Dana Adası’nda Yer alan, Dünyanın En Eski Tersanesi’nde Yeni Bulgulara Ulaşıldı.
Mersin’e bağlı Silifke ilçesindeki Dana Adası’nda 2015 yılında ortaya çıkarılan dünyanın en eski ve en büyük antik tersanesinde çalışmalar günümüzde de sürdürülüyor.
Kesintisiz 1.5 kilometrelik kıyı çizgi üzerinde konumlanan çekek yerlerinde antik dönemlerde 300 gemi üretebilen tersanenin, bu çekek yerlerine yakın bir noktada, filikaların ve sandalların özel bir üretim yöntemiyle yapıldığını gösteren yeni bulgulara ulaşıldı.
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Sualtı Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü Başkanı ve Kemer Sualtı Arkeolojisi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Hakan Öniz, elde edilen bulgularla ilgili olarak bilgi verdi.
Doç. Dr. Öniz, 2015 yılında bölgede sürdürülen çalışma sırasında Dana Adası üzerinde yaklaşık 100’e yakın çekek yeri bulduklarını belirterek, “Bunlar yeni gemi yapımı ya da gemilerin bakımı için denizden karaya kolaylıkla alınabilen rampalar. Arkeolojik dönemlere ait 100 tane rampa bulmak müthiş bir şey aslında. Bulduğumuz zaman çok heyecanlandık. Hemen Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bildirimini yaptık. 2016 yılında bakanlığımızın müsaadeleriyle yine Dana Adası üzerindeki bu 100 rampa hakkında çalışmalara başladık ve 2016-2017 senelerinde yaptığımız çalışmalarda tam 274 gemi rampası tespit ettik’ diyerek bu sayının yıl içinde 500-600 savaş gemisinin yapılması anlamına geleceğini ve bu durumun o dönede Akdeniz’deki tüm dengeleri değiştirebilecek kadar önemli olduğunu vurguladı.
Doç. Dr. Öniz, bu büyük gemilerin üretildiği alanın arka tarafında filikaların ve sandalların da özel bir konstrüksiyonla yapıldığını gösteren yeni bulgulara ulaştıklarını söyleyerek, bu bulguları uluslararası bilimsel bir dergide de makale olarak yayımlandığını belirtti.
Dünyanın en eski tersane yerleşkesi
Adadaki çalışmaların Paleolitik döneme kadar uzandığını da kaydeden Doç. Dr. Öniz, söz konusu dönemde Dana Adasında bir tersane olmadığını ancak özellikle Geç Tunç Çağı’ndan itibaren bu işlevle kullanılmaya başlandığına yönelik, arkeolojik kanıtlar bulunduğunu söyleyerek, Dana Adası dünyanın en büyük ve en eski dokunulmamış, bozulmamış tersanesi olduğunu göstermekte olduğunun altını çizdi.
Savaş gemisi yapımında önemli bir lojistik noktası
Dana Adası’nın hemen karşısındaki Toros Dağları’nda yetişen sedir ağaçlarının, gemi yapımı için temel kaynak olduğunu söyleyen Doç. Öniz, “Bu tersaneye sedir ağacı bir-iki saatte gelebilecek kadar yakın, ham madde sorunu hiç yok. Tersanenin güvenli liman olan bir bölgede olduğunu biliyoruz. 1,5 kilometre boyunca kesintisiz yan yana 300 çekek yeri. Bunun en önemli yanı ham madde kaynakları var. Gemiler denizden sıkıntısız bir şekilde yanaşabiliyor. Güvenli, düşman bir güç öyle gelip kolay kolay ada üzerindeki tersaneye saldıramıyor.” dedi.
Ünlü Kilikya korsanlarının üssü
Kilikya’daki, 300 geminin yapılabileceği olanaklara sahip olan bu tersanenin M.Ö. 5. yy’da Pers gemilerinin büyük bölümünün yapıldığı tersane olabileceğini düşündüklerini ifade etti.
Antonius ve Kleopatra’nın gemilerinin yine bu bölgede yapıldığını düşünüldüğünü ayrıca Helenistik dönemde meşhur General Antigo’nun bir tersanesinin burada olduğunu, yine Helenistik dönemdeki pek çok deniz savaşında Dana Adası’nda yapılan gemilerin kullanıldığını bildiklerini açıklayan Doç. Dr. Hakan Öniz, “Sonrasında meşhur Kilikya korsanları devreye giriyor. Milattan önce birinci yüzyılda yaklaşık 1000 gemiyle Yunanistan’da 500 yerleşimi yağmalayan, hatta bir dönem Roma İmparatorluğu’na kafa tutan Kilikyalı korsanların gemilerinin çoğunluğunun Dana Adası üzerinde yapıldığını söyleyebiliyoruz. Bununla ilgili arkeolojik kanıtlarımız var” dedi.
