Denizci Toplum

Yükleniyor...

Denizci Toplum

Denizci Toplum

T ü r k D e n i z c i l i k K ü l t ü r ü H a r e k e t i

İncil Temalı Sergiye Ev Sahipliği Yapan, Hz. Nuh’un Gemisi Biçimindeki Müze Gemi, Denize Elverişlilik Belgesi Olmadığı İçin İngiltere’de Tutuklandı.

Hz. Nuh peygamberin gemisine yönelik tahmini görsellerden yola çıkarak üretilen ve İncil temalı bir sergiye ev sahipliği yapan, müze gemisi, denize elverişli olduğuna yönelik gerekli belgelere sahip olmadığı için İpsviç (İpswich) Limanında tutuklandı.

Geminin sahibi olan Aad Peters’in, 2010 yılında üç milyon dolara satın aldığı gemi, Hollandalı marangoz Johan Huibers’in yapımı yedi yılı biraz aşan, İncil’deki betimlemeleri temel alarak gerçekleştirdiği iki üretimden biri.

İngiltere hükümeti yetkilileri, Hollandalı televizyon ve tiyatro yapımcısı Aad Peters‘in sahibi olduğu geminin denize elverişli olduğuna yönelik belgeleri ortaya koyarak, geminin seyir yapmasının teknik olarak önünde bir engel bulunmadığını kanıtlamasını istiyor. İncil temalı sergiye ev sahipliği yapan Nuh’un gemisi biçimindeki yüzen müzenin motoru bulunmuyor ve bir yerden bir yere gidebilmek için bir tekne tarafından yedeğe alınması gerekiyor.

Geminin web sitesindeki açıklamaya göre; Doğu İngiltere‘deki İpsviç (İpswich) kentine ulaşmadan önce, Danimarka‘daki, Almanya‘daki ve Norveç‘teki limanların ziyaret edildiği ve Kovid-19 küresel salgının başladığı 2020 yılının Mart ayına kadar, müzenin ziyaretçilere açık kaldığı belirtiliyor.

Peters‘ın konuyla ilgili konuşmaktan kaçınmasına karşın, yüzen müze tarafından yapılan resmi açılamada İngiliz Deniz ve Sahil Güvenlik Dairesi‘nin tekneyi, 2019 yılının Kasım ayında, iki adet belgenin bulunmaması nedeniyle; müzenin halkın ziyaretine açık olduğu dönemde tutukladığı belirtiliyor. Bu belgelerden ilki, Uluslararası denizcilik Örgütü‘nün koşul olarak öne sürdüğü denize elverişlilik belgesi ve diğer ise; gemide deniz canlılarının yaşamına zarar veren herhangi bir boya, kaplama malzemesi ya da yüzey onarım gereci olmadığını onaylayan belge.

Müze yönetimi tarafından teknenin ‘sertifikalandırılmamış yüzen bir nesne’ olduğu, bu nedenle ‘gemilerin uymakla yükümlü oldukları uluslararası kurallar’ın dışında olduğunu belirtiliyor. Ancak İngiliz yöneticiler bu söylemi kabul etmiyor.

Bu içinden kolay kolay çıkılamayacak gibi duran bu sorun ise; Peters‘ı ve müzesini oldukça büyük bir maddi zarara uğratıyor. Çünkü geminin limanda bağlandığı yeri boşaltmasını isteyen İpsviç Liman işletmesi, müzeye, Ocak ayından itibaren 12.000 paund’tan fazla (yaklaşık olarak 17.000 dolar) ceza kesti. Yapılan açıklamada; Nisan ayından bu yana ise müze gemisi yönetiminin ceza olarak; günlük, 500 paund (700 dolar) ödediği belirtiliyor. Ayrıca liman yönetiminin geminin bulunduğu yeri boşaltmaması durumunda, bu günlük ceza bedelini önemi oranda arttıracağı bildiriliyor.

Müze yönetimi ise limandan ayrılmaya hazır olduklarını, geminin Hollanda‘ya yedeklenerek götürülmesi için gerek tüm hazırlıkların yapıldığını, İngiliz hükümet yetkilileri tarafından belgelerin onaylanmasını ardından ayrılmanın gerçekleşeceğini belirtiyor. Müze’den yapılan açıklamaya göre Hollanda‘daki yetkililer, Peter‘den gemiyi bir tekne olmadığı için tescil ettirmesi yönünde bir istekte bulunmadı. Böyle bir tescil belgesi bulunmaması nedeniyle de; İngiliz yetkililer, geminin evine dönmesi için gerekli muafiyet belgesine yönelik Hollanda’dan istemde bulunamıyor.

