Denizci Toplum

Yükleniyor...

Denizci Toplum

Denizci Toplum

T ü r k D e n i z c i l i k K ü l t ü r ü H a r e k e t i

“Kıbrıs: Zafere Doğru” Yeni Gösterim Döneminde ‘Erenköy Direnişi’ni Konu Alıyor.

Kıbrıs Türklerinin yurtlarını savunmak için verdikleri savaşı anlatan “Bir Zamanlar Kıbrıs” dizisi, ikinci gösterim döneminde (sezonda) “Kıbrıs: Zafere Doğru” adıyla TRT 1’de yayınlanacak.

Yönetmenliğini Osman Taşcı ve Barış Erçetin’in üstlendiği dizi, Ağustos 1964’te Kıbrıs’ta yaşananları ve eşsiz “Erenköy Direnişi”ni konu alıyor.

Türkiye’de ve İngiltere’de sürdürdükleri üniversite öğrenimlerini yarıda bırakarak, vatan savunmasına koşan 500’den fazla öğrencinin ve 200 Kıbrıslı Türk mücahitin, 15.000 Yunan ve Rum askeri tarafından çevreleri sarılmışken, verdikleri eşsiz direniş ekrana gelecek.

Dizide, Makaryos tarafından adadan sürgün edilen Rauf Denktaş’ın ve Türk Mukavemet Teşkilatı – TMT’nin Bayraktar’ı olan Ali Rıza Vuruşkan ile gizlice deniz yoluyla adaya gelmesi; bu arada gizli görevle Erenköy’e desteğe yollanan mücahitlerin, Denktaş’la buluşmaya çalışırken, 15.000 kişiden oluşan Yunan ve Rum ordusunun destroyer ve toplarla saldırıya geçmesi ve Türkiye’nin göndereceği bombardıman uçaklarının umutla beklenişi de anlatılacak.

Yönetmenliğini Osman Taşcı ve Barış Erçetin’in üstlendiği, senaryosunu Emre Özdür ve Başar Başaran’ın kaleme aldığı dizinin başrollerini; Ahmet Kural, Serkan Çayoğlu, Pelin Karahan, Tayanç Ayaydın, Gülper Özdemir ve Devrim Saltoğlu paylaşıyor.

(Kaynak: aa.com.tr)

Kıbrıs’ta Rumlar Tarafından Şehit Edilen Üç Kardeşin Adları “Türkiye Petrolleri”ne Ait Gemilere Verildi.

Türkiye Petrolleri’ne ait sondaj destek gemilerine, Binbaşı Nihat İlhan’ın Kıbrıs’ta Rumlar tarafından şehit edilen oğulları Murat İlhan, Kutsi İlhan ve Hakan İlhan adları verildi.

1963 tarihinde Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı’nda görevli olan Tabip Binbaşı Nihat İlhan’ın eşi Mürüvvet ve çocukları Murat, Hakan, Kutsi; Lefkoşa’nın Kumsal bölgesinde bulunan evlerine giren EOKA teröristleri saklandıkları küvette kurşuna dizilerek katledilmişti.

Nihat İlhan’ın eşi ve çocuklarının katledilmesi, 364 Kıbrıs Türkü’nün yaşamını yitirdiği olayların simgesine dönüşmüştü.

Olayın gerçekleştiği tek katlı ev, daha sonra ‘Barbarlık Müzesi’ne dönüştürüldü.

trthaber.com

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, yaşanan bu insanlık suçu nedeniyle yaşamını yitiren şehit kardeşler Murat, Hakan ve Kutsi İlhan’ın adlarını, Karadeniz’de yapılan doğalgaz çalışmalarında görev alan gemilere verdi. Limanda çalışmalarını sürdüren “Hakan İlhan gemisi”nin toplantı salonun duvarına Rum çetecilerin katlettiği anne Mürüvvet ve çocukları Murat, Hakan, Kutsi İlhan’ın fotoğrafları asıldı.

trthaber.com

Üç Şehit Kardeşin Hala Yaşamda Olan Kardeşi Prof. Dr. Necmi İlhan: “Türk devleti inanılmaz büyük bir devlet.”

