Denizci Toplum

Yükleniyor...

Denizci Toplum

Denizci Toplum

T ü r k D e n i z c i l i k K ü l t ü r ü H a r e k e t i

Panoramik Bakışın Tarihini İstanbul’u Betimleyen Sanatçıların Yapıtları Üzerinden İrdeleyen “Tam Yerinden” Sergisi, Kentin Denizcilik Tarihi Açısından da Belgesel Bir Nitelik Taşıyor.

Pera Müzesi’nde açılan “Tam Yerinden” sergisi on dokuzuncu yüzyıl panoramalarını ve İstanbul’un, panoramik bakışın tarihi içerisindeki konumunu farklı sanatçıların yapıtları üzerinden değerlendiriyor.

İstanbul kent-kıyı ilişkisinin gelişimine ve boğazdaki gemi tiplerine ilişkin veri sağlayan sergideki panoramalar, denizcilik tarihi bağlamında da önemli bir belge niteliği taşıyor.

Küratörlüğünü Çiğdem Kafescioğlu, K. Mehmet Kentel ve M. Baha Tanman’ın üstlendiği sergi, başta; Barker, Gudenus, Schranz, Melling, Dunn, Robertson olmak üzere İstanbul’u panoramik açıdan betimleyen sanatçıların yapıtlarından oluşturulan bir seçkiye ev sahipliği yapıyor. Tam Yerinden merkezine on dokuzuncu yüzyıl panoramalarını ve panoramik imgelerini almakla birlikte, panoramik bakışın erken modern döneme uzanan uzun tarihini ve İstanbul’un bu tarih içerisindeki konumunu kapsamlı biçimde yeniden düşünmeye de çağırıyor.

“Tam yerinden”, bu bağlamda panoramik bakış yöntemiyle; İstanbul’u ele alan yapıtların, kent tarihine damga vuran tarihi yangın felaketlerinden, sanayileşmenin etkilerinin kent ölçeğinde görünür olmaya başladığı yıllara dek, kentsel tarihi belgelemekte nasıl kullanıldığını da ortaya seriyor. 

Daha önce izleyici karşısına çıkarılmamış  ya da yayımlanmamış erken on dokuzuncu yüzyıl panoraması dizilerine yer veren bu yapıtlarına ek olarak; efemera ve arşiv belgelerini de içine alan geniş çeşitlilikte bir içerikle izleyicilerin karşısına çıkıyor.

“Tam Yerinden – İstanbul’a Bakışın Panoramik Tarihi” sergisi, 24 Mart 2024 tarihine kadar Pera Müzesi’nde görülebilecek.

(Kaynak: peramuzesi.org.tr)

Pasifik Okyanusundaki Dev Çöp Yığını “Yedinci Kıta”ya Atıfta Bulunan 16. İstanbul Bienali Başlıyor

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, Koç Holding sponsorluğunda düzenlenen 16. İstanbul Bienali, ‘Yedinci Kıta’ başlığıyla 14 Eylül’de kapılarını sanat izleyicilerine açıyor.

Küratörlüğünü sanat dünyasının önde gelen isimlerinden akademisyen ve yazar Nicolas Bourriaud’nun üstlendiği bieanal, başlığını; Pasifik Okyanusu’nun ortasında bulunan, 3.4 milyon kilometrekare genişliğinde ve 7 milyon ton ağırlığındaki yüzen devasa atık yığınına bilim çevrelerin verdiği ad olan Yedinci Kıta‘dan alıyor.

Antroposen olarak adlandırılan içinde bulunduğumuz ve etkilerini yaşamakta olduğumuz bu yeni çağın belirleyici özelliği,  jeolojik oluşumlardan çok,  insanoğlunun yeryüzündeki etkinliklerinin yol açtığı gözle görülebilir olan olumsuz sonuçlar. Karşılaştığımız dev çöp yığınları, iklim değişiklikleri insan eli ile yaratılan antroposen çağının basın yolu görünür olan bir kaç yanından biri.

Bienalin böyle bir çevre içinde, bu başlıkla düzenlenmesinin amacını, sanatçı ve düşünürlere düşen görevi, Bourriaud şöyle açıklıyor: “Yedinci kıtayı kavrayabilmemiz için bizlere sanatçıların antenleri, onların tercümanlığı, onların antropolog damarı lazım. İsterim ki bu sergiyi gezmeye gelenler, her ne kadar sunulan şeyler aşina gelse de, her sanatçıyı uzaklardaki bir toplumdan haber getiren biri gibi görsün.”

Bieanal Mekanları

Bienal,  Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin Tophane’deki yeni binası, Pera Müzesi ve Büyükada’da düzenlenecek ve bu mekanlarda 25 ülkeden 56 sanatçının 220’den fazla işi sergilenecek. Resmi  duyuru içinde yer alan Haliç tersanesi daha sonra çevresel koşullardaki olumsuzluk nedeniyle Bienal mekanları arasından çıkarılmıştı.

