“Su Altı Halkalarının Gizemi”nin İlk Gösterimi Monako Oşinografi Müzesi’nde Gerçekleştirilecek.
“Su Altı Halkalarının Gizemi” belgeseli “Gombessa 6” dalış görev ekibinin Korsika adası burnu açıklarındaki son sualtı keşif gezisini anlatıyor.
Ekip tarafından Akdeniz’de yürütülen çalışmalarda, 100 metreyi aşan bir derinlikte, daha önce benzeri görülmemiş, her birinin çapı 20 metreyi bulan 1000’den fazla çembersel doğal oluşum hakkında veri toplanmıştı.
Andromeda Oceanology, Monako Prensi Albert II Vakfı, Monaco Explorations Platformu ve Monako Oşinografi Müzesi işbirliğiyle gerçekleştirilen belgeselin ilk gösterimi, Oşinografi Müzesinde yapılacak. Yönetmenliği Yann Rineau tarafından gerçekleştirilen, senaryosunu Rineau, Ballesta ve Aurine Crémieu’nun birlikte yazdığı yapım, Gombessa 6 dalış görevi ekibinin Korsika burnu kıyılarındaki son sualtı keşif gezisini anlatıyor. Etkinliğe, görev ekibinin liderliğini üstlenen, ünlü deniz biyoloğu ve kaşif Laurent Ballesta da katılacak.
Ballesta ve Andromeda Oceanology ekibinin liderliğinde gerçekleştirilen “Gombessa 6: Cap Corse” Mayıs 2021’de başlamıştı. Farklı bilim dallarından araştırmacı grubuyla birlikte çalışan Ballesta ve ekibi, bu ilginç oluşumları ortaya çıkaran nedenleri çözmek ve ardlarında gizledikleri biyolojik çeşitliliği anlayabilmek için en son teknolojik niteliklerle donanmış bir denizaltı ve su altı istasyonunda da yararlanarak, çalışmalarını sürdürmüştü. Gombessa 6’nın dört dalgıcı, satürasyon dalışıyla denizin derinliklerini, 18 gün boyunca, INPP (National Institute of Professional Diving) tarafından ekibin kullanımına verilen mavnadaki batiyal istasyonundan incelemişti.
fpa2.org
2011 ve 2014 yılları arasında gerçekleştirilen ön araştırmalar dizisinin Korsika adası burnunun kuzeydoğusunda yürütülen bölümünde, “karolijen atol” olarak tanımlanan çembersel yapılar ortaya çıkarılmıştı. Yapılan araştırmalarda, bu yapıların genellikle merkezi bir koralijen çekirdekten oluşan ve bir rodolit tacı ile çevrelenmiş, çoğunlukla kalkerli alglerden oluşan organik bağlayıcılı benzersiz biyoyapılar olduğu saptanmıştı. Bu araştırmalar süresince 110 ila 130 metre derinlik aralığında 1000’den fazla atolün varlığı saptanmıştı.
Daha önce varlığı bilinmeyen bu derin mercan halkaları, gerçek birer doğal anıt olarak nitelendiriliyor. Hatta Ballesta 2021 yılında kendisiyle yapılan bir söyleşide, “Su altındaki en çekici şey güzelliği değil, gizemleridir… Bu garip batık atolleri gördüğümde bir sanrı gördüğümü düşündüm, sanki bir bilim kurgu filmin parçasıydı. Nazca çizgileriyle su altında karşılaştığımı sanmıştım” ifadesini kullanmıştı.
Gombessa 6 seferi Cap Corse’dan Monako’ya iki gün süren bir seyrin ardından 30 Temmuz 2021 Salı günü sona ermişti. Bu seyir sırasında dalgıçlar, bu iki günü vurguna yakalanmamak için batiyal istasyonun içinde geçirmişlerdi.
Aralarında Prens Albert II Vakfı’nın da bulunduğu birçok önemli çevre ve bilim kuruluşu tarafından düzenlenen ilk gösterim, 21 Ekim Pazartesi günü saat 18:00’de Oşinografi Müzesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilecek.
(Kaynak: news.mc, fpa2.org, monacoexplorations.org)
Monako Oşinografi Müzesi, Kroze ve Kerguelen Adalarının Keşfedilmesinin 250. Yılını İki Sergi İle Kutluyor.