Salgınla mücadelenin ekran yüzlerinden biri olan Prof. Dr. Necmi İlhan da gemilere şehit ağabeylerinin isminin verilmesinin kendisi için gurur verici olduğunu söyledi. Aynı zamanda Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan: “Bayrağımızın renginde ve üç denizde de üç şehit abimizin görev yapacak olması bizi ziyadesiyle memnun etti. Devletimiz büyük, gerçekten çok büyük. Türk devleti inanılmaz büyük bir devlet. Kendisi için şehit olan, can veren, kendi milletinin üyelerini, askerini, şehidini hiçbir zaman unutmuyor.” dedi.

(Kaynak: trthaber.com, milliyet.com.tr, denizhaber.net)

KKTC’nin Kuzey Kıyısında Sualtında Bulunan 3000 Yıllık Antik Mısır Çapası Alınan İzinlerin Ardından Denizden Çıkarıldı

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuzey kıyı şeridinde, üzerinde Antik Mısır hiyeroglifleri bulunan 3.000 yıllık çapa, bakanlıktan gerekli çalışma onayının alınmasının ardından denizden çıkarıldı. Çapanın çıkarılmasında Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Müge Şevketoğlu, dalgıç Tevfik Camgöz ve Arkeolog Bural Karataş yer aldı.

UKÜ Arkeoloji Öğretim üyesi Doç. Dr. Şevketoğlu, bir Antik dönem Mısır gemisine ait olduğu ön görülen çapanın, Mısır‘da bir mezara ait mezar taşı veya dinsel törene ait anıt yazıtı olabileceğini belirterek, çapanın ikinci kullanım amacı ile çapaya çevrildiği söylüyor.

1.

2.

Şevketoğlu, Akdeniz‘de bugüne kadar bulunan ve üzerinde bu derece yoğun yazıtlar olan ilk taş çapa olma özelliğini taşıyan 3.000 yıllık çapa, üzerinde yer alan hiyerogliflerin çözülmesi durumunda, başta Kıbrıs ve Mısır olmak üzere Akdeniz arkeolojisini etkileyecek, oldukça önemli arkeolojik yeni bilgilerin ortaya çıkmasının olanaklı olduğu belirtiyor.

3.

Çapa, koruma işlemleri için Lefkoşa Eski Eserler ve Müzeler Dairesi‘ne bağlı koruma laboratuvarına taşındı.

(Kaynak: arkeofili.com)

Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri’nin Yayımladığı “Belgelerle Osmanlı Yönetiminde Kıbrıs” Adlı Kitap, Kıbrıs Türklerinin Tarihi Varlığına Işık Tutuyor

Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı tarafından 20 yıl sonra genişletilmiş ikinci baskısı yayımlanan “Belgelerle Osmanlı Yönetiminde Kıbrıs” adlı kitap, içerdiği tarihi belgelerle, Kıbrıs adasındaki Türk varlığına ışık tutuyor.

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı BaşkanlığıTİKA‘nın da katkı verdiği kitapla ilgili olarak Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal, Osmanlı Devleti‘nin tarihsel mirası üzerinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti‘nin, üzerinde bulunduğu coğrafyada çok derin tarihsel izleri bulunduğunu ve uzun yıllar bu coğrafyada egemenlik kurması nedeniyle bazı hakları olduğunu vurgulayarak, bu tarihsel varlığın bazen inkar edilmek aşamasına getirilmek istendiğini belirtti.

Ünal, Başkanlık tarafından ikinci basımı yapılan “Belgelerle Osmanlı Yönetiminde Kıbrıs” adlı kitapla genel olarak Kıbrıs‘ın yönetsel, toplumsal, ve ekonomik yönlerine dair birçok konuda ayrıntılar sunan verilere birincil kaynaklardan ulaşılabildiğinin altını çizerek, şöyle konuştu:

Bu kitap, adada Müslüman Türk varlığının tescilidir. Belgelerle Osmanlı Yönetiminde Kıbrıs, Türkiye Cumhuriyeti’nin Doğu Akdeniz’de ve Doğu Akdeniz’in en stratejik kara parçası olan Kıbrıs’taki haklılık ve iddialarını dünya kamuoyuna tekrar hatırlatmak üzerine yayınladığı bir belge serisi olarak düşünülmelidir. İlk baskısı 20 yıl önce hazırlanan bu çalışma geliştirip güncellenmiş, Kıbrıs’a dair önemli defter serilerinden yapılan detaylı belge ilaveleriyle daha etkili ve güçlü bir hale getirilmiştir.

