Denizci Toplum

Yükleniyor...

Denizci Toplum

Denizci Toplum

T ü r k D e n i z c i l i k K ü l t ü r ü H a r e k e t i

Los Angeles Deniz Müzesi’nde Açılan “Tāminaru: Japon-Amerikalı Balıkçı Köyündeki Yaşamdan Bir Gün” Başlıklı Sergi, 2. Dünya Savaşı Öncesindeki Bir Japon Köyünün Tarihine Bakış Niteliği Taşıyor.

“Tāminaru: Japon-Amerikalı Balıkçı Köyündeki Yaşamdan Bir Gün” başlıklı sergi, İkinci Dünya Savaşı öncesinde Terminal Adası’nda yaşayan ve geçimlerini çoğunlukla balıkçılık yaparak sağlayan Japonya kökenli topluluğun geçmişini ele alıyor.

Pearl Harbor baskınının ardından Owens Vadisindeki toplama kampına gönderilen topluluktan günümüzde hala yaşamda olanlar ve onların torunları, aradan geçen yılların ardında bu topluluğun tarihini ve izlerini yaşatmaya sürdürüyor.

Los Angeles Limanı’nda konumlu bulunan Terminal Adası, 20. yüzyılın başlarında yaklaşık 3.000 Japon kökenli Amerikalı’ya ev sahipliği yapmaktaydı. Balıkçılıkla uğraşan bu topluluğun üyeleri aslen Japonya’nın Wakayama’dan buraya gelip yerleşmişler ve Los Angeles Limanı’na taşındıktan sonra da dillerini ve geleneklerini korumayı sürdürmüşlerdi.

Ancak Japon İmparatorluğu tarafından Pearl Harbor’a yapılan saldırı, bu topluluğun kaderinde önemli bir kırılmaya yol açtı. Amerika Birleşik Devletleri’nin İkinci Dünya Savaşı’na girmesinin hemen ardından Başkan Franklin D. Roosevelt, 120,000 Japon Amerikalının toplu olarak sürülmesine yol açan 9066 sayılı Yönetsel Buyruğu imzaladı. Böylece Terminal Adası’nda yerleşik Japonlar, Kaliforniya Eyaleti sınırları içindeki Owens Vadisi’ndeki Manzanar toplama kampına gönderildiler ve savaşın sonuna dek burada yaşamlarını sürdürmek zorunda kaldılar.

Ancak savaşın bitmesinin üzerinde geçen 80 yıl sonra bile Terminal Adası’nın bu eski sakinleri, adadaki köylerini hiçbir zaman unutmadılar. Günümüzde de, hem bir zamanlar bu adada yaşayan japonlar hem de onların torunlarından oluşan bir grup tarafından kurulan “Terminal Adalılar Kulübü”, buradaki tarihlerine sahip çıkmakta ve kurdukları dostlukları sürdürmektedirler.

Küratörlüğünü yazar Naomi Hirahara’nın üstlendiği serginin organizasyonunu Tara Fansler, sponsorluğu Los Angeles Denizcilik Müzesi Dostları ve Japonya İş Derneği ile Terminal Adalılar Kulübü’nün işbirliğiyle gerçekleştiriliyor.

(Kaynak: lamaritimemuseum.org)

South Street Seaport Müzesi’ndeki “Büyük Yolcu Gemilerindeki Göçmenler ve Milyonerler, 1900-1914” Başlıklı Sergi, Farklı Sınıflardaki Yolcuları Çeşitli Yönlerden Ele Alıyor.

South Street Seaport Müzesi’nde açılan “Büyük Yolcu Gemilerindeki Göçmenler ve Milyonerler, 1900-1914” başlıklı sergi, 20. yüzyılın başlarında okyanuslarda yolcu taşıyan büyük gemilerdeki birinci sınıf ve üçüncü sınıf yolcular arasındaki farklılıkları mercek altına alıyor.

