İstanbul, Deniz ve “LİMAN”
İstanbul kentinin deniz ve limanlarla ilişkisini vurgulayan “LİMAN”, 19. yüzyıldan günümüze Türk sanatında deniz kenarında ve liman çevrelerinde gelişen kültürel ve toplumsal yaşamı mercek altına alıyor.
İstanbul Modern, 12 yıldır kendisine ev sahipliği yapan Antrepo 4’e hem onun hem de İstanbul’un tarihini anlatan bu sergiyle veda ediyor.
“LİMAN” sergisi adını, toplumsal gerçekçi anlayışla bir araya gelen bir grup akademili sanatçının 1941 yılında açtığı bir sergiden de ödünç alıyor. Avni Arbaş, Nuri İyem, Mümtaz Yener ve Cemal Tollu’nun aralarında bulunduğu “Liman Ressamları” bireysel alandan toplumsal boyuta genişleyen bir açıda “liman” konusuna eğildikleri bu sergi, sanat tarihine “Liman sergisi ” olarak geçer.
Bugün İstanbul Modern’de açılan sergi ise; farklı dönem ve disiplinlerden 34 sanatçı ve kolektifin resim, heykel, model, gravür, çizim, fotoğraf, video ve yerleştirmelerinden bir seçki sunuyor. Serginin kuratörlüğünü İstanbul Modern Direktörü Levent Çalıkoğlu ve Çelenk Bafra üstleniyor.
Sergide yer verilen sanatçıların adları şunlar: Nevin Aladağ, Meriç Algün Ringborg, Hüseyin B. Alptekin, Volkan Aslan, Turgut Atalay, Antonio Cosentino, Darzanà (Feride Çiçekoğlu, Mehmet Kütükçüoğlu, Ertuğ Uçar), Hasan Deniz, Cevat Dereli, Abidin Dino, Feyhaman Duran, Mıgırdiç Givanian, Ara Güler, Nedim Günsür, Özer Kabaş, Borga Kantürk, Gülsün Karamustafa, Volkan Kızıltunç, Muhsin Kut, Mıgırdiç Melkon, Yasemin Özcan, Serkan Özkaya, Sébah & Joaillier, Arslan Sükan, Hüsnü Tengüz, Selim Turan, Ömer Uluç, xurban_collective (Güven İncirlioğlu, Hakan Topal), Fausto Zonaro.
Gülsün Karamustafa, “New Orientation” (1995)
Volkan Aslan, “Sevgili İstanbul”
Meriç Algün Ringborg, “Denize Kıyısı Olmayanlar İçin Hatıralıklar” (2015)
Hasan Deniz, “Tersane”
Antonio Cosentino, “Suriye Yıldızı”
Hüseyin Bahri Alptekin, “Bravo”
Feride Çiçekoğlu, Mehmet Kütükçüoğlu ve Ertuğ Uçar, “Darzanà”
Hem Antrepo 4’ün hem de İstanbul’un tarihini anlatan ‘Liman’ sergisi, 28 Ocak – 04 Haziran 2017 tarihleri arasında görülebilir…
(Haber Kaynakları: haberturk.com, milliyetsanat.com, turizmhaberleri.com, hurriyet.com.tr, virahaber.com)
Venedik’te Bir Baştarda
15. Venedik Bienali Uluslararası Mimarlık Sergisi “Reporting from the Front / Cepheden Bildirmek” teması ile düzenleniyor. Türkiye, sergiye kendi pavyonunda yer verdiği Darzana adlı projeyle katılıyor.
Feride Çiçekoğlu, Mehmet V. Kütükçüoğlu, Ertuğ Uçar’ın kuratörlüğünü yaptığı proje, Caner Bilgin, Hande Ciğerli, Gökçen Erkılıç, Nazlı Tümerdem, Yiğit Yalgın’ın oluşturduğu takımının ürünü. Ayrıca projeye Cemal Emden, Namık Erkal kuratörlük desteği sağlıyor.
Darzana; genelde Akdenizli kimliğini özelde ise Akdeniz’in iki ucunda bulunan Venedik ve İstanbul arasındaki bağı vurguluyor. Zaten projenin adı olan Darzana , Türkçe’de tersane ile İtalyanca’da aynı anlama gelen arsenale kelimeleri, Arapça’daki “Dara’s-sina’a” (sanayi yeri) ortak kökeninden geliyor.
Benzer biçimde; proje üzerine yapılan açıklamalarda “melez olma” durumu baştarda sözcüğünün etimolojisinde olduğu kadar; tekne tipinin niteliğinde de kendisini gösteriyor. Sözcüğün “nesebi belirsiz” anlamı – bastardo ve bastarda – projenin melezlik vurgusuna dair ipucu veriyor; denizcilik anlamındaki tarihine gidersek Osmanlı döneminde kadırga ile kalyon arasındaki bir geçiş türü, hem kürekle, hem yelkenle yol alan melez bir tekne.
Tekne inşaatının yapıldığı ve sonrasında teknelerin suya bırakıldığı denize dik konumlanmış “göz” denilen mekanlar, farklı kimliklere ve ölçeklere sahip Venedik ve İstanbul tersanelerinin ortak noktasını oluşturuyor. Bugün Arsenale’de sergi mekanlarına ev sahipliği yapan bu gözler, Darzana projesi ile Haliç kıyılarında inşa edilmiş bir tekneye olan Darzana‘ya ev sahipliği yapıyor. Ertuğ Uçar da projeye ilişkin yapılan tanıtım sunumunda, “Bienal için bir baştarda inşa ediyoruz. Haliç kıyılarındaki tersaneye unuttuğu işlevini hatırlaran bir tekne inşa etmek istiyoruz. Sonra bu tekneyi parçalarına ayırıp Venedik’e taşıyıp orada da bir son gemi inşa etmek istiyoruz. Bu gemiyle iki şehrin de bir yana bırakılmış, unutulmuş hikayelerini, ilişkilerini hatırlatmak istiyoruz.” diyerek açıklamıştı.
Darzana, din, dil, ırk, milliyet, cinsiyet gibi muhtelif aidiyetlerin kutsandığı, bu aidiyetler üzerinden sınır ve cephe tanımlarının yapıldığı, çatışmaların körüklendiği bir ortamda evrensel değerlere övgüde bulunan bir proje olarak görülmeli.
Darzana, 28 Mayıs – 27 Kasım 2016 tarihleri arasında Türkiye pavyonunda sergilenecek.
(Haberin Kaynakları: arkitera.com, turkiyepavyonu16.iksv.org/)