Denizci Toplum

Yükleniyor...

Denizci Toplum

Denizci Toplum

T ü r k D e n i z c i l i k K ü l t ü r ü H a r e k e t i

Hokusai’nin “Dev Dalga” Adlı Baskısı, Christie’s Müzayede Evinin Düzenlediği Açık Arttırmada 1.9 Milyon Dolara Satıldı.

Christie’s müzayede evinin Kore ve Japon sanatı üzerine New York’ta Salı günü düzenlediği açık arttırmada 187 lot, toplamda 9.7 milyon dolara satıldı.

Japon sanatçı Hokusai’nin ünlü yapıtı, bu arttırmada, beklentinin üzerindeki rakamın üzerine çıkarak, 2002 yılındaki rekorunu aştı.

Katsushika Hokusai‘nin, arka planda Fuji Dağını betimlediği, Tokyo‘lu kayıkçıların dalgalar karşı mücadelesini konu alan 1831 tarihi “Kanagawa Açıklarında Büyük Dalganın Altında“, Japon sanatçının en tanınmış yapıtı ve tüm dünya tarafından bilinirliğe sahip. Hokusai’nin 1800’lü yıllarda görülmeye başlanan dalga konulu baskıları, en ünlü çalışmaları arasında yer alıyor. Bu yapıtların Avrupa sanat piyasalarına girmesi ise; 19. yüzyılların ortalarında olmuştur. Baskının üretildiği bu dönemlerde maddi sıkıntılar içinde bulunan sanatçı, artık çoktan yetmişli yaşlarına ulaşmıştı.

Yapıt, düzenlenen açık arttırmada 1.9 milyon dolara, satılarak; satış öncesi öngörülen en düşük rakam olan 150.000 doları, 10 kat aşmış oldu. Hokusai’nin yapıtı için bir önceki rekor satış rakamı 2002 yılında gerçekleşmişti. “Büyük Dalga”nın da arasında bulunduğu, Fuji Dağının görünümlerini içeren, Fransız sanat simsarı Huguette Berès’in koleksiyonun bir parçası olan kitap, Sotheby’s Paris müzayede evinde 1.47 milyon dolara satılmıştı.

Açık arttırmada Hokusai’nin başka yapıtı daha yer aldı. Sanatçının bir şelaleyi betimlediği, Mino no Kuni Yoro no taki (Mino’daki Yoro Şelalesi) satış öncesi ön görülen en düşük rakam olan, 10.000 doları aşarak 100.000 dolara alıcı buldu.

(Kaynak: artnews.com)

Another print by Hokusai, Mino no Kuni Yoro no taki (The Yoro waterfall in Mino Province), depicting a waterfall, sold for $100,000, 10 times its low estimate of $10,000.

Sotheby’s Tarafından Düzenlenen Açık Arttırmada “Guardi”nin ve “Turner”ın Yapıtları Öngörülenin Üzerinde Değerlerden Alıcı Buldu

Sotheby’s müzayede evi tarafından New York’ta düzenlenen açık artırmada, J.M.W.Turner’ın “Lucerne Gölü’nde Alacakaranlık” ve Francesco Guardi’nin “Buccintoro’nun S. Nicolò di Lido’dan Dönüşü” adlı yapıtları öngörülen rakamların üzerinde alıcı buldu.

Amerikalı koleksiyonlerin yüksek fiyat önerileri ile baskın oldukları Sotheby’s müzayedevinin açık arttırmasında; Anthony van Dyck, J.M.W. Turner, William Blake, Francois Boucher, Guercino, Francesco Guardi, Genç Jan Brueghel, Hendrick Goltzius, Hendrick Avercamp, Taddeo Zuccaro, Giovani Battista Tiepolo ve Corrado Giquinto‘nun yapıtları yer aldı.

Daha önce İsviçre’li hayrıseverler Guy ve Myriam Ullens‘in kolleksiyonunda yer alan Joseph Mallord William Turner‘ın suluboya “Lucerne Gölü’nde Alacakaranlık” başlıklı yapıtı, 700.000 – 900.000 dolar arasındaki satış öngörüsünü, beklentinin üzerinde aşarak; ABD’li bir koleksiyonere, 1.290.500 dolara satıldı.