Sergi, izleyicilere okyanus gemilerindeki yolcu yaşamını, birinci sınıfta yolculuk yapan varlıklı Amerikalılar ile üçüncü sınıfta Amerika Birleşik Devletleri’ne göç eden ve ileride Amerikan yurttaşı olacak olan yolcular arasındaki belirgin farkları ortaya koyarak, sergi izleyicilerinin değerlendirmesine sunuyor.

South Street Seaport Müzesi’nin daimi koleksiyonundan seçkiyle oluşturulan sergide; orijinal ve yeniden üretilmiş eserlere (replikalara), okyanus gemisinden çeşitli anı eşyalarına, efemeralara, çeşitli seramik nesnelere ayrıca hem göçmenlere hem de birinci sınıf yolcularına ait bagaj sandıklarına yer veriliyor.

Serginin küratörlüğünü William Roka ve Michelle Kennedy tarafından üstlenilirken; sergi tasarımı ve sanat yönetimi, Rob Wilson ve Christine Picone tarafından gerçekleştiriliyor.

(Kaynak: southstreetseaportmuseum.org)

“Objektifin Odağındaki Denizaltılar” Sergisi Fransız Denizaltılarının Tarihini ve Mürettabatlarının Yaşamlarını Konu Alıyor.

Fransa’daki Ulusal Deniz Müzesi’nin Brest’teki binasında açılan “Objektifin Odağındaki Denizaltılar” sergisi, Fransız denizaltılarının tarihini, Birinci Dünya Savaşı’ndan günümüze uzanan süreç içerisinde kronolojik bir çerçeve içinde kurgulayarak aktarırken, denizaltı mürettabatlarının yaşamlarını da çeşitli açılardan gözler önüne seriyor.

Büyüleyici bir mühendislik harikası olan denizaltı gemileri, özellikle edebiyatın ve beyaz perdenin de etkisiyle toplumların düş gücünde, kendisine özel bir yer edinmiştir. Jules Verne’in “Denizler Altında Yirmi Bin Fersah” romanından, Wolfgang Petersen’in “Das Boot” (1981) filmine ya da Antonin Baudry’nin 2019 tarihli “Kurdun Şarkısı” (Le Chant du Loup) filmine kadar denizaltı, teknolojinin ulaştığı ürkütücü gücü simgeleyen yönüyle, farklı toplumların üretken zihinlerinin her zaman esin kaynağı olmuştur.

1915’ten itibaren Fransız Donanması’nın envanterine giren ve bu tarihten itibaren günümüze kadar savunma fotoğrafçıları ve kameramanlar tarafından düzenli olarak fotoğraflanan denizaltılar, Fransız ulusal kültürünün içinde önemli bir noktayı oluşturuyor.

Normandiya açıklarındaki “Silure” denizaltısının mürettebatı, Cherbourg (Manş), Şubat 1916.

Ağırlıklı olarak ECPAD (Établissement de Communication et de Production Audiovisuelle de la Défense – Savunma İletişimi ve Görsel-İşitsel Materyal Üretim Kuruluşu) arşivlerinden derlenen bir fotoğraf seçkisiyle oluşturulan sergi, aynı zamanda iki Brest’li fotoğrafçının çalışmalarına da yer veriyor. İzleyiciler, 50’den fazla fotoğrafın yanı sıra Baudry’nin ‘Kurdun Şarkısı’ adlı filminin sahne arkasını da görebilme olanağını buluyorlar. Böylece, bu korkunç savaş aygıtının geçirdiği evrimin izini süren sergi, Birinci Dünya Savaşı’ndan günümüze uzanan süreç içerisinde kronolojik bir çerçeve içinde kurgulanarak, denizaltıların farklı yönlerini gözler önüne seriyor.

Fransız Savunma Bakanlığı’na bağlı bir kuruluş olarak etkinliğini sürdüren ECPAD tarafından hazırlanan sergi, Ulusal Deniz Müzesi ortaklığıyla yaşama geçiriliyor. Yüzyılı aşkın bir tarihsel geçmiş olan ECPAD, arşivindeki 15 milyon fotoğraf ve 100.000 saatlik film ile önemli bir koleksiyona sahip olan bir kuruluş.

