Denizci Toplum

Yükleniyor...

Denizci Toplum

Denizci Toplum

T ü r k D e n i z c i l i k K ü l t ü r ü H a r e k e t i

Avustralya Ulusal Deniz Müzesi, Kaptan Cook’un Avustralya’ya Ulaşmasının 250. Yıldönümü Nedeniyle “Karşılaşmalar 2020” Adı Altında Etkinlikler Düzenliyor

İçinde bulunduğumuz 2020, Kaptan James Cook’un gemisi HMB Endeavour’la ulaştığı Avustralya’nın doğu kıyılarını haritalandırmasının 250. yıldönümü.

Avustralyalılar açısından önemli olan bu tarihi olay nedeniyle; Avustralya Ulusal Deniz Müzesi “Karşılaşmalar 2020” adıyla bir dizi etkinliği yaşama geçiriyor.

“Karşılaşmalar 2020”, hem Cook’un 1770 yılındaki  bilimsel yolculuğunun başarılı sonuçlarını; hem de Avustralya’nın ilk halkları ve tüm Avustralya ulusu üzerindeki kalıcı etkisini anlatmak için hazırlanmış bir etkinlik.

Kaptan Cook’un kıtaya ulaşması, 60.000 yılı aşkın bir süredir kıtanın sahipleri olan Avustralya‘nın ilk halkları açısından; ilk Batılı gezginlerin kendi yaşam biçimleri üzerinde yaratacağı köklü değişikliklerin başlangıcını haber veren bir “karşılaşma”ydı.

Bu nedenle bu  yıldönümü etkinliği, tarihi deniz yolculuğunun  tüm Avustralyalılarda bıraktığı kalıcı etkiyi, özellikle Aborijinlerin ve Torres Boğazı Adaları Toplumları‘nın üzerindeki yansımalarının değerlendirilmesini, tartışılmasını sağlamak için bir olanak sunuyor.

“Karşılaşmalar 2020”, bu tarihi olayı, hem Avustralya tarihindeki önemini hem de bıraktığı kalıcı mirasını gemideki “gelenler” ve hem de kıyıdaki “ev sahipleri” olmak üzere farklı iki bakış açısından incelemeyi ve Avustralya toplumunun ortak geçmiş ve gelecek üzerine tartışmasını amaçlıyor.

Tüm Avustralyalıları kucaklayarak, ortak geçmiş üzerine karşılıklı saygıya dayanan bir tartışma ortamı oluşturmayı amaçlayan etkinlikte; sergiler, örgün öğrenime yönelik öğretmen ve öğrencilerin yararlanabilecekleri yeni bilgi kaynakları, film-belgesel gösterimleri ve Cook’un Deniz Yolculuğu adlı bilgisayar oyunun da içinde bulunduğu dijital tabanlı projeler bulunuyor.

 

(Kaynak: sea.museum)

 

Denizci Giyiminin 100 Yılını Ele Alan “Mavi Çizgiler – Denizci Örgüsünden Chanel’e” Adlı Moda Tarihi Sergisi Danimarka Deniz Müzesi’nde Açılacak

Denizin ve deniz taşımacılığının son 100 yıllık bir süreç içinde modayı nasıl etkilediğini gösteren “Mavi Çizgiler – Denizci Örgüsünden Chanel’e” başlıklı büyük ölçekli bir sergi Danimarka Deniz Müzesi’nde 04 Kasım tarihinde açılacak.

Sergide, Chanel, Iris van Herpen, Craig Green, Jean-Paul Gaultier, Thom Browne, Maison Margiela, Vetements, Moschino ve Balmain gibi moda dünyasından yıldız adlar ve markalar; ayrıca klasik denizci giyim anlayışını yorumlayan Danimarkalı tasarımcılardan oluşan  yeni  kuşak yer alıyor.

Etkinlik, moda araştırmacısı Maria Mackinney-Valentin‘le gerçekleştirilen işbirliği ile düzenleniyor. Sergideki görsel ve oylumsal (mekansal) tasarım, Danimarka’nın tiyatro dünyasındaki en yenilikçi tasarımcılardan biri olarak ad yapmış olan ödüllü Danimarkalı sanatçı Julian Juhlin tarafından tasarlanıyor.