1.

Öte yandan, İtalya sanatçı Francesco Guardi‘nin Venedik’teki Büyük Kanal ağzında toplanmış sandalları ve gemileri, kahverengi lavi tekniği ve siyah tebeşir kullanarak betimlediği, “Buccintoro’nun S. Nicolò di Lido’dan Dönüşü”, ABD’den adı açıklanmayan bir kuruluşa satıldı. Açık arttırma öncesinde 600.000 ve 800.000 dolar arasında bir satış öngörüsünde bulunulan lavi, 1.230.000 dolara satıldı.

2.

En son 1920 yılında satışa çıkarılan yapıt, Guardi‘nin günümüze kadar gelebilmiş en büyük ölçekli ve ayrıntılı desenlerinden biri. Ayrıca yapıt, J. Paul Getty Müzesi‘nde, Metropolitan Sanat Müzesi‘nde ve Harvard Fogg Sanat Müzesi‘nde bulunan, sanatçının aynı eskiz defterinin sayfalarına ait diğer desenlerle kıyaslanabilir bir değere sahip.

(Kaynaklar: artnews.com, sothebys.com)

Hudson Irmağı Vadisi Mirası (HRVH)’nın “Römorkörler: Hudson Irmağı Üzerindeki Beygirgücü” Çevrimiçi Sergisi, Taşımacılığın Gelişimi Üzerine Önemli Tarihi Görsel Belgeler İçeriyor

Hudson Irmağı Vadisi Mirası’nın (HRVH) çevrimiçi olarak izlemeye açtığı, “Römorkörler: Hudson Irmağı Üzerindeki Beygirgücü” adlı sergi, 1880’den 1898 yılına kadar Hudson Irmağı üzerindeki taşımacılığın tarihini izlemeye olanak veren değerli görsel belgeler içeriyor.

Hudson Irmağı yüzyıllar boyunca New York eyaletinin içlerine dek ulaşan doğal bir ulaşım yolu işlevi görmüştür. Avrupalıların, özellikle Flemenk yerleşimcilerin 17. yüzyılın başlarında gelişinin ardından 200 yıldan daha uzun bir süre insan ve eşya taşımacılığı teknelerle yapılmıştır.

19. yüzyılda göçmenlerin akın akın geldiği New York, önemli bir limana ve nüfus yoğunluğunun merkezileştiği bir kente dönüşüyor olması nedeniyle; yiyecek ve yapı işkolunun gereç gereksinimi artmıştı. Hudson Vadisi, gereksinim duyulan ürünlerini çoğunu üretiyor ve bunları yerleşmenin başladığı 1600’lü yıllardan itibaren en az 200 yıl boyunca deniz yolu kullanarak şalupalarla ve uskunalarla taşıyordu. uzun zamandan beri çoğunlukla yolcu taşıyan vapurlar 1807’den sonra  yavaş yavaş sahnede yer almaya başladılar. Çoklu mavnaları ve kanal teknelerini çeken buharlı şilepler, nihai olarak, yük trafiğinde tamamen egemen oldu. Pek hızlı olmamalarına karşın, bu uzun şilepler dökme yükleri taşımanın o dönem için en ucuz yoluydu. Norwich gibi eski yolcu vapurları, ilk olarak şilep yerine kullanıldı. Oswego gibi yandan çarklı vapurlar, 1850’lerden başlamak üzere şilep olarak yapılmaya başlandı. Bugün bildiğimiz türden biçime bir sahip olan pervaneli römorkörler ise 1860’lı yıllarda görülmeye başlandı.

 

oswego

1.

