Denizci Toplum

Yükleniyor...

Denizci Toplum

Denizci Toplum

T ü r k D e n i z c i l i k K ü l t ü r ü H a r e k e t i

M. Bailey’in “The Art Newspaper”da Kaleme Aldığı Makale, Van Gogh’un ‘Mavnalar’ Adlı Yapıtını Tarihsel Olarak ve Biçim-İçerik Açısından Değerlendiriyor.

Van Gogh uzmanı Martin Bailey’in, “The Art Newspaper” için kaleme aldığı makalede, Amerikalı tanınmış iş adamı Sheldon Solow‘un koleksiyonunda bulunan Van Gogh’un “Mavnalar”(1888) adlı tablosunu değerlendiriyor.

Yazı, sanatçının Arles kentine ve Ren Irmağı üzerinde küçük ölçekli taşımacılık yapan mavnaları betimlediği tablosunun tarihsel olarak izini sürerken; aynı zamanda yapıtı biçim ve içerik olarak ta inceliyor. Öte yandan yazı, bu tablonun parçası olduğu ve halka kapalı olması nedeniyle çeşitli söylentilere yol açan “Solow Sanat ve Mimarlık Vakfı” koleksiyonunu da masaya yatırıyor.

Martin Bailey – 05 Şubat 2021 -“The Art Newspaper”

New York‘lu gayrimenkul geliştirme uzmanı milyarder Sheldon Solow geçen Kasım ayında yaşamını kaybetmişti. Solow‘un sahibi olduğu Sandro Botticelli‘nin “Madalyon Tutan Genç Adam” (yaklaşık 1475) adlı tablosu, Sotheby’s‘in düzenlediği 28 Ocak tarihindeki müzayedede adı açıklanmayan bir alıcı tarafından 92 milyon dolara satın alınmıştı. Solow ailesi adına kurulan “Solow Sanat ve Mimarlık Vakfı”; Boticelli‘nin bu tablosunun dışında; Matisse, Miró, Lichtenstein, Basquiat ve Van Gogh gibi önemli ressamların yapıtlarını da mülkiyetinde bulunduruyor.

Van Gogh – Mavnalar (Ağustos – Ekim 1888)

Solow‘un koleksiyonunda yer alan Van Gogh’un “Mavnalar” (1888) başlıklı önemli yapıtı, daha önceden 2007 ölen Amerikalı yat yarışcısı ve yazar Carleton Mitchell‘in koleksiyonunda bulunuyordu. Solow, Van Gogh‘un bu tablosunu Mitchell‘den 2005 yılında satın almıştı. Mitchell‘in bu tabloyu sevmesinin başlıca nedeni, kuşkusuz; kendisinin işe, ilk defa Miami‘deki bir gemi yükleme indirme şirketinde başlamış olmasının olduğu düşünülebilir.

Van Gogh‘un, gün batarken; Arles‘te bulunan iskeledeki mavnaların taşıdığı kumu bir an önce boşaltmak için, sağa sola seyirten istifçileri betimlediği tablosunda; güneş, kıpkızıl bir gökyüzünün altında, Ren Irmağının kıyısındaki küçük bir kasaba olan Trinquetaille‘in silüetinin ardında batıyor. Burası Lamartine Meydanı‘ndaki yaşamakta olduğu Sarı Ev’e beş dakikalık bir yürüyüş uzaklığında olması nedeniyle; Van Gogh betimlemek istediği manzaranın karşısında şövalesini tam olarak nereye konumlandıracağını iyi seçmişti.

İlginç biçimde, neredeyse Van Gogh ile aynı zaman diliminde tam da bu nokta, bir iş ziyareti nedeniyle Provence‘ta bulunan ve Arles‘ten geçmekte olan Amerikalı sanatçı Joseph Pennell‘in de ilgisini çekmişti. Penell, Ren Irmağından karşıya bakmak yerine, birazcık daha yükseğe, setin üzerine çıkarak, ırmağın aktığı yöne doğru yüzünü – Arles‘in tarihi merkezine – doğru çevirmiş ve burayı daha geleneksel bir görünüm içinde betimlemişti. Sanatçı “Arles’in Irmaktan Görünümü” başlığını taşıyan bu çizime, “Eylül 1888” tarihini düşmüştür.