 

(Kaynak: mfs.dk, görsel: eumiesaward.com)

 

“Kuzey Kutbu’ndaki Yankılar” Adlı Kısa Film, Norveç Kuzey Kutbu Denizindeki Balinaların Belgelenmesini Konu Alıyor

“Kuzey Kutbu’ndaki Yankılar” (2020) adlı kısa film, Norveç Kuzey Kutbu denizlerindeki balinaların petrol aramalarından koruması için  belgelenmesine yönelik gerçekleştirilen bir çalışmayı konu alıyor.

İki fotoğrafçı ve kaşif Cristiana Mittermaier‘in ve Paul Nicklen‘in başlarında bulunduğu bilim insanları ve film yapımcıları, Norveç Kuzey Kutbu bölgesi denizinde önemli bir çalışma gerçekleştirmektedirler.  Kendilerini yaptıkları işe adamış insanlardan oluşan bu takım, bölgede bulunan denizlerindeki en dünyanın en sağlıklı balinalarını belgelemeye çalışmaktadır.

yankı 2

1.

Ancak bu denizler başkalarının da ilgi alanındadır;  bu olağanüstü deniz memelilerini ve eşsiz yaşam alanlarını tehdit eden petrol arama çalışmaları da bölgede  aynı sırada sürdürülmektedir.

yankı 3

2.

Yapımın yönetmenliğini üstlenen adlardan bir olan Andy Maser, dünyanın en zorlu pek çok bölgesinde çalışmış bir yönetmen. Paul Nicklen, bir deniz biyoloğu ve görsel sanatçı olarak 20 yıldan bu yana gezegenimizin durumunu belgeliyor. Tahria Sheather ise çok sayıda çalışması HBO, New York Times ve National Geographic gibi kuruluşlarda yer almış olan Avustralyalı bir film yapımcısı.

Yapımın Künyesi:

Yönetmenler: Andy Maser, Paul Nicklen, Tahria Sheather

Yapımcılar: Andy Maser, Paul Nicklen, Tahria Sheather

Süre: 17 dakika

2020

 

(Kaynak: tribecafilm.com, earthx.org)

 

Bodrum Deniz Müzesi’nin “Çevrimiçi” Söyleşilerinde Bu Hafta; Tahsin Ceylan, Timuçin Binder Ve Aşkın Cambazoğlu Konuk Olarak Yer Alıyor

Bodrum Deniz Müzesi’nin “çevrimiçi” söyleşi programı sürüyor.

İnstagram üzerinden düzenlenen söyleşilerde bu hafta; Tahsin Ceylan, Timuçin Binder ve Aşkın Cambazoğlu konuşmacı olarak yer alıyor.

Konuşmacıların ele alacakları konular ve söyleşi tarihleri şöyle:

Sualtı görüntüleme yönetmeni ve uluslararası sualtı fotoğraf sanatçısı Tahsin Ceylan’la düzenlenecek “Sualtını Görüntüleme Maceram” başlıklı söyleşi, 28 Nisan 2020 tarihinde  Salı günü saat 16.00 ‘da gerçekleştirilecek.

Deniz tarihi araştırmacısı ve antropolog Timuçin Binder, iki bölüm halinde hazırlanan söyleşi programının ikinci bölümünde “Mezolitik Dönemden Günümüze Bodrum’un Denizcilik Tarihi 2”  29 Nisan 2020 tarihinde Çarşamba günü saat 16.00’da düzenlenecek.

Türkiye’nin ilk sualtı arkeoloğu ünvanını alan üç kişiden biri olan Aşkın Cambazoğlu ile 30 Nisan 2020 tarihinde Perşembe günü saat 16.00’da gerçekleştirilecek söyleşide; “Sualtı Arkeolojisi” konusu ele alınacak.

 

(Kaynak: instagram.com/bodrummaritimemuseum/)

 

Antonio Cosentino’nun “Jpeg Takımadaları” Sergisi, Zilberman Sergievinin İnternet Sitesinde “Çevrimiçi” Olarak Görülebilir

28 Şubat – 02 Mayıs 2020 tarihleri arasında  Zilberman sergievinde açılan Antonio Cosentino’nun “Jpeg Takımadaları” başlıklı sergisi,  sanal ortama aktarılarak; sanat izleyicilerinin sergiyi “çevrimiçi” olarak izleyebilmelerine olanak sağlandı.

