Denizci Toplum

Yükleniyor...

Denizci Toplum

Denizci Toplum

T ü r k D e n i z c i l i k K ü l t ü r ü H a r e k e t i

Levant Havzası’da bulunan Osmanlı Gemisi Batığı Ve Taşıdığı Yükün Çeşitliliği, Küresel Dünyanın Doğuşunu Gösteriyor

Levant Havzası’nda arkeologlar tarafından sualtında bulunan 17’inci yüzyıla ait Osmanlı gemisi batığı, taşıdığı farklı coğrafyalara ait olan yükün çeşitliği ile küreselleşmenin doğuşunu gösteriyor.

Deniz yüzeyin 2.200 metre altında yatan; Helenistik dönem, Roma, Erken İslam dönemi ve Osmanlı dönemine ait 12 gemi batığı MÖ 3 ile 19’uncu yüzyıllar arasındaki döneme tarihleniyor.

batık 3

1.

1630 yılı dolaylarında Mısır ve İstanbul arasında yelken açtığı sırada battığı düşünülen 43 metre uzunluğundaki Osmanlı gemisi batığı, normal büyüklüğe sahip iki geminin güvertesine sığabileceği kadar büyük.

Olağanüstü genişlikte bir içeriğe sahip olan kargosu ise; bir Akdeniz enkazında bulunan en eski Çin porselenlerini, İtalyan üretimi boyalı testileri ve Hindistan’dan gelen karabiberler de dahil olmak üzere, toplam 14 kültür ve uygarlıktan gelen yüzlerce yapıt ve kalıntıyı barındırıyor.

Doğu-Batı Deniz Keşif Merkezi (Centre for East-West Maritime Exploration) yöneticisi ve Enigma Gemi Enkazları Projesi’nde  (Enigma Shipwrecks Project – E.S.P) arkeolog olan Sean Kingsley, Osmanlı gemisi batığı ile ilgili olarak;  “14 farklı kültür ve uygarlığa ait ürün ve eşyalar, (…) modern öncesi herhangi bir dönemde yapılan taşımacılık açısından büyük oranda kozmopolit olduğunu ortaya koydu.” dedi.

Batık 2

2.

Öte yandan E.S.P, bulunan geminin Çin’den İran, Kızıldeniz ve Doğu Akdeniz’e kadar uzanan ve daha önce bilinmeyen bir deniz yolunda işleyen ipek ve baharat rotasını ortaya çıkardığını dile getiriyor.

Enigma Eş Yöneticisi Steven Vallery, yapılan arkeolojik çalışma ile ilgili olarak şunları söylüyor:  “Kalıntıların tamamı bir dizi dijital fotoğraf, HD video, fotomozaik ve çok ışınlı bir alıcı kullanılarak dikkatli biçimde kayıt altına alındı. Bu buluntular, bilim ve sualtı araştırmaları alanında ileriye doğru atılan dev bir adım.

Enigma’nın yaptığı saha çalışmasının son aşaması 2015 yılı sonunda gerçekleştirildi ve kazı sonrasındaki süreç yıllar boyunca devam etti; ancak şu ana kadar bilgiler kamuoyuyla paylaşılmamıştı. Batıktan elde edilen kimi eserler, arkeologların çalışmalarını yürüttüğü Kıbrıs’ta koruma altında tutuluyor.

Kingsley, araştırma bölgesinin Kıbrıs sularında olup olmadığına ilişkin baştaki tereddütlerin artın ortadan kalktığını ve Enigma Gemi Enkazları Projesi‘nde görev alan araştırma takımının artık koleksiyonun tamamının kamuya açık büyük bir müzede kalıcı biçimde sergilenebilmesinin umudunun taşıdığını belirtiyor.

 

(Kaynak: denizhaber.net, görsel: theguardian.com)

 

Karadeniz’de 2500 Yıllık Tekneler Ortaya Çıkarıldı

İklim değişikleri üzerinde çalışma yapan bilim insanları, su altında 2 bin 500 yıllık bir gemi ve 60 ayrı gemi kalıntısı belirledi. Tesadüf sonucu bulunan kalıntılarla ilgili olarak, Araştırma ekibi, dünya üzerindeki en güzel su altı gemi ve denizcilik müzelerinden birine ulaştıklarını belirtiyor.

Roma, Bizans ve Osmanlı döneminden kaldığı tahmin edilen gemiler Karadeniz’in dibinde oksijen olmadığı için iplerinin bile çürümediği belirlenen bu gemiler, ilk günkü durumlarını korumuş.

60 ayrı kalıntının Roma, Bizans ve Osmanlı döneminden kaldığı tahmin ediliyor. Bulgaristan açıklarında dalan su altı arkeoloji ekibinin, uzaktan kumandalı araçlar kullanarak, dünya çapında ses getiren bu keşiflerinde bulunan kalıntıların çoğu yaklaşık 1300 yıllık. En eskisi ise Milattan Önce 400’lü yıllara ait.

Arkeoloji ekibinin başında yer alan Ed Parker, buldukları şeylerin eşsiz olduğunu belirtiyor:

Keşfettiğimiz bazı gemiler, şimdiye kadar sadece duvar resimlerinde ya da mozaiklerde görülmüştü. Ortaçağdan kalma bir ticaret gemisinde, geminin kıçı ve başındaki kuleler hala büyük ölçüde duruyor. Sanki bir filmdeki gemiye bakıyor gibisiniz. Halatlar güvertede, tahtadaki oymalar yerinde. Gemiyi gördüğüm zaman, heyecanım çok arttı.

(Kaynaklar: denizhaber.com.tr)