojisine Önemli Veriler Sağlıyor.

Muğla-Datça açıklarındaki Kızlan Osmanlı Batığı’nda yürütülen su altı kazılarında elde edilen son buluntular, Osmanlı’nın 17. yy’daki Akdeniz’deki deniz gücüne ve ticari etkinliklerine ilişkin önemli veriler sağladığı gibi, dünya su altı arkeolojisi açısından da dikkat çekici bir keşif olarak nitelendiriliyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığının “Geleceğe Miras” projesi kapsamında Dokuz Eylül Üniversitesi Sualtı Kültür Mirası ve Denizcilik Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi (SUDEMER) tarafından gerçekleştirilen “Kızlan Osmanlı Batığı Sualtı Kazısı”nın başkanlığını Prof. Dr. Harun Özdaş yürütüyor.

Su altındaki kalıntıların ölçülmesiyle 30 metre uzunluğunda ve 9 metre genişliğinde olduğu saptanan geminin bir yaşanan çatışma ardından kıyıya sürüklenerek karaya oturduğu, daha sonra yanarak battığını ön görülüyor. Batık, Osmanlıların 17’nci yüzyılda Akdeniz’deki askeri varlığını ve ticari etkinliklerini beraber belgeleyen ilk örnek olarak tanımlanıyor.

Batıkta bulunan üç mühürden üzerindeki yazısı okunabilen “Hüdabende Abdullah Ahmed” adına ait mühürden yola çıkılarak, geminin 1667-1668 yılları arasında sulara gömüldüğü saptanırken; organik buluntular arasında yer alan kestaneler ise geminin kış aylarında battığını gösteriyor.

Prof. Özdaş: Batık, Osmanlı dönemi denizciliği müzesi açabilecek kadar varsıl kaynak sunuyor

Normal koşullarda bu kadar sığ derinlikte karşılaşılabilecek bir batıkta bulunmayacak kadar varsıl bir çeşitlilikte ve yüksek sayıda buluntu ile karşılaştıklarını belirten Özdaş, geminin Osmanlı dönemi denizciliğine yönelik yeni bir müze açabilecek kadar varsıl bir buluntu topluluğu sunduğunu söyledi.

Gemide askeri silah ve mühimmat olarak; paketlenmiş halde 36 Osmanlı tüfeği, 50’den fazla humbara (el bombası), kılıç, hançer ve tabancaların yanı sıra 3 binin üzerinde merminin gün yüzüne çıkarılırken; günlük yaşam ilişkin nesneler de ele geçti. 135 adet pipo lülesi, iki adet satranç takımı, Çin porselenleri, bakır gereçten yapılmış mutfak kapları, ibrikler, kazanlar, tahta kaşık, şimşir tarak ve deri mataralar da su altından çıkarılan eserler arasında yer alıyor.

135 adet Tophane üretimi pipo lülesi, Osmanlı döneminin bilinen en büyük pipo koleksiyonu oluştururken; Bambu paketler içinde bulunan 40’tan fazla Çin porseleni, Türk karasularında ilk kez karşılaşılan örnekleri oluşturuyor. Tüm buluntular, sualtı eserleri arasında bugüne kadar en büyük koleksiyon olma özelliği taşıdığı belirtiliyor.

Osmanlı Dönemine ait gemi batıkları arşivi

Bölgede Osmanlı denizciliğine dair başka batıkların da bulunduğunu ve bu batıkların “Mavi Miras Projesi” kapsamında ‘Osmanlı Dönemi Sualtı Kültür Mirası Coğrafi Bilgi Sistemi’ne kaydedildiğini söyleyen Özdaş, şunları söyledi:

“Denizlerde Osmanlı döneminde batmış, Osmanlı olup olmadığını kesin olarak bilmesek de Osmanlı’nın batırdığı gemiler ya da Osmanlı’nın batan gemileri arşivimiz var. Bunun için yakın çevrede, sığda dahil olmak üzere 70 ila 100 metre derinliğinde 20’ye yakın batığımız var. Bunlar farklı dönemlere, 17. ila 19. yüzyıla tarihlenen batıklar.”

