Denizci Toplum

Yükleniyor...

Denizci Toplum

Denizci Toplum

T ü r k D e n i z c i l i k K ü l t ü r ü H a r e k e t i

19. yüzyılda Tuna Irmağındaki Buharlı Gemilerin Dönüştürücü Rolünü Konu Alan “Macaristan’dan Türkiye’ye – Doğu’ya Açılmak” Başlıklı Sergi, Karaköy İskelesi’nde Açıldı.

Macar Teknik ve Ulaşım Müzesi ile Macar Kültür Merkezi tarafından hazırlanan “Doğu’ya Açılmak” başlıklı sergi, İstanbul Büyükşehir Belediye’si Kültür A.Ş işbirliğiyle Karaköy İskelesi’nde açıldı.

Balazs Tinku-Szathmary‘nin küratörlüğünü üstlendiği sergi, 19. yüzyılda kullanılmaya başlanan buharlı gemilerin, Tuna Irmağında yüzyıllardır yelkenle gerçekleştirilen seyahatleri hem biçim hem anlam olarak nasıl değiştirdiğini konu alıyor. 1830-1914 yılları arasında varlık gösteren Tuna Irmağı İlk Buharlı Taşımacılık Şirketi – DDSG (Erste Donau-Dampfschiffahrts-Gesellschaf) adlı şirket, İstanbul’a kadar düzenlediği buharlı gemi hatlarıyla dönemi içinde günlük yaşamı olduğu kadar uluslararası politikayı, kentsel ve kırsal peyzajda da dönüştürücü etkide bulunarak, önemli bir kültürel etkileşim de sağlanmıştı.

Doğuya açılmak

Etkinlikte Dr. Cihat Arınç‘ın yönlendiriciliğinde; “Budapeşte ile İstanbul Arasında Tuna Güzergâhında Kurulan Güçlü Bağ” başlıklı, Macaristan Kültür Ataşesi Balázs Szőllőssy ve Macar Kültür Merkezi Müdürü Dr. Gábor Fodor’un, yer aldığı bir de panel gerçekleştirildi.

Sergi, daha önce, 21 Kasım – 01 Şubat 2020 tarihleri arasında Macar Kültür Merkezi‘nde izleyicilerin karşısına çıkmıştı.

 

Paris’teki Sen Irmağı Üzerinde Düzenlenecek Olan “Yüzen Sinema”, Geleneksel “Paris Plages” Etkinliğinin Dönüşünü Kutluyor

Kişisel uzaklığı koruma çabasının kamusal oylumların dönüştürmesi, sinema gibi toplu etkinlik alanlarında da yeni arayışlara neden oluşturdu.

Arabalı sinemalara doğru yaşanan dönüşüme, 18 Temmuz’da Paris’te yaşama geçirilecek olan “Yüzen Sinema”da eklendi. Etkinlik aynı zamanda kentte geçici, yapay kumsalların olusturulmasıyla gerçekleştirilen Paris Plages’in dönüşünü ve Fransa’daki sinemaların yeniden açılışını kutlamak amacıyla düzenleniyor.

Kovid-19 salgının toplumsal yaşamı öncelikli olarak kişisel uzaklık (sosyal mesafe) üzerinden dönüştürmesinin en büyük yansıması kamusal oylumlarda (mekanlarda) ortaya çıkıyor. Salgının dünya toplumlarının gündeminde en zirvede olduğu noktada dünyadaki kültür kuruluşları etkinliklerine ara vermişler, film ve tiyatro şenlikleri ertelenmişti. Normale dönüş sürecinin aşamalı olarak yaşama geçilmekle birlikte; salgına yönelik süren endişeler ve toplum yaşamının eskisi gibi sürmesine yönelik herkesin içinde taşıdığı özlemler, yeni çözüm arayışlarına birer neden oluşturuyor.

