Denizci Toplum

Yükleniyor...

Denizci Toplum

Denizci Toplum

T ü r k D e n i z c i l i k K ü l t ü r ü H a r e k e t i

DEÜ SUDEMER Tarafından Yürütülen “Türk Batık Envanteri: Mavi Miras” Projesi Kapsamındaki Su Altı Çalışmalarında İki Batık Gemi Daha Bulundu.

DEÜ SUDEMER (Dokuz Eylül Üniversitesi – Sualtı Kültür Mirası ve Denizcilik Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi) tarafından yürütülmekte olan “Türk Batık Envanteri: Mavi Miras” projesinin 2023 yılında gerçekleştirilen derin su altı araştırmalarında Türk üretimi deniz teknolojilerinden yararlanılarak iki yeni batık daha keşfedildi.

Adalar Denizi’ndeki olumsuz hava koşulları nedeniyle battığı belirlenen M.Ö. 2. yüzyıla ve M.S 4. yüzyıla tarihlenen bu gemiler, bir Türk üniversitesi tarafından ileri teknolojiler kullanılarak yapılan araştırmalarda bulunan en derin batıklar olarak literatüre girdi.

Kültür Bakanlığı’nın izniyle Doç. Dr. Harun Özdaş başkanlığında, Doç. Dr. Nilhan Kızıldağ başkan yardımcılığında yürütülen projede, antik çağ deniz ticaretinin açık deniz rotaları ortaya çıkartıldı. Çoğunlukla Adalar Denizi’nde gerçekleştirilen araştırmalarda belirlenen batık sayısı şu zamana kadar 350’yi aşmış durumda.

Araştırma ekibi, 2023 yılında çalışmalarını Muğla ve İzmir kıyılarındaki, derin sularda sürdürmeye başladı. Ancak buradaki batıkların 85-100 metre arasında bulunuyor olması; dalgıçlar açısında dalınabilir derinliği aşıyor olma zorluğunu ortaya çıkarmaktaydı. Öte yandan gün ışığının da ulaşmadığı bu derinlikteki incelemelerde bu nedenle Türk üretimi robot teknolojisinden yararlanıldı. Böylece, ROV olarak adlandırılan cihazların söz konusu derinliklerde kullanıldığı çalışmalarda iki batık daha bulunarak; Bodrum Yarımadası’nın kuzeyinde açık denizde bulunan batık sayısı 10’a yükselmiş oldu.

Doç Dr. Özdaş: Açık denizdeki hava koşulları, gemilerin batma nedeni

Yapılan sualtı çalışmalarında gemi kalıntılarının aniden değişen hava olayları nedeniyle battığının belirlendiğini dile getiren Doç. Dr. Özdaş, “Batıklar, Dilek Boğazı’ndan, Efes’ten çıkan gemilerin Bodrum Kanalı’na girerken açık denizi kullandıklarını gösteriyor. Aynı zamanda batıklardan birisi, Bodrum Yarımadası’nın kuzeyinde hava şartlarının çok sert olduğunu gösteriyor. Burada bulunan batıklar, M.Ö. 4’üncü yüzyıldan M.S. 4’üncü yüzyılı, 800 yıllık bir zaman dilimini gösteriyor. 800 yıllık bir süre içerisinde gemiler açık denizden geçerken açık denizdeki hava şartlarına bağlı alabora olarak batmışlar.” dedi.

Bulunan iki batık, M.Ö. 2. ve M.S 47. yüzyıla tarihleniyor

Kuzey-güney yönlü antik deniz ticaret rotaları üzerinde batan iki gemiyle ilgili olarak Doç Dr. Özdaş şunları söyledi: “85 metre derinlikte bulunan kalıntılardan biri, M.Ö. 2’nci yüzyıla tarihlenen bir ticaret gemisine ait. Batık alanında yaklaşık 200 kadar sivri kulplu Rodos tipi amforalar ile çeşitli mutfak kapları görüldü. Bu batığa yaklaşık 2 kilometre mesafede ise M.S. 47’nci yüzyıl Roma dönemine tarihlenen bir diğer batık tespit edildi. Batığın kargosunun 100-150 kadar silindir gövdeli ve yivli amforalardan oluşturduğu anlaşılıyor. Her iki batığın kargosunun ve ahşaplarının önemli bölümünün kumluk zeminde gömülü olduğu tespit edildi.”