Hudson‘daki Kingston‘un limanı olan Rondout, 19. yüzyılın (1800’ler) büyük bir bölümünde önemli bir deniz taşımacılığı noktası ve en yoğun limanı olmuştu. Rondout‘tan deniz yolu ile nakledilen en önemli ürün olan kömür; buraya, doğu Pennsylvania‘dan 1828 yılından 1898’e kadar Delaware ve Hudson Kanalı üzerinden getiriliyordu. Kömür 19.yüzyıl buhar çağının en önemli yakıtıydı bu nedenle Rondout‘un ekonomisi kömür taşımacılığı nedeniyle büyük bir patlama yaşadı. Aynı zamanda yerel ürünler de Rondout‘tan deniz yolu ile gönderiliyordu: Bunlar arasında; kaldırım taşı olarak geniş bir kullanılan yeri bulunan Ulster mavi taşı,  New York kentindeki yapılarda kullanılan doğal ve güçlü bir çimento olan Rosendale çimentosu ve yine New York‘u inşa etmek için kullanılan yerel tuğla ocaklarının üretimi olan tuğlalar, bulunuyordu. yiyeceklerin tazeliğini korumak amacıyla Hudson Irmağından sağlanan kesilmiş buz kütleleri New York kentine mavnalarda taşınıyordu. Erie Kanalı üzerinde Hudson‘a gelen Midwest hububatını da içeren gıda ürünleri ve atlar için saman da buradan taşınıyordu.

Hudson Irmağı 2

2.

Rondout‘taki Cornell Vapur Şirketi, başta Rondout olmak üzere Hudson Vadisi‘nden New York‘a büyük ölçekte navlunun taşınması nedeniyle, 1880’lere kadar Hudson‘da  en büyük çekme şirketi oldu. Uzun mavna dizilerini çeken romörkörler Hudson üzerinde 1850’lerden 1930’lara kadar günler ve gece boyunca eksik olmuyordu. Cornell Vapur Şirketi, 1880’lerden 1930’lara kadar ırmak üzerindeki taşımacılıkta bir monopol haline gelmişti. Şirketin, her boyuttan sayısı 60 römorköre kadar ulaşan bir filosu bulunuyordu. Bugün navlunun taşınmasında demiryolu ve karayolu seçeneklerini güçlü biçimde öne çıkması nedeniyle Hudson Irmağında artık 1950’lerde olduğundan çok daha az yoğunlukta römorkör ve mavna hareketliliği var. Yukarı da da söz edilen mavitaş, buz ve çimento gibi bir zamanların istem gören ürünleri ise günümüzde artık neredeyse bu sahneden silinmiş durumda.  Şimdilerde romörkörler ve mavnalar tarafından taşınan ana kargoyu,  petrol, kırılmış taş ve biraz çimento oluşturuyor.

“Römorkörler: Hudson Irmağı Üzerindeki Beygirgücü” adlı çevrimiçi sergiye buradan ulaşabilirsiniz.

 

 

 

P. Signac’ın Haliç’i Betimlediği “Altın Boynuz” Adlı Yapıtı Sotheby’s Tarafından Düzenlenen Açık Arttırmada 16.2 Milyon Dolara Satıldı

Sotheby’s tarafından geçekleştirilen 209 milyon dolarlık açık arttırmada, Yeni İzlenimci (Empresyonist) Fransız ressam Paul Signac’ın “Altın Boynuz” (La Corne d’Or) adlı yapıtı da 16.2 milyon dolara en yüksek teklifi veren katılımcıya satıldı.

Sotheby’s, sanat piyasasındaki düşüş yönündeki genel algıya karşın; New York’ta 12.11. 2019 tarihinde düzenlenen açık arttırmada toplamda 209 milyon dolarlık “İzlenimci” ve “Modern Sanat” akımları içinde yer alan yapıtların satışını gerçekleştirdi.

Alberto Giacometti, Auguste Rodin, Claude Monet, Edgar Degas, Georges Braque, Picasso, Paul Signac, Rene Magritte, Rufino Tamayo, Tamara de Lempicka’nın yapıtlarının yer aldığı Açık arttırmada 50 lot yer aldı. bunların 8 tanesi satılamazken; geriye kalan 43 lot 1 milyon doların üzerinde alıcı buldu. 3 lot 10 milyon dolar sınırını aşarken; tek bir lot 25 milyon doların üzerinde alıcı buldu.