(Kaynak: dha.com.tr)
Antalya – Mersin Kıyılarında 15 Yeni Gemi Batığı Belirlendi.
Antalya-Mersin kıyısı açığında yapılan sualtı çalışmalarında 15 yeni gemi batığı bulundu. Keşfedilen batıkların bazılarının yüklerini boşaltmalarının ardından çıktıkları dönüş seyrinde yakalandıkları fırtına nedeniyle sulara gömüldükleri düşünülüyor.
Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Kültür Varlıkları Koruma ve Onarım Bölüm Başkanı su altı arkeoloğu Doç. Dr. Hakan Öniz’in önderliğindeki ekip, su altı araştırmalarını Antalya-Mersin açıklarında sürdürüyor. Çalışmaya, 12 farklı ülkeden 20 yabancı uzman da destek veriyor.
Yapılan son araştırmalarla kıyı bölgelerinde 15 yeni gemi batığı keşfedildi. Bu batıklarla birlikte gemi batığı sayısı 350’ye yükselmiş oldu. Doç. Dr. Öniz, batıklardan elde edilen bilgilerle dönemin ticareti, sosyal yapısı ve ekonomik durumuna dair önemli verilere ulaşılabildiğini belirterek, “Bunlar birer zaman kapsülü özelliği taşıyor. Milattan önceye ait bir gemi batığı bulduğumuzda, içerisindeki eserler sayesinde o dönemin gemi teknolojilerini ve amforaların üretim yöntemlerini anlayabiliyoruz. Her bir batık, ayrı bir kitap gibidir” ifadesinde bulundu.
ntv.com.tr
Keşfedilen batıklardan bazılarının yüklerini boşaltıp dönüş yolunda iken fırtına sebebiyle battığının düşünüldüğünü belirten Doç. Dr. Öniz, gemilerin yerlerinin belirlenmesinin ardından Kültür Bakanlığı’na bildirimde bulunulduğunu böylece gemi batıklarının korunduğunu ve bu bölgelerde planlanacak projelerin batıklara zarar vermesinin engellendiğini de sözlerine ekledi.
(Kaynaklar: ntv.com.tr, antalyakorfez.com)
Alanya Kalesi’nin Önünde Sürdürülen Kazılarda Roma Dönemine Ait Olduğu Belirlenen Tersane Ortaya Çıkarıldı.
Alanya Kalesi-Kızılkule önünde bulunan Soğukkapı Plajı’nda sürdürülen su altı kazılarında Roma dönemine ait tersanenin gemi çekek yeri ortaya çıkarıldı.
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Ortaçağ Arkeolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Eravşar başkanlığında yürütülen Alanya Kalesi kazı çalışmaları, bu yıl İçkale’nin yanı sıra deniz kıyısı bölgesinde sürdürülüyor. Su altındaki çalışmalar ise, AÜ Sualtı Kültür Varlıkları Koruma Bölümünden Doç. Dr. Hakan Öniz ve ekibi tarafından yürütülüyor.
aa.com.tr
Kızılkule önünde bulunan kıyıdaki yosunların ve kumun, bu yıl dalgaların çok olması nedeniyle çekilmiş olması; şu anda su altında bulunan Roma dönemine ait olan gemi çekek yerinin ve mendireğin konumunun belirlenmesinde önemli oranda kolaylık sağladığı belirtiliyor.
Tersane ya da gemi çekek yerinin, denizin içinde ve eğimli bir yüzey olduğunu söyleyen Prof. Eravşar, açıklamasında “Deniz suyunun altında kalan tersane, Selçuklu döneminde inşa edilen Alanya Tersanesi ile yakın boyutlarda. Önümüzdeki yıllarda yapılacak çalışmayla bu bölgenin boyutlarını, mimari yapısını tespit etmek istiyoruz.” dedi.
(Kaynak: aa.com.tr)
Ares Tersanesi’nin, Akdeniz Üniversitesi’ne Bağışladığı Sualtı Arkeolojisi Araştırma Gemisi, Türk Sualtı Arkeolojisine Büyük Katkı Sağlayacak
Ares Tersanesi’nin Akdeniz Üniversitesine bağışlayacağı 38 metre uzunluğundaki araştırma gemisi, dünyanın en büyük 2. sualtı arkeolojisi araştırma gemisi olacak.