Olasılıkladır ki, Van Gogh, “Mavnalar”ı, 1888 yılının Ağustos ve Ekim ayları arasındaki bir tarihte çizmişti. Öte yandan bir zan olmakla beraber; her iki sanatçının, içlerinden birinin orada çizim yapmakta olduğu bir anda, karşılaşmış olma olasılığı da akla yatkın gelmektedir.

Joseph Pennell’in Arles kentinin Ren Irmağından görünümü (Eylül 1888) – görsel, “Century Dergisi”nde basılmıştır (Temmuz 1890)

Penell, oldukça büyük boyutlardaki bir mavnayı (olasılıkla kömür taşıyan) betimlerken, Van Gogh, küçük boyutlardaki kum taşıyan bir mavnaları, yapıtına taşımıştı.

Van Gogh, izlenimci anlayış çerçevesinde resim yapmasına karşın, bu yapıtta seçtiği renklerin tonlarının ve doymuşluklarının çok daha keskin olduğu görülüyor. Çabuk değişen gün ışığını ve buradaki görünüme olan etkisini yakalayabilmek için Van Gogh, bu resmi çizerken aceleci davranmak zorunda kalmış olmalıdır. Zaten büyük olasılıkla, resmi tamamlamak için kullandığı son fırça vuruşlarında da artık karanlık iyiden iyiye çökmüş olmalı.

Van Gogh hakkında basında çıkan en erken haberlerden biri Arles‘te yayımlanan, 30 Eylül 1888 tarihli L’Homme de Bronze gazetesinde yer almaktadır. Haberde sanatçıyla ilgili şu sözcükler yer almaktadır: “İzlenimci ressam Bay Vinsent’in, akşamüstü saatlerinde gaz lambası ışığı altında resim yaptığı tarafımıza belirtilmiştir.” Buradan da anlaşılacağı gibi Van Gogh’u burada çalışırken gören meçhul kişi, olasılıkla sanatçıyı şövalesi ile burada resim yaparken görmüştü.

1920’li yıllara dek geri götürülebilecek bir söylentiye göre, Van Gogh gün batımının ardından çalışabilmek için yeterli aydınlığı sağlayabilmek amacıyla, giydiği şapkanın kenarlıklarına mumlar yerleştiriyordu. Fransiko Goya‘nın da, 1790’lı yıllarda kendisini betimlediği tablosunda görüldüğü üzere, benzer bir yöntem uygulamıştır. Ancak kullanım açısından zorluklar doğuran hatta tehlikeli de olan bu yöntem nedeniyle, Van Gogh son zamanlarda bu gaz lambasını, resim yüzeyini, aydınlatmak amacıyla kullanmaya başlamıştı.

Van Gogh – Mavnalar (Ağustos – Ekim 1888) “Thyssen-Bornemisza Ulusal Müzesi” – Madrid

Van Gogh, mavnaları konu aldığı, daha küçük boyutlu bir başka resim daha yapmıştır. Figürlerin dizilimini farklılaştırdığı bu resim, günümüzde Madrid‘teki “Thyssen-Bornemisza Ulusal Müzesi”nde bulunmaktadır.