Daha önce Denizci Toplum’da yer verdiğimiz sergide; ana kahraman,  Jpeg Takımadaları adlı bir ütopyanın düşünü kurmakta ve oraya doğru bir deniz yolculuğu planlamaktadır.

cosentino 3

Teneke gereçten üretilmiş Aura, adlı hız motoru, bu öykünün kahramanının Jpeg Takımadaları’na gitmek için kullanacağı araçtır. Ulaşma düşü kurulan Jpeg Takımadaları ise güneyi Aura ve kuzeyi Jpeg olarak bölünmüş bir ütopik bir coğrafi durumu anlatmaktadır.

Yolculuk üzerine kurgulanan düşünceler sırasında sanatçının ve kahramanının kafalarında canlandırdıkları yan öyküler, akıllarına gelen anılar ve geleceğe ilişkin olarak kurulan düşler, sergiyi oluşturan farklı öğelerde kendilerini somutlaşarak, izleyiciye görünür bir duruma getiriliyor.

Cosentino,  1994’te Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nden mezun oldu.  Çok sayıda sergiye katılan, pek çok serginin küratörlüğünü üstlenen ve sanat girişimlerinin kurucusu olarak içinde yer alan sanaçı, İstanbul’da yaşamakta ve çalışmaktadır.

Çevrimiçi “Jpeg Takımadaları” sergisine buradan ulaşabilirsiniz.

 

Levant Havzası’da bulunan Osmanlı Gemisi Batığı Ve Taşıdığı Yükün Çeşitliliği, Küresel Dünyanın Doğuşunu Gösteriyor

Levant Havzası’nda arkeologlar tarafından sualtında bulunan 17’inci yüzyıla ait Osmanlı gemisi batığı, taşıdığı farklı coğrafyalara ait olan yükün çeşitliği ile küreselleşmenin doğuşunu gösteriyor.

Deniz yüzeyin 2.200 metre altında yatan; Helenistik dönem, Roma, Erken İslam dönemi ve Osmanlı dönemine ait 12 gemi batığı MÖ 3 ile 19’uncu yüzyıllar arasındaki döneme tarihleniyor.

batık 3

1.

1630 yılı dolaylarında Mısır ve İstanbul arasında yelken açtığı sırada battığı düşünülen 43 metre uzunluğundaki Osmanlı gemisi batığı, normal büyüklüğe sahip iki geminin güvertesine sığabileceği kadar büyük.

Olağanüstü genişlikte bir içeriğe sahip olan kargosu ise; bir Akdeniz enkazında bulunan en eski Çin porselenlerini, İtalyan üretimi boyalı testileri ve Hindistan’dan gelen karabiberler de dahil olmak üzere, toplam 14 kültür ve uygarlıktan gelen yüzlerce yapıt ve kalıntıyı barındırıyor.

Doğu-Batı Deniz Keşif Merkezi (Centre for East-West Maritime Exploration) yöneticisi ve Enigma Gemi Enkazları Projesi’nde  (Enigma Shipwrecks Project – E.S.P) arkeolog olan Sean Kingsley, Osmanlı gemisi batığı ile ilgili olarak;  “14 farklı kültür ve uygarlığa ait ürün ve eşyalar, (…) modern öncesi herhangi bir dönemde yapılan taşımacılık açısından büyük oranda kozmopolit olduğunu ortaya koydu.” dedi.

Batık 2

2.

Öte yandan E.S.P, bulunan geminin Çin’den İran, Kızıldeniz ve Doğu Akdeniz’e kadar uzanan ve daha önce bilinmeyen bir deniz yolunda işleyen ipek ve baharat rotasını ortaya çıkardığını dile getiriyor.

Enigma Eş Yöneticisi Steven Vallery, yapılan arkeolojik çalışma ile ilgili olarak şunları söylüyor:  “Kalıntıların tamamı bir dizi dijital fotoğraf, HD video, fotomozaik ve çok ışınlı bir alıcı kullanılarak dikkatli biçimde kayıt altına alındı. Bu buluntular, bilim ve sualtı araştırmaları alanında ileriye doğru atılan dev bir adım.

Enigma’nın yaptığı saha çalışmasının son aşaması 2015 yılı sonunda gerçekleştirildi ve kazı sonrasındaki süreç yıllar boyunca devam etti; ancak şu ana kadar bilgiler kamuoyuyla paylaşılmamıştı. Batıktan elde edilen kimi eserler, arkeologların çalışmalarını yürüttüğü Kıbrıs’ta koruma altında tutuluyor.

