Hırvatistan’da Gemi Dikme Tekniği İle Yapılmış Roma Dönemine Ait M.S. 1. Yüzyıla Tarihlenen Bir Tekne Kalıntısı Bulundu
Hırvatistan’ın Poreč şehrindeki limanın altında bulunan 2.000 yıl öncesine ait ahşap tekne, ülkedeki son 30 yılın en büyük arkeolojik bulgusu olarak tanımlanıyor. Tekne, iyi korunduğu için ve çok seyrek görülen birçok öğeyi barındırması nedeniyle büyük bir öneme sahip.
Poreč, bir zamanlar antik bir koloni şehri durumundaydı. Poreč limanının sonunda Cardo Maximus caddesi ile limanın kesiştiği noktada, eski bir iskelede keşfedilen tekne kalıntısının beş metre uzunluğunda ve 1.70 metre genişliğinde olduğu belirlendi. Ancak arkeologlar, teknenin biraz daha uzun olabileceği belirtiliyor. Ayrıca burada yapılan kazılar, Poreč limanın bir zamanlar nasıl göründüğü hakkında da bilgi veriyor.
Kuzey Adriyatik bölgesinin karakteristik bir özelliği olan dikiş tekniğiyle yapılmış tekne kalıntısıyla ilgili olarak Poreč Bölge Müzesi‘nin arkeologu Bartolić Sirotić şunları söyledi: “Bu, MS 1. yüzyıldan kalma, dikilerek yapılmış bir Roma gemisi. Gemi dikme tekniği, Histra dönemi gibi erken dönemlerden beri biliniyor. Bu türde yapılmış en eski teknelerden birisi Umag yakınlarındaki Zambratija bölgesinde bulundu. Poreč’te bulunan bu model, karada bulunan ve sualtı arkeolojisi incelemelerinin bir parçası olmayan üç tekneden biri.“
Belirli bir derinlikteki toprağın altında kalarak, çamurla kaplanmış olması ve bu nedenlerle oksijenin nüfuz etmemesinden dolayı, tekne iyi korunmuş durumda. Sirotić, “Çok iyi korunduğu ve çok nadir görülen birçok unsuru barındırdığı için bu arkeolojik bulgu büyük bir öneme sahip. Bu parçalar arasında başlıca: Geminin kalıbı, iskeleti ve omurgası yer alıyor. Zamanla geminin bir ön canlandırmasını yapmak mümkün olacak.“
Sirotić, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bütün bu etkenler, teknenin korunmasını ve ahşabın zarar görmemesini sağlamış. Şu anda çalışmalarımızı yürütüyoruz. Yapılan her dikişi kaydediyoruz. İplerin birbiriyle bağlanıp, deliklerden geçirilerek dikildiği ve nokta adı verilen yerlere ahşap çivilerle sabitlendiği bir dikiş tekniği kullanılmış. Daha sonra, büyük ahşap çivilerle bu kalıba bağlı geminin iskeleti yerleştirilmiş.“
(Kaynak: arkeofili.com – Elifnur Bingöl)