Denizci Toplum

Yükleniyor...

Denizci Toplum

Denizci Toplum

T ü r k D e n i z c i l i k K ü l t ü r ü H a r e k e t i

Deniz Mülteciliğini Ele Alan “Lampedusa” Versus Tiyatro Tarafından Sahneleniyor

Çağımızın büyük dramı deniz mülteciliği sorununu ele alan Lampedusa adlı oyun, Kayhan Berkin’in yönetmenliğinde Versus Tiyatro tarafından sahneleniyor.

Anders Lustgarten tarafından kaleme alınan öykü, çağımızın en önemli sorunlarından göçmenlik ve yoksulluğu, iki farklı karakter üzerinden anlatıyor.

Lampedusa

Bu iki karakterden bir olan Stefano, turistik plajlarıyla ünlü cennet adası Lampedusa‘da denizlerin kirlenmesi nedeniyle balık avlama işini bırakarak, göçmen cesedi toplama işine geçen eski bir balıkçıdır.

 

Diğeri ise dünyanın en büyük metropollerinden biri olmasının yanı sıra dünya ekonomisine yön veren sayılı cazibe merkezlerinin arasında yer alan Londra’da melez olduğu için dışlanan, firmalara geri ödenemeyen kredileri tahsil etmek için kapı kapı dolaşırken hakaretlere uğrayıp ve tepkilerle karşılaşan yoksul bir borç izleme görevlisi olan Denise’dir.

Oyun, bu iki karakterin hiç beklemediği bir anda buldukları umudun, hiç farkında bile olmadıkları iletişim biçimlerinin, empatinin anlatısını sahneye koyuyor.

Oyunun Künyesi

Yazan: Andres Lustgarten

Çeviren: Hira Tekindor

Yöneten: Kayhan Berkin

Oynayanlar: Cem Zeynel Kılıç, Özlem Öçalmaz

Süre: 60 dakika

Oyun, 31 Ocak 2020 tarihinde Cihangir Atölye Sahnesi‘nde izlenebilir.

 

(Kaynak: versustiyatro.com)

 

Pires’in Can Yeleklerinden Yapılmış Dev Kafatası, Deniz Mülteciliği Sorununu Avrupa’nın İçlerine Taşıyor

2016 yılında Ege’deki Midili adasının kıyısına vurmuş olan deniz mültecilerine ait sandalda ele geçen 140 adet can yeleği ve lastik botun gereci, Pedro Pires ‘in “14.000 Newton” adlı bu büyük ölçekli heykel-yerleştirmesine dönüştü.

Heykel bugün Portekiz’in Viseu kentinde bulunan Fontelo Parkında yer alıyor.

Bir insanlık dramını somut tanıkları olan bu gereçler, kesilip parçalanarak taşınmaya uygun ölçülere getirilmesinin ardından sanatçının  Lizbon’da bulunan işliğine taşındı. Burada dev bir kafatasına dönüşen bu heykelle ilgili olarak Pires, burada amaçlananın; kafatasını oluşturan can yeleği ve plastik gereçler, Fontelo Parkının sukuneti ve Viseu kentinin kendi gerçekliği arasında bir karşıtlık oluşturarak; mültecilik, Avrupa uygarlığının değerleri, sorumluluk duygusu, yaşam ve ölüm üzerine bir tartışma ortamının gerçekleşmesine olanak sağlamak olduğunu belirtiyor.

5-441.

1.

Daha önce Çinli sanatçı Ai Wei Wei ‘de can yeleklerini mültecilik sorunu ile birleştirerek bir insanlık dramına gönderme yaptığı yerleştirmesinde Berlin Konser Salonu’nun kolonlarını Midilli adasında bulunan can yelekleri ile kaplamıştı. Ai Wei Wei’den iki yıl sonra ortaya çıkan bu heykel ile Pires, Aynı biçimde can yeleklerinden yararlanarak, sürmekte olan bu insani soruna dikkat çekmeye çalışıyor.

6-39

2.

4-47

3.

11-32

4.

