Denizci Toplum

Yükleniyor...

Denizci Toplum

Denizci Toplum

T ü r k D e n i z c i l i k K ü l t ü r ü H a r e k e t i

Hansa Ticaret Birliği’ni Korumak Amacıyla 700 Yıl Önce Kullanılan Savaş Gemisi Kalıntısı Estonya’nın Başkenti Tallinn’de Ortaya Çıkarıldı.

Estonya’nın başkenti Tallinn sokaklarının yalnızca 1.5 metre altında, 700 yıl önce Hansa ticaret birliğinin güvenliğini sağlamak amacıyla kullanılan 25 metre uzunluğundaki bir savaş gemisinin kalıntılarına ulaşıldı.

Bölgenin bir zamanlar bütünüyle sular altında olduğu biliniyor. Bu nedenle gemi, Tallinn limanının yakınında, günümüzde var olmayan Härjapea Irmağı’nın ağzına yakın bir yerde bulundu. Öte yandan 2008 yılında, 50 metre uzaklıkta başka bir tarihi enkaz bulunmuştu, 

Arkeolog Mihkel Tammet, gemi kalıntısının bulunduğu coğrafya ile ilgili yaptığı açıklamada: “18. yüzyılda bu bölge hala denizin altındaydı. 800 yıl önce burası neredeyse iki metre derinliğinde bir su ile kaplıydı. Muhtemelen daha sığ su altı kum sırtları vardı ve haritalanması zordu. Çünkü bunlar buz sürüklenmeleri ve fırtınalar nedeniyle şekillerini ve yerlerini değiştirdiler. Gemimiz tortuların altındaki bu sırtlardan birinde bulundu.” dedi.

Tallinn sokaklarının altında bulunan bu tipolojiye sahip olan gemi türleriyle çok az karşılaşılıyor. Bu tür gemilerin en tanınan örneğinin, Almanya’da 1962’de gün yüzüne çıkarılan Bremen Dişlisi olduğu biliniyor. Gemi üzerinde yapılan bir dendrokronoloji testi, kalıntının Bremen Dişlisi’nden (1298) 82 yıl daha eski olarak tarihlendirdi. Buna ek olarak arkeolog Tammet, iki buluntu arasında karşılaştırma yapıldığında; Hansa Dişlisi kalıntısının Bremen Dişlisi’nden daha iyi durumda olduğunu belirtiyor.

7deniz.net

denizbulten.com

Kalıntının günümüzdeki duruma ilişkin olarak Tammet şunları söylüyor: ”Gemi 24 metre uzunluğunda ve dokuz metre genişliğinde. Levhalar, geminin altından üç metre yüksekliğe kadar sağlam kalmış. Büyük meşe kütükleri ve kalaslar kullanılarak inşa edilen gemi, hayvan kılı ve katranla kapatılmış. Ayrıca,  üst üste binen kalaslara sahip. Bu nedenle çok iyi korunmuş. Bunların yanı sıra gemide paketleme için kullanılan yün malzeme, bazı aletler ve ortaçağdan kalma deri ayakkabı parçaları bulduk. Kazılar devam ediyor ve daha fazlasını bulmayı umuyoruz.”

Kısaca Hansa Birliği

13. yüzyılda deniz ticaretiyle uğraşan Alman tüccarları ortak ekonomik çıkarlarını gözetmek amacıyla Hansa Birliği olarak bilinen ticari örgütlenmenin temelini attılar. Başta Baltık Denizi olmak üzere çoğunlukla Kuzey Avrupa sahillerinde bulunan 225 şehir Hansa Birliği’ne katıldı. Birlik 17. Yüzyıla kadar ekonomi, siyaset ve ticaret üzerinde çok büyük bir etkiye sahip oldu.

En parlak döneminde, Hansa Birliği o kadar güçlüydü ki, ekonomik çıkarlarını korumak için krallıklara ve beyliklere ekonomik ablukalar uyguladı ve istisnai durumlarda savaşlar bile başlattı.

(Kaynak: ntv.com.tr, coe.int)

Estonya – Tartu’da Düzenlenen “Kent Şenliği (UIT)”nde Tasarlanan Parazit Mimari Örnekleri, Kentteki Göletlere ve Irmak Üzerine Konumlandırıldı.

