Cooking Sections’ın SALT Beyoğlu’ndaki “İKLİMCİL: Mevsimler Sürüklenirken” başlıklı sergisinde yer alan “Yegane”, “Kaçakların İzinde” ve “Kalıcı Gölet” denizlerde ve sulak alanlarda gerçekleşen değişimin etkilerini belgeliyor.
Sergiye konu olan ve hemen dikkat çeken alışılmadık bir kavram olan “İklimcil”, tıpkı “otçul” ya da “etçil” olmak gibi besin temelli bir tanımlamayı içermenin ötesinde; günümüzde gıda altyapısını ve yeme içme alışkanlıklarını, kuraklık döngüleri, bozuk yağış düzenleri ve kıyı dönüşümlerinin biçimlendirmesi nedeniyle, gıda üretimini ve tüketimini, alışılmadık mevsim koşulları ve iklim olaylarıyla ilişkisi üzerinden yeniden tanımlıyor.
Kuşaklar boyunca, Türk eğitim sistemindeki coğrafya derslerinde; iklim, toprak ve tarımsal ürün temelinde Marmara bölgesi, Ege, Karadeniz, Akdeniz, Orta Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin özelliklerine yer verildi. Ancak, insan müdahalesinin giderek artan etkisi, bu tanımları geçersiz kılmaya başladı. 1950’li yılların ardından tarım işkolundaki sanayileşme; yüksek verim beklentisiyle “modern” tohumların ekilmesini, ürünlerin zararlı canlılardan korunabilmesi için tarım ilaçlarının ve verimliliği arttırmak için de kimyasal gübre kullanımını beraberinde getirdi. 1990’larda serbest piyasa ekonomisiyle çeşitli paketli ürünlerin raflarda görülmeye başlanması, ithal ürünlerin fiyat ve yaygınlık açısından ulaşılabilir olması, küresel pazarların, yerel gıda ürünleri üzerindeki baskısını arttırdı. Böylece, bu gelişmelerle birlikte; Türkiye coğrafyasına ilişkin olarak, bugüne dek yaygınlıkla onay gören bilgilerin geçerliliği, iklim sorunlarının gündeme geldiği 21. yüzyılda daha da tartışmalı bir duruma geldi.
Bu bağlamda “İKLİMCİL: Mevsimler Sürüklenirken”, belirtilen bu etkenler altında etkilerini duyumsamaya başladığımız yeni mevsimleri görünür kılmaya yönelik olarak Cooking Sections‘ın ürettiği beş çalışmayı ve olay araştırmalarını bir araya getiriyor.
Sergi kapsamında yer alan, hepsi 2021 tarihli olan işler arasında, denizlerde ve sulak alanlarda oluşan değişimin etkilerini; “Yegane” ve “Kaçakların İzinde” ve “Kalıcı Gölet” başlıklı çalışmalar irdeliyor.
“Yegâne”, Karadeniz’deki su sıcaklığının ve tuzluluk oranında gözlemlenen değişimlerin, buradaki canlı türlerin göç etmesine ve beklenmedik habitatların ortaya çıkmasına yol açması nedeniyle; bu denizin Akdenizleşmesi sorununu masaya yatırıyor.
Balık çiftliklerinin neden olduğu kirlilik ve deniz canlılarının uğradığı genetik erozyona “Kaçakların İzinde” (Traces of Escapees) dikkati çekerken; “Kalıcı Gölet” (The Lasting Pond) mandaların gündelik güzergâhlarını izleyerek, İstanbul çevresindeki sulak alanların nasıl azaldığını belgeliyor.
Sergide yer alan diğer çalışmalar ise; “Perişan Eden Hava”, “Kurak Topraklar” başlıkları altında karşımıza çıkıyor.
SALT Beyoğlu’nun giriş mekânı Forum’da yer alan “Perişan Eden Hava” (Weathered) başlıklı yerleştirme, bu oylumu (mekanı) Anadolu topraklarında yaşanan büyük kuraklıklara ve kıtlıklara kanıt niteliği taşıyan gazete kupürleri, şiirler, fosil yaprakları, ağaç halkalarıyle/parçalarıyla “protez bir orman”a dönüştürürken bir yandan da meteorolojik verilerin düzenli toplanmadığı dönemlerin iklim koşulları hakkında bilgileri gözler önüne seriyor.
Toprak ve doğurganlık hikâyelerine atıfta bulunan “Kurak Topraklar” (Exhausted) ise, Neolitik Çağ’ın Bereketli Hilal bölgesinden, tüp bebek turizminin patladığı günümüz İstanbul’una uzanarak; kısırlık krizini irdeliyor.
Sergi, 22 Ağustos 2021 tarihine kadar SALT Beyoğlu’nda görülebilecek.
(Kaynak: saltonline.org)