Claude Monet’nin 20- 30 milyon dolar arasında bir satış öngörüsünde bulunan 1903 tarihli Charing Cross Köprüsü adlı yapıtı, açık artırmaya telefon aracılığıyla katılan ve kimliğinin açıklanmasını istemeyen bir katılımcı tarafından 27.6 milyon dolara satın alındı.

Monet Charing Kross Köprüsü

 1. Claude Monet – “Charing Cross Köprüsü”

Paul Signac‘ın suyun üzerindeki teknelerle birlikte Haliç’i çok canlı bir biçimde betimlediği (yaklaşık olarak 14 milyon – 18 milyon dolar arasında bir satış öngörüsünde bulunulan) 1907 tarihli Altın Boynuz adlı yapıtı, Sotheby’s Asya’nın yönetim kurulu başkanı Patti Wong‘un telefon üzerinden teklif veren katılımcıya 16.2 milyon dolara satıldı.

Signac - Haliç

2. Paul Signac – “Altın Boynuz”

 

(Kaynak: artnews.com)

 

 

 

 

Türk Deniz Araştırmaları Vakfı’nın “Türkiye Denizlerini Keşfedelim” Adlı Sergisi Birleşmiş Milletler’in New York’taki Merkezinde

Denizlerimizin korunması için önemli projelere imza atan ve uluslararası arena da ülkemizi başarıyla temsil eden Türk Deniz Araştırmaları Vakfı’nın, Türkiye Denizlerini Keşfedelim” adlı fotoğraf sergisi, Birleşmiş Milletler Örgütü’nün New York’ta bulunan merkezinde ziyarete açılıyor.

19 Ağustos’ta yapılacak açılışa diplomatlar, bilim insanları, gazeteci ve yazarlar ile ABD’de yaşayan Türklerin katılması bekleniyor.

Denizlerimizi ve denizel biyoçeşitliliği tanıtmak için 50 x 70 cm boyutlarında, ülkemizin seçkin deniz ve sualtı fotoğrafçılarının eserlerinden oluşan 34 görsel, açıklamalarıyla birlikte 193 ülkenin temsil edildiği BM merkez binasında ziyarete açık olacak.

Sergilenecek fotoğraflar arasında 2002 yılında Fethiye’de kurtarılan kaşalot balinası, küresel iklim değişikliğinden etkilenen deniz canlıları, yabancı istilacı türler ve etkileri, koruma altındaki köpekbalıkları, tehdit altındaki deniz çayırları ve nesli tükenme tehlikesindeki orfozlar var. Ayrıca mavi ekonomi için önemli hale gelen balık çiftlikleri, balık üretimi ve kadın balıkçılar serginin iddialı öğelerinden. Orkinos, palamut ve deniz kaplumbağaları gibi göçmen türler de sergide görülecek deniz canlıları arasında. Hayalet avcılık yanında Dünya deniz ve okyanuslarında giderek artan plastik kirliliği konusunda Türk Deniz Araştırmaları Vakfı’nın yaptığı çalışmalar da sergide anlatılacak.

Ülkemizin seçkin deniz ve sualtı fotoğrafçılarının eserlerinden oluşan sergi; THY, Dışişleri Bakanlığı, Deniz Ticaret Odası, MarinPark ve Fairy markaları tarafından destekleniyor.

TÜDAV Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk‘ün son zamanlarda Doğu Akdeniz’de ki enerji arayışıyla ilgili tartışmalarda Türkiye’nin imajına katkı sağlayacağını belirttiği sergi, Hükümetler Arası Açık Denizlerin Korunması ve Yönetimi Konferansı’na denk gelen 19 -23 Ağustos tarihleri arasında açık kalacak.

 

(Kaynak: tudav.org)

Chris Burden’ın “Hayalet Gemisi” New York’ta Bulunan “Yeni Müze”nin Ön Cephesine Yerleştirildi.

Chris Burden’in Yeni Müze’de (The New Museum) düzenlenmekte olan “Aşırı Uçtaki Sınırlar” sergisinin bir parçası olarak sanatçının “Hayalet Gemi”si  müzenin ön cephesine yerleştirildi.