Paris‘te Sen Irmağının ve kentin en büyük yapay gölü olan Villete Gölü’nün kıyısı boyunca yapay olarak oluşturulan kumsallarda Paris Plages etkinliği, her yıl yaz mevsimi boyunca düzenleniyordu.  Paris Belediyesi‘nin, 3 bin ton ince kum dökerek oluşturulan bu üç kilometre uzunluğundaki kumul alan özellikle yazın tatile gidemeyen Paris‘liler için – her ne kadar suya girilmese de – boş zaman etkinliği açısından kent yaşamına nitelik katan bir alana dönüşüyordu.

Paris Plages

1.

Kişisel uzaklık (sosyal mesafe) kavramının tüm kamusal alanların oylumsal biçimlenmesinde ana etkene dönüşmesi, sinema işkolunun  da yeni arayışlara girmesine neden oldu. Arabalı sinemaların yeniden gündeme gelmesi ile birlikte Fransa’da toplu olarak sinema izleme etkinliğine yeni bir yaklaşım biçimi gündeme getirildi: “Yüzen Sinema”.

Yüzen Sinema

2.

18 Temmuz gerçekleştirilecek “Yüzen Sinema” etkinliği, yaz aylarında Paris’te geçici plajlar yaratan, belediye tarafından işletilen yıllık bir program olan Paris Plages‘in dönüşünü ayrıca salgın öncesinde kapanan Fransa sinemalarının yeniden açılmasını kutlamak için düzenleniyor. Salgın sonrasını kapılarını üç ay boyunca zorunlu olarak kapatan sinemaların, geçtiğimiz ay % 50 bir doluluk oranı ile çalışmasına izin verilmişti.  Bu etkinliğin yaşama geçirilmesini de zaten sinema salonları zinciri olan Mk2 ve Häagen-Dazs‘ın işbirliği olanaklı kılıyor.

18 Temmuz Cumartesi günü saat 19.30’daki gösterimde bir komedi filmi olan Le Grand Bain (2018) yer alıyor. Yapım, sorunlarından uzaklaşmak amacıyla amatör bir erkek su balesi takımında bir araya gelen orta yaş bunalımı yaşayan bir grup erkeği konu alıyor. İzleyiciler ayrıca Mk2 tarafından düzenlenen yarışmada ödül kazanan Bir Korona Öyküsü (A Corona Story) adlı kısa yapımı da izleyecekler.

Ücretsiz etkinlikte, her biri dört ve altı kişi kapasiteli olan 38 elektrikli bot kullanılarak, 150 Paris’linin yer alması sağlanacak. Botlar yalnızca aileler için kullanılacak ve ailelerin dışında bir başka yabancı bulunmayacak. Paris’lilerin 15 Temmuz’da sonra çevrimiçi olarak hazırlanan formu doldurarak katılacakları çekiliş sonucu botlarda yer bulma olanağını kazanacaklar.

Ayrıca ırmak boyuna kurulacak olan oturma birimleriyle de ilk gelen 150 kişi de kıyıdan film izleyebilecek.

 

(Kaynaklar: insider.com, filmakinesi.net, ntv.com.tr,t hemindunleashed.com)

 

Modaevi Balmain, Eski ve Yeni Coutre Koleksiyonlarını Sen Irmağı Üzerinde Bir Mavnada Sergiledi

Olivier Rousteing’in yönetimindeki Fransız modaevi Balmain, yeni koleksiyonunu dünyayı etkileyen Kovid-19 salgını nedeniyle Sen Irmağı üzerinde, bir mavna da gerçekleştirdi.

Rousteing, 2011 yılında Balmain‘ın yaratıcı yönetmeni olduğundan beri moda evine yaratıcılık anlamında büyük katkılar sağlayarak; düzenlediği etkinlikler ve anlaşma yaptığı marka tanıtım yüzleri ile dünyada konuşulan marka durumuna getirdi.

balmain 3

1.

Rousteing, yaratıcı bir yaklaşımla bir “Sans Souci” adlı mavnada gerçekleştirdiği yeni ve eski Haute Couture ve erkek koleksiyonlarının yer aldığı defileyi, şu bağlam içinde değerlendiriyor: “Balmain tamamen iyimserlikle ilgili bir marka ve geçirdiğimiz bu dönemden sonra markanın bilindiği şekildeki iyimserliğiyle geri dönmek istedim.”