24 Haziran – 31 Aralık 2021 tarihleri arasında Toulon’daki Ulusal Deniz Müzesi’nde açılmış olan sergi, 6 Haziran 2023 Brest’teki Ulusal Deniz Müzesi’nde ikinci kez izleyicilerle buluşuyor.

“Objektifin Odağındaki Denizaltılar” sergisi, 10 Mart 2024 tarihine kadar görülebilecek.

(Kaynak: musee-marine.fr)

Panoramik Bakışın Tarihini İstanbul’u Betimleyen Sanatçıların Yapıtları Üzerinden İrdeleyen “Tam Yerinden” Sergisi, Kentin Denizcilik Tarihi Açısından da Belgesel Bir Nitelik Taşıyor.

Pera Müzesi’nde açılan “Tam Yerinden” sergisi on dokuzuncu yüzyıl panoramalarını ve İstanbul’un, panoramik bakışın tarihi içerisindeki konumunu farklı sanatçıların yapıtları üzerinden değerlendiriyor.

İstanbul kent-kıyı ilişkisinin gelişimine ve boğazdaki gemi tiplerine ilişkin veri sağlayan sergideki panoramalar, denizcilik tarihi bağlamında da önemli bir belge niteliği taşıyor.

Küratörlüğünü Çiğdem Kafescioğlu, K. Mehmet Kentel ve M. Baha Tanman’ın üstlendiği sergi, başta; Barker, Gudenus, Schranz, Melling, Dunn, Robertson olmak üzere İstanbul’u panoramik açıdan betimleyen sanatçıların yapıtlarından oluşturulan bir seçkiye ev sahipliği yapıyor. Tam Yerinden merkezine on dokuzuncu yüzyıl panoramalarını ve panoramik imgelerini almakla birlikte, panoramik bakışın erken modern döneme uzanan uzun tarihini ve İstanbul’un bu tarih içerisindeki konumunu kapsamlı biçimde yeniden düşünmeye de çağırıyor.

“Tam yerinden”, bu bağlamda panoramik bakış yöntemiyle; İstanbul’u ele alan yapıtların, kent tarihine damga vuran tarihi yangın felaketlerinden, sanayileşmenin etkilerinin kent ölçeğinde görünür olmaya başladığı yıllara dek, kentsel tarihi belgelemekte nasıl kullanıldığını da ortaya seriyor. 

Daha önce izleyici karşısına çıkarılmamış  ya da yayımlanmamış erken on dokuzuncu yüzyıl panoraması dizilerine yer veren bu yapıtlarına ek olarak; efemera ve arşiv belgelerini de içine alan geniş çeşitlilikte bir içerikle izleyicilerin karşısına çıkıyor.

“Tam Yerinden – İstanbul’a Bakışın Panoramik Tarihi” sergisi, 24 Mart 2024 tarihine kadar Pera Müzesi’nde görülebilecek.

(Kaynak: peramuzesi.org.tr)

Bodrum Deniz Müzesi – “Denizcilik Buluşmaları” Kapsamında “Su ve Deniz Mitolojisi” Kitabının Yazarı Doç. Dr. Mustafa Beydiz Tarafından Bir Konferans Gerçekleştirilecek.

“Su ve Deniz Mitolojisi” kitabının yazarı Doç. Dr. Mustafa Gürbüz Beydiz, Bodrum Deniz Müzesi tarafından düzenlenen “Denizcilik Buluşmaları” kapsamında ‘Su ve Deniz Mitolojisi’ başlıklı bir konferans gerçekleştirecek.

Çankırı Karatekin Üniversitesi Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Temel Sanat Bilimleri Bölüm Başkanı  Beydiz tarafından kaleme alınan yapıt, Arkeoloji ve Sanat Yayınları tarafından 2021 yılında yayımlanmıştı.

