Denizci Toplum

Yükleniyor...

Denizci Toplum

Denizci Toplum

T ü r k D e n i z c i l i k K ü l t ü r ü H a r e k e t i

Türk Denizciliğinin ve Deniz Harp Okulu’nun Tarihini Anlatan “Çakı Cevizi” Belgeselinin İlk Gösterimi Gerçekleştirildi.

Türk denizciliğinin köklü tarihini ve Deniz Harp Okulu’nun kuruluşundan günümüze uzanan kurumsal yolculuğunu anlatan “Çakı Cevizi” belgeselinin ilk gösterim etkinliği, Beşiktaş Deniz Müzesi Komutanlığı’nda gerçekleştirildi.

Milli Savunma Bakanlığı ve TRT Genel Müdürlüğü işbirliğiyle hazırlanan belgeselin ilk gösterim etkinliğine, Milli Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, TRT Genel Sekreteri İbrahim Keleş, TRT İç Yapımlar Daire Başkanı Mesut Eker ile amiraller, Deniz Harp Okulu öğrencileri ve akademisyenler katıldı.

Güler: Barbaros Hayrettin Paşa’dan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e tüm komutanlarımızı yad ediyorum

Gösteriminin ardından, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in Deniz Harp Okulu’nun 252’nci yıl dönümüne yönelik kalem aldığı ileti okundu.

Deniz Harp Okulu’nun kuruluşunun 252’nci yıl dönümü nedeniyle düzenlenen ilk gösterime yapılan katılım çağrısından ötürü teşekkür eden Güler, “Şanlı yuva Deniz Harp Okulumuz köklü tarihi boyunca binlerce denizcimizi üstün vasıflarla yetiştirerek donanmamızın gücüne güç katmıştır. Bugün de aynı azim ve kararlılıkla çalışmalarını sürdürmektedir.” ifadesinde bulundu.

“Çakı Cevizi” belgeselinin, Deniz Harp Okulunun ve Deniz Kuvvetlerinin tanıtımına büyük katkıda bulunacağına yürekten inandığını belirten Güler, “Deniz Kuvvetlerinin bugün ulaştığı üstün seviyeye gelmesinde emeği geçen, katkıda bulunan Barbaros Hayrettin Paşa’dan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve bugüne kadarki bütün komutanlarımızı ve kahraman personelimizi şükran ve minnetle yad ediyor, başta şahsınız olmak üzere tüm katılımcılara sağlık, başarı ve esenlikler diliyorum” ifadesini bulundu.

Tatlıoğlu: Donanmanın güçlü olmasının nedeni Deniz Harp Okulunun başarısıdır.

Güler’in ardından konuşma gerçekleştiren Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu ise belgeselin hazırlanmasında emeği geçen Milli Savunma Bakanlığı, TRT Genel Müdürlüğü ve Milli Savunma Üniversitesi Rektörlüğü’ne teşekkür etti. Belgeselin, bahriyenin 250 yılı aşan şanlı tarihinin izlerini taşıdığını belirten Oramiral, Türk Savunma Sanayii’nin yaptığı atılımlara dikkat çekerek, Türk Deniz Kuvvetlerinin öngörülerin ötesinde çok güçlü olmasının nedeninin, belgeselde izlenen Deniz Harp Okulunun başarısı olduğunun altını çizdi.

Türk donanmasının üretim olanaklarını ve savunma gücüne yönelik genel bir görünümü aktaran Tatlıoğlu, “İşte bu belgesele konu olan Deniz Harp Okulu da bunları kullanan, aynı zamanda bunları dizayn ve imal eden subayları yetiştiriyor. Bizim için çok önemli bir belgeseldi” ifadesini kullandı.

Oramiral Tatlıoğlu konuşmasının ardından belgeselin yapımında emeği geçenlere şilt takdim etti. Program, toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi. 

(Kaynak: aksam.com.tr)

Atatürk’ün Yatı TCG Savarona Artık Deniz Kuvvetleri Komutanlığının Sorumluluğunda

2013’ten beri Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde bulunan Mustafa Kemal Atatürk’ün yatı TCG Savarona artık İstanbul Tersane Komutanlığı’nın sorumluluğunda.

TCG Savarona, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Deniz Kuvvetleri Komutanlığına devredildi. Daha önce Kuruçeşme’de demirli bulunan yat, Pendik’teki İstanbul Tersane Komutanlığına getirildi.

Yatın aylık bakım masrafının 50 bin lirayı bulması ve gövdesinde bulunan çatlaklar yüzünden Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na teslim edildiği, yatın bakım ve onarımı için de Tersane’de özel bir takım görevlendirildiği bildiriliyor.

Kısaca Savarona

Bir kraliyete ait olmayan en büyük yat olan Savarona’nın, toplam uzunluğu 136 metre, en yüksek hızı 18 deniz mili, gezinti hızı ise 16 deniz mili. Ana süitin yanı sıra 17 lüks süite sahip.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün sağlık durumunun kötüleşmesi üzerine dönemin Başbakanı Celal Bayar’ın talimatıyla 23 Şubat 1938’de Türk hükümeti tarafından satın alınan ve Ata’ya hediye edilen Savarona’da Atatürk, geçirdiği altı hafta boyunca kabine toplantıları düzenlendi, Romanya Kralı Carol da dahil olmak üzere önemli konuklar ve devlet başkanları ağırlandı.