09- 13 Temmuz 2020 tarihleri arasında düzenlenecek olan Paris Moda Haftası’nın öncesinde düzenlenen ve aynı zamanda Balmain’in tarihinde de bir saygı niteliği taşıyan etkinlikte, 75 kuruluş yıl dönümü olması nedeniyle modaevi’nin daha önceki yaratıcı yönetmenleri olan Erik Mortensen, Oscar de la Renta ve  Pierre Balmain’in dönemlerinden de Coutre kıyafetler yer aldı.

Balmain 2

2.

Saat 19.30’da Sen Irmağının Eyfel Kulesi’ne yakın noktasından seyre çıkan mavna ırmak gezintisini saat 20.00 sularında Pont des Arts’ta sona erdirdi. Jean-Charles Jousni‘nin koreografisini gerçekleştirdiği, 50 kişiden oluşan bir dansçı topluluğunun ve Fransız şarkıcı Yesult‘un da yer aldığı etkinlik, canlı olarak Tik-Tok’ta yayınlandı. Bu aynı zamanda lüks bir moda markanın Tik-Tok aracılığıyla ilk defa gerçekleştirdiği yayın oldu.

 

(Kaynaklar: vogue.com, marieclaire.com.tr, runwaymagazines.net, papermag.com,headtopics.com)

 

Tuna Irmağının Çevresinde Gelişen Yaşamı Konu Alan “Tuna: Tarihle Akan Nehir” Adlı Fotoğraf Sergisi, Macar Kültür Merkezi’nde Açıldı

Macar Kültür Merkezi kapılarını, küratörlüğü István Virágvölgy tarafından gerçekleştirilen “Tuna: Tarihle Akan Nehir” adlı çevrimiçi fotoğraf sergisi ile yeniden açtı.

“AB-Türkiye Kültürlerarası Diyalog Programı” desteğiyle gerçekleşen “Tuna’nın Dalgaları” projesi kapsamındaki sergi, Fortepan Fotoğraf Arşivi‘nden seçilmiş 80’den fazla analog fotoğrafla Tuna ırmağının kıyısında, son 100 senede yaşanan olayları, eğlenceli anları, acılı zamanları gözler önüne seriyor.

Macar Kültür Merkezi 3

1.

Macar Kültür Merkezi‘nden yapılan açıklamaya göre, sergi, 8 Temmuz’dan itibaren gereken önlemlere uyulması ve salonda en fazla 10 kişinin bulunması koşuluyla ziyaret edilebilecek.

Macar Kültür Merkezi 2

2.

Fortepan Fotoğraf Arşivi, 1990 yılından önce çekilen görseller içeren 5 bin adet fotoğrafla 2010 yılında ortaya çıktı. Günümüze dek büyümeyi sürdüren koleksiyon, bugün 130 bin fotoğrafa ulaşmış durumda. 1932-2007 yılları arasında Budapeşte‘nin 30 kilometre kuzeyinde konumlu Vac şehrinde çekilen ve Tuna ırmağını konu alan bu görseller bu nedenle birçok anlamda Tuna ile bağlantılı bir içeriğe sahip.

 

(Kaynaklar: dailysabah.com, hurriyet.com.tr)

 

Kıbrıs Barış Harekatı’nda Görev Alan “Ç-128 Çıkarma Gemisi”, Müze Gemi’ye Dönüştürülerek KKTC Güvenlik Komutanlığı’na Hibe Edildi

1974 yılında gerçekleşen Kıbrıs Barış Harekatı’nda önemli görevler üstlenen TCG / Ç-128 çıkarma gemisi, Deniz Müzesi Komutanlığı tarafından Müze Gemi’ye dönüştürülerek KKTC Güvenlik Komutanlığı’na hibe edildi.