Su ve Deniz Mitolojisi – Tanrılar, Yaratıklar, Efsaneler“, Aborjin, Afrika, Çin, Hint, Hitit, Japon, Kızılderili, Mezopotamya, Mısır, Nors, Türk ile Yunan ve Roma mitoslarında anılan su kökenli tanrılara, yaratıklara ve efsanelere yer veren bir başucu kitabı olmasıyla, alanında dikkat çeken bir yapıt olarak okuyucuların karşısına çıkıyor.

Konferans ve imza etkinliği, 01 Şubat 2024 Perşembe günü saat 14.00’te Bodrum Deniz Müzesinde gerçekleştirilecek.

“Denizcilik Buluşmaları”, müze tarafından 2019 yılından bu yana gerçekleştirilen etkinlikler dizisi olarak düzenleniyor. Denizcilik, denizcilik tarihi ve kültürüyle ilgili mesleklerinde uzmanlaşmış kişilere ve bu alanda söz sahibi araştırmacılarla yer veren etkileşimli program, sunum, seminer ya da söyleşileri içeriyor.

(Kaynaklar: bodrumdenizmuzesi.org, bodrum.bel.tr)

“100 Yıllık Deniz Yolculuğu: Atatürk ve Cumhuriyet Gemileri Fotoğraf Sergisi” Tarihi Bergama Vapuru’nda Açıldı.  

İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZDENİZ A.Ş.’nin düzenlediği “100 Yıllık Deniz Yolculuğu: Atatürk ve Cumhuriyet Gemileri Fotoğraf Sergisi”, deniz tarihçisi Ali Bozoğlu’nun arşivinden fotoğraflara yer veriyor.

Serginin hazırlanmasında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından dile getirilen “Denizlere hâkim olanlar, dünyaya hâkim olur” sözü ana çıkış noktası olarak alındı. Bu bağlamda sergide, Atatürk’ün yaşamı boyunca bindiği vapur, yat ve gemilerin yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti Donanması için yapıma öncülük ettiği savaş gemileri, denizaltı ve hücumbotlar ayrıca deniz ulaşımını geliştirmek için yaptırdığı yolcu ve yük gemilerinin görselleri bulunuyor.

Konak İskelesi’ne demirli Bergama Vapuru’nda düzenlenen serginin açılışına İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Murat Aydın, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Barış Karcı, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Tugay, İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, İZDENİZ Genel Müdürü Ümit Yılmaz, deniz tarihçisi Ali Bozoğlu ve İzmirli sanatseverler katıldı.

Aydın: İzmir bir liman şehridir ve denizle iç içe yaşamayı sürdürecek

Konuşmasında 71 yıllık Bergama Vapuru’nun şehrin hafızasında çok önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Başkan Vekili Aydın, “Bir şehri büyük şehir yapan nüfus kalabalığı değildir. Kimliğidir, ürettiği kültürdür, değer yargılarıdır. Bu şehirden farklı herhangi bir şehre gidin, ‘İzmir’den geldim’ diye söyleyin insanların yüzündeki tebessümü görün. Bu kentin kimliğinden kaynaklıdır. Bu şehir bir liman şehridir. İzmir deniz ile iç içe yaşamaya devam edecek. Kültürel faaliyetlerin gençlerle buluşturulması bu kültürün gelecek kuşaklara aktarılması için çok önemli “ifadesinde bulundu.

Öztürk: ‘Denizci millet denizci ülke’ hedefine doğru daha çok yol almamız gerekiyor

İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, konuşmasında şunları söyledi: “Türk halkı eski gemilere ve denizcilik tarihine son dönemde oldukça ilgi gösteriyor. Denizciliğe ilgi tesadüf veya geçmişe olan ilgiyle oluşmuyor. Ülkemiz tersaneleri gemi inşa kabiliyetlerini sürekli geliştiriyor. Herkes yüzünü daha fazla denize dönüyor. Denizci millet denizci ülke hedefine daha fazla yol almamız gerektiğini biliyoruz. Daha fazla sergiye ve daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var. En büyük hayalimiz ise İzmir’de bir deniz müzesinin hayata geçirilmesi olacaktır.”

