Güney Kore’de Joseon Döneminden Günümüze Ulaşan Batığın, Tarihi Belgelerde Karşılaşılan Vergi Taşıma Gemisi “Segok” Olduğu Düşünülüyor.
Güney Kore’nin batı kıyılarının açıklarında keşfedilen Joseon dönemine ait “Mado 4” adı verilen kargo gemisi batığı deniz tabanından çıkarıldı.
Yaklaşık olarak 1430 yıllarında Taean Adası yakınlarında sulara gömüldüğü saptanan geminin, 1392-1897 yılları arasında Kore’de 505 yıl hüküm süren Joseon hanedanlık döneminden günümüze ulaşan tek örnek olduğu belirtiliyor.
Bugüne kadar yalnızca tarihi belgelerde karşılaşılan vergi nakil gemisi “Segok” olduğunu düşünülen uzunluğu yaklaşık 12 metre genişliği yaklaşık 5 metre olarak belirtilen batık, ilk olarak 2015 yılında keşfedilmişti. Mado 4 üzerinde çalışan Ulusal Denizcilik Mirası Araştırma Enstitüsü’nden arkeologlar, on yıla yayılan süreç içinde batıktan yüzlerce eseri gün ışığına çıkararak, belgeleme çalışmaları yürüttüler.
Gerçekleştirilen tüm bu araştırmalar, bilim insanlarının geminin son yolculuğuna ilişkin olarak çok önemli bulgular elde etmesini sağladı. Özellikle, geminin kalkış ve varış noktasının yazılı olduğu 63 adet ahşap kargo etiketleri bu bulgular arasında en dikkat çekenlerinden biri olarak öne çıkıyor. Üzerinde Korece “Naju Gwangheungchang” yazan bu etiketler, geminin Güney Jeolla Eyaleti’nde yer alan Naju’dan yola çıktığını ve Hanyang’daki Gwangheungchang’a, doğru seyir yaptığını gösteriyor. Bu, aynı zamanda geminin taşımakta olduğu vergi niteliği taşıyan tahılın, devlet memurlarının maaşlarının dağıtıldığı yer olan Gwangheungchang’a götürüldüğünü ortaya koyuyor.

