Denizci Toplum

Yükleniyor...

Denizci Toplum

Denizci Toplum

T ü r k D e n i z c i l i k K ü l t ü r ü H a r e k e t i

Mihriye Yalazı, Yunan Armatör Onassis’in Doğduğu Ev İçin Kendisine 3 Milyon Avro Önerilmesine Karşın; Evini Yunanlara Satmadı

Yunan armatör Aristotle Onassis’in doğduğu evin günümüzdeki sahibi olan 85 yaşındaki Mihriye Yalazı, 14 yıl önce Onassis Vakfı’nın kendisine 3 milyon avro önermesine karşın; tarihi evi, Yunanlara satmadı.

Yunan armatör Aristotle Onassis‘in Manisa‘nın Akhisar ilçesindeki doğduğu ev olarak bilinen Hashoca Mahallesi 10 Sokak No: 43’te bulunan üç katlı tarihi yapı, 1972 yılında Akhisarlı işadamı Cemal Yalazı tarafından satın alındı. 1980 ihtilalinde Zeytinliova Belediye Başkanlığı görevlerini yürütmüş olan Cemal Yalazı‘nın 2004 yılında yaşamını yitirmesinin ardından evde tek başına yaşamaya başlayan Yalazı şunları söyledi, “Üç kızım, bir oğlum var. Benim yaşadığım ev herkesin bildiği Onassis’in doğduğu yer olan tarihi bina. Eşim Cemal Yalazı bu evi 1972 yılında aldı ve evin tapusunu da benim üzerime yaptı. Bizim burada çok güzel günlerimiz geçti. Bir gün Yunan armatör Onassis adına kurulan vakıf yöneticileri evi görmek istediler. Evi görmeye korumalarla gelmişlerdi. Gelenler arasında vakıf yöneticilerinin yanı sıra Yunanistan konsolosluğundan yetkililer de varmış. Evi Onassis Vakfı’nın değerlendirmek istediğini söylediler. Evi satın almak için 3 milyon euro teklif ettiler. Bu para karşısında çok şaşırdık” dedi.

1.

Dünyaca ünlü armatörün adına kurulan Onassis Vakfı heyetinin vakıf adına evi satın almak amacıyla yaptıkları bu öneriyi Yalazı, “Yunan bayrağı dalgalanamaz” diyerek geri çevirdi.

Öneri karşısında şaşıran ve durumu aile arasında konuştuklarını anlatan Mihriye Yalazı, bir Türk askerinin konuşmasıyla evi satmamaya karar verdiklerini söyledi. Yalazı, “O tarihlerde Akhisar’da Garnizon Komutanı olan Cüneyt Kavuncu ziyaretimize geldi. Vatan sevdalısı, Atatürkçü, milliyetçi bir Türk askeri olan Kavuncu, bu evi satmanın vatanı satmakla eşdeğer olduğunu, burada Yunanistan bayrağının dalgalanacağını, Akhisar Askerlik Şubesi’ndeki Türk bayrağı ile Yunan bayrağının aynı sokakta bulunmasının her Türk’ü yaralayacağını anlattı. Ben bu sözlerle burada Yunan bayrağının dalgalanmasını kabul edemeyeceğimi anladım. Eşim ile mutlu günler geçirdiğimiz bu evi Onassis Vakfı’na satmama kararı aldım” dedi.

2.

Yalazı: Burasının bir Atatürk müzesi yanında, Akhisarlı şehitlerimizin eşyalarının sergilendiği bir yer olması beni sevindirir

Yalazı, Yunanlara satmadığı evi ile ilgili olarak gelecek için başka düşüncelerini olduğunu şu sözcüklerle ile belirtiyor. “Çok önemli verilen bir para karşısında aldığım bu karara tüm çocuklarım  ve yakınlarım  saygı ile karşıladılar. Ülkemizin ve tüm vatandaşlarımızın şartları belli. Çocuklarım, eşleri ve 9 torunumu da göz önüne almam gerektiğine inanıyorum. Gönül isterdi ki şartı bir bağış yapabileyim. Fakat ailemi de düşünmek mecburiyetindeyim. Aklımdan geçen en önemli proje burasının bir Atatürk müzesi yanında, Akhisarlı şehitlerimizin eşyalarının sergilendiği bir yer olması ve halkın görmesi ve ziyarete açılmasının sağlanması beni ve tüm aile fertlerini sevindirir. Türkiye’de böyle çok önemli vakıflar ve sivil toplum örgütleri var. Günün şartlarına göre ve yapılacak bir protokolle elde edebilirler. Örneğin  yerel yönetimin desteği ile aynı amaçla da değerlendirilebilir. Bildiğim kadarı ile Akhisar ve Ticaret ve Sanayi odası yıllar önce Deve Damı mevkiinde  buna benzen fakat bakımsız ve restore edilmesi lazım bir tarihi evi aldılar. Kültür Evi yapacaklarını  öğrendim. Allah inşallah gönlümden geçtiği gibi değerlendirilir diye dua ediyorum.”