Bozoğlu: “Bu sergi Atatürk’ün Türk denizciliğine hizmetlerini aktarmakta önemli rol oynayacak”

Deniz tarihçisi Ali Bozoğlu, Yolcu ve donanma gemilerinin fotoğraflarını içeren serginin Atatürk’ün Türk denizciliğine hizmetlerini aktarmakta önemli rol oynayacağının altını çizerek, Kabotaj hakkının Türk milleti için önemini şu sözlerle aktardı: “Lozan Antlaşması’nın ilgili maddesine göre Kabotaj hakkına sahip olan Türkiye’de 1. Dünya Savaşı sırasında devlet ve armatörlere ait elliye yakın gemi batırılmış, savaş nedeniyle eldeki mevcut gemiler de yeterli bakım ve onarım görmedikleri içinde çalışamaz hale gelmiş, Kabotaj uygulamasına geçiş 2 yıl ertelenmişti. Cumhuriyetin ilanıyla elde bulunan gemiler hızla bakım ve onarımdan geçirildi bunlara ilave 1924 yılında Marmara, Kocaeli, Miralay Nazım Bey, Çanakkale, Anafarta, Mersin, Antalya ve Büyükada vapurları, 1926 yılında ise Karadeniz, Ankara (Çorum), Ege, İnebolu, İzmir, Bandırma (Ülgen) Konya ve Sinop gemileri satın alındı. 1 Temmuz 1926 tarihinden itibaren yürürlüğe giren kanunla; akarsularda, göllerde, Marmara Denizi ile boğazlarda, bütün kara sularında ve bunlar içinde kalan körfez, liman, koy ve benzeri yerlerde, makine, yelken ve kürekle hareket eden araçları bulundurma; bunlarla mal ve yolcu taşıma hakkı Türk yurttaşlarına verildi. Ayrıca; dalgıçlık, kılavuzluk, kaptanlık, çarkçılık, tayfalık ve benzeri mesleklerin Türk yurttaşlarınca yerine getirilebileceği belirtildi. Yabancı gemilerin yalnız Türk limanlarıyla yabancı ülkelerin limanları arasında insan ve yük taşıyabileceği kabul edildi”

“100 Yıllık Deniz Yolculuğu: Atatürk ve Cumhuriyet Gemileri Fotoğraf Sergisi” 24 Mart tarihine kadar her gün 11.00-19.00 saatleri arasında Konak İskelesi’nde bağlı tarihi Bergama Vapuru’nda görülebilecek.

(Kaynak: izmir.bel.tr)

“Rodos İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği” Tarafından Rodos ve İstanköy’deki Türk Kültürü ve Mimarisi Üzerine İki Etkinlik Düzenleniyor.

Rodos İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından “Rodos ve İstanköy’ü Türk Kültürüyle Tanımak” adlı bir söyleşi ve “Rodos ve İstanköy Türk Mimarisi” fotoğraf sergisi düzenleniyor.

Karşıyaka Belediyesi, Sancar Maruflu Sivil Toplum Yerleşkesi’nde 22 Ocak 2024 günü gerçekleştirilecek etkinlikte; dernek başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı tarafından saat 14.30 ‘da “Rodos ve İstanköy’ü Türk Kültürüyle Tanımak” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirilecek.

Söyleşinin ardında ise “Rodos ve İstanköy Türk Mimarisi Fotoğraf Sergisi”ni açılışı gerçekleştirilecek.

Karşıyakalı ve İzmirlilerin ilgisine sunulan sergi, 22-27 Ocak 2024 tarihleri arasında Sancar Maruflu Sivil Toplum Yerleşkesi’nde görülebilecek.

(Kaynak: rodosistankoyturkleri.org.tr)

Şehir Hatları, 173. Kuruluş Yıl Dönümünü, ‘Paşabahçe Vapuru’nda Düzenlenen Bir Dizi Etkinlikle Kutluyor.

