Olafur Eliasson’un “Senin Beklenmedik Karşılaşman” Başlıklı Sergisi, Denizciliğe İlişkin Kavramlardan Esinlenerek Ürettiği Yeni Çalışmalara Yer Veriyor.
İzlandalı-Danimarkalı sanatçı Olafur Eliasson’un “Senin Beklenmedik Karşılaşman” başlıklı Türkiye’deki ilk kişisel sergisi, İstanbul Modern’de açıldı.
Sanatçının otuz yıl boyunca üzerine eğildiği kavramları yorumladığı yapıtlara yer veren sergi, aynı zamanda Eliasson’un Boğaziçi’nden ve navigasyon gibi denizciliğe ilişkin kavramlardan esinlenerek ürettiği yeni çalışmaları da içeriyor.
Ana sponsorluğunu Eczacıbaşı Topluluğu ve VitrA’nın üstlendiği kapsamlı serginin küratörlüğünü, müzenin küratöryel ekibinden Öykü Özsoy Sağnak, Nilay Dursun ve Ümit Mesci üstleniyor. Eliasson’un 30 yıllık sanatsal pratiği boyunca odaklandığı su, ışık, renk, algı, hareket, geometri ve çevre gibi konulara odaklanan çalışmalarının yanında, sergide yeni üretimlerle birlikte 40’a yakın yapıt yer alıyor.
Sanatçının sergi için belirlemiş olduğu başlık olan “Senin Beklenmedik Karşılaşman”, izleyicinin yapıtlarla karşı karşıya geldiğinde bir “tamamlanma” durumuna geçtiği düşüncesine gönderme yapıyor. Bu anlayış çerçevesinde kurgulanan sergideki yerleştirmeler ve mekâna özgü olarak üretilen işler; hareket, renk ve ışık gibi öğeleri temel alıyor. Böylece, sergiyi ziyaret edenleri etkileşimli bir deneyimleme süreci içine dahil ederek, yeni bakış açılarının oluşmasına yol açıyor.
Sanatçının kişisel yolculuğunu takip eden sergi, müzenin deniz kenarında bulunduğu Boğaziçi’ndeki konumundan yola çıkarak, seyir ve yön bulma gibi denizcilikten ödünç alınan kavramlarla derinlik kazanıyor. Böylece iç ve dış mekânı tanımlayan sınırları geçirgen kılan yapıtlar, müze ve çevresi arasında yeni diyalog olanaklarını ziyaretçilerin önüne seriyor.
“Senin Beklenmedik Karşılaşman” başlıklı sergi, 9 Şubat 2025 tarihine kadar İstanbul Modern’de görülebilecek.
(Kaynak: istanbulmodern.org)
P. Chang’ın Küresel Egemenlerin Yaşam Üzerinde Yarattıkları Yıkıcı Etkiyi Sorguladığı “Gezgin Suyun Çağrısı Bölüm 1 & 2” Başlıklı Videoları İstanbul Modern’de Düzenlenen ‘Artists’ Film International 2021′ Sergisinde Yer Alıyor.
İstanbul Modern, ‘özen göstermek’ konusuna odaklanan ve yakın zamanda çevrimiçi olarak erişilebilen Uluslararası Sanatçı Filmleri’ni (Artists’ Film International) şimdi Beyoğlu’ndaki binasında düzenlenen sergiyle sanat izleyicilerinin karşısına çıkarıyor.
Sergide Patty Chang’ın 2016 tarihli “Gezgin Suyun Çağrısı Bölüm 1 & 2” başlıklı videoları ‘özen’ ve ‘yas’ tutma ritüelleriyle Fogo Adası’nın kıyısındaki bir balinanın cansız bedeni ile Özbekistan’daki Aral Gölü’nün yakınlarında karaya oturmuş bir balıkçı teknesi arasında kurduğu ilişkiyle; küresel egemenlerin yaşama yönelttiği yıkıcı davranış üzerine düşünmeye çağırıyor.
