Antalya’da İki Otelin Deniz Kaplumbağalarının Ölümüne Neden Olması; Üniversitelerin Tasarım Eğitimi Veren Bölümlerinin Kıyı Alanlarındaki Doğal Yaşama Duyarlı Eğitim Programı Uygulamasının Zorunluluğunun Gösteriyor.
Antalya Belek’te Caretta Caretta’ların üreme kumsalına ahşap yürüme yolu yerleştirerek yavru kaplumbağaların ezilerek ölümüne neden olan iki otele, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından toplamda 482 bin 790 TL idari para cezası kesildi. Bakanlık, Serik Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un talimatıyla Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, Antalya‘da ölen deniz kaplumbağalarıyla ilgili ekip görevlendirildiği bildirildi. Alanda çalışmalarını tamamlayan ekip, bir otelin kumsaldaki yürüme bandında 62 deniz kaplumbağası yavrusunun yaşamını kaybettiğini, başka bir otelin yürüme bandı altında da 71 yavrunun yaşadığını belirledi.
Doğal yaşama karşı işlenen bu suç, sorumlu bakanlığın kaplumbağaların yaşam alanlarının korunması için yeni mekansal düzenleme önlemlerini yaşama geçirmesini zorunlu kıldı. Öte yandan burada karşılaşılan bu olumsuz durum bir ‘örnek olay’ olarak değerlendirilerek; özellikle üniversitelerde tasarım eğitimi veren bölümlerin kıyı alanlardaki doğal yaşama duyarlı ve öngörülü tasarımcıların yetiştirmesinin önemini ortaya koyuyor.
Bakanlık Tarafından Kıyısal Bölgede Alınan Yeni Mekansal Önlemler
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, çalışmalar neticesinde tüm kaplumbağa üreme kumsallarında insan baskısını ortadan kaldırmak ve bu tür olayların yeniden yaşanmaması amacıyla, denizle kıyı arasındaki yaklaşık 40 ila 60 metrelik kumsal alanları ahşap bariyerler ile ayırarak üreme alanı oluşturacak.
Daha önceden Bakanlık tarafından, otel işletmelerinin yerleşkedeki varolan kumu eleme ya da yerini değiştirme gibi yuvaları olumsuz etkileyecek etkinliklerin önüne geçmek; aynı zamanda yuvalama alanlarının işgalini önlemek ve taşıtlar ile kumsallara girişleri engellemek adına uyarı tabelaları ve engeller yerleştirilerek, bu tür olumsuz etkinliklerin önüne büyük oranda geçilmişti.
(Kaynak: aa.com.tr)
Dünyanın En Eski Kentlerinden Biri Olan “Kyme Antik Kenti”nde Yapılacak “Nemrut Körfezi Limanı” İmar Planları Onaylandı
İzmir Aliağa’da bulunan Kyme Antik Kentinin sınırları içinde yapılması planlanan Nemrut Körfezi Limanı imar planı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylandı.
Antik kent ve limanın bitişiğindeki 1. derece arkeolojik sit alanı, İzmir 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun kararı ile 1. dereceden 3. dereceye düşürülmüştü. Arkeolojik Sit alanı içinde kalan bölgede, dolgu ve inşaatlarla deniz doldurularak; iskele ve Ro-Ro rampası yapılacak.
11 Ağustos 2020’ye kadar askıda kalacak olan Bakanlık tarafından onaylanan plana yönelik olarak yapılan açıklamada; liman inşaatının yapılacağı alanın, İzmir 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu‘nun 30.09.1990 gün ve 2253 sayılı kararı ile I. ve III. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescil edilen Kyme Antik Kenti’nin, III. Derece kısmı içinde kaldığı belirtildi. Planlama alanının doğusu ve güneydoğusunda 1.Derece Arkeolojik Sit Alanı bulunduğuna dikkat çekildi.
Ancak, antik kent ve limanın bitişiğindeki 1. derece arkeolojik sit alanı, İzmir 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 28.03.2019 tarihli 11049 sayılı kararı ile 1. dereceden 3. dereceye düşürülmüştü.