Kısaca Aristotle Onassis

20. yüzyılın en tanınmış Yunan armatörü Aristotle Onassis 1906 yılında doğdu, İzmir ve Manisa‘nın Akhisar ilçelerinde yaşadı. Ticaretle uğraştı, dünyanın sayılı varsıllarından biri oldu. Göç ettiği Arjantin‘de başladığı tütün ticaretiyle kısa zamanda finansal olarak oldukça iyi bir konuma geldi. 1925 yılında Yunan ve Arjantin vatandaşlığını elde etti; aynı zamanda Yunanistan‘ın Arjantin Başkonsolosu oldu. Varsıllığı ve yaptığı evlilikleriyle ünlü olan Yunan armatör Onassis, dönemin en çok konuşulan adlarından biri oldu.

Kurduğu imparatorluğun varisi olarak gördüğü oğlu Aleksandros Onassis‘in, 1973’te kendi kullandığı uçağın düşmesiyle yaşamını yitirdi. Onassis, 1975’te kas erimesi hastalığı ile yaşadığı “hızlı” hayata veda etti. Onasis’in “Mutsuz milyoner” olarak tanımlanan kızı Christina da banyosunda ölü bulundu.

Onassis‘in geri bıraktığı büyük serveti, gemileri ve dünyanın her yerindeki sayısız taşınmazları, tek torunu Athena ve Onassis Vakfı tarafından yönetiliyor.

(Kaynaklar: iha.com.tr, akhisarpress.com görseller: manisahaberleri.com)

Aigai Antik Kenti’nde 1900 Yıllık Balık Pazarı Gün Işığına Çıkarıldı

Manisa’nın Yunusemre ilçesindeki Yunt Dağı eteklerinde bulunan 2200 yıllık Aigai Antik Kenti’nde, 1900 yıl öncesine ait olduğu değerlendirilen, Romalıların ‘Macellum‘ (Makellum) adını verdikleri et-balık pazarı, gün yüzüne çıkarıldı.

Tarihi Aigai Antik Kenti’nde, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Arkeoloji Bölümü iş birliği ile sürüdürülen 2018 yılı için arkeolojik kazı çalışmalarında bulunan yapı ile ilgili olarak MCBÜ Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Aiagi Kazı Başkanı Doç. Dr. Yusuf Sezgin, agora binasının zemin katının bitişiğinde bulunan terasta, yuvarlak olarak küçük meydan şeklinde tasarlanan bu yapıya, Romalıların ‘Macellum’ adını verdiği belirtti.

aigai 2

1

aigia3

2

Bulunan et – balık pazarıyla ilgili bilgi veren Aigai Kazı Başkanı Doç. Dr. Yusuf Sezgin, şunları söyledi:

Biz kazılara başladığımız ilk yıllarda burasının üstü kapalıydı. Çok az bir kısmı görünüyordu. Ne olduğu konusunda da bir fikrimiz yoktu. Fakat kazılar sonrasında anladık ki burası bir Macellum. Yani, et-balık pazarı olduğunu gördük. Günümüzdeki kasap gibi düşünelim. Ancak antik dönemde hem kasap, hem balıkçı olarak düşünmek lazım.

Burasının et-balık pazarı olduğuna nereden karar verdik diye soracak olursak, zemindeki blok taşlar kireç harcının içerisine yerleştirilmiş. Yani bir sızdırmazlık sağlanmış, su biriktiriliyor. Temiz suyun içeriye girişini ve kirli suyun dışarıya çıkışını sağlayan iki adet kanal var. Bu suyun içerisinde de balık olması lazım. Burası denize 13 kilometre. Ancak, arkamızda akan temiz bir Kocaçay var. Antik dönemden de adını biliyoruz. Ünlü bir çay ve antik ismi ‘Pythikos’ diye biliniyor. Yakın zamana kadar burada yılan balıkları olduğunu biliyoruz. Yılan balıklarının da çok dayanıklı bir balık olduğu için o çaydan tutulup, buraya getirilerek suyun içerisinde belki haftalarca yaşayan ve satılan bir balıktı. Öte yandan da Aigai keçi demek, burada keçi etinin de satıldığını hayal etmek gerekiyor.

Aigai’de arkeolojik kazılar 15 yıldır sürüyor. Bugüne kadar ortaya çıkarılan yapıların en ünlüsü ise büyük depremlere direnen devasa Agora duvarı. Kazılarda bulunan heykel ve döneme ait eşyalar Manisa Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.

(görsel: arkeolojikhaber.com, bilgi:trthaber.comcumhuriyet.com.trarkeolojikhaber.com)