Denizci Toplum

Yükleniyor...

Denizci Toplum

Denizci Toplum

T ü r k D e n i z c i l i k K ü l t ü r ü H a r e k e t i

Bodrum Deniz Müzesi’nin Düzenlenmeyi Sürdürdüğü “Çevrimiçi” Söyleşilerde “Bodrum Denizcilik Tarihi”, “Çocuk Dostu Müzeler” ve “Sualtı Arkeolojisi” Konuları Ele Alınacak

Bodrum Deniz Müzesi’nin instagram üzerinden düzenlemeyi sürdürdüğü “çevrimiçi” söyleşi programının bu haftaki bölümünde Timuçin Binder, Canan Cürgen Gültaş ve Mehmet Bezdan konuşmacı olarak yer alıyor.

Konuşmacıların ele alacakları konular ve söyleşi tarihleri şöyle:

Timuçin Binder – “Mezolitik Dönemden Günümüze Bodrum’un Denizcilik Tarihi – I” (22 Nisan 2020  –  Çarşamba, saat: 16.00)

Deniz tarihi araştırmacısı ve antropolog Timuçin Binder, iki bölüm halinde hazırlanan söyleşi programının bu ilk bölümünde, üç bin yıldan geriye giden Bodrum denizciliğinin Osmanlı dönemine kadar olan geçmişini ana çizgileriyle değerlendirilecek.

Söyleşi, Buzul çağından Mezolitik Döneme, Neolitik Göç’ten Minos ve Miken Uygarlıklarına, Helenistik Dönemden Menteşe Beyliğine, Dorlar, İonlar, Karyalılar, Rumlar, Müslümanlar, Şövalyeler ve daha çok sayıda konuyu ele alınacak.

Canan Cürgen Gültaş – “Çocuk Dostu Müzeler” 23 Nisan 2020 – Perşembe saat: 16.00)

Beşiktaş JK Müzesi Direktörü, Müzecilik Meslek Kuruluşu Başkanı Canan Cürgen Gültaş‘la “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı”na özel olarak hazırlanan söyleşide, çocuk dostu müzeler konu alınacak.

Mehmet Bezdan – “Sualtı Arkeolojisi” (24 Nisan 2020 – Cuma, saat: 16.00)

Arkeolog, yazar ve editör Mehmet Bezdan‘la Türkiye’nin sualtı arkeolojisindeki yeri, sualtı arkeolojisinin sözlü tarihi, Bezdan tarafından kaleme alınan  “Derinlerdeki Portreler” kitabı, denizcilik arkeolojisinin kültür mirasındaki yeri, kültürel varlıklarımız ve denizcilik müzelerimiz üzerine konuşulacak.

 

(Kaynak: instagram.com/bodrummaritimemuseum/)

 

 

Bezdan: Tüm Dünyada Sualtı Arkeolojisinin Kuruluş Yeri Olarak Türk Karasuları Kabul Ediliyor

Sualtı arkeolojisi uzmanı arkeolog Mehmet Bezdan,  Türkiye’nin su altı arkeolojisi alanındaki konumuna ve yapılan çalışmalarla ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu.

Bezdan, 1960’larda doğan su altı arkeolojisinin kuruluş yeri olarak Türkiye’nin tüm dünyada kabul edildiğini belirterek, “Su altı arkeolojisini Türkiyesiz anlatmak çok da doğru olmaz. Bu tam olarak, Türkiye’nin alanda su altı arkeolojisine ev sahipliği yapması sonucunda neticelenen ve 1960’ta dünyanın ilk bilimsel su altı kazısının bizim karasularımızda gerçekleştiği bir disiplin. Dolayısıyla su altı arkeolojisi eşittir Türkiye diyebiliriz.” dedi

Sualtı arkeolojisi

1982 yılında tüm dünyadan önemli bilim insanlarının  Türkiye’ye gelerek  Avrupa Konseyi çalışmasında su altı arkeolojisi üzerine Bodrum’da eğitim aldığını anımsatan Bezdan, bu eğitimi alanların, ülkelerine döndüklerinde su altı arkeolojisinin öncüsü ya da artık ikinci, üçüncü kuşakları eğiten “hocaların hocası” konumuna geldiğini anlattı.