Bienalle eşzamanlı gerçekleşen çok sayıda etkinlik de bulunuyor. Bu sergi ve etkinlikler ise; İstanbul Modern, Borusan Contemporary, Yapı Kredi Kültür Sanat, Akbank Sanat, Arter, Salt, Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi, Pilevneli Gallery, Evliyagil Dolapdere, Istanbul’74, 23.5 Hrant Dink Hafıza Mekânı, Meşher, Leica Galeri İstanbul&Ara Güler Müzesi, Galerist, X-Ist, Mixer, Dirimart, Anna Laudel Gallery, Elgiz Müzesi, Adalar Denizle Yaşam ve Spor Kulübü Derneği’nde gerçekleştirilecek.

Bienal Kapsamındaki Söyleşiler Spotify’dan Dinlenebilecek

Yedinci Kıta’yı farklı açılardan ele alan bir podcast dizisi de hazırlandı. Bu  dizide sanatçılar, bienal ekibi, akademisyenler ve farklı meslekten konuklarla Antroposen ve ekoloji alanında yapılmış konuşmalar yer alıyor. Hazırlanan bu söyleşiler dizisi, Spotify’dan dinlenebilecek.

16. İstanbul Bienali, 14 Eylül – 10 Kasım 2019 tarihlerinde tüm mekânlarda ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.

 

(Kaynak: bienal.iksv.org, hurriyet.com.tr, görsel: t24.com.tr)

 

Haliç Tersanesi, 16. İstanbul Bienali’nin Ana Mekanı Olarak Belirlendi

İstanbul Kültür Ve Sanat Vakfı – İKSV, 16. İstanbul Bienali’nin Haliç Tersanesi, Büyükada ve Pera Müzesi’nde  gerçekleştireceğini internet sitesinde duyurdu.

Bienalin ana mekanı olarak belirlenen İstanbul’un tarihi tersane binaları, ilk kez İstanbul Bienali’yle birlikte kamuya açık bir etkinliğe ev sahipliği yapıyor.

Küratörlüğünü Nicolas Bourriaud’nun üstlendiği Yedinci Kıta başlıklı 16. İstanbul Bienali,  14 Eylül – 10 Kasım 2019 tarihleri arasında düzenleniyor.

Başlığını okyanuslarda yüzen devasa atık yığınına bilim çevrelerinin yakıştırdığı anlamlı bir tanımlama olan yedinci kıta’dan alan bienal, insanların sebep olduğu (doğal veya kültürel) atıklara antropoloji veya arkeolojinin araçlarıyla bakan güncel sanat çalışmalarına yer veriyor. Böylece sanat ve ekoloji arasındaki ilişkiyi de tartışmaya açmayı amaçlıyor.

Bourriaud, her bir mekânın, serginin bir yönüne karşılık geldiğini belirtiyor.

Ana mekan olarak belirlenen Haliç Tersanesi mekanını “(…) genişletilmiş antropoloji için bir yer olacak: insanların, hayvanların, bitkisel formların ve makinelerin cilveleştiği, iletişim kurma arayışıyla birbirlerine bağlandıkları bir dünyanın tanımı ve analizi olarak sanat” olarak tanımlarken;

Pera Müzesi’ni, paralel dünyalara ait bir antropoloji müzesine, kurmaca arkeoloji ve tarihi yeniden icat eden sanatçılar için bir yere dönüştürüleceğini; Bienalin diğer ayağı olan Büyükada’nın ise, sanatçıların evleri ve eski binaları mesken edinecekleri, bir dizi projeyi barındıracak biçimde planlandığını belirtiyor.

Bienal kapsamında altmıştan fazla sanatçının eserleri, Tersane İstanbul, Pera Müzesi ve Büyükada’da ziyaret edilebilecek.

Etkinliğe katılacak sanatçıların tam listesi haziran ayında duyurulacak.

 

(Kaynak: bienal.iksv.org)

 

“Kumsalda” Film Gösterimleri, Pera Müzesi’nde

Avrupa sinema sanatında kendisine farklı anlamlar yüklenenerek beyaz perdeye yansıtılan sahil, Pera Film gösterimlerinde “Kumsalda” başlığı altında bir dizi film gösteri ile izleyici karşısına çıkarıyor.

08 Haziran – 28 Temmuz 2018 tarihleri arasındaki bu etkinlik, Pera Müzesi ve İstanbul Araştırmaları enstitüsünün İstanbul’da Deniz Sefası: Deniz Hamamından Plaja Nostalji sergisine koşut olarak düzenleniyor.

Sahilde Program

Programda yer verilen filmlere ilişkin ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

(Kaynak: peramuzesi.org.tr)

 

 

 

Bir Dönüşümü Belgeleyen “İstanbul’da Deniz Sefası – Deniz Hamamından Plaja Nostalji” Sergisi Pera Müzesi’nde

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü ve Pera Müzesi, 05 Nisan/26 Ağustos 2018 tarihleri arasında “İstanbul’da Deniz Sefası – Deniz Hamamından Plaja Nostalji” sergisi düzenliyor.