Paşabahçe Vapuru’nda düzenlenen etkinlikte ‘İstanbul’un Sesi’ adlı kısa filmin gösterimi ve özel bir arşivden derlenen, “Şirket-i Hayriye’den Şehir Hatları’na: 173 Yıllık Deniz Yolculuğu’ başlıklı fotoğraf sergisi yer alıyor.

Etkinlik kapsamında Şehir Hatları’nın 173. yılına özel olarak hazırlanan ‘İstanbul’un Sesi’ adlı film, kuruluşun 1950’lerden günümüze uzan bir süreç içindeki değişimini yolcuların gözünden anlatıyor. 

Etkinliğin bir diğer önemli parçası ise; deniz tarihçisi Ali Bozoğlu’nun arşivinden özenle seçilen fotoğraflardan oluşuyor. Sergi, 17 Ocak 1851’de kurulan Şirket-i Hayriye’nin günümüze uzanan zaman yolculuğunu gözler önüne taşıyor. Paşabahçe Vapuru’nda ziyaretçileriyle buluşacak sergide ayrıca dünyanın yaşayan ve üreten en eski tersanesi olan Haliç Tersanesi’ndeki günümüz inşa çalışmalarını içeren fotoğraflar da yer alıyor.

173. yıl kutlamalarında çocuklar içinde bir etkinlik hazırlayan Şehir Hatları, İBB Sosyal Hizmetler Müdürlüğü iş birliğiyle yürüttüğü ‘Deniz Görme İmkanı Bulamayan ya da Boğaz Turunu Deneyimleyemeyen Çocuklara Özel Boğaz Turu’ projesiyle 20 Ocak Cumartesi günü, 100 çocuğa unutulmaz bir gün yaşatmaya hazırlanıyor.

(Kaynak: sehirhatlari.istanbul)

Barselona Deniz Müzesi’nde Açılan “Deniz Göçebeleri” Başlıklı Sergi Deniz Halkı “Samau-Bajau’nun Yaşam Kültürünü Ele Alıyor.

Barselona Deniz Müzesi’nde açılan “Samau-Bajau – Deniz Göçebeleri” başlıklı sergi, yaşam biçimlerini deniz koşullarına uyarlamayı başarmış ve bunu günümüzde de sürdüren deniz halkı Samau-Bajau’yu ele alıyor.

Sergide bu kültüre ait tek gövdeli iki kano, topluluğun binlerce yıla dayanan denizcilik birikimi ortaya koyarken, belgesel nitelikli fotoğraf sergisi ise, deniz üstünde kurulan yaşama ilişkin önemli ayrıntıları gözler önüne seriyor.

Filipinler, Endonezya ve Malezya arasında yer alan “Sulu Denizi”nde yaşamlarını sürdürmekte olan Sama-Bajau halkı, yaşam koşullarını denize uyarlamayı başarmış tek insan topluluğu olarak bilinmektedir.

Bu toplum, binlerce yıllık bir süreç içinde, atalarından günümüze dek, kuşaktan kuşağa aktarılan bilgilerle yalnızca deniz kökenli kaynaklarından yararlanarak yaşamda kalma konusunda adeta uzmanlaşmıştır. Örneğin, balıkçılık alanında yetkin bir yetenek geliştirmiş olan Sama-bajau’lar yüzyıllar boyunca bu kaynakları sürdürülebilir bir biçimde yöneterek kullanma becerisini geliştirmişlerdir.

Topluluk bireyleri, karaya nadiren, yalnızca ticaret yapmak, tekne inşa etmek gibi nedenlerle ayak basmaktadırlar.