Ulaşım bakanlığından bir yetkili durumun farkında olduklarını ve İngiltere‘deki ve Hollanda‘daki ilgili bakanlıklar ile görüşmelerini sürdürdüklerini belirtiyor.

Gemi daha öncede uluslararası basın kuruluşlarının manşetlerine yansıyan pek hoş olamayan bir olayın içinde yer almıştır. 2016 yılında Oslo Limanında yedeklenirken; Norveç sahil güvenlik devriye botu ile bir çatışma yaşanmış ve bunun sonucunda teknenin bordasında dev bir delik açılmıştı. Her ne kadar bu çatışmada kimse yaralanmasa da olay , Twitter‘da esprilere konu olmuştu.

(Kaynak: nytimes.com)

Prof. Dr. Kaya: “Nuh’un Gemisi”inin Yer Aldığına İnanılan Alanda Yapılacak Çalışmaların Doğru Sonuçlanması İçin Tek Bir Taşın Bile Yerinden Oynatılmaması Gerekiyor.

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Kaya, Nuh’un Gemisi‘ne ait kalıntıların olduğuna inanılan ve korunması gereken alanda, bir taşın bile yerinden oynatılmaması gerektiğini, yapılacak araştırmaların doğru sonuçlanması için en küçük bir ayrıntının çok önemli olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Kaya, Kitab-ı Mukades’te “Nuh’un Gemisi” ile ilgili yer alan anlatıların Ağrı Dağı olarak yorumlanması ve Ağrı Dağı‘nın pek çok insanın düşüncesinde “Nuh’un Gemisi” ve tufan ile özdeşleşmesi nedeniyle Hristiyan dünyasından bölgeye çok ciddi yönelim olduğunu söyledi.

“Nuh’un Gemisi”ne ait olduğu sanılan bu doğal yapının bulunduğu alanın çok iyi korunamadığını savunan Kaya, “Özellikle dışarıdan gelen ziyaretçiler ve araştırmacılar bazen bu alana izinsiz girip araştırma yapıp fotoğraf çekebiliyor. Öncelikle bu alanın bu tür kontrolsüz girişlerden korunması lazım. Burası eğer doğal bir yapıysa veya iddia edildiği gibi Nuh’un Gemisi’nin kalıntıları buradaysa buradan tek bir taşın bile yerinden oynatılmaması gerekir çünkü yapılacak araştırmaların doğru sonuçlanması için en ufak bir ayrıntı bile çok önemli olabilir. Bunun önüne geçilmesi lazım.” dedi.

Kaya, söz konusu alanda heyelan riski olduğuna ve bugünün teknolojisiyle buradaki heyelan tehlikesinin ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmaların yapılması gerektiğine vurgu yaparak, şunları söyledi: “Zaten yapıyı incelediğimiz zaman yapının sağ ve sol kenarlarında ciddi yarıkların oluştuğu, zaman zaman tekrar eden heyelanlar sonucu meydana gelen aşınmanın artık yapının gövdesine sirayet ettiğini görebiliyoruz. Şiddetli yağışlar sonucu dağlık alandan yamaç aşağı gelen suların yapının sağ ve sol tarafında oluşturduğu vadilerden akan suların kesinlikle yapıya ulaşmadan sahadan drene edilmesi ve yapıdan uzaklaştırılması gerekiyor. Yapılacak projeler dahilinde öncelikli olarak heyelan duyarlılık haritalarının burada yapılması gerekiyor. Teknoloji çok gelişmiş. Coğrafi bilgi sistemleri kullanılarak buradaki heyelan duyarlılık haritaları ortaya konulabilir.”

Hong Kong’ta Açılan Nuh’un Gemisi Müzesi

Prof. Dr. Kaya, 2010 yılında Hong Kong‘tan bir grup Çinlinin Ağrı Dağı‘na tırmanış yaptıktan sonra ellerine birkaç tahta alıp “Nuh’un Gemisi”nden parçalar buldukları yönündeki iddialarını basın aracılığıyla kamuoyu ile paylaştıklarını ve sonraki süreçte bu kişilerin Hong Kong‘a gidip Nuh’un Gemisi Müzesi kurduklarını anımsattı.

Ağrı Dağı ve iddia edildiği gibi “Nuh’un Gemisi” yapısının önemli bir turizm alanı olduğunu kaydeden Kaya, “Şu anda Hong Kong’daki “Nuh’un Gemisi Müzesi”ni milyonlarca turist ziyaret ediyor. Madem Ağrı özellikle Hristiyanların önemli kesimi tarafından bu işin merkezi olarak kabul ediliyor ve Nuh’un gemisinin kalıntılarının burada olduğuna inanılıyor, öyleyse buralarda bu tür yatırımların yapılması halinde Nuh’un Gemisi inancı dolayısıyla buraya milyonlarca turist gelebilir.” dedi.

