Amerika Birleşik Devletleri’nin Maine eyaletinde bulunan deniz fenerleri, teknolojinin gelişmesiyle birlikte işlevlerini yitirmelerinin neden olduğu ilgisizlik, alınan yanlış yönetsel kararlar ve özellikle son dönemde yaşan iklim felaketleri nedeniyle yok olma tehlikesiyle yüzleşiyor.
3.478 mil uzunluğundaki Maine kıyı bölgesi, toplam 66 deniz feneri tarafından aydınlatılıyor. Ancak uzunca bir süreden beri bu mimari yapılar, 2025 Dünya Anıtları İzleme listesinde girecek kadar ciddi sorunlarla karşı karşıya. Bilindiği üzere Dünya Anıtlar Fonu (WMF) tarafından her iki yılda bir hazırlanarak güncellenen bu liste, tehlike altındaki kültürel miras yapıları yer veriyor.
Peki, bu deniz fenerlerini yok olmakla bu denli yüz yüze bırakan etkenler neler? Bu sorunun bir kaç başlığı var. Öncelikli olarak bu fenerlerin teknolojinin gelişmesiyle birlikte giderek, işlevini kaybetmesi…
Modern dönemle birlikte, otomasyon sistemlerinin gelişmesi, deniz feneri bekçiliği mesleğini ortadan kaldırmış, dijital navigasyon donanımının her ölçekten deniz aracına girmiş olması deniz fenerlerinin deniz yolları üstündeki güvenliği sağlama rolünü azaltmıştır. Bu durumun doğal sonucu olarak bu yapılar ve yerleşkelerinin göz ardı edilmesine yol açmıştır.
Bir diğer önemli etken ise; ABD’de özelinde fenerlerin yönetiminin federal hükümetin yetkisinden alınıp, özel mülkiyete devredilmesinin de payı olmuştur. Maine deniz feneri topluluğu, bu durum karşısında 1990’larda mülkiyet ve uyarlanabilir yeniden kullanıma yönelik bir yönetim modeli önerisi geliştirdi ve bu pilot uygulama, daha sonra ülke çapında da benimsenerek, uygulandı.
Bir diğer önemli etken ise; iklim koşulları…Birçoğu sömürge döneminden beri ayakta duran bu fenerler, 21. yüzyılda şimdiye kadarki en zorlu düşman olan iklim felaketinin yarattığı olumsuz etkilerle karşı karşıya kalmış durumda.
Maine Körfezi ikliminin, küresel ortalama ile karşılaştırıldığında üç katı fazla ısındığı saptanırken ve deniz seviyesinin yerel koşullara göre 2050 yılına kadar 1.5ft ile 3ft arasında yükseleceği ön görülüyor. Kış mevsiminde çıkan fırtınalarının bölgeye daha çok yağış getireceği, rüzgarların daha sert olacağı; kısacası iklimde aşırı koşullarla karşı karşıya kalınacağı uzmanlar tarafından bekleniyor. Geçen yıl çıkan fırtınalar yalnızca kamu altyapısında 90 milyon dolarlık hasara yol açmış ve Maine’in deniz taşımacığında etkin olarak kullanılan kıyılarını harap etmişti.

Maine’in en eski deniz feneri olan Portland Head Feneri 2004 yılındaki fırtınalardan olumsuz etkilenmişti (Görsel: Bob Trapani)
theartnewspaper.com
Özellikle Ocak 2024’te arka arkaya gelen fırtınaların, gelgitler, seller nedeniyle, dönemin ABD Başkanı Joe Biden’ın olağanüstü hal ilan ettiği bu doğal felaketin ardından Bob Trapani ve Ford Reiche, durumu değerlendirmek için bir keşif gezisine çıktılar. Trapani, Amerikan Deniz Feneri Vakfı’nın Yönetim Kurulu Başkanı iken; Reiche, bir zamanlar ABD’deki en tehlike altındaki deniz feneri olarak bilinen Halfway Rock Deniz Feneri’nin sahibi ve restoratörü …
İki uzman, Kennebec Irmağından Mount Desert Adasına dek, geniş bir kıyı çizgisi üzerindeki düzinelerce deniz fenerini ve kıyıdan yaklaşık 20 milden açıkta konumlu bulunan iki deniz feneri üzerinde inceleme gerçekleştirdiler. Ne yazık ki karşılarına çıkan görünüm içler acısıydı. Fenerlerde büyük yapısal hasarların oluştuğunu saptayan Trapani ve Reiche’in hazırladıkları raporda bu olumsuz görünüm karşısında ortaya çıkan zararın yaklaşık olarak 5.5 milyon dolar olduğu öngörüyorlar. Ancak burada acı olan bir diğer gerçek ise, fenerlerin ve destek yapılarının onarılması için gereken hiç bir parasal kaynağın bulunmuyor olması.
Fenerlerin sürdürülebilir korunması için fon arayışı
Bu felaketten çok zarar görenlerden biri de ilk ABD başkanı George Washington’un döneminde 1791 yılında tamamlan Portland Head Feneri. Yılda en az bir milyon turisti çeken ve bu nedenle de dünyanın en çok fotoğrafı çekilen deniz feneri, 80 metrelik kulesiyle, yalnızca ikonik bir yapı değil; yerleşkesindeki sonradan müzeye çevrilen iki katlı bir bekçi lojmanı, tarihi bir yağhane, bir sis sinyali binası ve diğer destek yapılarıyla önemli bir tarihi alan konumunda. İki uzmanın yaptıkları saptamalarda, bu ikonik yapının da felaketten kendisine düşen payı fazlasıyla aldığını gösteriyor.
Yokolma tehlikesi altındaki kültürel alanlar için farkındalık yaratmak ve kaynakları artırmak amacıyla Dünya Anıtlar Fonu (WMF) tarafından 1996 yılında World Monuments Watch programı yaşama geçirilmişti. Kuruluşa başvuru ile gelen aday projeler, doğal afetler ya da hızlı kentleşmenin ortaya çıkardığı acil sorunlara karşı yenilikçi öneri getirme potansiyellerine göre seçiliyor. Başarılı bir biçimde işleyen program sayesinde bugüne kadar dünya çapında 350’ye yakın anıt için 120 milyon dolar sağlayan WMF, bu eserlerin korunabilmesi için yerel toplulukların 300 milyon dolar toplamasına aracı olmuştu. Bu bağlamda Maine deniz fenerleri, sahip oldukları kültürel değerleri ve kent kimliğinin simgeleri olmaları nedeniyle, ayrıca iklim değişikliğinin etkilerine karşı kırılganlıklarıyla bu programın koşullarına uymaktadır.
Program, WMF’nin dünyanın farklı ülkelerinde çalışan uzman ağına erişim olanağı sunmasının yanı sıra, iki yıllık izleme programıyla, Maine deniz feneri topluluğuna yeni kaynaklar, ortaklıklar sağlayacak. Bu nedenle, topluluk üyeleri daha şimdiden deniz fenerleri hakkında toplumda farkındalık yaratmak için yeni ortaklıkların yolları araştırıyor ve New England Üniversitesi ile işbirliği yaparak deniz feneri yerleşkelerini inceliyor. Tüm bunların yanından müdahalelerin planlanma süreçlerinin oluşturulması, karar vericiler ile politika yapıcıların yanı sıra yeni bağışçıların ilgisini çekmek için vaka çalışmaları oluşturuyor.
(Kaynak: theartnewspaper.com)