Doç Dr. Kızıldağ: Her gün yüzlerce fotoğrafını çekip mozaik halinde birleştiriyoruz.

Buluntuların kayıt altına alınmasının önemine dikkati çeken Kazı Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Nilhan Kızıldağ, günlük olarak, çıkarılan eserlerin envanter çalışmasını yapıldığını belirterek, şunları söyledi: “Burada kullandığımız en önemli yöntem fotogrametri. Batık alanının her gün yüzlerce fotoğrafını çekip bu fotoğrafları mozaik halinde birleştiriyoruz. Böylece detaylı ve tek bir fotoğraf elde ediyoruz ve plan çalışmasını bunun üzerinden yürütüyoruz.”

Bakan Ersoy: Dünya su altı arkeolojisinin de en çarpıcı buluntularından biri

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Kızlan Osmanlı Batığı’nın, Türkiye’de kazısı yapılan ilk ve tek 17’nci yüzyıl Osmanlı batığının, Osmanlı’nın deniz gücü ve ticaretini günümüze taşıyan ilk örnek olduğunun altını çizerek “Bu keşif, yalnızca ülkemizin değil, dünya su altı arkeolojisinin de en çarpıcı buluntularından biri olarak tarihe geçti.” ifadesinde bulundu.

Yapılan çalışmaların ardından elde edilen buluntuların tamamı Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’ne teslim edilecek.

(Kaynak: aa.com.tr, t24.com.tr)

Antalya Açıklarında Sürdürülen Su Altı Kazılarında Ortaya Çıkarılan Antik Gemi Enkazı Taşıdığı Yük Nedeniyle “Seramik Batığı” Olarak Nitelendiriliyor

Antalya-Adrasan açıklarında sürdürülen su altı kazılarında Geç Hellenistik-Erken Roma dönemine tarihlenen bir gemi batığı ortaya çıkarıldı.

Taşıdığı yük nedeniyle Seramik Batığı olarak adlandırılan enkazdaki buluntuların, üretildiği ilk günkü gibi korunmuş olması, uluslararası basında da kendisine yer buldu.

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülen “Geleceğe Miras” projesi kapsamında yapılan çalışmalarda, Antalya-Kumluca ilçesi açıklarında 33-46 metre arası derinlikte bulunduğu saptanan batık, Geç Hellenistik-Erken Roma Dönemi’ne tarihleniyor. Taşıdığı yüzlerce seramikten yapılmış kullanım nesneleriyle birlerce yıl önce sulara gömülen batık, bu nedenle Seramik Batığı, olarak adlandırılıyor.

Batığın bulunduğu noktaya dalış gerçekleştiren Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, buluntuların orijinal renkleri ve yüzey özellikleriyle, şaşırtıcı bir canlılıkla günümüze ulaşmış durumda olduğunu belirterek, şunları söyledi “Yaklaşık iki bin yıl öncesine ait bu kargo gemisinde, taşıma sırasında korunmaları amacıyla ham kille sıvanmış, iç içe yerleştirilmiş yüzlerce tabak, tepsi ve çanak keşfettik. Bu sayede seramiklerin desenleri dahi günümüze neredeyse bozulmadan ulaşmış durumda. Bu, yalnızca ülkemiz değil, dünya kültür mirası için de son derece kıymetli bir keşif.”

Buluntuların sergilenmesi için bir sualtı müzesi kurulacak

Kazının bilimsel sorumluluğunu üstlenen Doç. Dr. Hakan Öniz ise, bölgede yalnızca batık değil, binlerce tabağın kayalaşmış kümeleriyle karşılaştıklarını belirterek, kazı tamamlanmasının ardında alanın bir bölümünün dalış turizmine açılmasının planlandığını aktardı.