Londra’daki Whitechapel Gallery öncülüğünde 2008 yılında başlayan, dünyanın farklı coğrafyalarından sanatçıların videolarının, ‘canlandırma’larının (animasyonlarının) ve kısa filmlerinin yer aldığı, ‘Uluslararası Sanatçı Filmleri’, 22 sanat kurumunun ortaklığıyla sürdürülüyor. Bu kapsamda, video sanatıyla ilgili gerçekleştirdikleri araştırmaları, birbirleriyle paylaşan kurumlar, her yıl belirlenen bir tema çerçevesinde, ülkelerinden bir sanatçıyı ve gerçekleştirdiği çalışmayı seçerek, programa katılıyor.
Program kapsamında içeriği İstanbul Modern’in küratöryel seçimiyle belirlenen sergide dokuz film gösteriliyor. Seçkide; Sena Başöz (İstanbul Modern, Türkiye); Thania Petersen (Bag Factory, Johannesburg, Güney Afrika); Clare Langan (Crawford Sanat Galerisi, Cork, İrlanda); Giulio Squillacciotti (GAMeC, Bergamo, İtalya); Himali Singh Soin (Project 88, Mumbai, Hindistan); Agnė Jokšė (CAC, Vilnius, Litvanya); Rehana Zaman (Whitechapel Gallery, Londra, Birleşik Krallık); Patty Chang (Ballroom Marfa, Teksas, ABD), Kiri Dalena (MCAD, Manila, Filipinler) yer alıyor.
ABD’li sanatçı Patty Chang’ın iki kanallı videosu “Gezgin Suyun Çağrısı Bölüm 1 & 2” birbirinde çok uzak iki farklı coğrafyada, siyasi ve ekonomik egemen yapıların yaşamın kendisinde yönelik doğrudan yok edici etkilerinin sonuçlarını kayda alıyor.
İlk video; Newfoundland‘ta eskiden bir balıkçılık merkezi olan ancak Morina balığı avcılığına yönelik olarak uygulanan federal moratoryum nedeniyle dağılan işkolunun bir zamanlar kümelendiği Fogo Adası‘nda kıyıya vurmuş bir sperm balinasını odağına alıyor. Balinanın artık cansız olan bedeni Kuzey Amerika’daki tecimsel balina avcılığı tarihini akla getiriyor. Sanatçı, bir nedenden ötürü yaşamını kaybetmiş bu deniz memelisini elindeki süngerle yıkarken görülüyor.
Diğer video ise izleyicileri; Sovyetler Birliği döneminde bölgedeki pamuk üretimini arttırmak için gerçekleştirilen yanlış sulama projelerinin sonucu olarak Özbekistan‘daki kurumuş Aral Gölü havzasına götürüyor. Chang, gölün kıyısında eskiden bir liman kenti olan Moynak‘ın buradaki canlı tecim yaşamının kanıtı olan, çöle dönüşmüş zeminde olanca yalnızlığı içinde terkedilmiş bir teknenin dış yüzeyini de benzer bir özen, göstererek fırça ile temizliyor.
Sergi, 30 Eylül 2021 tarihine kadar İstanbul Modern’de görülebilecek.
(Kaynaklar: istanbulmodern.org, artreview.com, queensmuseum.org, pattychang.com)
İstanbul Modern Koleksiyonundan Derlenen “Çevrimiçi” Seçkide, Deniz, İnsan Ve Kent İlişkisine Yönelik Yapıtlar Bulunuyor.
İstanbul Modern, koleksiyonunda yer alan yapıtlardan derlediği bir seçkiyi, sanat izleyicilerinin ilgisine; “çevrimiçi” olarak sunuyor.
Seçkide; deniz – kıyı ilişkisini, insan, kent ve yaşam kültürü bağlamında izlemeye olanak verebilecek yapıtlar da yer alıyor.
“Çevrimiçi” sergi, geniş ölçekte bir görsel arşiv sunmakla birlikte özellikle; deniz, insan yaşamı ve kent ilişkisine yönelik olarak sanatçıların yaşadıkları dönemlerini betimledikleri tablolar ve fotoğraflar ayrıca daha önce düzenlenen bieannallerde yer almış olan yapıtlar, değerli görsel belgeler olma özelliği taşıyor.
