Denizci Toplum

Yükleniyor...

Denizci Toplum

Denizci Toplum

T ü r k D e n i z c i l i k K ü l t ü r ü H a r e k e t i

Türkiye’nin İlk Süngercilik Müzesi Bodrum’da Kuruluyor.

Bodrum Belediyesi’nin ve Bodrum Deniz Müzesi’nin katkıları ve çalışmalarıyla yaşama geçirilen Türkiye’nin ilk ‘Süngercilik Müzesi’, Bodrum’un köklü geçmişiyle geleneksel mesleklerinden olan süngerciliğin tarihinin ve kültürünün kurumsal bir çatı altında geleceğe taşınmasını sağlayacak.

08 Ağustos tarihinde Bodrum Kalesi Batı Hendeğinde düzenlenen etkinlikte, müzenin kuruluşu için Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras ve müze destekçisi Mustafa Cem tarafından imzalar atıldı.

Başkan Ahmet Aras’ın ev sahipliğinde gerçekleşen protokol imza törenine Bodrum Kaymakamı Bilgehan Bayar, İl Kültür Turizm Müdürlüğü Başkan Yardımcısı Osman Engin Deniz, MUSKİ Bodrum Daire Başkanı Oğuz Kaan Bardakçı, İlçe Turizm Danışma Bürosu Şefi Hüseyin Bök, Bodrum Belediye Başkan Yardımcıları Tayfun Yılmaz ile İbrahim Akbaş, müze sponsoru ve eski süngerci Mustafa Cem, CHP İlçe Başkanı Halil Karahan, BODTO Başkanı Mahmut Serdar Kocadon, Deniz Müzesi Müdürü Selen Cambazoğlu, Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Müdürü Hüseyin Toprak, IMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Orhan Dinç, Bodrum Denizciler Derneği Başkan Yardımcısı Semra Bilgili, ÇYDD Başkanı Meral Saraçbaşı, Atatürkçü Düşünce Derneği Bodrum Şube Başkanı Ümit Baltutan, eski kale müdürü Oğuz Alpözen, denizciliğe emek vermiş süngerciler, aileleri ve basın kuruluşları üyeleri ve yurttaşlar katıldı.

bodrum.bel.tr

Protokol İmza Töreni

Etkinliğin sunumu tiyatro oyuncusu Utku Erişik tarafından gerçekleştirdi. Etkinlikte, Deniz Müzesi Müdürü Selen Cambazoğlu, Bodrumlu son süngerciler Aksona Mehmet, müze sponsoru ve eski süngerci Mustafa Cem, Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, Bodrum Kaymakamı Bilgehan Bayar ve Bodrumlu son süngercilerden Mehmet Yavaş yaptıkları konuşmalarda süngercilik mesleğine, tarihine ve açılacak müzenin Türk denizciliğine vereceği katkılara ilişkin önemli bilgiler paylaştılar.

Yapılan konuşmaların ardından Türkiye’nin ilk Süngercilik Müzesi için Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras ile müze sponsoru Mustafa Cem arasında protokol imzalandı.

bodrum.bel.tr

bodrum.bel.tr

Deniz Mutfağı Tadımı

Denizcilik kültürünün bir parçası olan yemek kültürünün tanınması için etkinlik alanında kurulan tadım bölümünde, katılımcılar, kaptanların, süngercilerin ve denizcilerin teknelerde yedikleri yemekleri, başta; fava, ahtapotlu pilav ve sübye olmak üzere deneyimleyebilme olanağı buldular.

Gökalp’in Ödüllü Yapımı: IRME

Gecede, sualtı belgesel yapımcısı ve sualtı dirimbilimcisi (biyoloğu) Dr. Mert Gökalp’in ödüllü kısa filmi İRME’nin (2013) gösterimi gerçekleştirildi. Yapım, Bodrumlu sünger avcılarının zorluklarla ve tehlikelerle dolu yaşamlarını bir kurgu öykü üzerinden ele alıyor.

Film gösteriminin ardından sanatçı Özgür Kıyat, süngerci Aksona Mehmet (Mehmet Baş) için bestelediği “Aksona Zeybeği” türküsünü, Aksona Mehmet’in zeybek oyunu eşliğinde seslendirdi.

Programın kapanışında ise, Kelemez (Kalimnos) adasında gelen Grup Horokos, sünger avı sırasında vurgun yiyen süngercileri konu alan ‘Mihanikos’ adlı halk dansı gösterisini gerçekleştirdi.

(Kaynaklar: cumhuriyet.com.tr, bodrum.bel.tr)

TINA Dergisi, 15. Sayısını, Su Altı Arkeolojisinin Öncü Adı George F. Bass’a Adıyor.