Eserlerin, Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarlarında büyük bir titizlikle korunduğunu vurgulayan Bakan Ersoy, buluntuların sergilenmesi için Kemer Idyros bölgesinde Akdeniz Sualtı Arkeoloji Müzesi’nin inşasına başlanacağını açıkladı:

Ersoy şunları kaydetti, “Projelendirme süreci tamamlandı. Bu ay itibarıyla inşa süreci başlıyor. Bu müze, Seramik Batığı ve benzeri su altı keşiflerinden elde edilen eserleri sergileyecek. Antalya Arkeoloji Müzesi’nde de bir bölümü su altı arkeolojisine ayırarak ziyaretçileri yönlendirecek bir düzenleme planlıyoruz.”

(Kaynak: trthaber.com)

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi, “Avrupa Yılın Müzesi Ödülü”ne Aday Gösterildi.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nin “Avrupa Yılın Müzesi Ödülü”ne (The European Museum of the Year AwardEMYA) aday gösterildiğini bildirdi.

İlk defa 1977 yılında verilmeye başlanan ve her yıl düzenlenen etkinlikle adaylar arasında dağıtılan Avrupa Yılın Müzesi Ödülü, Avrupa müzelerinde yenilikçiliği ve çok boyutlu mükemmelliği temsil ediyor. Bu yıl Polonya’nın Bialystok şehrinde, 21-25 Mayıs 2025 tarihlerinde gerçekleştirilecek EMYA Yıllık Konferansı’nda, Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesinin de tanıtımının yapılarak, 24 Mayıs tarihinde ödül kazanan müzeler açıklanacak.

Ersoy, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şu ifadeye yer verdi: “Heyecanlıyız. Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzemiz ‘Avrupa Yılın Müzesi Ödülü’ne aday gösterildi. Ellerimizde adeta yeniden hayat bulan bu müzemiz, sualtı hazinelerimiz ile kültürel mirasımızı dünya vitrinine taşıyor.”

Çağdaş müzecilik anlayışıyla gerçekleştirdikleri restorasyon çalışmalarının en güzel örneklerinden biri olan Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nin aynı zamanda tarihe sahip çıkma yönündeki kararlılığının da bir yansıması olduğunu belirten Ersoy, “Adaylığımız ile kültürel mirasımızın uluslararası alandaki değerini bir kez daha taçlandırmış oluyoruz” dedi.

İlk olarak 1995’te Avrupa Yılın Müzesi Ödülleri kapsamında “Özel Övgü Ödülü” kazanan Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi, 2021’de tamamlanan restorasyon projesi kapsamında Avrupa Müze Forumu (European Museum Forum-EMF) tarafından 2025 yılı Avrupa Yılın Müzesi olmaya aday gösterilmişti.

(Kaynak: aa.com.tr)

Kıbrıs Türk Halkının Varlık Mücadelesinin Simgesi “Barbarlık Müzesi”, TİKA Tarafından Yenilenerek Yeniden Açıldı.

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından tamamlanan “Barbarlık Müzesi”, gerçekleştirilen yenileme çalışmalarının ardından yeniden açıldı.

Barbarlık Müzesi’nin açılış törenine KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, Başbakan Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Türkiye’den Turizm ve Kültür Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri, TİKA Başkanı Serkan Kayalar, Binbaşı Nihat İlhan’ın oğlu Mustafa Necmi İlhan ve ailesi ile diğer kurum ve kuruluşların temsilcileri katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan, ardından devlet yetkililerinin konuşmalarıyla süren tören, yenilenen müzenin açılması ve gezilmesiyle sona erdi. 

Karanlık Tarih: Kanlı Noel

21 Aralık 1963 tarihinde Akritas planını yaşama geçirmeyi amaçlayan Rumların, Türklere karşı başlattığı ve tarihe Kanlı Noel adıyla geçen saldırılarda adanın her tarafında çok sayıda şehit verilmişti. 23-24 Aralık tarihlerinde EOKA milisleri, Kumsal Mahallesi’ni hedef almıştı.