Valilik makamında gerçekleşen Gemi Protokolü İmza törenine Vali Münir Karaloğlu, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal, Akdeniz Sualtı Kültür Mirası Araştırmaları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Hakan Öniz ve Ares Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Kalafatoğlu ve beraberindeki heyet katıldı.
İmzalanan protokol ile ilgili olarak Antalya Valisi Münir Karaloğlu, şunları söyledi: “Antalya, 650 kilometre sahili olan bir deniz şehri. Türklerin denizcilikle buluştuğu şehir, Anadolu Selçuklu Devleti’nin Antalya’yı fethiyle başlayan, Alanya’yı fethiyle devam eden tersaneciliğin genlerinde olan bir şehir. Şimdi buna sualtı arkeolojisini de ilave etmeye çalışıyoruz. Akdeniz Üniversitemiz artık sualtı arkeolojisinin önemli merkezlerinden birisi haline geliyor. Artık dünyada da sualtı arkeolojisi teknolojiyle beraber çok gelişiyor. Üniversitemizin elinde bir araştırma gemisi, sualtı arkeolojisinde kullanabileceği içerisinde basınç odasının olduğu bir gemi mutlak ihtiyaçtı.”
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin önemli bir sualtı arkeolojisi gemisi haline gelecek”
Karaloğlu sözlerini şöyle sürdürdü, “Bu bağış sadece Antalya ve Akdeniz Üniversitesi’nin değil aslında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sualtı arkeoloji gemisi haline gelecek. Her bakımdan ülkemiz için faydalı olacak. Okyanusu geçme özelliği ile uluslararası başka projelerde de kullanılabilir. Akdeniz’de bizim bilgimiz dışında Osmanlı batıkları yağmalanıyor. Onlara müdahale etme amacıyla da kullanılabilir. Memleketimiz için her bakımdan faydalı bir iş olacak. Üniversitemiz de araç gereç bakımından güçlenmiş olacak.”
Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal ise, “Üniversitemiz arkeoloji açısından çok güçlü ama sualtı arkeolojisi açısından tüm ülkemiz içinde geçerli olmak üzere bizim üniversitemiz de çok gelişmiş değil. Bu gemi sayesinde bunun daha da gelişeceğini düşünüyoruz Bunlar da güçlü devlet olmanın gerekleri, bu sanat alanında da araştırma alanında da güçlü olacaksınız ki her alanda güçlü olasınız. Ben emeği geçenlere çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Ares Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Kalafatoğlu, “Gemimiz, yapacağı çalışmalarla arkeolojiye yeni bir boyut kazandıracak, gençlerimize arkeoloji bilimini çekici hale getirecektir. Anadolu’muzda Selçuklulardan başlayarak ve sonrasında devam eden henüz keşfedilmemiş gemi kalıntılarını bulup tarihimize ışık tutacağına inanıyoruz” dedi.
5 bin yıldır denizciliğin var olduğunu belirten Akdeniz Sualtı Kültür Mirası Araştırmaları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Hakan Öniz de, “Bizim amacımız denizden çıkan eserleri korumak ve onarım faaliyetlerini bu mükemmel gemiyle gerçekleştirmek” ifadelerini kullandı.
Sualtı Arkeolojisi Araştırma Gemisinin Özellikleri
38 metre uzunluğu ve her türlü okyanus sularını geçebilme özelliğiyle dünyanın ikinci büyük arkeolojik araştırma gemisi olma özelliği taşıyan geminin, Atık su kapasitesi 3800 litre, tatlı su kapasitesi 8000 litre. Ayrıca 60 bin litre yakıt kapasitesiyle yakıt ikmali yapmadan 6 bin deniz mili yol alabiliyor ve 14 deniz mil servis hızına ulaşabiliyor.
Kaynaklar: iha.com.tr, guneyhaberci.com.tr, 7deniz.net)
19. Uluslararası Kemer Sualtı Günleri, “Çevrimiçi” Olarak Gerçekleştirilecek
19. Uluslararası Kemer Sualtı Günleri, 16 – 19 Mayıs 2020 tarihleri arasında çevrimiçi olarak gerçekleştirilecek.
Kemer Yöresi Tanıtım Vakfı – KETAV ve Akdeniz Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen etkinlik, Antalya’nın Kemer ilçesinin sualtı varsıllıklarını tanıtmak amacıyla düzenleniyor.
Kemer Sualtı Günleri kapsamında düzenlenen sekiz daldan oluşan sualtı görüntüleme yarışmalarının her biri ülkemizde yetişmiş değerli bilim insanlarının adlarını taşıyor. Bu yarışma dallarına ek olarak ayrıca Antalya Müzesi eski müdürü Metin Pehlivaner adına “Türk Sualtı Arkeolojisi Katkı Ödülü” veriliyor.
