Denizci Toplum

Yükleniyor...

Denizci Toplum

Denizci Toplum

T ü r k D e n i z c i l i k K ü l t ü r ü H a r e k e t i

Antik Alexandria Troas Antik Kenti Limanında Sürdürülen Sualtı Araştırmalarında 2000 Yıllık Mendirek Yapısı Kalıntısı Bulundu.

Çanakkale – Ezine’ye bağlı Dalyan köyünde yer alan 2.400 yıllık Alexandria Troas Antik Kenti’nin limanında sürdürülmekte olan sualtı araştırmalarında, Roma dönemine ait yaklaşık 2000 yıllık olduğu belirlenen mendirek yapısı kalıntısıyla karşılaşıldı.

Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Öztepe’nin eşgüdümünde gerçekleştirilen kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığı – Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izni ve sağladığı maddi desteğin yanı sıra Türk Tarih Kurumu’nun ve İÇDAŞ A.Ş.’nin katkılarıyla sürdürülüyor.

Alexandria Troas Antik Kenti’ndeki kazı çalışmalarıyla eşzamanlı olarak kent limanında da yapılan sualtı incelemelerine ilişkin olarak kazı başkanı Prof. Dr. Erhan Öztepe, “1700 yıllardaki seyyahların haritalandırma çalışmalarında antik liman yer bulmuş. Çünkü içerisinde, bugün hapsolmuş iç liman bölgesinde bir su birikintisi var. Halkımızın ‘Kalpli Göl’ olarak tanıdığı ya da ‘Pembe Göl’ olarak isimlendirilen aslında bir iç liman bölgesi mevcut. Biz burada sadece kıyı bandının ötesinde, deniz içerisinde özellikle dış liman bölgesinde birkaç yıllık kalıntıların tespit edilmesiyle ilgili su altına belgeleme ve görüntüleme çalışması yaptık. 2022 yılında Dalyan köyünün hemen güneyinde bulunan antik limanın bu sefer diğer tarafta bir bağlantısı var mı diye köyün kuzey sahil bandının gerisinde kısa süreli bir araştırma yaptık. Burada arkadaşlarımız denizin altına uzanan mendirek kalıntısına rastladı. Roma dönemine ait bir mendirek. Yaklaşık 2 bin yıllı bir mendirek. Bunları fotoğrafik olarak belgelediler. Bunların yorumlanması üzerine çalışacağız.” diye konuştu.

ntv.com.tr

İç liman bölgesiyle ilgili bir TÜBİTAK projesinin ilerleyen zamanlarda yaşam geçirileceğini belirten Prof. Dr. Öztepe, “Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden meslektaşlarla ortak bir projeye adım attık. Kabul edildiği takdirde burada çeşitli çalışmalar yürüteceğiz. Belki arkeolojik olarak değil, biyolojik olarak da ‘Pembe Göl’ olarak adlandırılan iç liman bölgesine ön plana çıkması ve tanınması mümkün olacak” dedi.

(Kaynak: hurriyet.com.tr, ntv.com.tr)

Antik Dönemin Önemli Liman Kenti Troas’ta Sualtı Çalışmalarını Sürüyor

Çanakkale’nin Ezine ilçesi Dalyan köyü yakınındaki Alexandria Troas Antik Kenti’nde antik çağa ait önemli bilgilere ulaşılması amacıyla denizin dibinde araştırmalar yapılıyor.

Antik dönemin önemli granit ocaklarının bulunduğu “Alexandria Troas”ta temmuz ayı başında başlayan 9’uncu dönem kazılar, mimar, restoratör, arkeolog ve antropologlar ile su altı araştırmacılarından oluşan yaklaşık 30 kişilik ekiple sürüyor.

Alexandria Troas’ın sahil ve liman kenti olmasının, bölgenin önemini gösterdiğini vurgulayan Ankara Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Kazı Başkanı Doç. Dr. Erhan Öztepe, “Belirli bir dönemden itibaren kentin ticaretinin bütün Akdeniz’e yayılacak ürünleri içeren bir hacme sahip olduğunu biliyoruz. Bu nedenle limanla ilgili çalışma yaklaşık 10 yıl önce yapıldı, yayınlandı ancak özellikle deniz içindeki bölümle ilgili çalışmalar eksik. Dolayısıyla bu çalışmaları yapmaya karar verdik.” dedi.