.

Çalışmalarda farklı dallardan çok sayıda bilim insanı görev alıyor

Çalışmalarda DEU SUDEMER’E bağlı ‘Piri Reis’ gemisi dışında başka gemileri de kullandıklarını belirten Doç. Dr. Özdaş ,”Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü, ülkemizde bu alanda en yüksek teknolojiye sahip ve aktif olarak çalışan, ayrıca en sağlıklı bilimsel su altı kültür mirası veri tabanını kazandırmış üniversite” olduğunu belirterek çalışmalarda jeofizik, deniz jeofiziği, deniz biyolojisi, tarih, Osmanlı tarihi, arkeoloji, su altı arkeolojisi olmak üzere değişik disiplinlerden gelen 15 kişilik bir ekip ile çalışmaların yürütüldüğünün altını çizdi.

(Kaynak: haberturk.com)

Türkiye’nin Su Altı Varsıllığını Belgeleyen ‘Mavi Miras’ CerModern’de Açıldı.

Harun Özdaş ve Çağatay Erciyes’in CerModern’de açılan “Mavi Miras” adlı fotoğraf sergisi, ülkemizin su altı varsıllığını gözler önünde seriyor.

Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyan sergi, Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde, Dışişleri Bakanlığı, Dokuz Eylül Üniversitesi – Sualtı Kültür Mirası ve Denizcilik Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi (Deu-Sudemer) desteğiyle düzenleniyor.

Arkeolog Doç. Dr. A. Harun Özdaş ve Büyükelçi Çağatay Erciyes’ın “Türkiye Batık Envanteri Projesi” çalışmalarında belgeleme amacıyla çektiği 58 adet su altı fotoğrafından oluşan sergi, Bronz Çağından Osmanlı Dönemine kadar, geniş bir tarih sürecini içeriyor.

CerModern’de 17 Kasım 2021 tarihinde düzenlenen serginin açılışına, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran ve farklı ülkelerin büyükelçileri katıldı.

aa.com.tr

Bakan Ersoy: ‘Mavi Miras’, ‘Mavi Vatan’daki Kültürel Varlıklarımızın Tümüdür.

Bakan Ersoy, sergi açılışında gerçekleştirdiği konuşmasında, üç kıtanın kesişme noktasında yer alan Anadolu kıyılarının tarih boyunca farklı kültürlerin ve deniz ticaret yollarının kesişme yeri olduğunu belirtti. “Türkiye Batık Envanteri Projesi” kapsamında hazırlanan serginin su altı kültürel varsıllıklarının bir kesitine yer verdiğini vurgulayan Ersoy, “Serginin adı olarak kullanılan Türkiye’nin Mavi Mirası söylemini biz mavi vatanımızda yer alan kültürel varlıklarımızın tümünü tanımlamak için kullanıyoruz.” dedi.

Bakan Ersoy, sergi açılışına katılan ülkelerin büyükelçilerini de gelecek yaz batıklara dalmaya davet etti.

aa.com.tr

Dışişleri Bakan Yardımcısı Kıran ise; coğrafi konumu bakımından Türkiye’nin, kendisini çevreleyen denizleri ile birlikte sahip olduğu potansiyelinin ve stratejik öneminin herkesçe bilindiğini kaydederek, “Türkiye olarak son dönemde özellikle Doğu Akdeniz başta olmak üzere denizlerdeki egemenlik haklarımızın takibi konusunda da çok güçlü bir kararlılık içerisinde olduğumuzu açıkçası bütün dünya biliyor ama işin diplomatik ve hukuki tarafı bir yana kültürel ve tarihi miras bakımından da çok daha büyük bir zenginlik arz ettiğini ve Türkiye’nin bu anlamda dünyaya da öncülük eden bir ülke olduğunu bugün burada bir kez daha gururla hatırlıyoruz.” ifadesini kullandı.