Etkinlikle eş zamanlı olarak düzenlenen “12. Uluslararası Sualtı Araştırmaları Sempozyumu” da yan etkinlik niteliğiyle çevrimiçi olarak gerçekleştirilecek.
-Jüri Üyeleri:
Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Kemer Kaymakamı Murtaza Dayanç, Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, TSSF Başkanı Doç. Dr. Şahin Özen, Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Eravşar, UNESCO’dan Dr. Ulrike Guerin, Rusya Sualtı Aktiviteleri Federasyon Başkanı Dr. Sergey Fazlullin, Almanya Sualtı Federasyonu’ndan Norbert Wotte, moda tasarımcısı Atıl Kutoğlu, Arçelik Genel Müdürü Hakan Bulgurlu, Sırbistan’dan sualtı fotoğrafçısı Ivana Orlovic, YemekSepeti.com kurucusu Nevzat Aydın, akademisyen Doç. Dr. Hasan Cicioğlu, NTV Antalya Temsilcisi Sibel Atasoy, sualtı film yapımcısı Tahsin Ceylan, sualtı fotoğrafçısı Ateş Evirgen, Kemer Yöresi Tanıtım Vakfı – KETAV Başkan Yardımcısı Volkan Yorulmaz, KETAV Yönetim Kurulu Üyesi Aydın Aytuğ ve Akdeniz Üniversitesi’nden Doç. Dr. Hakan Öniz yarışmada jüri olarak yer alacak.
-“19. Uluslararası Kemer Sualtı Günleri” – Çevrimiçi Sualtı Fotoğraf ve Kısa Film Yarışmasının Dalları:
Aşağıda ayrıntıları açıklanan dallara, son beş yıl içinde Antalya kıyılarında çekilmiş fotoğraf ve videolarla katılım sağlanabilecektir.
“19. Uluslararası Kemer Sualtı Günleri” uluslararası jüri komitesi değerlendirmeleri, iki aşamalı ve çevrimiçi olarak gerçekleştirilerek; sonuçlarının duyurusu, 19 Mayıs 2020 tarihinde saat 19.00’da yapılacaktır.
1. Nurdoğan Özkaya Sualtı Doğa Fotoğraf Yarışması:
Nurdoğan Özkaya, ülkemizin ilk balıkadamlarından ve sualtı fotoğrafçılarından biridir. 1997 yılında aramızdan ayrılan Özkaya, yaşamını sualtı fotoğrafçılığına ve Marmara denizinin derinliklerinde yaşayan güzelliklere adayan bir mimar ve örnek bir balıkadamdır.
Bu kategori her tip fotoğraf makinesi kullanılarak gerçekleştirilir, her türlü objektif ve filtre kullanımı serbesttir. Yarışmacı son beş yıl içinde Antalya Kıyılarında çekilmiş en fazla beş fotoğrafla katılabilir. Fotoğraflar JPG formatında ve asgari 5 MB boyutunda olacaktır. Videodan aktarma fotoğraf kabul edilmeyecektir. Seçilen her fotoğraf Ad/Soyad/Yıl/Bölge/Derinlik ve sayı yazılarak isimlendirilir. Fotoğraflar aşağıda yazılı e-posta adresine wetransfer yoluyla 10 Mayıs tarihine kadar yollanmalıdır.
2. Nurdoğan Özkaya Sualtı Doğa Fotoğraf Yarışması – Ustalar Kategorisi:
Geçmiş yıllarda UKSG’den derece alan bütün fotoğrafçılar bu kategoriye katılabilirler. Bu kategori her tip fotoğraf makinesi kullanılarak gerçekleştirilir, her türlü objektif ve filtre kullanımı serbesttir. Fotoğraflar JPG formatında ve asgari 5 MB boyutunda olacaktır. Videodan aktarma fotoğraf kabul edilmeyecektir. Yarışmacı son beş yıl içinde Antalya Kıyılarında çekilmiş en fazla beş fotoğrafla katılabilir. Seçilen her fotoğraf Ad/Soyad/Yıl/Bölge/Derinlik ve sayı yazılarak isimlendirilir. Fotoğraflar aşağıda yazılı e-posta adresine wetransfer yoluyla 10 Mayıs tarihine kadar yollanmalıdır.