Kingsley, araştırma bölgesinin Kıbrıs sularında olup olmadığına ilişkin baştaki tereddütlerin artın ortadan kalktığını ve Enigma Gemi Enkazları Projesi‘nde görev alan araştırma takımının artık koleksiyonun tamamının kamuya açık büyük bir müzede kalıcı biçimde sergilenebilmesinin umudunun taşıdığını belirtiyor.

 

(Kaynak: denizhaber.net, görsel: theguardian.com)

 

M. Blecher Ve Fokstrot Tarafından Tasarlanan “Kopenhag Adaları”, Su Üzerinde Yeni Bir Kamusal Oylum Oluşturuyor

Tasarımcı Marshall Blecher ve Fokstrot mimarlık ve üretim stüdyosu, Kopenhag kent limanı için yeni bir tür kamusal oylum sağlama amacıyla yüzen adalar sistemi önerisi getiriyor.

Bir tür parkipelago (takım adalarından oluşan park) sistemi oluşturan bu yapay adaların, kendi başlarına bir ekosistem oluşturacak biçimde tasarlanması amaçlanıyor. Üzerlerine konumlandırılacak olan endemik bitkiler, ağaçlar ve çimenler; böcekler için yaşam alanı sağlayacak. Adaların suyun dibindeki tonoza bağlanan bölümü ise balıklara, su bitkilerine ve deniz yumuşakçaları için bir barınma yeri oluşturacak.

Kopenhag’ın tam merkezinde sürekli olarak değişen yeşil bir alan oluşturacak olan bu yapay adalar, günümüzde öne çıkan bir kavram olan iklime dirençli kentler yaklaşımının da kentsel ölçekteki uyarlanması niteliğinde.

marshall-blecher-studio-fokstrot-copenhagen-islands-designboom-1800

1.

Geleneksel tekne yapımı yöntemleri kullanılarak yapılan bu yapay adacıklarda hem sürdürülebilir hem de geri dönüştürülebilir malzemeler kullanılmakta; bu yönüyle ve kullanım açısından uyarlanabilir bir yapısı bulunmaktadır. Bu durum adacıkların, limanın görece daha az kullanılan bölümleri ile yeni yapılan bölümleri arasında belirli dönemlerde taşınarak, başka etkinlikler için kullanılabilmesine olanak verecek.

kopenhag adaları

2.

Bir anda büyük ilgi gören ve çok sayıda ödül kazanan ilk önüretim (prototip) adanın (CPH-Ø1) üretimine 2018 yılında başlanmıştı. Kopenhag’ın güney limanlarındaki elle yapılan ahşap tekne üretim yöntemleri kullanılarak üretilen, 25 m2 lik bir yüzeye sahip olan bu yapay adacığın tam ortasında 6 metre yüksekliğinde bir ıhlamur ağacı yükselmekteydi.

 

(Kaynak: designboom.com)

 

Dünyanın İkinci Büyük Yelkenli Eğitim Gemisi “Kruzenshtern” İstanbul Boğazından Geçti

Dünyanın en büyük ikinci yelkenli eğitim gemisi “Kruzenshtern”, İstanbul Boğazı’ndan geçerek Karadeniz’e açıldı.

Bellingshausen ve Lazarus adlı Rus denizcilerin Antartika‘yi keşfinin 200’üncü yıldönümü nedeniyle dünya turuna çıkan 94 yaşındaki gemi, dünyada birçok limana ziyarette bulunmuştu. Kruzenshtern’in bir sonraki durağı, Karadeniz‘e kıyısı bulunan Rusya‘nın Novorossiysk şehri olacak.

Kruzenshtern

Kruzenshtern

Marmara Denizi‘nden İstanbul Boğazı‘na giriş yapan gemi, Boğaz geçişini 1.5 saatte  tamamlayarak Karadeniz’e doğru yol aldı.

Kruzenshtern’in Kısa Tarihi

1926 yılında Almanya‘da yapımı tamamlanan 114 metre uzunluğunda ve 14 metre genişliğindeki gemi, Almanya’nın Bremerhaven şehrinde 1926 yılında inşa edildi ve “Padua” ismini aldı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra 1946 yılında savaş tazminatı olarak Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne verildi ve Rus Donanması’nın eğitim gemisi olarak görev yaptı. 1965 yılında Sovyet Bilimler Akademisi’ne devredilen Kruzenshtern, halen eğitim amaçlı olarak kullanılıyor.