Kentin orta ölçekli bir Roma limanına sahip olduğunu belirlediklerini aktaran Öztepe, bölgenin kuzeyden güneye devam eden deniz ticareti rotalarından birinin üzerinde yer aldığını belirtti.

Troas Limanı Antik Dönem Deniz Yollarında Önemli Bir Kavşak

Antik limanın, Çanakkale Boğazı’nın çıkışında, Karadeniz’den Ege ve Akdeniz’e hem batıya hem de Mısır’a doğru giden deniz yolunda önemli bir kavşak olduğu bilgisini veren Doç. Dr. Öztepe, şöyle devam etti:

Önemli bir ticaret ürünü de hemen arkasındaki Çığrı Dağı’nda üretilen devasa boyutlardaki sütunlar. Bunun yanı sıra kuşkusuz tarımsal ürünler. Öte yandan kazılarda ele geçirdiğimiz amfora türlerinin çeşitliliği bizleri çok uzak noktalarla deniz ticareti yoluyla çeşitli ürünlerin gelip buradan da gittiğini gösteriyor. Bu yıl bulduğumuz birkaç Balkan kökenli antik kent Roma kenti sikkesi yine ticaretin çok geniş bir alana yayılmış olmasını gösterdiğinden önemli. Antik kentin bulunduğu bu konum ve limanı kuşkusuz sadece ticaret anlamında önemli değil. Erken Hristiyanlardan Aziz Pavlos’un bu limanı iki-üç kez kullanmış olması da limana ayrı bir önem katıyor.

Su altındaki Kalıntılar Haritalanacak

Öztepe, kıyı bandında daha geniş bir alanda su altını araştırarak ileriye dönük yetişmiş personel tedarik edilmesi ve Bozcaada’da, Tenedos’ta Alexandria Troas’taki alanların taranması gibi hedefler ortaya koyduklarını aktardı.

Bu çerçevede, Maldivler’de uluslararası deneyime sahip uzman dalış eğitmenleri Tuncay ve Faysal Sadıkoğlu kardeşlerin gözetiminde son 3 yılda ekibe katılan ve görev alması öngörülen gençlerin yetiştirilmesi programını yürüttüklerini anlatan Öztepe, “Bu yıl 9 gencimiz tüplü dalış eğitimini gerçekleştirdi. Ayrıca iki uzman hocamız tarafından su altında mevcut hemen limanın çıkışında yani dış liman mendirekleri çevresi ve daha geniş çerçevedeki alanların belgelenmesine de başlandı.” ifadelerini kullandı.

Çalışmaların Sürdürülebilir Olması İçin Arkeologlara Dalış Eğitimi 

Burada yapılacak çalışmaların sürüdürülebilir olması için genç meslektaşların dalış eğitimi almalarının önemi üzerinde duran Öztepe sözlerini şöyle sürdürdü.

Troya Müzesinde bu konuda daha önceden eğitim almış ya da hiç eğitim almamış ama bu konuda çalışabilecek genç meslektaşlarımıza yine burada dalış eğitimi verdirebilmek ve bölgede daimi olacakları düşünülürse, su altı ile ilgili yapılacak çalışmalarda bu meslektaşlarımızın katkı vermesini sağlayabilmek de hedeflerimizden bir. Buradaki çalışmalarımız için Müze Müdürlüğü ile görüşmelere başladık. Umuyorum ki gelecek yıldan itibaren bu konuda da çalışmalar yürütmüş olacağız. Özellikle Tenedos ve Alexandria Troas arası, deniz ticaretinde bugün de çok ağır tonajlı olmayan gemilerin kullandığı bir güzergah. Antik çağda tabii bu kadar büyük tonajlı gemiler yoktu. En fazla 55-60 tonluk sütunları taşıyan gemiler vardı. Onlar da buradan geçebiliyorlar. Buradaki derinlik, Bozcaada’nın arka tarafındaki bölümle kıyaslandığında daha sığ. Dolayısıyla önümüzdeki yıllarda daha büyük tüplü dalışlar yaptığımızda muhtemel bazı batıklar ve deniz tabanına düşmüş vaziyette bazı arkeolojik bulgulara rastlamak olanaklı. Bu araştırmaları da yapmayı öngörüyoruz.

(kaynak: aa.com.tr, arkeolojikhaber.com)