“Koleksiyondan Bir Seçki” ve “Fotoğraf Koleksiyonundan Bir Seçki” başlıkları altında yer verilen seçkide; Liam Gillick, “Uygulamalı Hydrodynamica” (2015), Turan Erol, “Gün Batımında Tekne Yapımı” (1995), Naile Akıncı, “Eyüp” (1980), Avni Arbaş, “Tekne” (1955), Hoca Ali Rıza, “Manzara (Göksu Deresi)” (1911), Fahri Kaptan, “Kız Kulesi” (1910), Hasan Vecih Bereketoğlu, “Salacak”, Mıgırdiç Givanian, “İstanbul” (1900’ler), Hakan Yaşar, “Büyük Umutlar, Kadıköy – Karaköy Vapuru” (2016), Ali Alışır, “Sanal Mekanlar #16″ (2011), Sevim Sancaktar, “Transformer03″ (2009), Mihran Iranian, “Galata Köprüsü”, Gülmez Frères, “Karadeniz Girişi” (1880), Sébah & Joaillier, “Süleymaniye Camisi ve İstanbul Manzarası” (1878), Pascal Sébah, “Boğaz’da Kayık” (1860) adlı sanatçıkar ve yapıtları yer alıyor.
Avni Arbaş, “Tekne” (1955)
Hakan Yaşar “Büyük Umutlar, Kadıköy – Karaköy Vapuru” (2016)
Gülmez Frères – “Karadeniz Girişi” (1880)
(Kaynak: istanbulmodern.org)
Pasifik Okyanusundaki Dev Çöp Yığını “Yedinci Kıta”ya Atıfta Bulunan 16. İstanbul Bienali Başlıyor
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, Koç Holding sponsorluğunda düzenlenen 16. İstanbul Bienali, ‘Yedinci Kıta’ başlığıyla 14 Eylül’de kapılarını sanat izleyicilerine açıyor.
Küratörlüğünü sanat dünyasının önde gelen isimlerinden akademisyen ve yazar Nicolas Bourriaud’nun üstlendiği bieanal, başlığını; Pasifik Okyanusu’nun ortasında bulunan, 3.4 milyon kilometrekare genişliğinde ve 7 milyon ton ağırlığındaki yüzen devasa atık yığınına bilim çevrelerin verdiği ad olan Yedinci Kıta‘dan alıyor.
Antroposen olarak adlandırılan içinde bulunduğumuz ve etkilerini yaşamakta olduğumuz bu yeni çağın belirleyici özelliği, jeolojik oluşumlardan çok, insanoğlunun yeryüzündeki etkinliklerinin yol açtığı gözle görülebilir olan olumsuz sonuçlar. Karşılaştığımız dev çöp yığınları, iklim değişiklikleri insan eli ile yaratılan antroposen çağının basın yolu görünür olan bir kaç yanından biri.
Bienalin böyle bir çevre içinde, bu başlıkla düzenlenmesinin amacını, sanatçı ve düşünürlere düşen görevi, Bourriaud şöyle açıklıyor: “Yedinci kıtayı kavrayabilmemiz için bizlere sanatçıların antenleri, onların tercümanlığı, onların antropolog damarı lazım. İsterim ki bu sergiyi gezmeye gelenler, her ne kadar sunulan şeyler aşina gelse de, her sanatçıyı uzaklardaki bir toplumdan haber getiren biri gibi görsün.”
Bieanal Mekanları
Bienal, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin Tophane’deki yeni binası, Pera Müzesi ve Büyükada’da düzenlenecek ve bu mekanlarda 25 ülkeden 56 sanatçının 220’den fazla işi sergilenecek. Resmi duyuru içinde yer alan Haliç tersanesi daha sonra çevresel koşullardaki olumsuzluk nedeniyle Bienal mekanları arasından çıkarılmıştı.
Bienalle eşzamanlı gerçekleşen çok sayıda etkinlik de bulunuyor. Bu sergi ve etkinlikler ise; İstanbul Modern, Borusan Contemporary, Yapı Kredi Kültür Sanat, Akbank Sanat, Arter, Salt, Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi, Pilevneli Gallery, Evliyagil Dolapdere, Istanbul’74, 23.5 Hrant Dink Hafıza Mekânı, Meşher, Leica Galeri İstanbul&Ara Güler Müzesi, Galerist, X-Ist, Mixer, Dirimart, Anna Laudel Gallery, Elgiz Müzesi, Adalar Denizle Yaşam ve Spor Kulübü Derneği’nde gerçekleştirilecek.
