Mimar Han Tümertekin ve proje ortakları, bu yıl ‘Birlikte Nasıl Yaşayacağız?’ teması ile düzenlenen Venedik Bienalinin 17. Uluslararası Mimarlık Sergisi’ne “Yan Yana” (Side by Side) adlı oturma platformu ile yanıt arıyor.
“Yan Yana”, suyun kenarından kurulmuş olmaları nedeniyle aynı özelliği paylaşan iki kentin; Venedik’in ve İstanbul’un bu ortak noktasının altını çiziyor. Tasarım, bienali gezmek amacıyla Venedik’e gelen ve bu alanı, eşzamanlı olarak paylaşmalarına karşın birbirini tanımayan ziyaretçilerin kısa süreli nefeslenmelerine ya da bir süreliğine mola vermelerine olanak sağlarken, onlara kıyıda, yan yana/birarada dinlenme çağrısında bulunuyor.
Arsenal bölgesinde kurulan, Kastamonu Entegre’nin destek verdiği, oturma platformu; Mimar Han Tümertekin’in ve Ayfer Bartu Candan, Mert Kaya, Tuna Ortaylı Kazıcı, Sena Özfiliz, Hayriye Sözen, Hakan Tüzün Şengün, Ahmet Topbaş ve Zeynep Tümertekin’den oluşan takımın çalışmasının ürünü.
Venedik tersanesinin kıyısına konumlandırılan, ana malzeme olarak ahşabın kullanıldığı ve çelik strüktürle desteklenerek konsol çalışacak biçimde oluşturulan oturma platformu, sahip olduğu biçimiyle; kıyı ve kara arasındaki akışkanlığı, vurgulayarak; aradaki sınırların İstanbul ve Venedik kentleri bağlamında geçirgenliğine, belirsizliğine gönderme yapıyor.
Arkitera – Cemal Emdem
.
Arkitera – Cemal Emdem
İstanbul kent yaşamına ilişkin olarak duyarlı ve özenli bir gözlemin ürünü olan; kentsel mekan içinde süregelen deviminin ürettiği mekanlardan yola çıkan tasarımla ilgili olarak Tümertekin, “Farklı insan gruplarını yeni biçimlerde yan yana bir araya getirmek ve öngörülemeyen karşılaşmalara olanak sağlamak heyecan verici bir tasarım konusuydu. Pandemi öncesinde çalışmaya başladığımız bu proje, Venedik Bienali’nde yerini alana kadar çok çeşitli aşamalardan geçti. İlhamını İstanbul’un eşsiz coğrafyasına özel kentsel hareketlilikten, geçiş alanlarından ve günlük seyahatlerden alan ‘Yan Yana’, insanları daha önce bulunmadıkları yerlerde yan yana getirmenin olanaklarını ve potansiyellerini tartışmaya açıyor.” diyerek; bu oturma alanın, aslında İstanbul’un bağlamsal olarak bir yeniden yorumlanması olduğunun altını çiziyor.
(Kaynaklar: hantumertekinandcollaborators.com, hurriyet.com.tr, labiennale.org)