 

(Kaynak: aa.com.tr)

 

Arkas Sanat Merkezi’ndeki “Ara Güler Merhaba İzmir!” Sergisi, İstanbul’dan ve İzmir’den Denizle İlişkili Kent Yaşamını Belgeleyen Görsellere Yer Veriyor

“Ara Güler Merhaba İzmir!” başlıklı fotoğraf sergisi, Arkas Sanat Merkezi’nde.

Çevrimiçi olarak da görülebilen sergide, Güler’in İstanbul’un “Haliç”, “Karaköy”, “Kandilli”, “Üsküdar”, “Büyükdere” ve “Kumkapı”dan ve İzmir’den kayıt aldığı kentsel yaşama ilişkin görseller; iki kıyı kentinde süregelen yaşamdan, balıkçılardan ve tekne yapım işliklerinden canlı ve ilgi çekici ayrıntılar içeriyor.

Arkas Sanat Merkezi’nin Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi (AGAVAM) ve Ara Güler Müzesi iş birliği ile gerçekleştirdiği 711 yapıtın yer aldığı sergide, sanatçının İstanbul ve foto-muhabir olarak çok defa bulunduğu İzmir‘deki yaşam ilişkin, daha önce hiç sergilenmemiş fotoğraflar ayrıca Güler’in 1975 yılında Yavuz zırhlısının sökülmesini konu alan “Kahraman’ın Sonu” adlı 17 dakikalık belgeseli de sergide yer alıyor.

Merhaba İzmir 2

Öte yandan, İzmir’in çevresinde yer alan Agora, Efes, Bergama, Allianoi gibi antik kentlerin görünümleri, Güler‘in uluslararası kamuoyuna tanıttığı Afrodisyas, Nemrut ve Nuh’un Gemisi ile ilgili fotoğraflar ayrıca ulusal ve uluslararası kültür-sanat dünyasından tanınmış adların portreleri sergide bulunan diğer yapıtlar…

Güler‘in meslek yaşamı boyunca kullandığı kameralarını, basın kartlarını, kaşelerini ve ıstampalarını, kontakt baskılarını, kendi hazırladığı kitap maketlerini de gözler önüne seren sergi,  öte yandan Güler’in çalışma yöntemlerini ve fotoğrafçı yönünü ortaya koyarak, yaşamının çeşitli dönemlerini izleme olanağı da sunuyor.

Çevrimiçi sergiye buradan ulaşabilirsiniz.

 

(Kaynaklar: arkassanatmerkezi.com, görseller: sozcu.com.tr, cumhuriyet.com.tr)

 

Nuh’un Gemisi Olduğu Düşünülen Oluşumun, Toprak Altında Kalan Bölümünde Gemi Karinasına Benzeyen Bir Kütle Olduğu Belirlendi

Nuh’un Gemisi olduğu savlanan oluşumun, toprak altında kalan bölümün görüntülenmesi sonucunda burada gemi karinasına açıkca benzeyen bir kütle olduğu belirlendi.

Türkiye’ye gelen ve bu çalışmayı bağımsız olarak yürüten Amerikalı bilgisayar mühendisi ve arkeolog Andrew Jones, Yeni Zelandalı jeofizikçi, coğrafyacı akademisyen ve aynı zamanda yer altı görüntüleme uzmanı olan John Larsen ile Nuh’un Gemisi’nin üç boyutlu görüntüsünü belirlemeyi başardı.

Nuh 3

1.

2014 yılında gerçekleştirilen iki haftalık sürece yayılan ölçümlere ek olarak, 3 yılda tamamlanan araştırma ile yer altında kalan bölge 3 boyutlu olarak oluşturuldu.

Jones, yapılan çalışmanın ardından elde edilen görüntü ile ilgili olarak şunları söyledi:

Bu görüntü Nuh’un Gemisi’nin yer altında bulunan görüntüsünün gerçek verileridir. Bu görüntüler ne sahtedir ne de bir simülasyondur. Bu görüntü toprağın altında gömülü olan geminin tamamını gösteren gerçek veridir.

Konunun uzmanı her bilim insanı bu çalışmayı yapabilir ve bizim ulaştığımız bu sonuca ulaşabilir. Bu yapı evet bir gemi, ama Nuh’un Gemisi diyebilmek için daha erken. Çok kapsamlı çalışmalar yapmalıyız. Bu da ancak, üniversitelerin ve Türk devletinin desteği ile olabilir.”