Bienal Kapsamındaki Söyleşiler Spotify’dan Dinlenebilecek
Yedinci Kıta’yı farklı açılardan ele alan bir podcast dizisi de hazırlandı. Bu dizide sanatçılar, bienal ekibi, akademisyenler ve farklı meslekten konuklarla Antroposen ve ekoloji alanında yapılmış konuşmalar yer alıyor. Hazırlanan bu söyleşiler dizisi, Spotify’dan dinlenebilecek.
16. İstanbul Bienali, 14 Eylül – 10 Kasım 2019 tarihlerinde tüm mekânlarda ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.
(Kaynak: bienal.iksv.org, hurriyet.com.tr, görsel: t24.com.tr)
İstanbul, Deniz ve “LİMAN”
İstanbul kentinin deniz ve limanlarla ilişkisini vurgulayan “LİMAN”, 19. yüzyıldan günümüze Türk sanatında deniz kenarında ve liman çevrelerinde gelişen kültürel ve toplumsal yaşamı mercek altına alıyor.
İstanbul Modern, 12 yıldır kendisine ev sahipliği yapan Antrepo 4’e hem onun hem de İstanbul’un tarihini anlatan bu sergiyle veda ediyor.
“LİMAN” sergisi adını, toplumsal gerçekçi anlayışla bir araya gelen bir grup akademili sanatçının 1941 yılında açtığı bir sergiden de ödünç alıyor. Avni Arbaş, Nuri İyem, Mümtaz Yener ve Cemal Tollu’nun aralarında bulunduğu “Liman Ressamları” bireysel alandan toplumsal boyuta genişleyen bir açıda “liman” konusuna eğildikleri bu sergi, sanat tarihine “Liman sergisi ” olarak geçer.
Bugün İstanbul Modern’de açılan sergi ise; farklı dönem ve disiplinlerden 34 sanatçı ve kolektifin resim, heykel, model, gravür, çizim, fotoğraf, video ve yerleştirmelerinden bir seçki sunuyor. Serginin kuratörlüğünü İstanbul Modern Direktörü Levent Çalıkoğlu ve Çelenk Bafra üstleniyor.
Sergide yer verilen sanatçıların adları şunlar: Nevin Aladağ, Meriç Algün Ringborg, Hüseyin B. Alptekin, Volkan Aslan, Turgut Atalay, Antonio Cosentino, Darzanà (Feride Çiçekoğlu, Mehmet Kütükçüoğlu, Ertuğ Uçar), Hasan Deniz, Cevat Dereli, Abidin Dino, Feyhaman Duran, Mıgırdiç Givanian, Ara Güler, Nedim Günsür, Özer Kabaş, Borga Kantürk, Gülsün Karamustafa, Volkan Kızıltunç, Muhsin Kut, Mıgırdiç Melkon, Yasemin Özcan, Serkan Özkaya, Sébah & Joaillier, Arslan Sükan, Hüsnü Tengüz, Selim Turan, Ömer Uluç, xurban_collective (Güven İncirlioğlu, Hakan Topal), Fausto Zonaro.
Gülsün Karamustafa, “New Orientation” (1995)
Volkan Aslan, “Sevgili İstanbul”
Meriç Algün Ringborg, “Denize Kıyısı Olmayanlar İçin Hatıralıklar” (2015)
Hasan Deniz, “Tersane”
Antonio Cosentino, “Suriye Yıldızı”
Hüseyin Bahri Alptekin, “Bravo”
Feride Çiçekoğlu, Mehmet Kütükçüoğlu ve Ertuğ Uçar, “Darzanà”
Hem Antrepo 4’ün hem de İstanbul’un tarihini anlatan ‘Liman’ sergisi, 28 Ocak – 04 Haziran 2017 tarihleri arasında görülebilir…
(Haber Kaynakları: haberturk.com, milliyetsanat.com, turizmhaberleri.com, hurriyet.com.tr, virahaber.com)