Estonya’nın ikinci büyük kenti olan ve özellikle sokak sanatçılarıyla tanınan Tartu’da 18-21 Ağustos 2021 tarihleri arasında düzenlenen Kent Şenliği – UIT, kentteki gözardı edilmiş ya da artık kullanılmayan kentsel alanlara, parazit mimari anlayışı çerçevesinde yeni bir yaşam verilmesini amacını güdüyor.

Kadri Lind ve Marie Kliiman’ın küratörlüğünü üstlendiği etkinlikte dünyanın farklı yerlerinden sanatçılar, mimarlar ve tasarımcılar, kentteki farklı konumları için yeni yaklaşım biçimleri ortaya koymaları için Tartu’ya davet edildi. Kentte dört gün süren etkinlik boyunca, sanatçılar ve tasarımcılar, kendi düşüncelerini, kentsel mekana kent parazitleri yaklaşımı üzerinde temellendirerek, uyarladılar.

Etkinliğe katılan tasarımcılar ve sanatçılar, kentin çeşitli bölgelerine dağılmış bulunan 10 adet geçici parazit mekan tasarlayarak, aralarında; binalar arasında yer alan dar boşlukların, terk edilmiş üretimevlerinin (fabrikaların), çevresi bitkilerle sarılmış göletlerin hatta artık kullanılmayan tiyatro binalarının bulunduğu bu terkedilmiş alanların/mekanların, ziyaretçiler ya da kentliler yeniden kullanılmasını sağlamayı amaçlayan üretimler gerçekleştirdiler.

Bu süreç içinde Roland Seer ve Carol Schults’un Emajõgi ırmağını çevreleyen parmaklıkların arasına yerleşebilecek biçimde tasarladığı “Goby” adı verilen parazit yapı, bir buhar odası/sauna olarak kullanılıyor. Yapı, o denli sevildi ki; pek çok ziyaretçi, bu yapının etkinliğin sona ermesinin ardından yerel halk tarafından bir buhar odası olarak kullanılabilmesi için sökülmemesini ve yerinde daimi olarak kalmasını istediler.

africapearl.com

Nuno Pimenta tarafından tasarlanan “Havuz Kulübü” adı taşıyan bir diğer parazit mekan ise, 40 yıl önce yapılmış ancak artık kullanılmayan ve bu nedenle kullanıcılar açısından artık erişimi olmayan yapay bir soğutma havuzu içine yerleştirilen; içinde şişme botların ve dinlenmek içim hamakların bulunduğu bir zaman geçirme alanı oluşturuyor.

Eva Mustonen’in tasarladığı “İsimsiz (Havuz Göleti)” adlı parazit yerleştirme ise; çevresini bitkiler sardığı için kullanım alanı olmaktan çıkan bir göletin üzerine yüzen bir köprüyü kurarak, ziyaretçilerin bu alanın ortasına kadar yürüyebilmelerine ve bu alanı deneyimleyebilmelerine olanak sunuyor.

nuno pimenta

designboom

Yaşadığımız çevrede karşılaşabileceğimiz bu türden kent parazitlerinin ortaya çıkmasını sağlayanlar çoğunlukla, yaşadıkları çevreye gereksinim duydukları yeni işlevleri bir tür taban eylemciliği (taban aktivizmi) çerçevesinde kazandırmak isteyen kent sakinlerinden oluşuyor. Böylece bu türden yeni ve somut üretimlerin içinde yaşanan çevrede görünür olmasıyla, kentler daha az anonim ancak daha fazla kişisel olurken; içinde yaşayan sakinlerle daha özdeş bir yere dönüşüyor.

Böyle bir durum ortada iken; Kent Festivali’nde tasarımcıların ortaya koydukları bu parazit mekanlardan yola çıkarak aslında tam da şu soruyu sormak uygun düşüyor: burada tanıklık edilen; gerçekten de bir yek yönlü bir çıkara dayanan yani bir ‘parazit’ yaşam kurgusu mu? yoksa karşılıklı yarar ilişkisini gözeten bir ortak yaşam (simbiyosis) mı?

(Kaynak: designboom.com)