Tarihe “Kumsal Katliamı” olarak geçen saldırıda, Mürüvvet İlhan Sokak’taki “2” numaralı evde Binbaşı Dr. Nihat İlhan alay görevindeyken, eşi Mürüvvet İlhan ile üç oğlu, 6 aylık Hakan, 4 yaşındaki Kutsi ve 6 yaşındaki Murat küvetin içinde şehit edilmişlerdi.

Ev, 1 Ocak 1966 tarihinde Barbarlık Müzesi olarak ziyarete açılmıştı.

Cumhurbaşkanı Tatar: Küçük yaşlardan itibaren İlhan ailesinin acı öyküsüyle büyüdüm.

Küçük yaşlardan itibaren Rumların, İlhan ailesini katletmesini ve Rum mezalimi sırasında yaşananları hissederek düşünerek büyüdüğünü belirten Tatar şöyle devam etti:

“Onların o yaşadığı zulmü kendim ve halkım adına hisseden bir kişiyim. Nur içinde yatsın Binbaşı İlhan. Kendisine bu olay (ailesinin Rumlar tarafından vahşice katledilmesi) anlatıldığında ‘Vatan sağ olsun.’ demiştir. Tabip Binbaşı İlhan’ın, eşi ve üç çocuğunu kaybetmiş bir kişinin, o ruh haliyle ‘Vatan sağ olsun.’ demesi her şeye bedeldir. Kendisini rahmetle anıyorum.”

Doğu Akdeniz’de göreve başlayan Abdülhamid Han sondaj gemisine eşlik eden üç gemiye Rumlar tarafından katledilen Tabip Binbaşı Nihat İlhan’ın çocukları ‘Murat’, ‘Hakan’, ‘Kutsi’nin adının verildiğini anımsatan Tatar, bunun büyük bir vefa örneği olduğunun vurguladı.

Tatar, bu katliamları gerçekleştirenlerin, Rum Cumhuriyeti’ne dönüşmüş Kıbrıs Cumhuriyeti’nin liderliğine kadar yükselen Tasos Papadopulos ve onun emrindeki EOKA çetelerinin gerçekleştirdiğini ancak adları belli olduğu halde, bu kişilerin hiçbir zaman yargıya taşınmadığını anımsattı.

basin.ktb.gov.tr

Töre, “Mücadele ederek KKTC’yi kurduk. İki egemen devleti savunuyoruz, savunmaya da devam edeceğiz.”

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Töre ise Kıbrıs Türk halkının, 1878’den 1974’e kadar 96 yıl boyunca büyük zorluklar yaşamalarına rağmen yılmadıklarını, yıllar boyunca Türkiye’nin gelişini sabırsızlıkla beklediklerini kaydetti.

Töre, 59 yıl önce İlhan ailesinin başına gelen barbarlığı “soykırım” olarak niteleyerek bundan sonraki nesillere yaşananları öğretmek zorunda olduklarını vurguladı.

Üstel, 1974’teki Barış Harekatı sayesinde bugün özgürlüklerine kavuştuklarını anımsatarak “O zamanın liderleriyle beraber mücadele ederek KKTC’yi kurduk. İki egemen devleti savunuyoruz, savunmaya da devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Ersoy: Barbarlık Müzesi, yaşananların dünya kamuoyuna anlatılması açısından önemli bir adım

Bakan Mehmet Nuri Ersoy, 1963’te gerçekleşen bu acımasız olayı her zaman, her şartta ve her platformda tüm dünyaya anlatmaya devam edeceklerini vurgulayarak, Kıbrıs davasının kendi kalbinde, vicdanında ve tarihinde çok büyük bir yeri olan milli bir dava olduğuna işaret etti.

