Denizci Toplum

Yükleniyor...

Denizci Toplum

Denizci Toplum

T ü r k D e n i z c i l i k K ü l t ü r ü H a r e k e t i

Gökçen Erkılıç “Bu bir Çizgi Değildir” Başlıklı Yazısında, Dünya Denizlerinde ve “Kıyı”da İnsan Etkinliklerini Betimleyen “Çizgi”yi İrdeliyor

Mimar Gökçen Erkılıç tarafından “manifold.press” için kalem alınan “Bu Bir Çizgi Değildir” başlıklı yazı, Türk denizcilik kültürünü ülkemizde yapılandırırken, kuramsal bağlamda çoğunlukla gözden kaçırılan bir konuyu ele alıyor.

Erkılıç, yazısında “Kıyı çizgileri bütünüyle doğal denemeyecek kadar beşeri, beşeri denemeyecek kadar doğal hatlar” diye tanımladığı, uygarlıkla doğrudan ilişkili bu “Kıyı Çizgisini” geçmişteki ve günümüzün yeni koşullarına bağlı olarak kazandığı yeni anlamı, geniş bir açıdan ele alarak, irdeliyor.

BU BİR ÇİZGİ DEĞİLDİR

Gökçen Erkılıç – 30/01/2021

Kıyı çizgilerinin ekolojisinin her şeyi bir anda düşünmeye meyilli kişiler için rahatlatıcı bir özelliği var: içerisine “her şeyin teorisini” sığdırabilirsiniz. Yerleşimler ve kentleşme, projeler, altyapılar, ticaret ağları, güç peyzajları, su habitatları, jeopolitik durumlar, denizcilik, lojistik sistemler, emek örgütlenmeleri, keşifler, haritalar veya en basitinden su kıyısı manzaraları… Ben de İstanbul’un kentsel coğrafyası ve tarihinin oluşumu içerisinde bu dünyalara ait elemanlardan oluşan bir çeşit sözlükçe oluşturmuştum. Böylelikle kıyı çizgileri alışageldiğimiz görüntülerinin ardında insanın dünyada “var olma” durumlarına değebiliyordu.

Kıyı çizgileri ilişkisel coğrafyaları, su ve karanın arasında kalanları ve bu iki dünya arasında pek de sabit olmayan akışlarla şekillenen peyzajları, mekânları, coğrafyaları çevreliyordu. Bu durumlar hem bütün gezegene dair bir durumla –mesela “iklim”– hem de yanına gidip şöylece bakadurduğunuz bir “an” ile ilgili olabiliyor. Yine de niyetim her şeyin teorisini bu cılız çizgiye yüklemek değil. Kelimeler ve çizgiler arasındaki dünyayı bir kez karıştırdıktan sonra, geriye bu hatları takip etmek dışında yapacak çok az şey kalıyor.

Yazının devamına buradan ulaşabilirsiniz.

Yazar Hakkında

1988 doğumlu olan yazar, Mimarlık öğrenimini Ortadoğu Teknik Üniversitesi‘nde gerçekleştirdi. Doktorasını İstanbul Teknik Üniversitesi‘nde “Bu Bir Çizgi Değildir: İstanbul Kıyısının  Eleştirel Hatlarının Çizimi” (2019) başlıklı doktora tezi ile tamamladı.

Erkılıç’ın ; “Kıyı Kenar Çizgisi: Koruma ve Kentsel Coğrafya Arasında İstanbul Kıyısının Değişimleri Üzerine Haritalar“, “İstanbul’un Su Kıyısı Çizgisi Üzerine Kartografik Bir Okuma / A Cartographic Reading for the Coastline of Istanbul“, “Towards A Critical delineation of waterfront: Aerial photographs as evidence and record in Istanbul“, “Contouring The Water And Land In Istanbul, Towards A Planetary Consciousness: Designing The Water And Land Contour In Istanbul” başlıklı yazıları bulunuyor.

Yaşam Kültürü + Özdeğin Sıvı Hali: “Karşıkıyı Projesi”

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen “İzmir’lilerin Denizle İlişkisini Güçlendirmekte Uygulanacak Tasarım Stratejisi Planı”çerçevesinde Bostanlı Deresi ağzı için tasarlanan “Bostanlı Yaya Köprüsü” ve “Bostanlı Gün Batımı Terası” kullanıma açıldı.

Denize kıyısı olan kentlerde yaşayan bireylerin denizle olan ilişki kurma sorunu Türkiye’deki kent planlama çabalarının gündeminde olan bir konudur. Geliştirilen pek çok öneri yerel yönetimler tarafından raflarda tozlanmaya bırakılırken; diğer bazıları merkezi yönetime hoş gözükmek için tasarımcılardan istemde bulunulan ancak  uygulandığında kullanıcının gereksinimlerinin göz ardı edildiği ortaya çıkan projelerdir.  Bunun bir nedeni de yaşam kültürü kuramamış tasarımcı ve kullanıcının karşılaştığı öneriler olmasıdır.

Ancak projenin gerçekleştirildiği yer İzmir olunca, sahil kesimi için geliştirilen bu projede ki çok yönlü yaklaşım, kuşkusuz kullanıcısını bulmuş gözüküyor. Bu nedenle uzun ömürlü olacağını ve kullanıcı tarafından benimseneceğini şimdiden ön görmek zor değil.

bostanli_11.jpg

 

bostanli4.jpg (1)

 

bostanli1.jpg

bostanli5.jpg

bostanli2.jpg

(Haber Kaynağı: arkitera.com)