Denizci Toplum

Yükleniyor...

Denizci Toplum

Denizci Toplum

T ü r k D e n i z c i l i k K ü l t ü r ü H a r e k e t i

Odysseia Destanı’ndan Esinlenen “Penelope: Tüm Denizler Senindir” Başlıklı Sergi, Altı Denizci Kadının Yaşamına Yer Veriyor.

“Penelope: Tüm Denizler Senindir”, başlıklı sergi Barselona Deniz Müzesi’nde açıldı.

Homeros’un ‘Odysseia’ destanında adı geçen Penelope’den esinlenerek oluşturulan sergi, altı denizci kadının yaşam öyküsünü gözler önüne seriyor.

İthake kralı Odysseus’un eşi olan Penelope, Troya savaşına katılmak için ülkesinden ayrılan krala gösterdiği sadakat nedeniyle mitolojinin simgesel adlarından biri olmuştur. Odysseus’tan ayrı kaldığı uzun süre boyunca (20 ya da 30 yıl) başka bir evlilik yapmamak için, taliplerine karşı ayak diremiştir. Bu nedenle başına geçtiği dokuma tezgahında kendisine talip olan erkekleri oylamak için gündüzleri bir kefen dokuyup, geceleri onu çözerek, Odysseus’un dönmesini sabırla beklemiş ve ona olan sadakatini göstermiştir.

Adını denizcilik tarihine yazdırmış büyük denizcilerin yaşamları incelendiğinde hepsinin sabır, yaratıcılık ve direnç gibi mücadeleci yanlarıyla öne çıktıkları görülür. İşte bu yönüyle ‘Penelope’ ile bağ kuran sergi, yelken dünyasının tanınmış altı kadınının profesyonelinin, spor kariyerlerinin farklı aşamalarında karşılaştıkları zorlukları ve yaşadıkları eşsiz deneyimleri anlatıyor.

On bir yaşında olmasına karşın denizin tehlikelerine karşı gözüpek ve yetenekli bir genç yelkenci, “Abril Marfà”, geçmişi büyük başarılarla dolu olan yelken yarışçısı “Natàlia Via-Dufresne”, ‘Nacra 15’ katamaran sınıfında dünya şampiyonu “Nora García”, hem bir yargıç, hem de hakem ve uluslararası yarış görevlisi olan ilk kadını “Maria Torrijo”, Alinghi Red Bull Racing Team’in yelkencisi ve havacılık mühendisi “Andrea Emone” ve Patín a Vela sınıfı yelken yarışlarında birden fazla başarı elde etmiş olan “Ana Pujol” yer alıyor.

Ana Gonzalvo’nun küratörlüğü üstlendiği serginin tasarımı, Judith Mas’a ait.

Sergide ayrıca yelkenciliği ve yelkencilerin dünyasını çocuklara tanıtmak amacıyla özel olarak tasarlanmış dört etkinlik bölümü de yer alıyor.

Kısaca Penelope Efsanesi

Ünlü Akha komutanlarından Odysseus, Penelope ile evlidir ancak Troya Savaşı nedeniyle Akha Donanmasına katılarak, ülkesini ve sarayını terk etmek zorunda kalır. Aradan geçen uzunca bir süre ardından, İthale sarayını güzel Penelope’ye ve Odysseus’un gücüne, varsıllığına sahip olmak isteyen, komşu ülkelerin ileri gelenleri adeta doldururlar. Aradan geçen bunca yılın ardından bu talipliler Penelope’den artık bir koca seçmesini istemektedirler.

Ancak bu konuda gönülsüz olan kadın bir çare bulur ve Tanrıların, aklına bez dokuma tutkusunu düşürdüğünü ve Leartes için dokuduğu kefen bezinin boşa gitmemesi için beklemelerini istediğini telkin eder. Penelope, gündüzleri dokuduğu bu bezi, gece çökünce, sökmektedir. Tam üç yıl süren bu kurgu artık dördüncü yıla girildiğinde açığa çıkar. Bunun üzerine kurnazca bir plan hazırlayan kraliçe, Odysseus’un büyük yayını kim gerip, onunla ok atmayı başarırsa; onunla evleneceği kararını aldığını bildirir. Bu arada Odysseus, Troya Savaşından dönmüş ve dilenci kılığında saray girmiştir. Yaşanan olayların ardından Odysseus, taliplerin hepsini öldürür. (“Mitoloji Sözlüğü” – Azra Erhat)

(Kaynak: mmb.cat)

A. Cosentino’nun Ütopik Bir Ülkeye Yapılacak Düşsel Bir Deniz Yolculuğunu Kurguladığı “Jpeg Takımadaları” Zilberman Sergievi’nde

Antonio Cosentino’nun Zilberman sergievindeki üçüncü kişisel sergisi “Jpeg Takımadaları”, adlı ütopik bir adaya doğru yapılması planlanan bir deniz yolculuğunu ve bu yolculuğu çevreleyen yan anlamları, anıları, düşleri somutlaştırıyor. 