Ersoy, Kıbrıs Türkü’nün, huzuru, güvenliği ve dünyadaki konumu için gece gündüz demeden çalışmaya devam edeceklerini dile getirerek “Rumlar, büyük bir hukuksuzluğa imza atarak evlatlarımızı hedef aldılar. Ancak devletimizin çok büyük olduğunu ve bu yaşananları hem unutmayıp hem de unutturmayacağını düşünemediler. Şükürler olsun ki milletimiz öyle bir millettir ki ne tek bir şehidini unutur ne de tek bir karış toprağına göz diktirir. Bu millet ne Fatih’i unutur, ne Mustafa Kemal’i unutur ne de Murat İlhan, Kutsi İlhan, Hakan İlhan’ı unutur. İşte bugün gelinen noktada bu isimleri unutmadığımızı tüm dünya görüyor.” ifadesini kullandı.

Ersoy, Barbarlık Müzesi’nin açılmasının, yaşananların unutulmaması ve dünya kamuoyuna anlatılması açısından önemli bir adım olduğunu aktardı.

basin.ktb.gov.tr

.

basin.ktb.gov.tr

Yenileme Süreci

Zaman içinde müzede çeşitli fiziksel sorunların baş gösterdiği belirten Ersoy, Bakanlık olarak TİKA aracılığıyla Barbarlık Müzesi’nin restorasyonunun gerçekleştirilmesine karar verdiklerini belirterek şunları söyledi:

“Geçen yıl başlattığımız müzenin restorasyonu, elektrik, mekanik, teşhir tanzim ve çevre düzenlemesi işleri yapılarak modern ve geleneksel müzeciliği birleştirerek aslına uygun bir şekilde tamamladık. Çağdaş müzecilik anlayışı çerçevesinde, yaşananların eksiksiz bir şekilde anlaşılması adına dijital imkanların geliştirilmesi sağlandı. Hafıza Havuzu’nda, arşivlerden Kıbrıs’ta şehit olan ve kayıp listesinde bulunan vatandaşlara ilişkin bilgi ve görsel dokümanların temini, ek olarak eğer ulaşılabiliyorsa vatandaşların yaşam öyküleri, fotoğraf ya da resmi belgeler, nerede şehit edildikleri, ve şehit edildikleri tarih gibi bilgiler sağlanmış ve işlenmiştir.”

basin.ktb.gov.tr

Kayalar, “Bu ev Kıbrıs Türk halkının haklı mücadelesinin sembolü haline gelmiştir.”

TİKA Başkanı Kayalar ise müzeye ilişkin “Bu ev Kıbrıs Türk halkının haklı mücadelesinin sembolü haline gelmiştir.” ifadesini kullandı.

Kayalar, Barbarlık Müzesi projesinin, TİKA’nın KKTC’deki ikinci müze projesi olduğunu söyleyerek TİKA’nın KKTC’de 2019’dan bu yana 100’e yakın projeyi yaşama geçirdiğini belirtti.

Binbaşı Nihat İlhan’ın oğlu Prof. İlhan: “Devletimiz, Unutmuyor, Unutturmuyor!..”

Binbaşı Nihat İlhan’ın oğlu Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan ise konuşmasında; “59 yıl önce Kıbrıs’ta Türk varlığını yok etmek için EOKA’cı katiller tarafından yapılan saldırılarda 360’tan fazla Türk şehit olmuş, 10 binlerce Türk yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalmıştır. Bir asker, bir hekim, her şeyden öte bir insan olan babam Nihat İlhan’ın tüm ailesi, yaşama sevinci yok edilmiştir.” diye konuştu.

Açılışa ilişkin olarak sosyal medya hesabında paylaşımlarda bulunan Prof. Dr. İlhan; Kıbrıs Türkleri’nin varlık mücadelesinin simgelerinden Barbarlık Müzesi yeniden ve kapsamlı olarak Lefkoşa’da açıldı. Devletimiz şehitlerini unutmuyor, unutturmuyor. Şehit İlhanlar’ı her zaman, her yerde en kalbi duyguları ile anlatan, unutmayan, unutturmayan Sayın KKTC Cumhurbaşkanımıza minnettarız sözleriyle duygularını aktardı.