Monako Oşinografi Müzesi, Kroze ve Kerguelen Adalarında gerçekleştirilen keşiflerin 250. yıl dönümünü kutlamak amacıyla, ‘Kroze ve Kerguelen 1772-2002’ ve ‘DDU’daki Dumont d’Urville’den: Fransız Antarktikası’ başlıklı iki adet geçici sergiye ev sahipliği yapıyor.
Müzenin, bir kuruluş olan ‘Fransız Güney ve Antarktik Topraklar’ (TAAF)* ile birlikte düzenlediği sergiler, haritaları, arşiv belgelerini, tarihi ve çağdaş fotoğrafları içeren 40 posteri kapsıyor.
1772 yılında Güney Hint Okyanusundaki iki subantartik adalar zinciri olan, Kroze Adaları (Crozet) ve Kerguelen Adaları, birer hafta ara ile keşfedilmişlerdi. Toplamda altı adet adadan oluşan Kroze Adaları, Le Mascarin adlı gemisiyle Marc-Joseph Marion du Fresne; Kerguelen’in ‘ana’ adası ise; Yves-Joseph de Kerguelen-Trémarec tarafından keşfedildi. Daha sonrasında Charles de Boisguehenneuc adaya çıkarak, buranın artık Fransız Krallığının mülkü olduğunu ilan etti.
Yaklaşık olarak bir yüzyıl sonra ise; 1840 yılında, Güney kutbunun kıyı bölümlerinden kutuba kadar olan ince bir şerit biçimindeki Adélie Toprakları (Terre Adélie), Fransız kaşif Jules Dumont d’Urville tarafından haritaya eklendi.
Her iki takım ada da, günümüzde UNESCO tarafından dünya insanlık mirası seviyesine yükseltilen ve Fransa’nın münhasır ekonomik bölgesini %10’unu oluşturan, Fransız Güney Topraklarının içindeki ulusal doğa koruma alanı içinde korunuyor. Fransa’nın üzerinde özel işletme hakkının olduğu bu deniz alanı aynı zamanda küresel dirimçeşitliliği (biyoçeşitlilik) için korunaklı bir alana dönüşmüş durumda.
Kerguelen takım adaları, bir dizi küçük adadan oluşuyor. 1908 yılında Raymond Rallier du Baty tarafından keşfedilen bu adalar dizisinin, güney batısında konumlanan adalar, I. Albert’in onuruna ‘Monako Prensi Adaları’ olarak adlandırılmıştı.
‘DDU’daki Dumont d’Urville’den: Fransız Antarktikası’ başlık sergi aracılığıyla ziyaretçiler, bir krolonojik yolculuk içinde Kutup bölgesindeki Fransız çalışmalarını ve keşif etkinliklerini izleyebilecekler. Ayrıca, kutup keşiflerinde adları öne çıkan iki kaşif Jules Dumont d’Urville’in ve Jean-Baptiste Charcot’nun keşif maceralarını ve İkinci Dünya Savaşından sonda Adelie Topraklarında (Terre Adelie) kurulan bilim üssü hakkında bilgi edinebilecekler.
musee.oceano.org
musee.oceano.org
musee.oceano.org
musee.oceano.org
Konuyla ilgili daha çok bilgi elde etmek isteyenler için ise; Science Po yazarı ve tarihçi Bruno Fuligni, 9 Eylül tarihinde, bu Antarktika’da yıllarca süren araştırmaların ve kolonileştirme girişimlerinin ana çizgilerini ele alan “Kerguelen Adalarındaki Fransız varlığının 250 yılı” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirecek.
Sergiler, 26 Temmuz’dan 26 Eylül tarihine kadar Monaco Oşinografi Müzesi’nde ilgilerini bekliyor olacak.
