Denizci Toplum

Yükleniyor...

Denizci Toplum

Denizci Toplum

T ü r k D e n i z c i l i k K ü l t ü r ü H a r e k e t i

Yunanistan’ın, Batı Trakya, Rodos ve İstanköy Adalarındaki Türklere Uyguladığı Kültür Soykırıma Yönelik Basın Açıklaması Gerçekleştirildi

İzmir’de etkinlik gösteren “Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği”, “Rodos İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği”, “Makedonya Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği”, “İzmir Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği”, “Kosova Rumeli Kültür Sanat Turizm Derneği”, “Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği” Yunanistan’ın Türk kimliğine yönelik olarak sürdürmekte olduğu kültürel soykırımı kınayan bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Açıklamada Türk kimliğini yok etme, izlerini silme çabasının içinde; Batı Trakya Türklerinin yanı sıra Rodos ve İstanköy Türklerinin de bulunduğu bildirilerek; Türk devletinin karşılıklı haklar konusundaki yükümlüklerini yerine getirdiği belirtilerek, Yunanistan’ın da, Lozan Antlaşmasıyla ve uluslararası kuruluşlar tarafından korunmaya alınmış bu hakları vermek zorunda olduğu çağrısı yinelendi.

Yapılan açıklamanın ardında dernek yetkilileri tarafından Yunanistan İzmir Konsolosluğu önüne siyah çelenk bırakıldı.

Basın Açıklaması:

“Türk-Yunan İlişkilerinde en önemli sorunlardan biri, Yunanistan’da yaşamakta olan Türk azınlığının durumudur. Yunanistan’ın Türk azınlığına karşı takındığı tutum, her iki ülkenin ilişkilerini doğrudan etkilemektedir.

Yunanistan, Türk azınlığın maddi ve manevi değerlerine yönelik kültürel soykırım politikası uygulamaktadır.

Aslında 1923’lerden sonra Batı Trakya’da Türk sözcüğünün her yerde geçmesini isteyen ve sağlayan Yunanistan’ın kendisi idi. Belediye doğum evraklarında, okul diplomalarında, azınlık okullarının tabelalarında ve derneklerin  adlarında Türk  sözcüğü geçiyordu. Albaylar cuntası döneminde bile devam eden dernek çalışmaları Yunanistan’ın AB’ne 1981’de üye olduktan sonra durdurulmuştu. Yunanistan’ın Batı Trakya Türklerinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nce karar altına alınan “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi”nin (AİHS) belirtilen haklarını yerine getirmediği de bilinmektedir.

Günümüzde Yunanistan, Batı Trakya Türklerinin yanı sıra Rodos ve İstanköy Türklerinin de Türk olduğunu kabul etmiyor ve  bir kültürel soykırım uyguluyor. Örneğin kültürel kimlikleriyle örgütlenmelerini engelleyen yasa ve baskılar var, Türk çocuklarının çift dillilik temelinde en azından ilköğretim düzeyinde Türkçe öğrenme hakkı, bir başka deyişle anadil eğitimi hakkı ellerinden alınmış durumda, adalarda  Osmanlı Türklerinden kalan kültürel eserlerin korunmasına, bakım ve onarımına Yunan hükümetlerince izin verilmiyor, yıkılmaları isteniyor, Türk vakıf malları haraç-mezat satılıyor. “Türk” azınlık, topluluklar da ve tanımadığı kimselere “Türk” olduklarının ifade etmekten korkuyor.

Yunanistan’ın şöyle bir yanılgısı, daha doğrusu bildiği halde görmezlikten geldiği ve  yerine getirmek istemediği bir değerlendirmesi var.

Yunanistan, Lozan Antlaşması imzalandığı zaman adalar İtalyan işgali altında olduğu için, Antlaşmanın 45. Maddesinin sadece Batı Trakya Türklerinin kültürel kimliği ile bağlantılı  olduğunu, Rodos ve İstanköy Türklerini bağlamadığı dile getiriliyor.

Bununla birlikte Batı Trakya Türkleri dahil Rodos ve İstanköy Türklerinin; 1913 Atina Antlaşmasına bağlı 3 numaralı protokol, 10 Ağustos 1920 Yunan Sevr Antlaşması, 30 Ocak 1923 Mübadele Sözleşmesi, Lozan Antlaşmasının 37.-45. maddeleri, 1926 Atina ve 1930 ve 1933 Ankara Antlaşmaları ve 1947 Paris Antlaşması gibi Uluslararası Antlaşmalarla Belirlenmiş Hakları vardır.

Bu antlaşmalara ek olarak Birleşmiş Milletlerin UAD (Uluslararası Adalet Divanı)’nın 1978 tarihli kararında da, “ülke topraklarının statüsü” kavramının, antlaşmanın yapıldığı sıradaki toprakları değil, ülkenin sonradan edindiği toprakları da kapsayacak şekilde yorumlanması gerektiğini belirtilmiş bulunmaktadır.

Bütün bu gerçekler gün ışığında olmasına karşılık, 15 Nisan 2021 tarihinde Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu ile Yunan mevkidaşı Nikos Dendias’ın Ankara’daki görüşmesinin ardından  düzenlenen ortak basın toplantısında, Dendias Batı Trakya’da yaşamakta  olan Türkleri, Türk olarak kabul  etmediğini bildirdi.

Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu da Dendias’ın söylemini kınadı ve şunları söyledi:

Türkiye’de biz Rum Ortodoks azınlığı kabul ediyoruz ama siz Türküm diyen Türklere hayır Türk değilsin demeniz ne insanidir, ne de demokratiktir. Bize insan hakları dersi vermeye kalkıyorsunuz ama Türk azınlığına Türk ismini kullanmasına müsaade etmiyorsunuz. Bugün herkes Türkiye’de ne olduğunu rahatlıkla ifade edebiliyor.

Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu’nun açıklamasına yürekten katılıyor ve Yunanistan Türklerinin Türk kültürel kimliğini kabul etmeyen Yunan bakan Nikos Dendias’a gerçekleri görmeye davet ediyoruz.

Yunanistan, kendi ülkesinde yaşamakta olan azınlıkların Lozan Antlaşması başta olmak üzere birçok ikili antlaşma yanında Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, Birleşmiş Milletler, Uluslararası Antlaşmalar ve de Yunanistan Anayasası’nda güvence altına alınmış sosyal ve kültürel haklarını  vermek zorundadır, bu antlaşmalara ve kendi anayasasına imzasını atmıştır. Yunanistan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nce  Batı Trakya Türkleri için alınan kararları da yerine getirmelidir.

Yunanistan, Batı Trakya Türklerinin yanı sıra Rodos ve İstanköy Türklerinin de Türk Kültürel Kimliğini Kabul Etmelidir” diyoruz.

Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı – Rodos,İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği (ROİSDER) Başkanı

Mümin Durmuş – Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği İzmir Şubesi Başkanı

İlhami Yıldız – Makedonya Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı

Abdurrahim Nursoy – İzmir Bal-Göç Genel Başkanı

İbrahim Şengöz – Kosova Rumeli Kültür Sanat Turizm Derneği Başkanı

Abdullah Gül – Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı

(Kaynak: rodosistankoyturkleri.org.tr, gundemgazetesi.com)