.

.

.

Aynı zamanda Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı olan Prof. Dr. İlhan, babasının bütün acılara rağmen “Vatan sağ olsun.” dediğini hatırlatarak “Devletimiz büyüktür, hem de çok büyüktür. Unutmuyor, unutturmuyor Kıbrıs’ta Türklere yapılan soykırımı ve buradaki Türklerin varlık mücadelesini.” dedi.

(Kaynaklar: aa.com.tr, kibristime.com, basin.ktb.gov.tr, iletisim.gov.tr)

Türkiye’nin Su Altı Varsıllığını Belgeleyen ‘Mavi Miras’ CerModern’de Açıldı.

Harun Özdaş ve Çağatay Erciyes’in CerModern’de açılan “Mavi Miras” adlı fotoğraf sergisi, ülkemizin su altı varsıllığını gözler önünde seriyor.

Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyan sergi, Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde, Dışişleri Bakanlığı, Dokuz Eylül Üniversitesi – Sualtı Kültür Mirası ve Denizcilik Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi (Deu-Sudemer) desteğiyle düzenleniyor.

Arkeolog Doç. Dr. A. Harun Özdaş ve Büyükelçi Çağatay Erciyes’ın “Türkiye Batık Envanteri Projesi” çalışmalarında belgeleme amacıyla çektiği 58 adet su altı fotoğrafından oluşan sergi, Bronz Çağından Osmanlı Dönemine kadar, geniş bir tarih sürecini içeriyor.

CerModern’de 17 Kasım 2021 tarihinde düzenlenen serginin açılışına, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran ve farklı ülkelerin büyükelçileri katıldı.

aa.com.tr

Bakan Ersoy: ‘Mavi Miras’, ‘Mavi Vatan’daki Kültürel Varlıklarımızın Tümüdür.

Bakan Ersoy, sergi açılışında gerçekleştirdiği konuşmasında, üç kıtanın kesişme noktasında yer alan Anadolu kıyılarının tarih boyunca farklı kültürlerin ve deniz ticaret yollarının kesişme yeri olduğunu belirtti. “Türkiye Batık Envanteri Projesi” kapsamında hazırlanan serginin su altı kültürel varsıllıklarının bir kesitine yer verdiğini vurgulayan Ersoy, “Serginin adı olarak kullanılan Türkiye’nin Mavi Mirası söylemini biz mavi vatanımızda yer alan kültürel varlıklarımızın tümünü tanımlamak için kullanıyoruz.” dedi.

Bakan Ersoy, sergi açılışına katılan ülkelerin büyükelçilerini de gelecek yaz batıklara dalmaya davet etti.

aa.com.tr

Dışişleri Bakan Yardımcısı Kıran ise; coğrafi konumu bakımından Türkiye’nin, kendisini çevreleyen denizleri ile birlikte sahip olduğu potansiyelinin ve stratejik öneminin herkesçe bilindiğini kaydederek, “Türkiye olarak son dönemde özellikle Doğu Akdeniz başta olmak üzere denizlerdeki egemenlik haklarımızın takibi konusunda da çok güçlü bir kararlılık içerisinde olduğumuzu açıkçası bütün dünya biliyor ama işin diplomatik ve hukuki tarafı bir yana kültürel ve tarihi miras bakımından da çok daha büyük bir zenginlik arz ettiğini ve Türkiye’nin bu anlamda dünyaya da öncülük eden bir ülke olduğunu bugün burada bir kez daha gururla hatırlıyoruz.” ifadesini kullandı.

“Mavi Mira”s, 19 Aralık 2021 tarihine kadar CerModern’de ziyaret edilebilecek.

(Kaynaklar: aa.com.tr, cermodern.org)