(Kaynak: designboom.com,  Görsel: designyoutrust.com )

Ege Denizi Üzerinden Avrupa’ya Uzanan Deniz Mülteciliğinin Fotoğrafları

Yunanistanlı 11 foto muhabiri, mültecilerin Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçişlerini tüm yalınlığı ile göz önüne sermek amacıyla ortak bir fotoğraf sergisi açtı.

Fotoğrafçılar; Milos Bicanski, Andrea Bonetti, Louisa Gouliamaki, Yannis Kolesidis, Yannis Liakos, Dimitris Bouras, Menelaos Mirillas, Nikos Paleologos, Anna Pantelia, Fotis Plegas ve Orestis Seferoglou, Ege Denizinin kıyısından Avrupa’nın içlerine dek mültecilere eşlik ederek, bu çileli yolculuğu kayıt altına aldılar.

Yakın bir zamanda ‘The Itinerary, Tracing the Refugee Routes’ kitabıyla bir araya getirdikleri ve bir insanlık dramını anlatan bu fotoğraflar, Avrupa’da sergilenecek.

8ca630bae06137fd-so_lesbos_0001-jpg

c27fcbe41c557185-ba08-jpg

5f74665685ffa34a-milos-02_site-jpg

a506a39afd4d72d6-pffotis_plegas_g7-jpg

00418d4eae637d9c-bmmilos-50x3366matt-10-jpg

6c1256e324c1769c-so_el_0001-jpg

(Kaynak: nostosphotos.com)

“Akdeniz’de Bir Yerde”…

Deniz mülteciliği insanlık tarihin eski öykülerinden biri…

Dünyanın en eski deniz uygarlıklarının kurulduğu Akdeniz ve Ege’de, tarih boyunca yıkılan uygarlıkların halkları, deniz yolunu kullanarak bir kıtadan diğerine aktılar.

Şimdi, tüm zamanlarda olduğu gibi; bir kez daha, Akdeniz ve Ege Denizi akın akın sürüp giden deniz mülteciliğine sahne oluyor.   İletişim teknolojisinin artması ise bu olguyu yaşanan tüm dramları ile gözümüzün önüne seriyor.  Görsel ve yazılı basında gördüğümüz ve okuduklarımız, günlük yaşamımızda, kendimizle özdeşleştirebildiğimiz oranda ve  ruhlarımız yaralaması nedeniyle azımsanmayacak bir yer tutuyor.

Dünyanın İlk Sualtı Sergi Organizasyonu olan UWAW ( Underwater Art Works/Sualtı Sanat Çalışmaları) bu defa Rahmi Öğdül’ün kuratörlüğünde Akdeniz’i geçerken hayatlarını kaybeden mültecileri ele alıyor…

anasayfa-giris-resim-6

Ülkelerindeki savaştan, çatışmadan ve zulümden kaçan milyonlarca mültecinin daha iyi bir yaşama ulaşmaya çalışırken Akdeniz’in derin sularında yok olan yaşamlarına “Akdeniz’de Bir Yerde” adlı video çalışmayla dikkat çekiyor.

goruntu-1

Denizin dibinde kalan insanların ağızdan çıkan hava kabarcıklarını temsil eden cam baloncuklar, Alp Çağpar, Bengiz Özdereli, İnci İyibaş, Nezir İçgören ve Saner Gülsöken’in tarafından yapılan bu videoda, Akdeniz’i geçerken ölenlerin isyanlarını temsil ediyor.

Akdeniz’de bir yerde gerçekleştirilen bu çalışma, balıkadamlığın teknik bilgisine sahip olmayanların tanıklık edemeyeceği bir sergi. Ancak, bu videoya konu olan yerleştirme, orada – denizin dibinde – bir yerde olduğunu bildiğimiz; ancak konumu hakkında kesin bilgi alamadığımız ve yalnızca sunulduğu kadar bilgi edinebileceğimiz bir sergi olmasıyla, deniz mültecilerinin görsel ve yazılı basında görünür olma biçimine çok yakın bir duygu sağlıyor.

Akdeniz’de Bir Yerde

(Haber Kaynakları: http://www.sanatatak.com, http://uwawworld.com/)