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü arşivinden ve farklı koleksiyonlardan derlenen bu sergi, 1870’lerden 20. yüzyılın ortalarına uzanan süreçte, deniz hamamından plaja geçişin öyküsünü ziyaretçilere sunuyor.  Küratörlüğünü  Zafer Toprak’ın yaptığı sergide,  özel ve kurumsal koleksiyonlardan derlenen, fotoğraf, dergi, karikatür, eşya ve kitap gibi o döneme tanıklık etmiş olan nesneler yer alıyor.

Ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

 

Işık Denizinde bir Gezgin : Félix Ziem

Ziem Müzesi ve Martigues Belediyesi iş birliğiyle gerçekleşen Işık Denizinde Bir Gezgin: Félix Ziem sergisi, 10 Kasım 2016 – 29 Ocak 2017 tarihleri arasında Pera Müzesi’nde düzenleniyor.

Serginin küratörlüğünü Lucienne Del’Furia ve Frédéric Hitzel üstleniyor.

Ziem

Ziem- 3

İzlenimci akımın habercisi olarak kabul edilen 19. yüzyıl resmine damgasını vuran Fransız Sanatçı Felix Ziem, çoğunlukla deniz ve kentin iç içe geçtiği İstanbul’u ve Venedik’i konu alan resimleriyle biliniyor.

Sergi, eskizler, desenler ve aynı zamanda sanatçının kimi zaman yaşamı boyunca sakladığı yağlıboyalar olmak üzere; Martigues Ziem Müzesi’ndeki çoğunluğu ağırlıklı olarak Venedik’in ve İstanbul’un konu edildiği yapıtlardan  oluşuyor.

felix ziem - view of istanbul

Felix Ziem sergisinin kataloğu, hazırlanarak basımı yapıldı. Katalog ve içeriği hakkında bilgiye aşağıdaki Denizci Kitaplığı bağlantısından ulaşabilirsiniz:

Felix Ziem sergisi Kataloğu

Denizci Kitaplığı : Işık Denizinde Bir Gezgin: Felix Ziem

(Haberin Kaynaklar: peramuzesi.org.tr, commons.wikimedia.org)

Brown ve Garrett Tarafından Tasarlanan “gör/bak/deniz” Başlıklı Yerleştirme, Haliç’i Seyretme Edimini Kentin Ortasına Taşıyor.

Bu yıl 10. yılını kutlayan Pera Müzesi, gerçekleştirdikleri kavramsal çalışmalarla dikkat çeken Kanadalı genç sanatçılar Caitlind R.C. Brown’a ve Wayne Garrett’a müzenin cephesine konumlandırılması özel bir yapıt siparişi verdi.

“Gör-Bak-Deniz” başlıklı yerleştirme, klasik öğelerle bezeli cephenin üzerine ikici bir anlam katmanı oluşturarak; kentin ortasındaki bir noktadan Haliç’e ‘bakma, seyretme’ edimini öne çıkarıyor. 

hqdefault

 

Yapılan bu etkileyici yerleştirme ile ilgili olarak müze yaptığı açıklamada şu sözcüklere yer veriyor:

“Tarihi semt Beyoğlu, Tepebaşı’nda 19. yüzyılın sonlarında Yunanlı mimar Achilleas Manussos tarafından Bristol Otel olarak tasarlanan etkileyici bina, 2005 yılında müze olarak hizmet vermek üzere renove edilmişti. 10. yılı için Pera Müzesi’nin tarihi cephesine yerleştirilmek üzere tasarlanan gör/bak/deniz, izleyicileri tanıdık bir mekânı yeni bir mercekle tekrar incelemeye davet ediyor. Sanatçıların mercekleri oyunbazca kullanımı, Pera Müzesi’nin İstanbul’un kültürel manzarasına katkısını geleceğe odaklanmış bir gözle kutlarken, zaman ve mekan algısını da değiştiriyor. gör/bak/deniz, on bin gözlük merceğinden oluşan hareketli bir yerleştirme. Statik bir yapı olan müze binasına rüzgârın çekimiyle hareket getiren eser, Haliç’in dinamik ve pırıltılı yüzeyini yansıtıyor. 10 metre çapında bir daire yaratmak üzere bir araya gelen, kullanılmış gözlük camlarından inşa edilen gör/bak/deniz, izleyenleri anlık bir perspektif kayması yaşamaya davet ediyor.

seesaw7.jpg

Eğer gözler ruhun penceresiyse mercekler etrafımızdaki dünyaya dair görüşümüzü nasıl değiştirir? Eski aksesuarlar, kullananların soluk hayaletlerini taşır mı? Yerleştirmenin maddeselliği ortaya çıktıkça, izleyici izlenen oluyor ve görüntülerin, yani gözlüklerin bu görüntüsü bir başka alt metin öneriyor; gör/bak/deniz, kolektif görüntü ve perspektif bağlamında görmenin gücüne dair bir ikon.”

Yerleştirme, 05 Haziran 2015 – 14 Şubat 2016 tarihleri arasında Pera Müzesi’nde görülebilecek.

Ayrıntı için:

http://www.peramuzesi.org.tr/Sergi/gor-bak-deniz/175