A. Linke’nin Yönetmenliğini Gerçekleştirdiği “Oceanarium” Adlı Belgesel, Lizbon Okyanus Akvaryumu’nun Perde Arkasında İşlemekte Olan Dizgeyi Gözler Önüne Getiriyor.
Armin Linke’nin yönetmenliğini gerçekleştirdiği “Oceanarium”, adlı belgesel Lizbon Okyanus Akvaryumu’nun perde arkasında, ziyaretçilerin gözlerinden uzak yürütülen yönetsel ve teknolojik dizgeye, izleyicilerin tanıklık etmesini amaçlıyor.
Sanat Mimarlık ve Teknoloji Müzesi – MAAT ve EDP Vakfı tarafından Linke‘ye sipariş edilen, Lizbon Okyanus Akvaryumu‘nun ve Mavi Okyanus Vakfı‘nın bilimsel işbirliği ile yaşama geçirilen belgeselin çekimleri, 07 – 18 Eylül 2020 tarihleri arasında Lizbon Okyanus Akvaryumu’nda gerçekleştirildi.
Linke, belgeselin üzerine kurulduğu yaklaşım biçimi ve çıkış noktası ile ilgili olarak şunları söylüyor: “Moskova yakınlarındaki Star City’deki MİR Uzat İstasyonda yapılan deneme çalışmalarını fotoğraflarken, sık sık düşünürdüm. Burada, kozmonotlar kapalı bir alanda uzun bir zaman diliminde sürdürecekleri yaşam için hazırlık yapmakta ve yerçekiminin olmadığı bir ortamda uzay mekiğinin dış kabuğunda oluşabilecek sorunlara yönelik onarımları gerçekleştirebilmek için su dolu havuzda deneme çalışmalarını sürdürmekteydiler.
Ocenario’da kayda aldıklarımız da bu karmaşık, doğanın yapay bir benzeri olan ortamla karşılaştırılabilir; ancak bu aynı zamanda ilerleme bilgi kavramları çevresinde oluşan modern anlatının gözlemlenmesi ile de ilgili olduğunu da belirtmek gerekiyor. Medya söyleşilerini gözümünüz önüne getirdiğimizde; çoğunlukla astronotların yaşadıkları deneyimler üzerine ağırlık verilse de; perde arkasında olağanüstü bir gayretle emek veren çalışanların olduğu gözden kaçırılıyor.”
“Belgeselin başında havacılıktaki bakım prosedürlerine ve güvenlik denetim listelerine çok benzeyen prosedürlerini ya da bilimsel ve özellikle beklenmedik her türlü değişiklikten sakınılan, dizgenin denetim altına tutulduğu, tıbbi laboratuarları ağırlıklı olarak göstermemizin nedeni de bu. Özellikle, kağıt üzerinde belgelenen denetim listelerini, excel kullanılarak hazırlanmış tabloları, sistemin yaşamasına olanak veren gözetleme ve otomasyon kontrol yazılımlarının ara yüzlerini göstermek istedik.”
.
Linke, akvaryumun mimari yapısına ilişkin olarak şu saptamada bulunuyor: “Akvaryum, Soğuk Savaş Dönemi operasyon odasının işleyiş ilkeleri ile yönetilen, özel yaşam koşullarını yeniden üretildiği ve sürdürülebilirliğinin sağlandığı bir ‘laboratuar’ ile yine çatısı altında özel yazılmış metinlerin, söylenerek yinelendiği; ki bu durumda bu, canlıların yaşam alanları oluyor; bir ‘Barok Opera’ yapısının bileşiminden oluşuyor. Opera Evi’nin mimarisini çok beğeniyorum. ‘Ocenarium’da izleyiciler ana su tankına, tıpkı tiyatroda olduğu gibi; zemin kattaki sandalyelerden ya da daha yukarıdaki galerilerden izleyebilme olanağına sahip olarak iki farklı yükseklikten bakabiliyorlar.”
“Ana su tankını çevreleyen dört farklı iklim düzenleme tankı, bir araya gelerek; opera librettolarının üzerine kurulduğu 5 ana aşamanın birer öğesiymiş gibi davranıyor. Çoklu duyumsal bu ortam içinde farklı yaşam alanları arasında gezinirken; hoparlörlerden farklı doğal sesleri duyabiliyor ve bir yanda da farklı bir iklimsel koşulu hissedebiliyorsunuz. Ancak tüm bunları, tıpkı veriyi bizler için piksellerden oluşan anlamlı bir görselliğe dönüştüren bilgisayarların plastik akrilik ekranlarına bakıyormuş gibi, akrilik bir camın ardından bakarak, yapabiliyorsunuz. İşte, belgesel tam da bu nedenle, bir bilgisayar ekranının görüntüsü ile sona eriyor.”
Yapımın Künyesi:
Yönetmen: Armin Linke
Kamera: Giulia Bruno, Armin Linke
Ses Tasarımı: Giuseppe Ielasi
Uzunluk: 43 dakika
2021
(Kaynak: ext.maat.pt)