1970’li yıllardan günümüze en önemli Amerikalı sanatçı olarak tanınan Chris Burden‘ın  New York’ta bulunan Yeni Müze‘nin (The New Museum’un) tüm katlarına yayılan “Aşırı Uçtaki Sınırlar” sergisinde “Hayalet Gemi” (2005), “Büyük Tekerlek” (1979), “İki Şehrin Öyküsü” (1981), “Amerika Birleşik Devletlerinin Tüm Denizaltıları“, “Meksika Köprüsü“(1998) başta olmak üzere çok sayıda yapıtı yer alıyor.

Sergi, Burden‘ın kırk yıla yayılan sanat yaşamı içinde farklı gereçler kullanarak gerçekleştirdiği yapıtlar arasından fiziksel ve moral sınırları sorgulayan ağırlıklar ve ölçüler, sınırlar ve kısıtlamalar kavramları üzerine odaklanan seçkilerle oluşturulmuş.

Bu bağlamda düzenlenen sergini bir parçası olarak Yeni Müze‘nin cephesine yerleştirilen tekne, Burden‘ın tüm yaşamı boyunca sınırları aşma çabasının teknolojik gelişmelere yönelik sorgulamasının bir izdüşümü.

Bilgisayar tarafından yönlendirilen insansız “Hayalet Gemi”, İngiltere‘deki “Yüksek Gemiler Yarışı”nın düzenlendiği 2005 yılının Temmuz ayında, İskoçya kıyılarının açıklarından Newcastle‘a kadar beş gün boyunca 400 mil seyir yapmıştı.

Bu seyir denemesinden altı yıl sonra 2011 yılında Gary Wiseman‘ın Burden ile gerçekleştirdiği söyleşide, sanatçı, o dönemin teknik olanaklarını aşma çabasının ortaya çıkardığı sonuçları, büyük bir heyecanla değerlendirilen; aynı zamanda gelecekte gerçekleşmesine yönelik ön görüsünü de dile getiriyor.

“Ben bunun kuramsal olarak olanaklı olduğuna inanıyorum; şimdiye kadar da bunu yapabilen kimse bilmiyorum. İngiltere’de yelkenli gemi modelleri için düzenlenen küçük yarışmaların burada yapmaya çalıştığımız şeye yaklaştığını biliyorum fakat bu yarışmaları hiç takip etmedim.

“Hayalet Tekne” temel olarak radyo sinyalleri ile yönetilen yarı-otonom bir deniz taşıtı. Seyir sırasında tekneye enlem ve boylam bilgisi giremiyorsunuz ama bu yine de ileriye doğru atılmış bir adım. Ben bunun olanaklı olacağını ve bir gün gerçekleşeceğine inanıyorum çünkü bunun çok akla yatkın olduğun düşüncesindeyim. Neden yalnızca bir yada iki kişiden oluşan mürettebatı olan bir şilep istemeyesiniz ki? Neden Okyanusta seyir yapmak için rüzgardan yararlanmayasınız?

Hayalet Gemi 1

1.

Burden‘ın çalışmalarının çoğuda olduğu üzere burada ortaya koyduğu yapı da; video ve fotoğraflarla belgelenmiş olmak dışında; yeniden üretilememe ve yalnızca bir kez, bir zamanda dilimi içinde ve bir yerde var olma özelliğine sahip.

Yeni Müze‘nin “Cephe Yontusu Programı” çerçevesinde müzenin cephesine çelik putreller ve kablolar kullanılarak yerleştirilen 182.9 x 259 x 914.4 cm gövde, 914.4 cm ana direk boyutlarına sahip olan “Hayalet Gemi”, popüler bilimin bakış açısından, evrensel teknolojilerin karmaşık yapısının anlaşılmasına yönelik bir giriş sunuyor.

02 Ekim 2013 tarihinde açılan “Aşırı Uçtaki Sınırlar” sergisi, 12 Ocak 2014 tarihine kadar Yeni Müze‘de olacak

 

(Kaynak: we-find-wildness.com, newmuseum.org, moussemagazine.it, görsel: dexigner.com,l ocusplus.org.uk)