Kıbrıs Barış Harekatı’nda adaya asker, zırhlı araç, silah, mühimmat ve ekipman taşıyan TCG / Ç-128 Çıkarma Gemisi 27 Haziran 2014’te hizmet dışına çıkartıldıktan sonra İstanbul Tersanesi Komutanlığı’na çekildi.

İstanbul Tersanesi Komutanlığı tarafından onarımı yapılan ve Deniz Müzesi Komutanlığı’nın “Müze Gemi” olarak düzenlediği Ç-128 Çıkarma Gemisi, Borda numarasına M/G (Müze Gemi) eklendi.

TCG Işın tarafından yedeklenerek KKTC’ye intikali süren “Müze Gemi” için Kıbrıs Gazilerimizin de katılımıyla İstanbul Tersanesi Komutanlığında bir uğurlama töreni gerçekleştirildi. “Müze Gemi”, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’ndan itibaren Girne/KKTC Yavuz Çıkarma Parkı’nda sergilenecek.

 

(Kaynaklar: denizhaber.net, defenceturk.net, görsel: twitter.com/tcsavunma)

 

 

Sömürgeciliğin Sembolü Olarak Görülen Kristof Kolomb’un Yontusu, Adının Verildiği Columbus Şehrinden Kaldırıldı

Amerika kıtasını keşfeden Kristof Kolomb’un yontusu, kaşifin adının verildiği Ohio eyaletinin başkenti olan Columbus şehrinden kaldırıldı.

George Floyd’un Amerikan polisi tarafından gözaltı esnasında öldürülmesi üzerine başlayan ve siyahi Amerikalıların haklarını arama mücadelesine dönüşen protestolarda eylemciler, kölelik taraftarı konfederasyon önderlerinin ve Amerika’dan Avrupa‘ya köle teciminin başlamasına öncülük eden tarihi kişiliklerin yontularına yönelik saldırılar gerçekleştirilmişti. Kaşiflere anısına dikilen anıtların ”yerli halkların yok edilmesine yönelik düşüncenin onurlandırılması’‘ bağlamı eleştiriliyor ve söz konusu yontuların kaldırılması düşüncesi giderek yaygınlaşıyor.

Krsitof Kolomb‘un da Amerika kıtasını keşfi sırasında yerli halkı katlettiği gerekçesiyle, sömürgecilik karşıtlarının sık sık gündemine geliyor. Daha önceki yıllarda da Kolomb‘un çok sayıdaki yontusu da gerçekleştirilen gösterilere katılan eylemciler tarafından boyandı veya yıkıldı.

Columbus’un Belediye Başkanı Andrew Ginther, “bölünmenin ve baskının sembolü” olarak tanımladığı İtalyan kaşifin yontusunun bir depoya kaldırılacağını belirtti.

Kolomb 2

1.

Vinç yardımı ile yerinden sökülen büyük yontunun yerine neyin konulacağına şehrin sanat komisyonunun yapacağı çalışma sonrasında karar verileceğini belirten Ginther, şehrin mührü ve bayrağı üzerindeki sembollerin de tekrar gözden geçirileceğini bildirdi. Ayrıca, Ohio eyalet binasının yakınında bulunan bir diğer Kolomb yontusuna ne yapılacağı da 16 Temmuz’da yapılacak toplantı ile belirleneceği açıklandı.

Columbus şehrinde aynı isimle kurulan bir yüksekokul da geçen hafta Kolomb’un yontusunu kaldırmıştı.

 

(Kaynak: aa.com.tr)

 

Deniz Konulu Sanata Duyulan İlginin Azalması “Mystic Liman Müzesi”nin Bünyesindeki “Deniz Sanatı Sergievi”nin Kapanmasına Neden Oldu

Amerika Birleşik Devletleri Connecticut’taki Mystic Liman Müzesi’nin 51 yıldır bünyesinde bulunan çağdaş deniz ressamlarının yapıtlarının sergilendiği ve satışlarının gerçekleştirildiği “Deniz Sanatı Sergievi”, bu yaz kapılarının temelli olarak kapattı.