*TAAF; Kroze takımadaları, Kerguelen takımadaları, Aziz Paul ve Amsterdam adaları (bu üç bölge, Fransız Güney Toprakları ulusal doğa koruma alanı ya da ‘Austal’ bölgeleri oluşturuyor), Antaktika’daki Adélie toprakları ve İpars (Éparses – Dağınık) adaları olmak üzere beş bölgeden oluşuyor. Glorioso takım adalarının içindeki tropik adalar, Mozambik Kanalında yer alan Juan de Nova, Avrupa ve Bassas da India ve aynı zamanda Mauritius ve Réunion adalarının kuzeyinde konumlu Tromelin adasını içine alan İpars (Dağınık) adalar, TAAF’a 21 Şubat 2007 tarihli yasa ile bağlanmıştı. 2.3 milyon kilometre kare’yi kapsayan TAAF’ın Münhasır Ekonomik Bölgesi (EEZ), Fransız deniz alanının %20’sinden fazlasını oluşturarak, Fransa’yı dünyanın en büyük ikinci deniz gücü durumuna getiriyor. Yerleşik bir nüfusun bulunmadığı ya da seçilmiş bir yöneticinin bulunmadığı bu topraklarda, TAAF, tüm kamusal etkinlikleri yürüten en üst düzeydeki yöneticinin, kaymakamın, erki altında toplanıyor. Yönetici burada; bilimsel araştırmalardan, dirimçeşitliliğinin korunmasından, taşımacılıktan ve egemenlikten sorumlu bir konumda yer alıyor. Toprakların uzak/yalıtılmış durumu ve bilimsel çalışmaların aşırı iklim koşullarında ve yalıtılmış bir doğal ortamda sürdürülmesinin zorunluluğu, özellikle destek gemisi Marion Dufresne’nin ve buz kırıcı kutup gemisi Astrolabe’nin sürdürülmesine bir güvence sağladığı karmaşık bir taşımacılık zincirinin TAAF tarafından uygulanmasını gerektiriyor.
(Kaynaklar: monacolife.net, musee.oceano.org)
Sokak Sanatçılarını Biraraya Getiren “UPAW” Etkinliğinin Dördüncüsü “Özgür Akdeniz” Temasıyla Monako’da Düzenlendi.
Urban Painting Around the World (UPAW) etkinliğinin dördüncüsü “Özgür Akdeniz” temasıyla Monako’da düzenlendi. Üç ülkeden etkinliğe katılan altı sokak sanatçısı, Monako Oşinografi Müzesi’nin önünde yapıtlarını gerçekleştirdi.
Bu yıl Monako‘lu sanatçı ve UPAW‘ın 2020 yılı artistik yöneticisi olarak belirlenen Mr One Teas, Fransa, İsviçre ve İtalya olmak üzere 3 ülkeden Dave Baranes (Fransa), Pheno (Fransa), Dario Vella (İtalya), Ashpe (İsviçre), Jazi (İsviçre) olmak üzere 5 sanatçıyı etkinliğe davet etti.
Etkinlikte yer alan her sanatçı; plastik atıklardan arınmış, kirliliğin ve yasadışı balık avcılığının olmadığı “Özgür Akdeniz” suları için, etkinliğin düzenlendiği 3 günlük süre içinde 2 adet iş ürettiler. Monako Oşinografi Müzesi‘nin önünde gerçekleştirilen UPAW, içerdiği önemli iletiler ve konumu nedeniyle izleyiciler ve çevreden geçmekte olan insanlar açısından da dikkat çekici bir etkinliğe dönüştü.
Sanatçılar, yapıtlarına seçtikleri başlıklarla “Özgür Akdeniz”e yönelik iletilerini güncel politik gelişmelerle birleştirerek daha etkili bir hale getirdiler. Jazi‘nin yapıtı için belirlediği başlık, “Soluk Alamıyorum” ile Amerika’da öldürülen siyahi George Floyd‘un yardım çağrısına gönderme yaparken; Mr One Teas ise “Deniz Yaşamı Değerlidir” ile Amerika’daki bu protestolara damgasını vuran “Siyahların yaşamı değerlidir” sloganına gönderme de bulunuyordu.
Altı grafitti sanatçısını yapıtları yaklaşık bedellerinin belirlenmesinin ardından Monako Prensi II. Albert Vakfı‘nın okyanuslardaki kirliliğe karşı mücadele için kurulmuş olan BeMed (Beyond Plastic Med) girişimine bağışlanarak; açık arttırmaya çıkarıldı. En küçük boyutlu çalışma için belirlenen 800 avroya karşılık, en büyük boyutlu çalışma için 1500 avro açık arttırmada başlangıç fiyatı olarak belirlendi.