3. Emre Omur Sualtı Kısa Film Yarışması:
Emre Omur, ülkemizde sualtı fotoğraf ve video görüntüleme konusunda dünyaca tanınmış ilk balıkadamlardan biridir. Dünyanın birçok ülkesinin derinliklerinde dolaşarak çektiği görüntüleri yerli ve yabancı medya kuruluşlarında sualtı severlere yansıtan Omur, araştırmacı ruhu ve kişiliğiyle genç dalıcılara örnek olacak yüksek niteliklere sahiptir.
Bu kategori dijital formatta her türlü video kamera kullanılarak çekilen görüntülerden üretilen en fazla 2-5 dakika arasındaki filmlerden oluşmaktadır. Herhangi bir teknik kısıtlama yoktur, her türlü objektif ve filtre kullanımı serbesttir. Video görüntüsü MP4 veya MOV formatında ve HD olacaktır. Müzik seçiminde telif hakkı sorunu yaşanmayacak seçimler yapılmalıdır. Yarışmacılar en fazla iki filmle katılabilir. Görüntülerin son beş yıl içinde Antalya Kıyılarında çekilmiş olması gerekmektedir. Filmlerde Ad/Soyad/Yıl/Bölge/Derinlikler görüntülerin altında ya da filmin sonunda belirtilmelidir. Aşağıda yazılı e-posta adresine wetransfer yoluyla 10 Mayıs tarihine kadar yollanmalıdır.
4. Jale İnan Sualtı Arkeoloji Fotoğraf Yarışması:
Cumhuriyet döneminin ilk arkeologlarından biri olan Prof. Dr. Jale İnan 1914 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Atatürk tarafından yurt dışına eğitim amacıyla yollanan İnan, Side ve Perge kazılarını yönetmiş, yüzlerce Türk arkeoloğunu yetiştirmiştir. Antalya ve Side Müzeleri’nin kuruluşunda da emeği geçen İnan, 2001 yılı Şubat ayında aramızdan ayrılmıştır. Kitaplarını bağışladığı Antalya Müzesi – Jale İnan Kütüphanesi’nde bugün yüzlerce arkeoloji öğrencisi ve araştırmacı onun izinden gitmektedir.
Bu kategori her tip fotoğraf makinesi kullanılarak gerçekleştirilir, her türlü objektif ve filtre kullanımı serbesttir. Yarışmacı son beş yıl içinde Antalya Kıyılarında çekilmiş en fazla beş fotoğrafla katılabilir. Fotoğraflar JPG formatında ve asgari 5 MB boyutunda olacaktır. Videodan aktarma fotoğraf kabul edilmeyecektir. Görüntüsü alınacak objelerin arkeolojik özellikte olması değerlendirme anındaki ana kriterdir. Görüntüleme sırasında esere dokunmak, yerini değiştirmek gibi davranışlar öncelikli diskalifiye nedenidir. Seçilen her fotoğraf Ad/Soyad/Yıl/Bölge/Derinlik ve sayı yazılarak isimlendirilir. Fotoğraflar aşağıda yazılı e-posta adresine wetransfer yoluyla 10 Mayıs tarihine kadar yollanmalıdır.
5. Jale İnan Sualtı Arkeoloji Fotoğraf Yarışması – Ustalar Kategorisi:
Geçmiş yıllarda UKSG’den derece alan bütün fotoğrafçılar bu kategoriye katılabilirler. Bu kategori her tip fotoğraf makinesi kullanılarak gerçekleştirilir, her türlü objektif ve filtre kullanımı serbesttir. Yarışmacı son beş yıl içinde Antalya Kıyılarında çekilmiş en fazla beş fotoğrafla katılabilir. Görüntüsü alınacak objelerin arkeolojik özellikte olması değerlendirme anındaki ana kriterdir. Fotoğraflar JPG formatında ve asgari 5 MB boyutunda olacaktır. Videodan aktarma fotoğraf kabul edilmeyecektir. Görüntüleme sırasında esere dokunmak, yerini değiştirmek gibi davranışlar öncelikli diskalifiye nedenidir. Seçilen her fotoğraf Ad/Soyad/Yıl/Bölge/Derinlik ve sayı yazılarak isimlendirilir. Fotoğraflar aşağıda yazılı e-posta adresine wetransfer yoluyla 10 Mayıs tarihine kadar yollanmalıdır
6. Ekrem Akurgal Sualtı Arkeoloji Kısa Film Yarışması:
Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal, 1911 yılında dünyaya gelmiştir, Arkeoloji alanında dünyanın önde gelen isimlerindendir. Türkiye Arkeolojisinin temel taşlarından biri olan Akurgal, yetiştirdiği öğrencilerle kurduğu ve kurulmasına öncülük ettiği eğitim kurumlarıyla, gün ışığına çıkardığı kentlerle, arkeoloji dünyasında seçkin bir yer kazanmıştır. Yurtiçinde ve yurtdışında çok sayıda bilim kurumunun şeref üyesi olan Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal, yazdığı çok sayıda kitap ve yetiştirdiği yerli – yabancı binlerce arkeolog ile arkeoloji dünyasında ülkemizin sahip olduğu önemli bir isimdir. Akurgal, 2002 yılında aramızdan ayrılmıştır.
