İstanbul-Fatih’te bulunan Su Ürünleri Kooperatifi yerleşkesinde bulunan balık müzesinde 450’den fazla balık türü, koruyucu bir sıvı ile dolu olan akvaryumlarda ve kavanozlarda sergileniyor.
Kooperatifin eski başkanı Haydar Deniz tarafından, 1994 yılında temelleri atılan müze, yıllar içinde gelişerek bugünkü varsıl birikime ulaştı. 40 metrekarelik bu küçük müzede, bugün 450’den fazla balık türü sergileniyor. Marmara, Akdeniz, Karadeniz ve Adalar Denizinde tutulmuş balıklar arasında 60’lı yıllarda yakalanmış olan balıklar da yer alıyor.
“Bilinmeyen Ama Aslında Bilinen Bir Müze”
Fatih Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Mustafa Gümüşoğlu, balık müzesinin Dünyada ve Türkiye‘de konuya ilgi duyanlar tarafından tanındığını belirterek; sözlerine, müzenin hem ülkemizde hem de dünyada benzerinin olmadığını ekliyor.
“Herkesin ilgisini çekiyor İstanbul’un, Türkiye’nin birçok yerinden hatta National Geopraphic’ten bile geldiler, burada çekim yaptılar.” diyen Gümüşoğlu sözlerini şöyle sürdürüyor, “Bilinmeyen ama aslında bilinen bir müze. Dünya üzerinde, hiçbir su ürünleri kooperatifinde böyle bir müze ve balık envanteri yok. Bu kadar balık çeşidinin bir arada bulunduğu bir yer, Türkiye Cumhuriyeti’nde de yok. Burası yapılırsa, o anlamda da ilk olacak. Bu kadar balığı bir araya getirmek 30-35 sene.“
Müzede yer alan; Marmara, Akdeniz, Karadeniz ve Adalar Denizinde tutulmuş balıklar arasında 60’lı yıllarda yakalanmış olan balıklar da yer alıyor. Ayrıca sergilenen bu türlerin arasında bilinçsiz avlanma ve çevre kirliliği gibi pek çok nedenden dolayı, denizleri terk etmiş olanlar olduğu gibi soyu tükenmiş balık örnekleri de bulunuyor. Ancak, bu değerli birikimin sergilenebilmesi ve yaşatılarak geleceğe aktarılması için, desteğe gereksinim bulunuyor. Gümüşoğlu müzede bugün var olan durumu şöyle anlatıyor:
“Birçok tür artık kavanozlarda çürümeye başlamış. Bir yerden sonra imha olmuş vaziyete gelecek. Bir an önce buraya bir müdahalede bulunup korunaklı hale getirmek lazım. Kavanozlarının, sularının değişmesi lazım. Bunlar da uzmanların yapacağı işler. Uzmanlar da Su Bilimleri Fakültelerinde. Kavanozların içindeki sular çok özel. Bir an önce müdahale edilmesi lazım” Ancak bu koşullar ile yüzleşen kooperatifin olanakları yetersiz; bu nedenle, Bakanlıktan, İstanbul Valiliğinden ve üniversitelerin su bilimleri fakültelerinden destek bekliyorlar.
“Balık Müzesi” İçin Yeni Bir Yapı Gereksinimi
Gümüşoğlu, balık müzesinin mekansal gelişimini ve var olan mekansal yetersizliği kısaca, şu sözler ile özetliyor: “İlk kurulduğu zamanlar, burada ufak bir oda; derken, limanın üst tarafına yer yapılmıştı. Geçmiş dönem belediyeler de onu yıkıyorlar, o zaman daha güzel ve halka açık gibi bir yerdi burası. Yıkılınca, bugün bu haline kadar kendi imkanlarımızla muhafaza ettik ama tabii yeterli değil.”
Ancak Türkiye’nin önemli bir kültür birikimini taşıyan müzenin daha iyi bir yapıya kavuşması, ülkemizi açısından önemli. Gümüşoğlu bu konuda oluşan beklentiyi şöyle dile getiriyor: “Buranın daha güzel, korunaklı bir hale getirilmesini herkes istiyor. Fatih Su Ürünleri Kooperatifi olarak buna gücümüz bir yere kadar yetiyor. Burası sonuçta bir balıkçı barınağı. İnşallah hayata geçireceğimiz bir proje var. Olursa, burası çok güzel olacak.“
(kaynak: sozcu.com.tr)