Sit Alanına, İskele ve Ro-Ro Rampası
Onaylanan planla, kara tarafından yaklaşık 760 metre uzunluğunda, 25 metre genişliğindeki mevcut iskelenin; yaklaşık 50 metre kuzeyine ve kara tarafından yaklaşık 255 metre batısına 13.760,13 m2 ’lik dolgu yapılacak.
Şuanda var olan iskelenin güneyinde; güneye doğru yaklaşık 276 metre, kara tarafından batıya doğru yaklaşık 320 metre genişletilerek 87.977,12 metrekare de dolgu gerçekleştirilecek. Planlanan dolgu alanının güney ucuna yaklaşık 55 metre genişliğinde, 342 metre uzunluğunda, 18.841,30 metrekarelik bir iskele yapılacak.
Ayrıca iskele ile dolgu alanının birleştiği noktada 30 m. x 40 m. ebatlarında bir Ro-Ro rampası yerleştirilecek.
Avukat Mercan: Antik kentin denizle bütünlüğü bozulmamalı.
Konuyu değerlendiren Avukat Şehrazat Mercan, “Planlanan alan kara değil deniz alanı. Burası 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı iken; Bodrum Sualtı Müzesi arkeologları incelemiş, rapor hazırlamışlar. Buralar deprem geçirmiş yerler. Ne olduğunu bilemeyiz. Burada yapılan iş, belli ki limanı yapmak için. Yoksa Antik Kyme Kenti’ni korumak için değil. Aslında, koruma amaçlı imar kanunlarının amacı, o kenti korumak ve geleceğe taşımak olmalı. Ama bizde koruma amaçlı imar planları ticari faaliyeti yapmaya yönelik olduğu için bu raporlarla geçiştiriliyor. Antik kentin denizle bütünlüğünü bozduğunuz zaman onun bir şeyi kalır mı? Efes’in su yolu açıp, denizle buluşturmaya çalışıyorsun, buranın denizle bağlantısını kesiyorsun. Burası bir antik liman kenti. Yapılan koruma amaçlı değil; yapma amaçlı imar planı oluyor.” dedi.
Kyme Antik Kenti
Kuzey Yunanistan’dan gelen halklar tarafından İ.Ö. 11. yüzyılın ortalarında kurulmuş. 12 Aiolis kentinin en büyüğü olan, Kyme, o dönemde deniz yoluyla yapılan ticaret sayesinde ekonomisini geliştirerek, madeni para (sikke) basan ilk şehirlerden biri oldu. Önce Aiolis Birliği’nin önderi, sonrasında ise Atina Birliği’nin üyesi olan Kyme, Ege şehirlerinin politik tablosu içinde önemli bir yere sahip olmuş ve İ.Ő. 4. yüzyılın ikinci yarısında dikkat çeken bir ticaret merkezi.
Hellenistik Dönemde (İ.Ö. 323-31) tiyatronun, iki tepe arasındaki sur duvarlarının, kıyıdaki portiğin, güney tepedeki yerleşim alanının, mendireğin genişletilmesi gibi bazı önemli anıtların inşasıyla birlikte kentte yeniden düzenlemeye gidilmiş. Kyme Antik Kent, bu dönemde de önemli bir ticari merkezi olma konumunu koruyor.
Theogonia‘nın yazarı olan Hesiodos‘un babasının ve Grek tarihçi Ephorus’un burada doğduğu belirtiliyor.
Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Akın Ersoy, Kyme’nin Batı Anadolu’nun önemli liman kentlerinden biri olduğunu, İzmir Müze Müdürlüğü denetiminde yapılan kazılarda çok sayıda madeni paraya rastlandığını da belirtti. Ersoy, “Zenginliği sadece limandan değil, tarımdan da kaynaklanıyor. Ama 14’üncü ve 15’üncü yüzyıllarda artık önemini kaybediyor. Antik kentte 12’nci yüzyılda inşa edilen bir liman kalesi bulunuyor. Batı Anadolu’nun Türklerin eline geçme aşamasında bu kale, Çelebi Mehmet tarafından ele geçirildi” dedi. Ersoy, bölgenin önemli anılar barındırdığını ve alanda önemli yapıların olduğunu söyledi.
(Kaynaklar: ekolojibirligi.org, egeligazete.com, gercekizmir.com, görsel: isaretgazetesi.com.tr)