Denizci Toplum

Yükleniyor...

Denizci Toplum

Denizci Toplum

T ü r k D e n i z c i l i k K ü l t ü r ü H a r e k e t i

Helenistik Dönem Denizcilik Teknolojisine İlişkin Önemli Veriler Sunan “Serçe Limanı Batığı”ndaki Su Altı Kazıları Yeniden Başladı.

Muğla’nın Marmaris ilçesindeki Taşlıca Mahallesi açıklarında bulunan Serçe Limanı’ndaki Helenistik Dönem Batığı’nda su altı kazı ve belgeleme çalışmaları yeniden başladı.

Antik çağda gemiler için önemli bir sığınak olan limanda sualtında bulunan, M.Ö. 280-275 yılına tarihlenen batık, dönemin gemi yapımı ve denizcilik teknolojisi hakkında önemli veriler sağlıyor.

Serçe Limanı Helenistik Dönem Batığı, su altı kazı ve belgeleme çalışmaları Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi başkanlığı tarafından yürütülürken, Sualtı Arkeoloji Enstitüsü (INA) bilimsel destek sağlıyor. Kazının danışmanlığını ise; Sualtı Arkeoloji Enstitüsünden Dr. Orkan Köyağasıoğlu üstleniyor.

Serçe Limanı, Antik Çağ’da Ege ile Doğu Akdeniz arasında deniz ticaretinin en işlek güzergâhı olan Rodos Kanalı üzerindeki stratejik konumuyla öne çıkıyor. Özellikle fırtınalı havalarda gemiler için bir sığınak olan koyda, farklı dönemlerde birçok geminin sulara gömüldüğü biliniyor.

1973 yılında Bozburunlu süngerci Mehmet Aşkın tarafından keşfedilen batıkta ilk kazılar, 1978-1980 yılları arasında INA ekibi tarafından yapılmış ancak batık üzerine düşen büyük kaya parçaları nedeniyle kazı tamamlanamamıştı. 

Marmaris Ticaret Odası’nın destekleriyle yeniden başlanılan kazı çalışmalarında geçen yıl farklı boyutlardaki Knidos amforaları ve Güney Anadolu, Filistin ve Mısır bölgeleriyle benzerlik gösteren seramik buluntular ortaya çıkarıldı. 2025 yılı kazı çalışmalarında, batığın üzerini örten kalın kum tabakasının kaldırılması ve geminin dış hatlarının ortaya çıkarılması hedefleniyor.

33-37 metre arasındaki derinlikte bulunan Serçe Limanı Helenistik Dönem Batığı, dönemin gemi yapımı ve denizcilik teknolojisi hakkında da önemli veriler sağlıyor olması yanında Hellenistik Dönem’de Karia Bölgesi’nin denizcilik tarihine yönelik bilgiler ve Marmaris’in Antik Çağ’daki stratejik konumunu da ortaya koyacağı ifade ediliyor.

Marmaris Ticaret Odası tarafından yapılan açıklamada kazının dünyanın ‘Arkeolojik Araştırma Gemisi’ klasına sahip ilk ve tek gemisi olan ve tamamen Türk mühendisler tarafından tasarlanan ‘Virazon II’ ile gerçekleştirildiği belirtilerek, tüm buluntuların, teknolojik altyapından yararlanılarak, ayrıntılı biçimde incelendiğinin altı çizildi.

(Kaynak: iha.com.tr, aa.com.tr)

Herakleia Antik Kenti’ndeki Roma Hamamının Mozaik Döşemelerinde Yunus ve Yılan Balığı Betimlemeleri Bulundu.

Muğla’nın Milas İlçesinde bulunan Herakleia Antik Kenti’nde sürdürülen kazılarda, kentteki Roma hamamının mozaik taban döşemelerinde timsah, yunus ve yılan balığı betimlemeleri ortaya çıkarıldı.

Kentteki kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığının ‘Geleceğe Miras Projesi’ kapsamında Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi, Latmos ve Herakleia Kazısı Başkanı Prof. Dr. Zeliha Gider Büyüközer tarafından yürütülüyor.

Alandaki çok iyi korunmuş durumda bulunan, hatta çatı seviyesine kadar mevcut beden duvarlarıyla günümüze ulaşan yapıda gerçekleştirilen kazıyla iki metreden fazla dolgu toprak dışarı çıkarıldı.