Kapanmanın ardındaki nedenler arasında, bu türdeki sanat yapıtlarının sanat piyasasındaki alıcılarının azalması olmakla beraber; asıl neden, Kovid-19 salgın süreci içinde diğer pek çok sanat kuruluşlarının ayakta kalmak için bağış arayışına sürecinde olduğu gibi böyle bir destek bulma çabasına giren müzenin artık sergi alanı için bir finansal kalem ayırmak istememesi yatıyor. Bu durumla ilgili olarak sergievinin yöneticisi Monique Foster: “Sergialanının mali anlamda gerektirdiği gider çok fazla, ayakta kalabilmek için daha fazla gelir getirmesi gerekirken, içinde bulunulan koşullarda bu olanaklı olmuyor.”  biçiminde açıklıyor.

Bu, tablo satışlarının hiç olmadığı anlamına gelmiyor. Sergievi yıllık olarak dört sergiye ev sahipliği yapıyor ve her yıl, ortalama 2.000 dolar fiyat gören, 100 ile 150 arasında yapıtın satışı gerçekleştiriliyor. Sanatçılar gerçekleşen satışın miktarının yarısını alıyor be geriye kalan miktar, müzenin gider kalemleri olan, sergi oylumunun bakımı, çalışanların maaşlarının ödenmesi ve düzenlenen sergilerin tanıtımları için gereken rakamları karşılamıyor.

Daha büyük bir sorun ise, deniz konulu sanatın giderek izleyici kaybediyor olması. Foster, “Büyük koleksiyonerlerin büyük bir çoğunluğu artık daha fazla deniz sanatı satın almadıkları gibi; çocukları da bu yapıtları istemiyor.” diyor.

Tüm ülkedeki tecimsel amaçlı sergi evleri de benzer bir durumun altını çiziyor. Florida, Bonita Springs‘te bulunan “Deniz Sanatları Sergievi”nin sahibi Peter Kiernan konuyla ilgili olarak: “Deniz sanatına ilgi duyan ve alıcı kitleyi oluşturan eski kuşak artık yaşamda değiller; yerlerine gelen yeni alıcı kuşak ise deniz konulu sanat yapıtlarına  o kadar ilgi duymuyor.” diyor. Kaliforniya Sausalito‘daki “Scrimshaw Sergievi”nin sahibi Mike Attaway, Gerçekleştirdikleri satışın %80’inin denizle ilgili sanatın oluşturduğunu geri kalanının ise el yapımı bronz ya da ahşap nesneler olduğunun belirterek; “Deniz sanatı ile ilgili yapıtların satışları düşüşte“diye ekliyor.

Maryland’te bulunan “Annapolis Deniz Sanatı Sergievi”nin yöneticisi Nancy McPherson, sergievinde ortalama bir tablonun 1.000 Dolara satıldığının belirtirken; “Eldred’s Müzayede Evi”nin deniz sanatı ile ilgili bölümün başında bulunan Bill Bourne, deniz konu tabloların ortalama satışının 1.000 ile 1.500 dolar arasında gerçekleştiğini bilgisini veriyor. Eldrest’s en azında yılda iki kez deniz sanatı müzayedesi düzenliyor.  Christie’s, Sotheby’s ve Bonhams gibi dünyaca ünlü, büyük müzayede evleri, önceki dönemlerde deniz sanatına özel müzayedeler gerçekleştirirken, artık bunu sürdürmüyorlar. Bunu yerine bu yapıtları müzayedelerdeki diğer yapıtlarla birlikte alıcının karşısına çıkarıyorlar.

 

(Kaynak: theartnewspaper.com, görsel: heartheboatsing.com)

 

“Yüzme Dersleri”, Fransız Kültür Merkezi’nin düzenlediği Çevrimiçi Film Şenliği Seçkisinde Yer Alıyor

Fransız Kültür Merkezi’nin düzenlediği Fransız ve Afrika filmlerini içeren çevrimiçi film şenliği “IFcinéma à la carte” 12 Haziran-13 Temmuz 2020 tarihleri arasında gerçekleştiriliyor.