 

(Kaynaklar: denizhaber.net, hurriyet.com.tr, görsel: bordeaux-tourism.co.uk)

 

Bodrum Deniz Müzesi’nin Düzenlenmeyi Sürdürdüğü “Çevrimiçi” Söyleşilerde “Bodrum Denizcilik Tarihi”, “Çocuk Dostu Müzeler” ve “Sualtı Arkeolojisi” Konuları Ele Alınacak

Bodrum Deniz Müzesi’nin instagram üzerinden düzenlemeyi sürdürdüğü “çevrimiçi” söyleşi programının bu haftaki bölümünde Timuçin Binder, Canan Cürgen Gültaş ve Mehmet Bezdan konuşmacı olarak yer alıyor.

Konuşmacıların ele alacakları konular ve söyleşi tarihleri şöyle:

Timuçin Binder – “Mezolitik Dönemden Günümüze Bodrum’un Denizcilik Tarihi – I” (22 Nisan 2020  –  Çarşamba, saat: 16.00)

Deniz tarihi araştırmacısı ve antropolog Timuçin Binder, iki bölüm halinde hazırlanan söyleşi programının bu ilk bölümünde, üç bin yıldan geriye giden Bodrum denizciliğinin Osmanlı dönemine kadar olan geçmişini ana çizgileriyle değerlendirilecek.

Söyleşi, Buzul çağından Mezolitik Döneme, Neolitik Göç’ten Minos ve Miken Uygarlıklarına, Helenistik Dönemden Menteşe Beyliğine, Dorlar, İonlar, Karyalılar, Rumlar, Müslümanlar, Şövalyeler ve daha çok sayıda konuyu ele alınacak.

Canan Cürgen Gültaş – “Çocuk Dostu Müzeler” 23 Nisan 2020 – Perşembe saat: 16.00)

Beşiktaş JK Müzesi Direktörü, Müzecilik Meslek Kuruluşu Başkanı Canan Cürgen Gültaş‘la “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı”na özel olarak hazırlanan söyleşide, çocuk dostu müzeler konu alınacak.

Mehmet Bezdan – “Sualtı Arkeolojisi” (24 Nisan 2020 – Cuma, saat: 16.00)

Arkeolog, yazar ve editör Mehmet Bezdan‘la Türkiye’nin sualtı arkeolojisindeki yeri, sualtı arkeolojisinin sözlü tarihi, Bezdan tarafından kaleme alınan  “Derinlerdeki Portreler” kitabı, denizcilik arkeolojisinin kültür mirasındaki yeri, kültürel varlıklarımız ve denizcilik müzelerimiz üzerine konuşulacak.

 

(Kaynak: instagram.com/bodrummaritimemuseum/)

 

 

“digitalSSM” Tarafından Çevrimiçi Olarak Açılan “Emirgân Arşivi”, Boğazın Kıyısındaki Yaşamı Belgeliyor

digitalSSM tarafından çevrimiçi ortama aktarılan Emirgân Arşivi”, bir Boğaz köyününün İstanbul Boğazı ile kurduğu ilişkiyi ayrıntılarıyla belgeleyen görsellere yer veriyor.

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi tarafından yaşama geçirilen digitalSSM, Türkiye’de bir müzeye ait tüm koleksiyon ve arşivlerin dijital ortama aktarıldığı öncü bir proje. digitalSSM kapsamında, “Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu”, “Resim Koleksiyonu”, “Abidin Dino Arşivi” ve “Emirgan Arşivi”ne yer veriliyor.

“Emirgân Arşivi”, 1900’ların başından itibaren Emirgân’ın ve çevresinin fotoğraflarını, bununla birlikte;  buradaki günlük yaşama ilişkin çeşitli tarihi belgeleri kapsıyor.

Arşivde; İstinye, Baltalimanı, Boyacıköy, Tokmak Burnu, Emirgân İskelesi, Boğaziçi ve Boğazçi’nin yapılı çevresine ilişkin görseller, Emirgân‘daki günlük yaşam, vapurlar, sahil saraylar, ahşap konakları gösteren fotoğraflar, 20. yüzyılda bir Boğaz köyünü ve sakinlerinin yaşam biçimini ayrıntılarıyla belgeliyor.

Arşivde ayrıca, Şirket-i Hayriye vapur tarife defterleri de yer alıyor.

 

(Kaynak:digitalssm.org)