TINA Denizcilik Arkeolojisi Dergisi, 15. sayısını, Dünya ve Türk su altı arkeolojisine kurucu sıfatıyla büyük katkılar veren ayrıca Bodrum Deniz Müzesi’ne öncülük eden, George Fletcher Bass’a (1932-2021) adıyor.

İleriki zamanda çıkacak olan dergi ile birlikte, Bass’a adanan iki sayı, önce dijital olarak yayınlanacak ve yıl sonunda bu sayılar, Bass için ayırmış; özel bir cilt bir cilt haline dönüştürülerek; basılı olarak Türkiye’nin ve dünyanın önemli kütüphanelerine, müzelerine ve üniversitelerine gönderilecek.

2021 yılında yayımlanan 15. sayıda; Oğuz Alpözen, Tuba Ekmekçi Littlefield, Ahmet Feyyaz Subay, Esra Altınanıt Kirik, Joseph W. Lehner (ve diğer yazarlar: E. Kuruçaylı, S. A. Martin, D. Langis-Barsetti, L. Bowland, N. Hirchfield), Orkun Köyatasıoğlu, Selin Cambazoğlu dergide yazılarıyla yer alıyor.

Tina’nın editörü Mehmet Bezdan’ın, George Bass’ı en iyi anlatacak kişilerin başında geliyor diye nitelendirdiği Oğuz Alpözen’in ‘George F. Bass ve Ben’ adlı yazısı, bu bilim insanının çevresindekiler için ne anlam ifade ettiğini dile getiriyor. Yassıada’da ve Gökova Körfezi’nde süren su altı çalışmalarından, Alpözen’in Bodrum Deniz Müzesi’ne müdür olarak atanmasına, Serçe Limanı batığından çıkarılan cam yapıtların, Doğu Roma gemisinin, Gelidonya Burnu batığının ve Şeytan Deresi Batığının müzede sergilenme sürecine dek Bass’la olan kesişmelerini yazısında anlatıyor. Alpözen, George F. Bass’ın Kıbrıs Savaşı sırasında uluslararası basına “Türkler Kıbrıs’a asker çıkartmakta haklıdırlar” diye demeç verdiğini ve bu nedenle Yunan gazetelerinin George F. Bass’a ateş püskürdüklerini belirterek önemi bir ayrıntıyı da dile getiriyor.

Tuba Ekmekçi Littlefield, Bass’in yaşam öyküsünü özellikle denizcilik arkeolojisine yaptığı katkılar ve Türkiye’de gerçekleştirdiği çalışmalara yer vererek kaleme alıyor.

Ahmet Feyyaz Subay, ‘George Bass ve Carolyn’ adlı makalesinde, İzmir Sığacık yakınlarında Kokar Limanı girişinde birkaç süngercinin tarif ettiği ama tüplü dalışlarla defalarca dalınmasına rağmen bulunamayan bir Bizans Batığının, Bass’ın ve Subay’ın kullandığı ‘Carolyn’ adlı denizaltıyla bulunması deneyimini paylaşıyor.

Dergide yer alan diğer yazılar ise şöyle; Bezdan’ın, hem içeriği hem de Bass’ın kurduğu Bodrum’daki INA merkezinin geldiği noktayı göstermesi açısından oldukça önemli olduğunu belirttiği, Esra Altınanıt Kirik’in “Suya Doymuş Ahşap Eserlerde Polietilen Glikol Uygulaması Öncesi Demir ve Sülfür Bileşiklerinin Ahşaplardan Uzaklaştırılmasının Önemi” başlıklı yazısı ayrıca; Joseph W. Lehner, Emre Kuruçaylı, Samuel A. Martin, Dominique Langis-Barsetti, Lucyna Bowland, Nicolle Hirchfield tarafından kalem alınan ‘Öküzgözü Külçeler ve Gelidonya Burnu Batığı: Eski Bir Sorun Üzerine Yeni Araştırmalar’, Orkun Köyatasıoğlu’nun ‘Bodrum Yarımadası Batık Envanteri Çalışması’ ve Selin Cambazoğlu’nun ‘Bodrum Deniz Müzesi’ başlıklı yazıları yer alıyor.

Dergiye buradan ulaşabilirsiniz.

Kısaca George F. Bass

1932 yılında, Amerika’nın Columbia şehrinde doğan bilim insanı, 1952 yılında Amerika’da The Johns Hopkins Üniversitesi’nin Yakın Doğu Arkeolojisi Bölümüne girdi ve 1955 yılında yüksek lisans derecesini aldı. 1959 yılında girdiği Pennsylvania Üniversitesi’nin Klasik Arkeoloji Bölümü’nden ise 1964 yılında doktorasını tamamlayarak mezun oldu.