Daha Önce de Alanda Çok Sayıda İnceleme Gerçekleştirilmişti 

Nuh’un Gemisinin kalıntısı olduğu savlanan bu coğrafi oluşum, ilk kez 11 Eylül 1959 yılında Harita Yüzbaşı İlhan Durupınar tarafından, Doğubeyazıt haritası üzerinde çalışırken keşfedilmişti.

Yapılan keşfin, ulusal ve uluslararası basın kuruluşlarında yer almasının ardından, bu konuda çalışma yapmak amacıyla ilk olarak, 1960 yılında  dönemin askeri yönetiminden gerekli izinleri alan Ohio Üniversitesinden fotogrametri ve yer bilimcisi Prof. Dr. Arthur Brandenberger ile Washington Arkeolojik Araştırmalar Enstitüsünden Dr. George Vandeman, ayrıca İsveçli bir gazeteci ile Avrupalı 3 iş insanı, Kiliseler Birliği’nin parasal desteğiyle ülkemize gelmişti.

26 yıl sonra başbakanlık desteğiyle gerçekleştirilen çalışma, Erzurum Atatürk Üniversitesi ve California Üniversitesi tarafından ortaklaşa yürütülmüştü. İnceleme sonucuna hazırlanan 80 sayfalık raporda, “Yer altında bulunan bu gövde için ‘Gemi gövdesi değildir.’ denilemeyecek bulgular elde ettik. Bu yer altındaki kütlenin gemi olma ihtimali yüksektir. Kış gelmeden derinlemesine arkeolojik kazı çalışmalarının bir an önce başlatılması gerekmektedir.” denildi.

Bulunduğu günden bu yana gündemden hiç düşmeyen bu coğrafi oluşum, ileri sürüldüğü gibi kutsal metinlerde yer alan Tufan ile ilgili olup olmadığı teknolojik olanakların yetersizliği nedeniyle sürekli dünya insanlığını aklını kurcalamıştı.

Nuh2

2.

Bu konuda çalışmaları Türk belgeselci Cem Sertesen, Nuh’un Gemisi üzerine hazırlamış olduğu belgesel ile 2017 yılında 9. TRT Belgesel Ödülleri’nde önemli bir başarı kazanmış; sonrasında, elde ettiği birikimi yazdığı  iki kitapla okuyucularına aktarmıştı.

Konuyla ilgili olarak Sertesen şunları söyledi.

Nuh’un Gemisi’nin içini çok merak ediyorum. Yer altındaki gemi görüntüsünün içinde neler var? Çünkü bilim insanları geminin üç katını tespit ettiklerini söyledi.

Bilim insanlarının bir kısmı da ‘Sakın dokunulmasın, bölgede heyelan devam ediyor.’ diyor. Öncelikle bu şeklin heyelandan korunması lazım. Çünkü şekil bozulursa, işin esprisi kalmıyor. Oraya vurulacak her kazma, her kürek, bunun kalbine saplanacak hançerdir.

 

(Kaynak: aa.com.tr)

 

Turizm ve Tanıtma Platformu-TUTAP, Nuh’un Gemisi Tarihi Alanının UNESCO Dünya Miras Listesinde Yer Almasını Amaçlıyor

Turizm ve Tanıtma Platformu (TUTAP) Genel Başkanı Fikret Yıldız, Hz.Nuh’un gemisinin bulunduğu tarihi alanının UNESCO geçici miras listesinde yer almasını amaçladıklarını belirtti.

TUTAP olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Nisan ayında iş birliği protokolü imzaladıklarını, bu kapsamda UNESCO dünya miras alanları ile ilgili çalışma yürüttüklerini söyledi.

Yıldız,  “Nuh’un Gemisi ile ilgili bölünmüşlükler var. Hem Şırnak Cudi Dağı’nda hem de Ağrı Doğubayazıt’ta bilinen alanlar var. İyi ve titiz araştırmalar yapabilir, ciddi ve somut adımlar atabilirsek bütün dünya insanlarına Nuh’un Gemisi’nin gerçek yerini ilan edebiliriz. Buraya 40 yıldır araştırmacıların ilgisi var. Somut adımlar atılmadan, gerekli yasal izinler alınmadan yapılmış çalışmaları kullanamıyoruz.” dedi

Yıldız, Nuh’un Gemisi’nin Dünya Miras Geçici Listesi’ne alınması için Ağrı Valiliği ile Kültür ve Turizm Bakanlığına başvuruda bulunduklarını dile getirerek, “Amacımız Nuh’un Gemisi’ni UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’ne aldırmak. Yapılacak sondaj ve arkeolojik çalışmalar neticesinde burası asıl miras listesine girdiği zaman bütün dünyada insanların çok büyük ilgisi oluşacak.” diye konuştu.

(Kaynak: aa.com.tr, görsel: sabah.com.tr)