Şenlik boyunca 11 kısa metraj ve 10 uzun metrajlı film, üyelik işlemleri gerekmeden; ücretsiz ve çevrimiçi olarak izlenebilecek. Filmler, İngilizce dahil çeşitli dillerde altyazı seçeneği ile sunuluyor.

Seçkide yer alan yapımları içinde Solveig Anspach ve Jean-Luc Gaget‘in yönetmenliğini gerçekleştirdiği 2016 tarihli “Yüzme Dersleri” (L’Effet Aquatique) adlı yapım da yer alıyor.

Yüzme Dersleri 2

40 yaşındaki Samir (Samir Guesmi) bir vinç operatörüdür. Tesadüfen karşılaştığı yüzme öğretmeni  Agathe‘den (Florence Loiret Caille) çok hoşlanan Samir, çok iyi bir yüzücü ve dalgıç olmasına rağmen Agathe’ye yaklaşıp, kalbini kazanabilmek için; yüzme bilmiyormuş numarası yaparak ders almaya başlar.

Ancak, başlarda her şey yolunda gitmesine karşın Samir‘in yalanı ortaya çıkar. Bunun üzerine Samir‘in, Agathe‘nin kalbini yeniden kazanması için çok çaba göstermesi gerekecektir.

Şenlikte yer alan yapımları izlemek için şu bağlantıyı ziyaret edebilirsiniz:

https://www.institutfrancais.com/fr/zoom/ifcinema-a-la-carte

 

(Kaynaklar: ifturquie.org, sinemalar.com)

 

Bodrum Deniz Müzesi, Tarihi Kentler Birliği’nin düzenlediği “4. Müze Özendirme Yarışması”nda Ödül Kazandı

Bodrum Deniz Müzesi, Tarihi Kentler Birliği’nin düzenlemiş olduğu “4. Müze Özendirme Yarışması”nın “Denizcilik Müzeleri” dalında ödül kazandı.

Bodrum Belediyesi AR-GE ve Proje Ofisi işbirliği ile başvuru yapılan Müze Özendirme Yarışması’na bu yıl 16 belediyeden farklı alanlarda 18 müze katıldı.

Yarışma, farklı alanlarda etkinlik gösteren müzelerin aralarında bir rekabet yaratmaktan çok; müzelerin başarılarını desteklemek, elde edilen başarılarla diğer yerel yönetimlere örnek oluşturmalarını sağlamak ve ülkemizdeki müzeciliğin güçlendirilerek, yapıcı eleştirilerle müzelerdeki gelişmenin önünün açılması amaçlanıyor.

Seçici Kurul, aynı zamanda; kentin ortak hafızasına ve kültürel kimliğine ilişkin konuları kendi alanlarının kapsamında gören yerel yönetimlerin, bu anlayış çerçevesinde ve kendi kaynakları ölçüsünde gerçekleştirdikleri girişimlerin desteklenmesi gerektiği değerlendirerek,  tüm müzelerin kendi yönetsel birikimlerini ve yerel sorunları aşmada geliştirdiği yaklaşım biçimlerini, benzer içeriğe sahip diğer müzelere de esin verecek, onlara örnek oluşturacak deneyimler olarak ele aldı.

Değerlendirmelerde müzeye yönelik göz önüne alınan ilkeler; oylum kalitesi, arşiv ve araştırma çalışmaları, sergileme kurgusu, toplumsal etki gücü, kentle kurduğu ilişki, ve süreç yönetimi oldu.

Ödül Kazanan Diğer Müzeler:

Bu yıl düzenlenen yarışmada değerlendirmeler; “Göç Müzeleri”, “Kent Müzeleri”, “Kent Tarihi Müzeleri”, “Kent Belleği ve Arşiv Müzeleri”, “Yaşam Kültürü Müzeleri”, “Milli Mücadele Müzeleri”, “Sanayi Müzeleri”,  “Sanat ve Edebiyat Müzeleri”, “Denizcilik Müzeleri” ve “Maket Müzeleri” olmak üzere 10 farklı dalda gerçekleştirildi.