Koleksiyonunda, Filipinler’e ait çeşitli nesnelerin de bulunduğu Barselona Deniz Müzesi, bu sergi ile Samau-Bajau kültürüne ilişkin önemli bilgileri, sanat izleyicilerinin ilgisine sunuyor. Sergide, 19. yüzyıla tarihlenen, 1899’da Barselona’ya getirilmiş olan, iki tekne de bulunuyor. Tüm donanımlarıyla görülebilen, ilk örnekleri on binlerce yıl önce icat edilen bu tek gövdeli kanolar, denizciliğin ve gemi yapımının kökenleri üzerine somut veriler sağlıyor olması yönüyle önemli bir değere sahip…

Deniz Müzesi, sergiyi, bu deniz taşıtları ve belgesel nitelikli fotoğraflar aracılığıyla, deniz yaşamına kendilerini uyarlayan ve bu yaşam kültürünü binlerce yıldır sürdüren eşsiz bir kültür olan Sama-Bajau’ya ithaf ediyor.

Sergi 17 Mart 2024 tarihine kadar Barselona Deniz Müzesi’nde görülebilecek.

(Kaynak: mmb.cat)

“Rize Denizcilik Müzesi”nin Açılışı Gerçekleştirildi.

Rize Belediyesinin girişimiyle yaşama geçirilen Rize Denizcilik Müzesi’nin açılışı gerçekleştirildi.

Müze, Karadeniz’deki ve Rize’deki deniz kültürünü ortaya koyan tarihi belgelere ve maddi kültür öğelerine yer veriyor.

Boğaz Mahallesi Deniz Feneri Sosyal Tesisleri içerisinde oluşturulan müzenin açılış töreninde Milli Savunma eski Bakan Yardımcısı Hasan Kemal Yardımcı, Rize Milletvekili Av. Harun Mertoğlu, Rize Vali Yardımcısı Murat Öztürk, Rize Belediye Başkanı Rahmi Metin, Çaykur Genel Müdürü Yusuf Ziya Alim, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Yıldız,  AK Parti İl Başkanı Hikmet Ayar, Milli Eğitim Müdürü Yusuf Tüfekçi, Gençlik Spor İl Müdürü Gürhan Yıldız, Siyasi Parti İl Başkanları, Sivil Toplum Kuruluş Başkanları, Kurum Müdürleri ve vatandaşlar katıldı.

Törende açılış konuşmaları, Rize Belediye Başkanı Rahmi Metin, Rize Milletvekili Av. Harun Mertoğlu, Rize Vali Vekili Murat Öztürk ve Müze’ye özel koleksiyonunu hibe eden Milli Savunma eski Bakan yardımcısı Hasan Kemal Yardımcı tarafından yapıldı.

Metin: Denizcilik, kültürümüzü çeşitlendirdi

Kültür kuruluşlarının açılmasının Karadeniz’e ve Rize’ye önemli bir değer kattığını belirten Öztürk’ün ardından konuşmasını gerçekleştiren Metin, “Denizcilik hem kültürümüzü hem ticaretimizi geliştirmiştir. Geçmişte denizcilikte kullanılan malzemelerin, bu mesleğe meraklı ilerleyen kuşaklara aktarım konusunda önemli bir olgudur. Bizim için önemli olan müzeciliğe denizcilikten başlamış olmamız. Bu mahallede yapmış olmamızın ayrı bir önemi var. Bu mahallede 1854 yılında ilk deniz feneri hemen 500 metre ileride yapılmıştı. Rize’de önümüzde ki dönemde millet bahçesi içerisinde şehrimizi yansıtan müzelerimizi yapacağız” ifadesinde bulundu.

Başkan Metin, konuşmasının sonunda müzeye özel koleksiyonunu hibe eden Milli Savunma Eski Bakan Yardımcısı Hasan Kemal Yardımcı’ya teşekkür etti.

Konuşmaların ardından müzenin açılışı, Öztürk ve Metin tarafından gerçekleştirdi.

Geleneksel teknelere yer verilen müzede, denizcilikte kullanılan materyaller ve Karadeniz’de bulunan balık türleri sergileniyor.

Tekne yapımına ilişkin bilgilerin verildiği, maket ve takaların yer aldığı müzenin girişinde ayrıca Rize’nin kent tarihi hakkında bilgi veren eski fotoğraflar, önemli bir belge niteliği taşıyor.

(Kaynaklar: cayhaber.net, denizhaber.net, iskenderun.org)