Bu kategori dijital formatta her türlü video kamera kullanılarak çekilen görüntülerden üretilen en fazla 2-5 dakika arasındaki filmlerden oluşmaktadır. Görüntüsü alınacak objelerin arkeolojik özellikte olması değerlendirme anındaki ana kriterdir. Görüntüleme sırasında esere dokunmak, yerini değiştirmek gibi davranışlar öncelikli diskalifiye nedenidir. Herhangi bir teknik kısıtlama yoktur, her türlü objektif ve filtre kullanımı serbesttir. Video görüntüsü MP4 veya MOV formatında ve HD olacaktır. Müzik seçiminde telif hakkı sorunu yaşanmayacak seçimler yapılmalıdır. Yarışmacılar en fazla iki filmle katılabilir. Görüntülerin son beş yıl içinde Antalya Kıyılarında çekilmiş olması gerekmektedir. Filmlerde Ad/Soyad/Yıl/Bölge ve Derinlikler görüntülerin altında ya da filmin sonunda belirtilmelidir. Aşağıda yazılı e-posta adresine wetransfer yoluyla 10 Mayıs tarihine kadar yollanmalıdır.
7. Haluk Cecan Tropik Canlılar Fotoğraf ve Kısa Film Yarışmaları
Ülkemizin yetiştirdiği en önemli sualtı film yapımcılarından olan Haluk Cecan, alanında dünyanın her tarafında kazanılmış bir çok başarının ve ödülün sahibidir. Türkiye sualtı sektörünün her türlü iç çekişmesine rağmen çok güzel film ve belgeseller gerçekleştiren Cecan, örnek insani kişiliğini her koşulda sergileyebilmiştir. Her fırsatta üniversitelerde alanında verilen eğitimleri desteklemiş, sualtına ilgi duyan herkese bilgi ve tecrübelerini aktarmaktan çekinmemiştir.
Bu kategoride Akdeniz’e inen tropik canlıların son beş yılda çekilmiş olan fotoğraf ve kısa filmleri değerlendirilecektir. Diğer koşullar yukarıdaki kategorilerle aynıdır. Aşağıda yazılı e-posta adresine wetransfer yoluyla 10 Mayıs tarihine kadar yollanmalıdır.
8. EUIFA Gençlik ve Çevre Ödülü
Kemer Sualtı Günleri kapsamında düzenlenen görüntüleme yarışmalarındaki kategoriler kapsamında ortaya çıkan eserlerden Jüri Kurullarının uygun gördüğü bir ya da ikisine Avrupa Sualtı Görüntüleme Festivalleri Birliği Gençlik ve / veya Çevre Ödülü verilecektir.
9. Metin Pehlivaner “Türk Sualtı Arkeolojisi Katkı Ödülü”
Antalya Müzesi eski müze müdürü Metin Pehlivaner, Antalya kıyılarında arkeolojik sualtı çalışmalarını Türk arkeolog ve arkeoloji öğrencileriyle birlikte başlatan kişidir. Onun adına her sene ülkemizde bu alana katkı koyan kişi ya da kuruluşlara ödül verilmektedir. Bu ödüle Arkeolog Akademisyenlerden oluşan farklı bir komite karar vermektedir.
(Kaynak: ketav.org, akdenizmanset.com.tr)
Bodrum Deniz Müzesi’nin, “Çevrimiçi” Söyleşilerine Bu Hafta; Doç. Dr. Hakan Öniz, Ömer Durmaz ve Timuçin Binder Konuk Oluyor
Bodrum Deniz Müzesi müdürü Selin Cambazoğlu’nun instagram üzerinden gerçekleştirdiği “çevrimiçi” söyleşi programının bu haftaki konukları; Doç. Dr. Hakan Öniz, Ömer Durmaz ve Timuçin Binder olacak.
12 – 14 ve 15 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilecek olan söyleşilere katılan konuklar ve değerlendirilecek olan konular şu başlıklardan oluşuyor.
