Denizci Toplum

Yükleniyor...

Denizci Toplum

Denizci Toplum

T ü r k D e n i z c i l i k K ü l t ü r ü H a r e k e t i

G. Kilomba, Sömürgeciliğin Afrikalı Toplumlara Yaşattığı Acıları “Gemi” (O Barco) Adlı Yerleştirmesiyle ve Bir Performansla Yeniden Söylüyor.

Portekizli sanatçı Grada Kilomba, 32 metre uzunluğuna sahip “Gemi – O Barco” (2021) adlı yerleştirmesiyle, sömürgecilerin Afrika’ya gemilerle getirdiği acıyı, tabutlara gönderme yapan 140 adet ahşap kütükle hatlarını çizdiği bir gemi ile yeniden söylüyor.

Kilomba, Tejo ırmağının yanına konumlandırılan bu ilk büyük ölçekli yerleştirmesinin açılışını, Kalaf Epalanga’nın hazırladığı müzikle birlikte, bir zamanların köleleştirilmiş Afrikalılarının günümüzde diyasporada yaşayan torunlarının yer aldığı bir performansla gerçekleştirmişti.

Grada Kilomba’nın yerleştirmesinde, 140 adet ahşap, yüzeyi yakılarak koyulaştırılmış blok, bir geminin karinasının dış hatlarını oluşturacak biçimde bir araya getirilirken; aynı zamanda Batılı İmparatorluklar tarafından köleleştirilmiş, sayıları milyonlara oluşan Afrikalı’nın bedenlerini simgeleyen bir alan oluşturuyor.

ext.maat.pt

“Gemi” biçim olarak, bir Batılının imgeleminde belki; ‘zafer’le, ‘özgürlük’le ya da ‘keşifler’ olarak adlandırılarak, ‘denizciliğin küresel gelişimi’ ile kolayca özdeşleştirilebilirken; sanatçının burada ele aldığı yaklaşımla “içinde yaşayan milyonlarca insanla keşfedilemeyen kıta” ya da “asla silinemeyecek, insan tarihinin sayfaları arasında en dehşet verici ve en uzun bölümlerinden biri: Kölelik” anlamında geliyor.

Yerleştirme ziyaretçileri, geminin içinde bir yolculuğa çıkmaya çağırırken; birine belirli aralıklarla ve farklı yönlere bakacak biçimde yerleştirilmiş olan bu ahşap kütleler,”giriş”ler ve yapacağı gezinti için sayısız “yol”lar oluşturuyor. Bu kütlelerin hepsinin sahip olduğu dikdörtgen geometri ve tek biçimlilik, bir metafor olarak değerlendirildiğinde, mezara gönderme yapıyor. Böylece somut gönderme; insanlıktan çıkmanın tarihine görülebilir bir ‘habitat’ sağlarken, köleleştirilmiş binlerce insanın bedenlerine ve bu adsız insanların, Afrika diyasporasından, torunlarına da huzur bulmaları için bir yer veriyor. Yakılarak, dokusu ve rengi değiştirilen, 18 adet ahşap kütük üzerinde, Kilomba’nın kaleme aldığı ‘Gemi’ adlı şiir yer alıyor.

Tek bir gemi taşıyor bir kargo / tek kargo taşıyor tek bir yük / bir yük bir öykü / bir öykü bir parça / bir parça bir insan yaşamı / Bir yaşam bir beden / bir beden bir birey / bir birey tek bir varoluş / tek varoluş tek ruh / tek ruh tek anı / tek anı tek unutuluş / bir unutuluş açılmış bir yara / bir yara bir ölüm / bir ölüm bir acı / bir acı bir devrim / bir devrim tek bir eşitlik / bir eşitlik bir şefkat / bir şefkat; İnsanlık

ext.maat.pt

Tüm performansın çevresinde geliştiği şiir, Yoruba, Kimbundu, Creole ve Setswana gibi Afrika dillerine ve ayrıca Portekizce, İngilizce ve Arapçaya çevrilerek, Kalaf Epalanga’nın hazırladığı müzikle birlikte, bir melodiye, bir mateme bürünerek ortak hafızayı seslendiriyor ve buna farklı kuşaklardan Afrika kökenli topluluklarının ana yorumcusu olduğu, 3 bölümden oluşan bir performans ile tüm bu acı tarih, bedensel bir görünüme bürünüyor.

Kısaca Grada Kilomba

Çalışmalarını Berlin’de sürdüren Portekizli sanatçı Grada Kilomba, yapıtlarında; hafıza, travma, şiddet ve sömürge sonrası koşulları gibi konuları ele alıyor.

Multimedya yerleştirmelerinde, sanatçı, öykü anlatıcılığıyla sürükleyici ve çözümleyici bir uzam oluştururken; performansı, koreografiyi, sahnede metin okumayı, tiyatroyu, video sanatını ve elbette yerleştirmeyi kullanarak ‘sömürge yaraları’ olarak tanımladığı kavramı irdeliyor.

Sanatçının yapıtları, başta Lubumbashi Bienali (2019), Berlin Bienali (2018); Documenta (Kassel, 2017), São Paulo Bienali (2016), olmak üzere uluslalararası ölçekte çok sayıda sanat etkinliğinde yer aldı.

(Kaynak: maat.pt)