(Kaynaklar: monaco-tribune.com, lagazettedemonaco.com)
Fransız Demiryolları Kuruluşu-SNCF, David Doubilet’nin “Mercan Resiflerinin Ortasında Dalmak” Sergisine İstasyonlarında Yer Veriyor
David Doubilet’in “Mercan Resiflerinin Ortasında Dalmak” adlı sergisi, mercanlar hakkında farkındalık yaratmak amacıyla Fransa’daki tren istasyonlarında sergileniyor.
Ünlü sualtı fotoğrafçısı David Doubilet‘in “Mercan Resiflerinin Ortasında Dalmak” adlı sergisi, Monako Oşinografi Müzesi‘nin ve SNCF Gares & Connexions‘un işbirliği ile Tulon, Marsilya, Kan (Cannes) ve Nis (Nice) kentlerinde bulunan tren istasyonlarda sergileniyor.
Farkındalık yaramak amacıyla düzenlenen sergi, mercan resiflerinin şuandaki durumlarının ne kadar kırılgan olduğunu, insan-okyanus ilişkisinin ne kadar zayıfladığının gösteriyor ve uyarı çanları çalan iklim tehlikesi ile de izleyenleri karşı karşıya getiriyor.
Doubilet; fotoğrafın gücünün bilincindeki birisi olarak, sahip olduğu gazeteci, sanatçı ve kaşif kimlikleriyle daldığı okyanuslarda, karşılaştığı görkemli güzellikleri ve doğadaki yıkımı belgeliyor.
SNCF Gares & Connexions
Fransa’daki 3000’den fazla istasyonda; yönetim, operasyon ve geliştirme etkinliklerinden sorumlu olan Fransız Ulusal Demiryolları Kuruluşu SNCF‘nin (The Societe Nationale De Fer Français) bir bölümü olan SNCF Gares & Connexions, 10 milyon yolcusu ve günlük ziyaretçisi için belirli niteliğe sahip olan çalışmalar geliştirmekle yükümlü.
Kuruluş, istasyonların başlı başına bir yaşam alanı olduğu düşüncesinden yola çıkarak, kültürün kitlelere yayılmasına katkıda bulunabilmek için kentsel oylumları (mekanları) sürekli olarak varsıllaştırıyor (zenginleştiriyor). Ulusal ve uluslararası alanda en büyük kültür kuruluşları ile gerçekleştirilen işbirlikleriyle SNCF Gares & Connexions, tüm Fransa’daki istasyonlarda, yılda 100 den fazla sergi, müdahale (art intervention) ve sanatsal etkinlik tasarlayarak, yeni bir anlayışla yolculuk yapmaya yönelik çağrıda bulunuyor.
David Doubilet
1946 yılında New York’ta dünyaya gelen Doubilet, su altı fotoğrafçılığının öncüsü olarak kabul ediliyor. Yaşamının adadığı okyanuslarda, suyun altında gizlenen hareketli yaşamı, dramları hatta şiirselliği kamerasıyla kayıt altına alıyor.
Sanat ve teknolojiyi bir araya getiren bu büyük sanatçı, sessiz dünyaya ait olan görsellere yeni bir ses ve uluslararası dil vererek yeniden yaşam bulmasını sağlıyor.
İlk fotoğrafının 1972 yılında National Geographics‘te yayımlanmasının ardından aynı dergide en çok fotoğrafı basılan ve dünya çapında en çok tanınan fotoğrafçılardan biri oldu. Çekmiş olduğu mercan resifleri fotoğraflarından biri Voyager Sonda‘sı ile uzaya gönderildi. Doubilet. aynı zamanda; James Cameron, Tiger Woods Roger Federer‘in ve daha bir çok önemli adın arasında yer aldığı Rolex Elçileri’nden biri.
Doubilet’nin mesleği onu, kutuplardan ekvator kadar, eşi Jennifer Hayes‘le birlikte dünyanın tüm okyanuslarına doğru uzaklara doğru taşıyor.
(Kaynak: musee.oceano.org)