Ünal, son dönemde Türkiye Cumhuriyeti‘nin Akdeniz‘de giderek artan ve güçlenen varlığının bölgedeki enerji kaynaklarının tespiti ve işlenmesi yönünde attığı adımların ve bu adımları yaşama geçirmek için komşu ülkelerle kurduğu ilişkiler ile yaptığı anlaşmaların bölgede hak veya iddia sahibi olan bazı devletler ile politik muhalifleri rahatsız ettiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:

Kitabımızı, Kıbrıs’ta günümüze kadar gelen Türk varlığının bir ispatı olarak görmek mümkündür. Öte yandan, Kıbrıs araştırmaları içinse mühim bir tarihsel arka plan oluşturduğu muhakkaktır. Siyaset kurumu ve uluslararası siyasetin her kademesindeki aktörleri, söz konusu kitabı incelediklerinde Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’taki Türk varlığının neden tarihi akışın doğal ve zorunlu bir sonucu olduğunu daha da iyi anlayacaktır.

Ünal, Devlet Arşivleri Başkanlığı‘nın kendisine çizilen hatırlatıcılık ve hafıza olma misyonunu yayımladığı kitap ile güncel siyaset ve politikanın sıcak gündemi üzerinden etkili bir biçimde yerine getirdiğini vurguladı.

(Kaynak: aa.com.tr)

Türk Sualtı Arkeologları Tarafından Antalya’da Dünyanın En Eski Ticaret Gemisi Batığı Bulundu

Akdeniz kıyılarında gerçekleştirilen arkeolojik sualtı araştırmaları sırasında 3 bin 600 yıllık olduğu belirlenen, dünyanın en eski ticaret gemisi bulundu.

Talan edilme olasılığı nedeniyle batığın yeri uzmanlar tarafından açıklanmıyor.

Doç. Dr. Hakan Öniz başkanlığındaki bilimsel araştırma ekibi tarafından yapılan çalışmalarda, batığın yaklaşık 50 metre derinlikte olduğu ve Kıbrıs’taki bakır madenlerinde işlenen en az bin 500 kiloluk külçe bakır yüklü olduğu belirlendi. Bakır külçelerin, dünyanın ilk endüstriyel ürünlerini oluşturduğu belirtiliyor.

Batığın bilimsel olarak tespitini gerçekleştirdiklerini ifade eden Prof. Dr. Hakan Öniz, “Batık günümüzden 3 bin 600 sene önce Kıbrıs Adası’ndan Ege’de bir bölgeye giderken yolda fırtınaya yakalanarak batıyor. Batığın ana yükü bakır külçeler. Külçelerin tipolojisinden M.Ö. 16’ncı yüzyıla ait bir ticaret gemisi olduğu ortaya çıkıyor. Muhtemelen dünyanın ilk en erken endüstriyel ürünlerini taşıyan bir gemi. Bu özellikleriyle bilimsel olarak dünyada sualtı arkeoloji kapsamında çığır açtı diyebiliriz” dedi.

Batıkta önümüzdeki aylarda Doç. Dr. Hakan Öniz Başkanlığında Antalya Müzesi uzmanları ve sualtı arkeoloğu Prof. Cemal Pulak’ın da katıldığı uluslararası bir ekiple kazılar başlatılacak.

Antalya Valisi Münir Karaloğlu, yaptığı açıklamada, “(…) 3 bin 600 yaşında olan bir batıktan bahsediyoruz. Yükü bakır külçelerden oluşuyor. Geminin boyu 14 metre, taşıdığı yükün ağırlığı da bin 500 kilogramlık bakır külçe. Karada yapılan arkeolojik kazılarda Göbeklitepe tarihin sıfır noktası olarak alınıyor. Sualtı arkeolojisinde de bu yeni batık sualtının Göbeklitepesi’dir. O kadar önemli bir batıktan bahsediyoruz. Batı Antalya batığı da yeni bulunan, Kültür Turizm Bakanlığımız Müzeler Genel Müdürlüğünün izniyle kazı çalışmalarına başlayacağımız bu batık da su altının Göbeklitepesi’dir” ifadelerini kullandı.

Batıktan çıkan eserlerin ise Antalya Kemer’de kurulması planlanan Akdeniz Sualtı Arkeolojisi Müzesi’nde sergilenmesi planlanıyor.

 

(Kaynak: iha.com.tr, Görsel: 7deniz.net)