Bezdan, “Dolayısıyla hem batıklarımız (gemi enkazı) hem batıklarımızın kazılması ve bunların müzelerde sergilenmesi hem de dünyada su altı arkeolojisinin eğitimi anlamındaki en önemli ülkenin Türkiye olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.” dedi.

Sualtı arkeolojisinin Türkiye’deki kültür turizmi içindeki yeri

Dünyanın pek çok noktasında artık kültür turizmi denilen bir olgunun başladığını, pek çok insanın tatil ve seyahat programlarını bunlara göre planladığını belirten Bezdan, su altı arkeolojisinin Türk kültür turizmine de katkı sağladığını şöyle dile getirdi:

Dolayısıyla bu programlar çerçevesinde harcama yapıyorlar. Bu aşamada tabii ki Türkiye’nin kültür turizminde su altı arkeolojisinin çok önemli bir payı var. Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nin çok önemli payı var. İstanbul’da da çok önemli iki müzenin varlığını pek çok insan biliyordur. Bir tanesi Rahmi M. Koç Müzesi, diğeri de Beşiktaş’taki Deniz Kuvvetleri’ne ait olan Deniz Müzesi. Her ikisinde de özel eserler var ve ciddi sayıda ziyaretçiye ev sahipliği yapıyorlar. Bu iki müze, kültür turizminin İstanbul’daki önemli noktaları. Aynı zamanda Yenikapı’da kazılan yaklaşık 37 adet batığın gelecek birkaç yıl içerisinde nihayete kavuşacağı müzeyle beraber zannediyorum ki orada çok önemli bir alan oluşturulacak ve İstanbul, dolayısıyla Türkiye için yeni bir turizm noktası eklenecek.”

Sualtı arkeolojisinin sözlü tarihini aktaran bir kitap : “Derinlerdeki Portreler”

Türkiye Su Altı Arkeolojisi Vakfı’nın bir yayını olan “Derinlerdeki Portreler”  üç yıl süren çalışma sonucu ortaya çıkan ve dünyanın en önemli müze ve kütüphanelerinde kabul gören bir yapıt. Kitap şu ana kadar ABD Kongre Kütüphanesi, Smithsonian Enstitüsü Kütüphanesi, Princeton, Harvard, Stanford, Columbia, Cornell, Michigan, California Chicago, Sorbonne Üniversiteleri, Boston Public ve Louvre Müzesi Kütüphanesi‘ne kabul edildi.

Su altı arkeolojisinin tarihini 20 önemli söyleşiyle ele alan kitabı Bezdan “su altı arkeolojisinin sözlü tarihidir” sözleriyle betimliyor.

Bezdan, bir Türk arkeolog olarak böyle bir kitabın yazılma zorunluluğunun omuzlarına neden bir sorumluluk yüklediğini şöyle aktarıyor:

Bu üstümüze düşen bir görevdi çünkü Türk karasularında başlayan, Türk karasularında gelişen, bilimsel temelleri burada atılan ve daha sonra tüm dünyanın buradaki temeller ışığında geliştirdiği su altı arkeolojisinin sözlü tarihini bizim sularımıza ait bir hikaye… Dünyada su altı arkeolojisine emek veren kişileri, bilimsel araştırmasını gerçekleştiren bilim insanlarını, kazıları suyun onlarca metre altında görüntüleyen fotoğrafçıları, buldukları eserlerin suyun altındaki yerlerini bilim insanlarıyla paylaşan süngercileri ki, tarihe ve ülkelerine saygıları sonsuz şekilde bunu gerçekleştirmişler, çalışmalardan çıkan eserleri müzede sergileyen müzecileri ve arkeolojik çalışmaları finansal olarak destekleyen kişileri, maddi ve manevi destekçileri hepsini bir kitapta toplamaya çalıştık.”

 

(Kaynak: aa.com.tr)