Doç. Dr. Hakan Öniz – “Akdeniz Kıyılarında Batıklar ve Türkiye’nin Sualtı Arkeolojisindeki Altyapısı” – (12 Mayıs 2020, Salı, Saat: 16.00)
Doç. Dr. Hakan Öniz, Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Kültür Varlıkları Koruma ve Onarım Bölümü’nün, Akdeniz Uygarlıkları Araştırma Enstitüsü‘nün ve Akdeniz Sualtı Kültür Mirası Araştırmaları Ana Bilim Dalı‘nın başkanlığını yürütmektedir. Öniz ile Türkiye’nin Akdeniz kıyılarında bulunan çok sayıda arkeolojik batıktan ve Türkiye’nin sualtı arkelojisindeki altyapısından söz edilecek.
Hakan Öniz, aynı zamanda UNESCO Sualtı Arkeolojisi UniTwin Ağı’nın kurucu koordinatörüdür. 2012-2015 yılları arasında koordinatörlüğünü yürüttüğü bu kuruluşa dünyadan 38 üniversite üyedir. Hakan Öniz halen hem Dünya Sualtı Aktiviteleri Konfederasyonu CMAS’ın uluslararası bilim kurulu üyeliğini hem de Uluslararası Sitler ve Anıtlar Konseyi ICOMOS’un Uluslararası Sualtı Kültür Mirası Komisyonu Genel Sekreterliği görevlerini de sürdürmektedir.
Ömer Durmaz – “Basın Ressamlarının Öncüsü Halikarnas Balıkçısı” – (14 Mayıs 2020, Perşembe Saat: 16.00)
9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü öğretim görevlisi Ömer Durmaz, kendisiyle gerçekleştirilecek olan söyleşide, Halikarnas Balıkçısı’nın pek bilinmeyen bir yönü olan ressam kimliğini aktaracak.
Bodrum’a olan aşkı ve edebi eserleriyle tanınıp bir yazar olarak bilinen Halikarnas Balıkçısı’nın tüm bunlardan önce bir “ressam” olarak Babıali’ye adımını attığı, basın-yayın dünyamız için kapak ressamlığı, kitap, dergi vb. için resimlemeler yaptığı görsel yapıtlar üreten sanatçı dönemi üzerine değerlendirmeler yapılacak.
Timuçin Binder – “Geçmişten Bugüne Bodrum’daki Tekne Tipleri I” – (15 Mayıs 2020, Cuma Saat: 16.00)
Deniz tarihi araştırmacısı ve antropolog Binder’le “Kuruluşundan Bugüne Bodrum’un Tekne Tipleri: Gövdeler (I) ve Yelken Armaları (II)” konularına ilişkin olarak gerçekleştireceği sunumda, 1600’lerin sonu ile 1980’ler arasında Bodrum kıyılarında var olmuş tekne tipleri üzerine konuşulacak.
Söyleşinin ilk bölümünde bu dönemde, gövdelerde görülen değişim ve çeşitlenme, bunların nasıl ortaya çıktıkları ve genel özellikleri; ikinci bölümde ise, bu dönemde kullanılmış yelken türleri, bunların nasıl donatıldıkları ve bugüne kadar geçirdikleri evrim ele alınacak.
(Kaynak: bodrumdenizmuzesi.org)
Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu Tarafından 4. “Sualtı Kültür Mirasının Korunması Eğitmen Eğitimi” Çalıştayı Düzenliyor.
Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu – TSSF tarafından 06 – 07 Mart 2020 tarihleri arasında “Sualtı Kültür Mirasının Korunması Eğitmen Eğitimi” çalıştayının 4. sü İzmir’de düzenlenecek.
Önümüzdeki dönemde 2 Yıldız dalıcıların zorunlu tutulacağı “Sualtı Kültür Mirasının Korunması” eğitimi için gerekli olan TSSF eğitmen kadrosunun yetiştirilmesi amacıyla düzenlenen çalıştayların dördüncüsü 6-7 Mart 2020 tarihlerinde düzenleniyor. Etkinlik, İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Bordo Salon’da gerçekleştirilecek.
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, UNESCO ve ICOMOS tarafından desteklenen bu programda sualtında karşılaşılan kültürel miras değerlerinin nasıl korunacağı ve ilgili kurumlara nasıl haber verileceği konularının aktarılması amaçlanıyor.