Roma dönemi hamamının “soğukluk” bölümünün zemin mozaiklerde bulunan ve şaşkınlık uyandıran altı adet timsah betimine ilişkin Büyüközer şunları söyledi: “Görenler bu coğrafyada timsahların yaşamış olabileceğini düşünebilir. Bu coğrafya timsahın yaşaması için çok uygun değil ama bu mozaiği yapan usta mutlaka timsahı görmüş ki tüm detaylarıyla bunu resmedebilmiş, mozaiğe aktarabilmiş. O nedenle bu mekanda çalışan ustanın gezici bir usta olabileceğini ve önceki yıllarda bu tür timsahların yaşadığı coğrafyalarda da çalışmış olabileceğini düşünüyoruz.”

Hamamdaki ılıklık olarak kullanılmış olan mekanda da yine sağlam korunmuş bir mozaik tabanının açığa çıkarıldığını kaydeden Büyüközer, “Burada ise köşelere yerleştirilmiş dört yunusun arasında flamingolar ve enteresan flamingoların ağzında da kırmızı renkli taşlardan yapılmış yılan balıkları var. Yılan balığı bu coğrafya için çok önemli bir hayvan. Flamingolar da hala günümüzde bu alanda yaşamaya devam eden kuş türlerinden. Aslında sanatçı burada coğrafyada gördüğü hayvanları resmetmiş.” diye konuştu.

Hamam yapısının köylüler tarafından farklı işlevlerle kullanıldığı biliniyor. Bir dönem bu yapıyı ahır olarak kullanan köylülerin ortaya çıkan bu bulgular karşısında çok şaşırdıklarını ifade ettikleri belirtiliyor.

(Kaynak: aa.com.tr)

Yeniçerileri Taşıyan “Kızlan Osmanlı Batığı”nda Gerçekleştirilen Su Altı Kazıları, Türk Denizciliği Açısından Önemli Bulguların Elde Edilmesini Sağlıyor.

Muğla – Datça açıklarındaki “Kızlan Osmanlı Batığı”nda su altı kazı çalışmaları sürdürülüyor. Yeniçerileri taşıyan bir Osmanlı gemisi batığından gerçekleştirilen ilk su altı kazısı olarak öne çıkan çalışmalar, Türk denizcilik tarihi açısından önemli bulguları ortaya koyuyor.

“Kızlan – Osmanlı Batığı” kazı çalışmaları, ‘Mavi Miras Projesi’ kapsamında, Dokuz Eylül Üniversitesi Sualtı Araştırmaları Merkezi (SUDEMER) ve Kızlan Osmanlı Batığı Kazı Başkanı Doç. Dr. Harun Özdaş, tarafından yürütülüyor. Geminin sancak bordasından ahşap parçalar gün yüzüne çıkarılırken, geminin kimliğini, yapım tekniğini ve battığı dönemi aydınlatan önemli önemli bilgilere de ulaşıldı.

Kızlan Batığı, Yeniçeri askerlerini taşıyan Osmanlı gemisi batığının ortaya çıkarıldığı ilk su altı kazısı olarak tarihe geçti. Yeniçerilere ait tam 14 tüfek, yaklaşık 2 bin 500 kurşun misket ve patlamış top gülleleri, geminin 17. yüzyılın ikinci yarısında, bir deniz çatışması sonrasında battığını gösteriyor.

.

Ayrıca Çin üretimi mavi boyalı porselen kase takımları, geminin özel bir görev veya diplomatik bir misyon taşıdığına işaret ediyor. Özel muhafazalar içinde bulunan porselen kaseler, hediye amaçlı olarak gemide taşınmakta olduğunu düşündürüyor.

Bulunan diğer nesneler olan; pipo, şimşir taraklar, bakır kaplar, seramik testiler ve küplerin gemi personeline ve yeniçerilere ait olduğu düşünülüyor. Özellikle kazıda bulunan Tunus – Cerbe bölgesi üretimi seramikler, geminin çıkış noktasının Kuzey Afrika olabileceğini gösteriyor.

.

Osmanlı denizcilik tarihine ışık tutacak yeni bilgilerin ortaya çıkmasını sağlayacak kazı çalışmalarının 2025’te tamamlanması planlanıyor.

(Kaynak: aa.com.tr, dha.com.tr, trthaber.com)