II. Dünya Savaşı sonrasında Türk Deniz Kuvvetleri’nin eğitim gemisi olarak kullanmasına kadar bir daha yelken açmadı. 1989 yılında Savarona’yı hurdaya çıkarma kararı alındı; ancak Kahraman Sadıkoğlu son dakika kararıyla yatı 49 yıllığına kiraladı.

Savarona, 2013 yılında dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’in girişimleri sonucu, bakanlığın bünyesine alındı. Yat 2014’ten 2019 yılının başına kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tahsis edilmiş, Erdoğan da İstanbul’daki bazı uluslararası kabullerini bu yatta yapmıştı.

(Kaynak: sözcü.com.tr, ktb.gov.tr)

“Deniz Yıldızları Caz Orkestrası”, 30 Ağustos Zafer Bayramında Sahnede Olacak

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı (DzKK) bünyesinde yer alan Deniz Yıldızları Caz Orkestrası, 30 Ağustos Zafer Bayramında caz dinleyicilerinin karşısında çıkıyor.

Orkestra üyelerinin DzKK bandolarında görevli, caz alanında eğitim almış, teknik seviyesi yüksek bando astsubayları arasından seçilen caz orkestrası, 100 yıla dayalı geleneğiyle adeta Türk cazının “amiral gemisi” olma özelliği taşıyor.

caz 2

1.

Deniz Yıldızları Orkestrası Şefi Yarbay Bülent Yüksel, Türkiye’de caz parçalarının ilk defa Deniz Kuvvetleri gemilerinde çalındığına işaret eden Yüksel, “1900’lü yıllarda Ertuğrul Gemisi’nin salon orkestrası bu anlamda Türkiye’deki caz orkestralarının öncüsü olarak kabul edilebilir.” dedi.

caz 3

2.

DzKK’nin 2009’da Türk ve dünya silahlı kuvvetlerinde bir ilke imza atarak Karamürsel’de Emekli Oramiral Metin Ataç’ın himayesinde bir caz festivali düzenlediğini vurgulayan Yüksel, DzKK’nin bünyesinde yer alan orkestraların burada seçkin yapıtların sunulduğu bir konser verdiğini anlattı.

Yüksel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Orkestra başta Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin moral ve motivasyonunu arttırmak, ülkede cazın gelişimine katkı sağlamak ve Komutanlığı çeşitli platformlarda temsil etmek maksadıyla 2008’de Deniz Kuvvetleri Komutanlığında, alanında özel ihtisas sahibi bando astsubayları tarafından oluşturuldu. Cazın amiral gemisi olarak kabul edilebilecek Deniz Yıldızları Mersin Uluslararası Müzik Festivali, Ankara ve Bodrum Caz Festivali gibi önemli festivallerde DzKK’yi temsil etmekte ve yurt içi ve yurt dışındaki konserlerinde dinleyicilere cazın en seçkin yapıtlarını sunmaya özen göstermektedir.

Orkestra, 01 Eylül’de Bodrum Caz Festivali kapsamında Preveze Deniz Savaşlarının yıl dönümü dolayısıyla da 27 Eylül’de Ankara’da sahne alacak.

(Kaynaklar: aa.com.tr, trthaber.com)

 

Dumlupınar Denizaltısı’nda Şehit Olan 81 Türk Denizcinin Öyküsü, “Ah Bir Ataş Ver” Adlı Kısa Filmle Dijital Platformda

04 Nisan 1953’te Çanakkale Boğazında İsveç bayraklı gemiyle çarpıştıktan sonra batan Dumlupınar Denizaltısı’nda şehit olan 81 denizcinin öyküsü, “Ah Bir Ataş Ver” adlı kısa filmle dijital platformda dünya izleyicisine ulaştı.

İzmirli yönetmen Gökhan Kaya (23), Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın desteğiyle, “Ah Bir Ataş Ver” türküsüyle yürekleri sızlatan Dumlupınar faciasını kısa film haline getirdi.

Oyuncu kadrosunda Barış Akın, Eray Ertüren, Gökmen Göçbeyli, Metehan Kaya, Özgür Molla, Tamer Yılmaz ve Ulvi Kahyaoğlu’nun yer aldığı filmin görüntü yönetmenliğini de Gökhan Kaya’nın ağabeyi Oğuzhan Kaya üstlendi.

Genç yönetmen Gökhan Kaya, film ile ilgili olarak şunları söyledi:

Dumlupınar denizaltısının batması, Türk denizcilik tarihinin en korkunç olaylarından biri. 81 denizcinin hayatını kaybettiği bir olay. 22 denizci asker denizaltında kurtarılmayı bekliyor. Biz o askerlerin ne yaşamış, ne düşünmüş olabileceğine ilişkin bir film yapmaya karar verdik. Temel soru şuydu, öleceğini bilen bir insan ne düşünür?”

Ayrıca, Facianın dünya kamuoyu tarafından da çok bilinmediğini de vurgulayan Kaya, “İnsanların beklemediği, bilmediği bir konu. Keşke o olay hiç yaşanmamış olsaydı. Biz sinemacılar olarak denizin altında ölümü bekleyen insanların durumunu paylaşma ihtiyacı duyduk.” dedi.

İnciraltı Deniz Müzesi’nde çekimi tamamlanan film, Norveç’teki Ringerike Film Festivali’nde Büyük Jüri Ödülü aldı. Ayrıca Portekiz, İngiltere, Ermenistan, Nepal, Kıbrıs ve Rusya’daki festivallerde finalist olan film, ABD, Fransa ve Almanya’da da temsil hakkı kazandı.

(Kaynak: aa.com.tr)