Van Gogh – “Ren Irmağı Üzerinde Yıldızlı Bir Gece” (Ekim 1888) “Orsay Müzesi” – Paris

Mavnaları betimlediği iki çalışmayı da tamamlamasının ardından; kısa bir süre sonra Van Gogh, en çok sevilen yapıtlarından biri olan “Ren Irmağı Üzerinde Yıldızlı Bir Gece”yi, (1888) yine aynı noktadan tablosuna aktardı. Bir Amerikalının gezi makalesi için hazırladığı yerbetimsel (topografik) görsel ile Van Gogh’un kendi düşgücünde kurguladığı kompozisyon arasında çok büyük bir farklılık olmamasına karşın; burası, aslında Penell’in yukarıda sözü geçen çalışması ile aynı bakış noktası. Bir farkla ki; Van Gogh, tablosunda rıhtımda gezinen iki sevgiliyi ve uzaktaki bir sıra halinde dizilmiş gaz lambalarının yansıması ile görülebilir olan bir çift mavnayı da tablosuna eklemiş. Van Gogh‘un Büyük Ayı Takım Yıldızını da betimlediği bu Ren görünümü, sonrasında daha da tanınmış bir yapıt olan ve günümüzde New York Modern Sanatlar Müzesi koleksiyonunda ye alan “Yıldızlı Gece” tablosunun da bir öncülü olacaktı. Sanatçı, bu tabloyu Saint Remy‘deki akıl hastanesine yerleşmesinin ardından 1889 yılının Haziran ayında boyamıştır.

Van Gogh tarafından mavnaların betimlendiği bu tabloların büyük boyutta olanı, günümüzde “Solow Sanat ve Mimarlık Vakfı”nın mülkiyetinde. Ancak bu tablonunda içinde bulunduğu koleksiyonun kamuoyuna açık olmaması, uzunca bir süredir dikkat çeken bir konu. Hatta bu noktaya dikkat çekebilmek bu yapıtların görülememesine bir az espriyle biraz da yergiyle ele alan bir de internetsitesi bulunuyor.

2005 yılında “Solow Sanat ve Mimarlık Vakfı”, o dönemki değerinin yaklaşık olarak 20 milyon dolar olduğu tahmin edilen “Mavnalar”ın %80’lik bir bölümünün sahibi oldu. 2018 yılına gelindiğinde bu oran 100% arttı ve Van Gogh’un tablosu değerine ikiye katlayarak 40 milyon dolarlık bir değer artışı sağladı.

Vakfın 2018 yılındaki resmi muhasebe kayıtları, kuruluşun yaklaşık olarak 350 milyon dolarlık toplam değere sahip tablo koleksiyonuna sahip olduğunu gösteriyor. Solow‘un sanatçı ve tasarımcı olan dul eşi Mia Fonssagrives, kurulacak özel bir müze ile birlikte koleksiyonda yer alan tabloların sanat izleyicileri tarafından görülebileceğini belirtiyor.

Van Gogh‘un bir diğer tablosunun, L’Allée des Alyscamps (Ekim 1888 tarihli) başlıklı önemli yapıtının da Solow’un, koleksiyonunda, büyük bir olasılıkla bulunduğu düşünülüyor. Yapıt, 2015 yılında Sotheby’s müzayede evi tarafından düzenlenen bir açık arttırmada 66 milyon dolara Bir Asyalı koleksiyonere satılmıştı. Sotheby’s gizli kalmak isteyen alıcıların ve satıcıların adlarını açıklamadığı için; tablonun Solow adı ile olan bağı, şimdilik ancak bir söylenti olarak kalıyor.

Artık bundan sonra yapılması gereken tek şey, Solow‘un ölümünün ardından eşi Fonssagrives‘in sözünü ettiği müzenin kurulması için göstereceği çabayı, başarılı biçimde sonuçlandırmasını ummak kalıyor. Botticelli‘nin Solow‘un koleksiyonunda yer alan tablosu, yakın zamanda düzenlenen bir müzayedede satılarak artık el değiştirmiş olabilir; ancak uzun yıllar kişisel bir koleksiyonun parçası olarak, saklı kalan Van Gogh‘un tablosunu gün ışığına çıkararak, sergilemek, Solow’un anısını onurlandırmak için kuşkusuz en anlamlı tutum olacaktır.

(Kaynak: theartnewspaper.com)