Antonio Cosentino’nun çalışmalarında günlük yaşamın içinden, kişisel belleğinden ya da yaşadığı şehrin görsel kültüründen sızarak gelen sayısız imge yer almaktadır. Sanatçının, alt kültür öğelerinin egemen olduğu yapıtlarında pano, dükkan tabelası, paket kağıdı, fayans gibi yaşadığımız coğrafyanın görsel kültürüne ilişkin malzemeler kendine yer bulmaktadır. Sanatçı ürettiği imgelerinde, hem ayrık, parçalı hem de bütünsel ve yinelemeye dayalı bir anlatımı benimsemektedir.

Cosentino‘nun kurduğu hareketli ve oyunsu yapı, mega kentler ve bu kent mimarisinin kısa ömrü, insani ölçeğin ve yerelliğin terkedilişi, insanüstü hız ve hatta tüketim gibi kavramları çağrıştırırken moderniteye özgü unutkanlığı; belleği bir arşivci gibi çalışarak; yazılı ve görsel olan pek çok şeyi sürekli kaydeden sanatçının yapıtları aracılığıyla bir kez daha anımsamamızı sağlamaktadır.

Jpeg Takımadaları sergisine  – Cosentino’nun daha önceki sergilerinde olduğu gibi kendi yazdığı – bir öykü eşlik etmektedir ve sanatçı, sergievi oylumunun bütününe yayılan yerleştirme ile bu öykünün mizansenini kurgulamaktadır.

cosentino 3

“Jpeg Takımadaları” haritası (Kağıt üzerine mürekkep – 2020)

Ana kahraman, Jpeg Takımadaları adlı bir ütopyanın düşünü kurmakta ve oraya doğru bir yolculuk planlamaktadır.

Girişte karşılaştığımız harita, güneyi Aura ve kuzeyi Jpeg olarak bölünmüş bir adayı anlatır. Serginin merkezindeki objelerden teneke sürat motoru Aura, 2020, hikayenin kahramanının Jpeg Takımadaları’na gitmek için kullanacağı araçtır.

cosentino 2

Aura (Teneke – 2020)

Ancak, gelişen bu düşünceler sırasında sanatçının ve kahramanının kafalarında canlandırdıkları yan öyküler, akıllarına gelen anılar ve geleceğe ilişkin olarak kurulan düşler, sergiyi oluşturan farklı öğelerde kendilerini göstermektedir.

Cankurtaran Kulesi 1 – Cankurtaran Kulesi 2

(Beton, Demir, Ahşap, Kumaş – 2016)

Ada

Ada  (Tuval üzerine yağlıboya – 2020)

Sürat motoru, üzerine yerleştirilmiş bir fabrika ile anlam değiştirir. Walter Benjamin’in tanımıyla, bir sanat eserinin mekanik bir üretime uğramadan, sanatçının elinden çıkmış hali ile sahip olduğu Aura’ya, dijital yeniden üretimlerle, kopyalarla dolu Jpeg’li bir ülkede neler olacaktır?

Kaptan firar mı edecektir?

Serginin değindiği yan öykülerden birine ait Calypso, 2020 isimli beton apartman, Odysseus’u yolculuğundan alıkoyan tanrıça Calypso gibi serginin kahramanını da yolculuk gayesinden uzaklaştıracak mıdır?

“Jpeg Takımadaları”, Zilberman sergievinin ana sergi oylumunda, 28 Şubat – 02 Mayıs 2020 tarihleri arasında  görülebilir.

Kısaca Antonio Cosentino

Sanatçı,  1994’te Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nden mezun oldu. 1996’da Hakan Gürsoytrak ve Mustafa Pancar ile Hafriyat Grubu‘nu kurdu. 2006-2009 yılları arasında bağımsız sanat inisiyatifi ve sergi mekânı Hafriyat Karaköy’ü kurdu ve işletti. Çok sayıda sergiye katılan ve pek çok serginin küratörlüğünü üstlenen Cosentino, İstanbul’da yaşamakta ve çalışmaktadır.

 

(Kaynak: zilbermangallery.com)