heritagedaily.com
Ayrıca üzerinde “Naeseom” ifadesi bulunan 152 adet mavi-yeşil renklere sahip Buncheong çömleğinin bulunması geminin varış noktasının kesinleştirilmesini sağladı. “Naeseom-si”nin kısaltması olan sözcük, Joseon hanedanı hükümetinin, eyaletlerden kraliyet sarayına gönderilen haraç ürünlerini denetleyen devlet dairesinin adı olarak biliniyor. Bu bulgu, aynı zamanda batıktan çıkarılan çömleklerin de Naeseom-si tarafından denetlenmekte olan mallar arasında yer aldığını göstermiş oluyor.
Mado 4, erken dönem öncüleri olan Goryeo ve Silla adlı gemi türlerinin tasarımlarından farklı olarak, hızı ve dayanıklılığı artırmasını sağlayan iki direğe sahipti. Pupası yatay konumlandırılmış ahşaplarla güçlendirilen geminin, ahşap borda kaplaması, postalara ahşap çivilerle sabitlenmiş ve daha sonra yapılan onarımda ise; metal gereç çiviler kullanılmıştı.
Batık geminin gövdesinden çıkarılan parçalar Taean Denizcilik Müzesi’nde tuzdan arındırılarak, koruma sürecine tabi tutuluyor ayrıca gemide bulunan ve geminin niteliğini ortaya koyan bazı buluntular da bir süreden beri halka açık olarak sergileniyor.
(Kaynak: heritagedaily.com)
Bjarke Ingels Group (BIG) Mimarlık Ofisi, Güney Kore’deki Liman Kenti Busan İçin Tasarladığı Yüzen Kentin Son Görünümünü Basınla Paylaştı.
Bjarke Ingels Group (BIG), Güney Kore-Busan’ın açıklarında gerçekleştirilecek OCEANIX projesine ait yeni ayrıntıları yayınladı.
Dünyanın en büyük sürdürülebilir yüzen kenti olarak gösterilen proje, Samsung firmasının sahip olduğu mimarlık ofisi SAMOO ile birlikte tasarlanırken, yapımı OCEANIX ve Birleşmiş Milletler – Habitat programı tarafından gerçekleştirilecek.
Bu projede olduğu üzere, yüzen kentlerin, iklim değişikliğinin sonucu olarak ortaya çıkan ve özellikle kıyı bölgelerde ve adalarda yaşayan topluklar açısından varoluşsal bir tehlike arzeden deniz seviyesindeki yükselmenin üstesinden gelebilmekte bir anahtar bir rol üstlenebileceği öngörülüyor.
Yaklaşık olarak 3.4 milyon kişinin yaşadığı tehlike altındaki bir liman bölgesi olarak, Busan kenti de, bu endişelerden yola çıkarak; Bjarke Ingels Group’la kurduğu işbirliğiyle, bölgenin değişen iklim koşullarına uyum sağlamak için ortak bir çalışma başlattı.
Bjarke Ingels Group – BIG, Busan’daki kendi OCEANIX kentini, birbiriyle bağlantılı olacak biçimde yüzer kümeler olarak planlıyor. Köprülerden oluşan bir ağ ile bağlanacak olan bu yüzer platformların herbiri kendisi içinde yaşam alanlarını, araştırma binalarını ve konutlarını içeren özel bir programa sahip. Ortaya çıkan tasarım önerisi, toplamda 6.3 hektarlık bir alanı kaplıyor ve 12.000 kişinin barınmasına olanak sağlıyorken; kent, çevreye doğru kolayca yayılabilecek ve kuramsal olarak, 100.000 kadar kullanıcıyı barındırabilecek biçimde tasarlanıyor.
Doğal felaketlerin yıkıcı etkilerine karşı mimarlık ofisi tarafından kıyıdan açıkta tasarlanan bu yüzer mimari, kendi beslenme kaynaklarını, enerjisini ve taze içme suyunu üretebilecek biçimde planlanıyor. Böylece; sıfır atık ve döngüsel dizgenin, kapalı devre su dizgesinin, seralarda yiyecek üretiminin, net sıfır enerjinin yerleşkeye uyarlanmasıyla ve kıyısal doğal çevrenin canlandırılmasıyla kısmen başarılmış olacak.
BIG tarafından yapılan açıklamada; yerleşkedeki dizgenin yürütülmesi için gereksinim duyulan enerjinin tümünün, yapıların çatlarına ve yüzer biçimde çevreye konumlandırılan güneş panelleri aracılığıyla, yerinde üretileceği belirtiliyor.