“Mavi Mira”s, 19 Aralık 2021 tarihine kadar CerModern’de ziyaret edilebilecek.

(Kaynaklar: aa.com.tr, cermodern.org)

“Türkiye Batık Envanteri Projesi: Mavi Miras” Kapsamında Sualtında Çalışmalarını Sürdüren Türk Bilim İnsanları Tunç Çağına Ait Yapıtlara Ulaştı

“Türkiye Batık Envanteri Projesi: Mavi Miras” kapsamında çalışmalarını sürdüren Türk bilim insanları, sualtında Tunç Çağı’ndan kalma liman izleriyle yaklaşık 4 bin yıllık yüzlerce tarihi yapıta ulaştı.

Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü‘nden Türk bilim insanlarının Koca Piri Reis Gemisi ile yürüttüğü “Türkiye Batık Envanteri Projesi: Mavi Miras – TÜBEP” çalışması, Türkiye kıyılarındaki batıkların envanterini çıkarmayı amaçlıyor. Cumhurbaşkanlığı‘nın desteği, Kültür ve Turizm Bakanlığı‘nın onayı ile gerçekleştirilen araştırmalar, başarılı sonuçlar veriyor.

Çalışma kapsamında Marmaris – Bozburun bölgesinde Tunç Çağı‘nda su seviyesine ilişkin çalışma yaptıkları sırada Minos uygarlığına ait olduğu ön görülen izlerle karşılaşan bilim insanları, burada yüzlerce konik kap, fincan, tezgah ağırlıkları, mutfak kapları, gaga ağızlı testilerden oluşan seramikler ile taş baltalara ulaşan sualtı araştırma takımı, yapıtların M.Ö. 18. yüzyıla yani Orta Tunç Çağı‘na tarihlendiğini ortaya çıkardı.

Tunç Çağı‘ndan günümüze kalan en büyük ve en eski buluntuların yer aldığı tahmin edilen bölgede Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Başkanlığı ve Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Harun Özdaş bilimsel danışmanlığında yürütülen çalışmayla Anadolu ve Minos uygarlıkları arasındaki ilişkinin ortaya çıkarılması, çok az verinin ele geçtiği Tunç Çağı tecim yollarına ilişkin bilgilerin dönemin ticaret rotasına ilişkin veriler elde edilmesi bekleniyor.

Ege tarihini değiştirecek buluntulara ulaştıklarını belirten Özdaş, “3-30 metre arasında değişen derinliklerde buluntular karşımıza çıktı. Günümüzden 4 bin yıl önceye dayanıyor. Büyük ihtimalle gemilerle, teknelerle taşınmış kargolar, liman ile liman yapıları olduğunu düşündüğümüz bir alanda yükleme sırasında bir nedenle tahribat görmüş. Seramik ve kaba yontu taşların liman kalıntısına işaret ettiğini düşünüyoruz. Tunç Çağı’nın bilinen en eski liman kalıntısı.

Buluntuların, Minos gemilerinin Anadolu kıyılarındaki ilk durağının Bozburun Yarımadası olduğuna gösterdiğini anlatan Özdaş şunları söyledi,Buluntular, büyük olasılıkla Girit’te üretilen seramiklerin ihracat için Rodos ve Bozburun Yarımadası üzerinden kuzeye İassos, Milet, Efes ve Truva’ya, Kuzey Ege’ye gittiğini ve bir ticaret rotasının olduğunu gösteriyor. Bu rotaya ilişkin günümüze kadar çok veri ele geçmemişti

Özdaş, bilim dünyasına önemli bilgiler kazandırılacağını, su altı çalışmaların genişletilmesi için sponsor desteğine açık olduklarını da sözlerine ekledi.

(Kaynak: ntv.com.tr)