-Göç Müzeleri:

İzmir Büyükşehir Belediyesi – Buca Göç ve Mübadele Anı Evi

Manavgat Belediyesi – Giritliler Kültür Evi

Odunpazarı Belediyesi – Mustafa Abdülmecil Kırımoğlu Kırım Tatar Müzesi

-Kent Müzeleri

Bilecik Belediyesi – Yaşayan Şehir Müzesi

Kepez Belediyesi – Bir Zamanlar Antalya Müzesi

Şebinkarahisar Belediyesi – Kent Müzesi

-Kent Tarihi Müzeleri

Kayseri Büyükşehir Belediyesi – Kayseri Müzesi

Uşak Belediyesi – Kent Tarihi Müzesi

-Kent Belleği Ve Arşiv Müzeleri

Dulkadiroğlu Belediyesi – Kahramanmaraş̧ Kültür ve Tarih Araştırmaları Merkezi

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi – Kent Belleği Müzesi

-Yaşam Kültürü Müzeleri

Altındağ Belediyesi – Ulucanlar Cezaevi Müzesi

Battalgazi Belediyesi – Hasırcı ve Yaygın Mahalle Müzeleri

-Milli Mücadele Müzeleri

Karadeniz Ereğli Belediyesi – Alemdar Gemisi Müzesi

Odunpazarı Belediyesi – Yeşil Efendi Konağı Atatürk ile Bir Gün Müzesi

-Sanayi Müzeleri

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi – SEKA Kâğıt Müzesi.

-Sanat Ve Edebiyat Müzeleri

Odunpazarı Belediyesi – Ataol Behramoğlu Kitaplığı

-Maket Müzeleri:

Aksaray Belediyesi – Aksaray Somuncu Baba Minyatür Müzesi

 

(Kaynak: @bodrummaritimemuseum)

 

TFSF’nin Derya Akkaynak ile Gerçekleştirdiği Söyleşide “Sea-Thru” Sualtı Görüntüleme Algoritması Konuşuldu

Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu tarafından Okyanus bilimci Derya Akkaynak ile çevrimiçi söyleşi gerçekleştirildi. Söyleşide Akkaynak tarafından geliştirilen Sea-Thru adlı sualtı görüntüleme algoritması konuşuldu.

Federasyon Başkanı Sefa Ulukan‘ın yönetiminde gerçekleştirilen söyleşide TFSF Yönetim Kurulu üyeleri; Onur Demirkapı, Duygu Nazire Kaşıkçı, Cengiz Han Günesen, Akkaynak‘a geliştirmiş olduğu sualtı görüntüleme yazılımı ile ilgili olarak sorular yöneltti.

Akkaya, sualtında yaşayan canlıların gözlerinden ve sualtı koşullarına uyarladıkları görme yeteneklerinde esin alarak geliştirdiği, “Sea-Thru” adındaki algoritmayla ilgili olarak kendisine yöneltilen soruları yanıtladı.

Akkaynak-Treibitz sualtı görüntü biçimlendirme modeline dayanan “Sea-Thru” algoritması kullanılarak gerçekleştirilen sualtı çekimlerinde çok başarılı sonuçlar elde ediliyor. Böylece su altında mavi ve yeşil renkli sis tabakasını ortadan kaldırılarak; sualtındaki renkler ve uzak mesafeler daha doğru biçimde betimlenebiliyor.

Bu yönüyle “Sea-Thru” bir devrim niteliği taşıyor.

https://www.youtube.com/watch?v=LyxWRf_n-fg

Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu Yönetim Kurulu tarafından 2109 yılında verilen ödüllerde Okyanus Bilimci Derya Akkaynak,  yapmış olduğu başarılı uluslararası çalışmalar ile “BİLİM İNSANI” kategorisindeki “2019 TFSF ÖDÜLÜ”ne layık görülmüştü.

 

(Kaynak: tfsf.org.tr, deryaakkaynak.com)