1960 yılında Peter Throckmorton, Joan du Plat Taylor, Frederic Dumas, Claude Duthuit, Wlady Illing ve Honor Frost’tan oluşan bir ekiple dünyadaki ilk bilimsel ve sistematik sualtı kazısını gerçekleştirdi.

1960-1961 yıllarında Bodrum Kalesi’nin müzeye dönüştürülme çalışmalarına Throckmorton ile birlikte öncülük etti.

1973 yılında arkadaşlarıyla birlikte, adı sonradan Institute of Nautical Archaeology – Sualtı Arkeoloji Enstitüsü” (INA) olarak değiştirilecek olan “American Institute of Nautical Archaeology-Amerikan Sualtı Arkeoloji Enstitüsü” (AINA)’nü yaşama geçirdi. 1990’lı yıllarda Bodrum’da bir arazi satın alan INA, Akdeniz’deki araştırmalarını yapabileceği bir merkez inşa etti. Bass, böylece INA Bodrum Araştırma Merkezi (Bodrum Research Center – BRC)’nin kurulmasını sağladı.

1960 yılından bugüne dünyanın farklı ülkelerinde 70 civarında batık gemi kazısı ve araştırma projesi gerçekleştiren George Bass, INA ve ortakları; Türkiye’de aralarında Uluburun ve Gelidonya batığı da olmak üzere 20 adet batık kazısı yapmıştır.

Yaklaşık 60 yıllık arkeoloji kariyerinde on kitap çıkaran ve editörlüğünü yapan Bass, yüzden fazla bilimsel yayına imza atmıştır.

(T. Ekmekçi Littlefield’ın yazısından kısaltılarak alıntılanmıştır.)

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nin kurucusu Oğuz Alpözen, “Bu, Bir Restorasyon Değil; Bu, Bir Katliam”

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nin kurucusu Oğuz Alpözen, müzede gerçekleştirilen sözde restorasyon çalışması ile ilgili olarak “Bu, bir restorasyon değil; bu, bir katliam” dedi.

Alpözen,  1 Ekim 2017’de restorasyon için kapatılan ardından Mayıs 2019 açılan Bodrum Kalesi’ndeki tarihi eserlerin tahrip edildiğini ve dünyaca sualtı ünlü müzesinin 1960 yılındaki haline geri döndüğünü belirtti.

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesinin Sonu” adlı kitabı yayınlanan Alpözen, “Bodrum’un Hamam, amfaro salonları, cam salon, batıkların sergilendiği salon, kayalık prensesi salonları, sikke salonları, küçük kayıklar, Serçe Limanı batıkları, yılanlı kulesi, Alman Kulesi ve İngiltere Kulesi artık yok” diyen Oğuz Alpözen, Suat Yurtalan tarafından yapılan Kanuni Sultan Süleyman’ın portresinin de kale duvarından kazındığına dikkat çekti.

Alpören, müzede restorasyon adı altında gerçekleştirilen tahribatı şu sözlerle aktardı:

Ne Karyalı Prenses kaldı, ne diğer salonlar. 18 sergi salonunun tümünü yok ettiler. Bu restorasyon değil, bu bir katliam. Ne ağaç, ne çiçek, ne orijinal taşlar. Orijinal taşların üzerine ahşap seriyorlar. Lazanyaları kaldırıp üzerine mıcır döküyorlar. Bu anlatılmaz, bu acı. Bir ömür verdim, suyun altında ölümle koklaşarak çıkardığım eserleri, gözüm gibi baktığım eserleri, şimdi depolara tekrar tutsak olarak attılar. Tüm Bodrum imece usulü çalışıp dünyanın en büyük su altı arkeoloji müzesini yapabilmiştik. Şimdi yerinde yeller esiyor. İngiliz Kulesi’ni sıfırladılar. Dev bir masa vardı, yok. Türkiye’de ilk defa bir müzede Türk Bayrağı’nın değişimini göstermiştim, yok. Yok, yok, yok… Hiçbir şey yok. O güzelim Karyalı Prenses, 2400 yıl öncesinden günümüze gelen o Karyalı Prenses yok. Bu nasıl bir anlayıştır? Alman Kulesi Ortaçağ Sergilemesi yok. Doğum, yaşam, ölüm yok. Biz yüreğimizi ortaya koyduk. Bütün sevgimizle dünyanın en güzel müzelerinden birini yarattık. Dünyada ilk defa, yaşayan, canlı bir müzeyi Türk müzecisi olarak yaptıktan sonra bunun yok edilişini izlemek bana acı veriyor.

 

(Kaynak: arkeolojikhaber.com)