oceanixcity.com

oceanixcity.com

oceanixcity.com
(Kaynak: designboom.com, oceanixcity.com)
Hyungsun Kim’in “Haenyo – Jeju Adasının Deniz Kadınları” Adlı Fotoğraf Sergisi, Güney Kore’de Geleneksel Yöntemlerle Dalgıçlık Yapan Kadınları Konu Alıyor.
Güney Koreli Fotoğrafçı, Hyungsun Kim’in Jeju Adasında, geleneksel yöntemlerle dalgıçlık yapan kadınları görselleştirdiği; “Haenyo – Jeju Adasının Deniz Kadınları” adlı fotoğraf sergisi, Avustralya Ulusal Deniz Müzesi’nde.
Reklam fotoğrafçısı Hyungsun Kim, Jeju Adasındaki dalgıç kadınların yaptığı işe büyük hayranlık duyması nedeniyle, bu adaya giderek 2021-2014 yıları arasında bu kadınları fotoğraflamış; bu nedenle, aslında Kim‘in fotoğrafları, “Haenyo” olarak bilinen kadın dalgıçlar topluluğuna aslında bir övgü niteliği taşıyor.
Bu kadınlar, Güney Kore‘nin güneyinde yer alan Jeju Adası‘nın çevredeki deniz alanında çeşitli su ürünlerini toplayarak yaşamlarını kazanıyorlar. Günümüzde yaş ortalaması 60’ın üzerinde ve hatta bazıları artık 80’li yaşlara dayanmış durumda. Haenyo‘ların neredeyse tüm yaşamları; buz gibi soğuk ya da sıcak, durgun ya da hırçın dalgalı denizlerde; deniz kabuğu, deniz hıyarı, deniz kestanesi, deniz kulağı ve deniz yosunu toplayarak geçmiş.
.
.
Haenyo‘ların şnorkel ya da hava tüpü kullanmamaları nedeniyle büyük bir fiziksel dayanım gerektiren bu iş, aynı zamanda pek çok tehlikeyi de barındırıyor. 20 metre derinliğe inen bu kadın dalgıçlar nefeslerini iki dakikaya kadar tutabiliyorlar ve çoğunlukla bu dalış süreleri saatlerce sürebiliyor. Genç kadınlar “Sanggyu”n (üst düzey) aşamasına gelebilmek için yaşlı haenyo’ların gözetiminde eğitim görüyor ve deneyim kazanıyorlar. Bugün, Jeju‘da resmi olarak kayıtlı 4900 haenyo var ancak bunların yaklaşık olarak 2.500’ünün işlerini yapmayı sürdürdükleri biliniyor.
.
.
.
Sanatçı Hyungsun Kim, bu kadınları, günümüze ulaşan antik dalış tekniklerin bir simgesi olmaktan öte bir anlayışla görselleştirmeyi amaçlamış. Sürdükleri zor yaşam biçimini izleri tepeden tırnağa üstlerinde okunan bu kadın dalgıçlar, denizden çıktıktan hemen sonra kıyıda sonsuz fon kullanılarak oluşturulan basit bir stüdyoda sanatçı tarafından fotoğraflanmışlar.
“Haenyo – Jeju Adasının Deniz Kadınları” başlıklı sergi, 13 Haziran 2021 tarihine kadar Avustralya Ulusal Deniz Müzesi‘nde olacak.
(Kaynak: sea.museum, designersparty.com)
Koreli Yönetmen Kim Ki-Duk’un “Ağ” Adlı Filmi 7. Boğaziçi Film Festivali’nde
Koreli yönetmen Kim Ki-Duk’un “Ağ” adlı filmi 7. Boğaziçi Film Festivali programında yer alıyor.
Kim Ki-duk’un en siyasi filmlerinden biri olan Ağ (2016), Kore yarımadasının bölünmesine gerçekçi ve dolaysız bir bakışla ele alıyor. Film, Güney Kore sınırındaki bir ırmağın kenarındaki küçük bir kasabada yaşayan, Kuzey Koreli balıkçı Nam Chul-woo‘nun içine düştüğü siyasal ve insani zorlukları merkezine alıyor.

Nam Chul-woo (Ryoo Seung-bum), iki ülkeyi ayıran sınırda balık avlamaktadır. Sınırı gözetim altında tutan muhafızlar da Nam‘ı tanıdıkları için güneye kaçmayacağından emindirler.
Teknesinin motoru bozulunca teknenin kontrolünü yitirir ve Güney Kore sularına sürüklenmekten kurtulamaz. Nam, casus sanılarak gözaltına alınır. Burada insanlık dışı davranışlarla karşılaşır.
Sert geçen sorgu ve ikna sürecinin ardından balıkçı, Kuzey Kore’ye iade edilir. Ancak burada da yaşamı eskisi gibi olmayacak, zorluklarla karşılaşacak ve iki ideoloji arasında kapana kısılacaktır.
Yönetmenliği ve Senaryosu Kim Ki-Duk tarafından üstlenilen filmin yapımcısı, Kim Soon-Mo. Film de yer alan oyuncular, Ryoo Seung-Bum, Lee Won-Geun, Kim Young-Min, Choi Gwi-Hwa, Jo Jae-Ryong
Ağ, 18 Ekim 2019 tarihinde saat 12.00’de Beyoğlu Sineması’nda izlenebilir.
(Kaynaklar: bogazicifilmfestivali.com, sinemalar.com, beyazperde.com)