Çalıştayda şu konu başlıkları ele alınacak:
-“Sualtı Kültür Mirasının Önemi ve ICOMOS” – Doç. Dr. Zeynep Aktüre
-“Ege Kıyıları Sualtı Araştırmaları” – Doç. Dr. Harun Özdaş
-“Temel Arkeoloji” – Dr. Eda Güngör Alper
-“Deneysel Arkeoloji Çalışmaları” – Osman Erkurt, Mualla Erkurt
-“Tarih Öncesi Denizcilik ve Deneysel Arkeoloji” – Koray Alper
-“Sualtında Karşılaşılabilecek Eserlere Bir Bakış 1/2” – Doç. Dr. Hakan Öniz
-“Tarihte ve Günümüzde Gemi Boyaları” – Prof. Dr. Levent Cavas
-“Sualtı Film Gösterimi “Sualtı Cenneti: Antalya” – Tahsin Ceylan
-“Sualtı Kültür Mirası, Yasalar ve Yönetmelikler” – İhsan Tercan
-“Sualtı Kültür Mirasının Korunmasında Farkındalık” – Ceyda Öztosun
-“Tarih Öncesi ve Tarihi Çağlar” – Günay Dönmez
-“Roma, Selçuklu ve Osmanlı Döneminde Denizcilik” – Koray Alper
Programa katılan TSSF eğitmenlerinden başarılı olanlar “Sualtı Kültür Mirasının Korunması Eğitmeni” sertifikasına hak kazanarak, 2 Yıldız dalıcı adaylarına bu eğitimi verebilecek.
Çalıştay programına buradan ulaşabilirsiniz.
(Kaynak: tssf.gov.tr)
Antalya’da Bulunan Tecim Gemisi Batığı, Dünyanın Bilinen En Eski Batığından 200 Yıl Öncesine Tarihleniyor
Antalya’nın kıyısında Türk ve yabancı sualtı arkeologları tarafından bulunan Tunç Çağı‘na ait bakır yüklü tecim gemisi kalıntısı, dünyanın en eski batığından 200 yıl daha eskiye tarihleniyor.
Antalya Müze Müdürlüğü‘nün başkanlığında, Akdeniz Üniversitesi Kültür Varlıkları Koruma ve Onarım Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hakan Öniz‘in eşgüdümünde batıkta gerçekleştirilen arkeolojik kazı, Uluslararası Sualtı Arkeoloji Enstitüsü, Teksas A&M Üniversitesi ve Oksford Üniversitesinden uzmanların ve dünyaca ünlü Prof. Dr. Cemal Pulak‘ın da içinde yer aldığı 30 kişilik takım tarafından gerçekleştirildi.
Öniz, yapılan bu arkeolojik buluntu ile ilgili olarak şunları söyledi
“Gemide, milattan önce 16. veya 15. yüzyıllarda muhtemelen Kıbrıs’taki madenlerden çıkartılmış bakır ingotlar var. Bu bakır külçeler, yastık formu adı verilen dünyanın en erken örnekleri. 10 kadar silindir formda külçe var. Bakır külçeler taşıyan bir gemi. Farklı malzemelere de ulaştık. 3600 yıllık mızrak kalıntısı, buna benzer çeşitli eserler çıktı. Bu külçelerin dünyada toplam beş örneği var. Bir tanesi New York Metropolitan Müzesinde, dördü Atina Arkeoloji Müzesinde. Dünyada sadece beş tanesi bilinen bu külçelerden biz, Antalya kıyılarındaki batığımızda 100’den fazla tespit ettik. Batıkta kazı çalışmaları birkaç sene sürecek.“
Dünyanın En Eski Batığı
Bulunan batığın dünyanın arkeoloji tarihini şekillendirecek bir buluş olduğunu belirten Öniz, 50 yıl önce dünyanın en eski batığının Antalya’da Gelidonya Burnu’nda bulunan batık olduğuna ve milattan önce 1200’e tarihlendiğine değindi.
Yaklaşık 30 yıl önce de yine dünyanın en eski batığı olarak Kaş bölgesinde Uluburun Batığı‘nın bulunduğunu hatırlatan Öniz, “Antalya’nın, Kumluca ve Kaş ilçeleri dünyanın en eski batıklarına ev sahipliği yapmakta ancak bizim bulduğumuz bu batık, dünyanın bilinen en eski batığından 200 sene öncesine dayanıyor. Ticari yük taşıyan dünyanın en eski batığı olduğu çalışmalarla da teyit edildi.” dedi.
Yaklaşık 50 metre derinlikten çıkarılan yapıtlar, Antalya Müzesinde bulunan Antalya Koruma ve Onarım Laboratuvarı’na götürüldü. Batıkta buluntular, Kemer ilçesine kurulması planlanan sualtı arkeoloji müzesinde sergilenecek.
(Kaynak: aa.com.tr)